Column Left

Bizi Takip Edin

15 Mart 2020 Pazar

O Bulaşıcı Hastalık Tarih Oluyor

O Bulaşıcı Hastalık Tarih Oluyor
İLK ADIM
DHA’nın haberine göre; NeuorAIDS merkezi direktörü ve çalışmayı kaleme alanlardan Kamel Khalili, Time dergisine yaptığı açıklamada, bu deneyin kendi bilgisine göre HIV virüsünün ilk kez tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ortaya koymada bir ilk adım olduğunu söyledi.



Araştırmacılar deney sırasında ilk olarak ‘LASER ART’ olarak adlandırılan yöntemle kanda sürekli bölünmeyle çoğalan virüsü azaltmayı başardı.
İkinci adım olarak da gen değiştirme tekniği olarak bilinen ‘CRISPR’ yöntemiyle HIV virüsünü, virüslü genlerden bulaşmış olan dolaşım halindeki hücrelerden temizlediler.



GENLERDEN YOK EDİLDİ
CRISPR yöntemi tek başına kullanıldığında yeterli olmadığı ve HIV virüsünün bölünerek çoğaldığında bu yöntemle değiştirmenin mümkün olmadığı belirtiliyor. Dolayısıyla sadece CRISPR veya sadece LASER ART tedavisi alan farelerde HIV virüsünün 5 ile 8 hafta içerisinde tekrarladığı ancak her iki tedavi uygulandığında bu virüsün hayvan genlerinden yok edildiği belirlendi.
Khalili, bu deneyin sonuçlarıyla teknoloji ve geliştirdikleri yöntemi kullanarak HIV virüsünü temizleme veya yok etmeyi başarabileceklerini söyledi.
Kaynak: https://www.yemekev.com

1 Haftada 4 Kilo Zayıflatan Çay Tarifi

1 Haftada 4 Kilo Zayıflatan Çay Tarifi
Kısa sürede zayıflamak herkesin hayali ancak çoğu zaman pek mümkün olmuyor. Bu gibi durumlar için 1 haftada 4 kilo verdiren çay tarifi tam anlamıyla imdada yetişiyor diyebiliriz.
Çayı içen hemen herkesin ciddi kilolar verdiği bilindiğinden bu tarifi sizlerle paylaşıyoruz. Düzenli uygulanması halinde pek çok kişi gibi siz de fazlalıklarınıza kısa süreler içinde veda edebilirsiniz. Elbette bu kürleri uygularken diyet ve egzersiz yapmayı da ihmal etmezseniz yaşayacağınız kilo kaybının çok daha fazla olacağını aklınızda tutmalısınız.



1 Haftada 4 Kilo Zayıflatan Çay İçin Malzemeler
2 adet elma
1 limon
1 adet çubuk tarçın
Yarım çorba kaşığı tane karabiber
Yarım çorba kaşığı tane karanfil
Limonu ve elmayı kabuklarını soymadan, çekirdekleriyle beraber eşit şekilde 4 parçaya bölün ve diğer malzemelerle beraber yaklaşık 2,5 litre suyun içinde kaynamaya bırakın.Ara sıra kontrol edin ve elmalar pörsüdüğü zaman ocağın altını kapatıp suyu süzün. Ilıdıktan sonra yemeklerden yaklaşık



15 dakika önce için. Günde 3 kez içilebilen çayın kalan kısmını bir şişeye doldurup buzdolabında saklayabilirsiniz ancak her gün taze olarak hazırlamanız daha da faydalı olacaktır.
Sıcak veya soğuk şekilde içilmesinde herhangi bir sakınca olmayan 1 haftada 4 kilo verdiren çay tarifini kullanmaya başladıktan hemen sonra inceldiğinizi fark edeceksiniz. Çok hızlı şekilde ödem attıran bu çay aynı zamanda içindeki karanfil sayesinde sindirimin rahatlamasını ve bağırsakların düzenli şekilde çalışmasını sağlıyor.
Kaynak: https://www.yemekev.com

Marketlerde Satılanlar Hastalık Saçıyor Evde Pratik Elma Sirkesi Yapmayı Öğrenelim

Marketlerde Satılanlar Hastalık Saçıyor Evde Pratik Elma Sirkesi Yapmayı Öğrenelim
Yazın herkeste aynı telaşe… Kışlıklar Ağustos ayından önce hazırlanmaya başlıyor. Bamya, domates sosu, bezelye, barbunya ya konserve yapıldı ya da dondurucularda yerini aldı. Bu arada bir yandan da doğal olanı tüketmek adına yapımı biraz zaman alsa da sirkeler hazırlanıyor. Evde en çok yapılansa elma sirkesi.
Ben ilk kez evde sirke yapmaya niyetlendim. Bir arkadaşımın annesi ağaçtan yeni topladığı elmaları verince hemen bir deneme yaptım. Bu sirkede başarılı olursam bundan sonra hep az da olsa yaparım.
İlk etapta nasıl hazırladığımı yazmak istedim ki bu süreçte hazırlayacak olursa bir fikri olsun. Bu hazırladığım sirkeler sanırım 2 ay sonra tam anlamıyla hazır olacak.
Elma Sirkesi için Malzemeler Doğal elma Temiz içme suyu (klorsuz olmalı) Şeker bir tatlı kaşığı şeker 2 litrelik kavanoz için yeterli ya da bal Kaya tuzu yaklaşık bir tatlı kaşığı tuz 2 litrelik kavanoz için yeterli 10-15 adet nohut ekmek içi



Elmaları güzelce yıkadıktan sonra sap ve çer çöpünü temizleyin. Çekirdekleri kesinlikle karışmamalı sirkeyi bozuyor. Elmaları temiz bir kabın içerisine koyun ve üzerini tuz, şeker, nohut ve ekmek içini ekleyin. Daha sonra malzemelerin üzerini biraz geçecek kadar içme suyu da ekleyin.
Sirkenin ağızı kapalı olursa sirkeleşme gerçekleşmez ve süreç uzar. O nedenle temiz bir tülbent ile ağızını örtün ki toz ve böcek girmesin. Sirkeyi ilk günler her gün, ilerleyen zamanlarda ise haftada bir karıştırın. Kavanozun çevresinde zamanla küçük sirke sinekleri olacak. Sirkenin tam onlamıyla olması için iki ay gibi bir süre gerekiyor ve bu sürede karıştırmayı ihmal etmemeniz lazım. Oksijen girişi önemli.



Sirke oluşunca sirke anası denilen bir mantar küfü oluşmaya başlıyor. Bu da sirke sinekleri kadar normal ve bir sonraki sirkeniz için bir mantar tabakasıdır. Bu maya ile şeker kullanmadan sonraki elma sirkelerinizi yapabilirsiniz.
Sirke oluştuktan sonra temiz bir kabun içine tülbent yardıyla sirkeyi süzün.



Sirkenin kalitesi bekleme süresi ile doğru orantılıdır. Sirkeniz oluşup süzdükten sonra dilerseniz yeniden ekmek içi, nohut ve tuz ekleyerek 35-40 gün daha bekletebilirsiniz.Afiyet Olsun
Not: Soyduğunuz elma kabuklarını atmayarak bunlarla sirke yapabilirsiniz.
Kaynak: https://www.yemekev.com

Vücuttaki Ağrıları Tuz Zeytinyağı Karışımı ile Geçirin

Vücuttaki Ağrıları Tuz Zeytinyağı Karışımı ile Geçirin
Zeytinyağı içerisinde Çözünen Doğal Tuz Baş, Boyun ve Eklem Bölgesindeki Ağrıları Gideriyor. Bu Pratik Tedavi Yöntemi Sayesinde Ağrılara Veda Edeceksiniz.
Baş, Boyun ve eklem ağrıları insan yaşamını oldukça kötü etkiler. Bu sorunu doğal malzemelerle çözebilirsiniz. Size vereceğimiz bu basit evde yapılacak tarifle 5 sene ağrı derdi yaşamayacaksınız!
10 Yemek kaşığı kaliteli tuza ve 20 yemek kaşığı zeytinyağı na ihtiyacımız var.
Zeytinyağı Tuz Karışımı İle Önümüzdeki 5 Sene Ağrı Çekmeyin



Tarif
Bu tarifi hazırlamak için çok da çaba sarf etmenize gerek yok.
Tek yapmanız gereken cam bir kapta malzemeleri birleştirmek.
Ağzını sımsıkı kapatınca iki gün içinde karışımınız açık renkli olacaktır.Uygulama
Tercihen sabahları karışımı ağrıyan bölgeye sürün.
Ovalayarak yedirin.



Eğer baskı oluşuyorsa ve dayanamıyorsanız, 2-3 dakikayla başlayın ve yavaşça bu dakikayı arttırın.
Uzmanlar 20 dakikanın masaj için yeterli olduğunu düşünüyorlar.
Nemli bir havluyla en son silin.
Teniniz tahriş olmuş olabilir, bir bebek pudrasını tahriş olduğunuz bölgeye rahatlatmak için sürebilirsiniz.10 Gün içinde, karışım cildinize etki etmeye, kıkırdak ve kemik bağlarındaki kaslarınız



yenilenmeye başlayacak. 8-10 gün arasında ciddi değişiklikler göreceksiniz!
Tedaviyi uygularken ağrınız tamamen kaybolacaktır. Sağlıklı kan akışına ve keskin görüşe sahip olacaksınız. Vücudunuz toksinlerden arınacak ve metabolizmanız en sağlıklı haline ulaşacak.
Kaynak: https://www.yemekev.com

Alzheimer Hastası Olmamak İçin Terketmeniz Ve Edinmeniz Gereken 9 Alışkanlık

Alzheimer Hastası Olmamak İçin Terketmeniz Ve Edinmeniz Gereken 9 Alışkanlık
Demans hastası olan bir tanıdığınız varsa hastalığın kişi ve ailesi üzerindeki etkisini çok iyi bilirsiniz. Alzheimer bir demans çeşididir ve maalesef tedavisi yoktur.
Demans hastası olan bir tanıdığınız varsa hastalığın kişi ve ailesi üzerindeki etkisini çok iyi bilirsiniz. Alzheimer bir demans çeşididir ve maalesef tedavisi yoktur.
Peki haftada üç kez spor yapmanın demansa yakalanma şansını %70 azalttığını biliyor muydunuz?
Amerikan Alzheimer Derneği, 5 milyondan fazla Amerikan’ın Alzheimer hastası olduğunu ifade ediyor. İlaçlar hastalığın belirtilerini azaltırken, Alzheimer için kesin bir tedavi yöntemi hala bulunamadı. Demansa yakalanmak istemiyorsanız derhal terketmeniz gereken 9 alışkanlık:
1- Sigarayı bırakın
Sigara içmek vücudunuz çeşitli bölgelerine zarar verir ve beyin de bunlardan biridir. Sigara içenlerin, içmeyenlere oranla Alzheimer’a yakalanma riski %45 daha fazla. İşte sigarayı bırakmanız için iyi bir neden.



2- Daha fazla B12 vitamini alın
B vitamini sizi demanstan korur. Finlandiya’da yapılan bir araştırmaya göre B12 vitaminini ne kadar çok alırsanız, Alzheimer’a yakalanma riskiniz o kadar düşüyormuş. Genelde yaşlılarda B12 vitamini eksikliği görülmekte. B12 vitamini yumurtada, ette, balıkta ve deniz mahsullerinde bolca bulunmakta.
3- Daha aktif olun
Düzenli olarak spor yapın. Hem kalbiniz düzenli atacaktır hem de kan dolaşımınız sağlıklı bir şekilde gerçekleşecektir. Tansiyonunuza dikkat etmenizde de fayda var. Orta yaşlıysanız ve kolesterolünüz yüksekse, Finlilerin yaptığı araştırmaya göre demansa yakalanma riskiniz çok fazla.
4- Daha fazla D vitamini alın
D vitamini eksikliği Alzheimer’a neden olmakta. ABD’de yapılan bir araştırmada D vitamini eksikliğinin Alzheimer’a yakalanma riskini 5 arttırdığı görüldü. Araştırmacı Miia Kivipelto, SVT’ye “D vitamini alımı Alzheimer’a yakalanmamak için önemli faktörlerden” dedi. Olabildiğince güneş ışığı almaya çalışın. Güneşin fazla olmadığı yerlerde yaşıyorsanız D vitamini takviyesi alın.
1- Sigarayı bırakın



Sigara içmek vücudunuz çeşitli bölgelerine zarar verir ve beyin de bunlardan biridir. Sigara içenlerin, içmeyenlere oranla Alzheimer’a yakalanma riski %45 daha fazla. İşte sigarayı bırakmanız için iyi bir neden.
2- Daha fazla B12 vitamini alın
B vitamini sizi demanstan korur. Finlandiya’da yapılan bir araştırmaya göre B12 vitaminini ne kadar çok alırsanız, Alzheimer’a yakalanma riskiniz o kadar düşüyormuş. Genelde yaşlılarda B12 vitamini eksikliği görülmekte. B12 vitamini yumurtada, ette, balıkta ve deniz mahsullerinde bolca bulunmakta.
3- Daha aktif olun
Düzenli olarak spor yapın. Hem kalbiniz düzenli atacaktır hem de kan dolaşımınız sağlıklı bir şekilde gerçekleşecektir. Tansiyonunuza dikkat etmenizde de fayda var. Orta yaşlıysanız ve kolesterolünüz yüksekse, Finlilerin yaptığı araştırmaya göre demansa yakalanma riskiniz çok fazla.
4- Daha fazla D vitamini alın
D vitamini eksikliği Alzheimer’a neden olmakta. ABD’de yapılan bir araştırmada D vitamini eksikliğinin Alzheimer’a yakalanma riskini 5 arttırdığı görüldü. Araştırmacı Miia Kivipelto, SVT’ye “D vitamini alımı Alzheimer’a yakalanmamak için önemli faktörlerden” dedi. Olabildiğince güneş ışığı almaya çalışın. Güneşin fazla olmadığı yerlerde yaşıyorsanız D vitamini takviyesi alın.
Kaynak: https://www.yemekev.com

Kemiklerinizi ve Eklemlerinizi Bu Tarifle Güçlendirin

Kemiklerinizi ve Eklemlerinizi Bu Tarifle Güçlendirin
Yaşlandıkça vücudumuz, kendisini eskisi gibi onaramamaya başlar. Bunun sebebi vücuttaki hücre ölümlerinin doğan hücrelerden fazla olması ve vücudun yıpranmasıdır. Bu yıpranmanın önüne geçmenin, hiç değilse olabildiğince geciktirmenin yolu; sağlığımız yerindeyken dengeli beslenerek, uykumuza dikkat etmek ve günlük stresin akıl sağlığımızı bozmasına izin vermemektir. İş hayatı, sosyal hayat derken aslında en çok önem vermemiz gereken kişiyi unutuyoruz.
Vücudumuz yaşlandıkça kemiklerimiz daha kırılgan hale gelir ve eskisi kadar güçlü olmayız. Hızlı ayağa kalktığımızda veya alışık olmadığımız bir mesafeyi koştuğumuzda eklem ağrılarımız ortaya çıkar. Eğer kemikleri ve eklemleri fazla zorlarsak, hafif sakatlıklardan ciddi kırıklara kadar birçok soruna yol açabilir. Günlük aktivitemizin yanı sıra duruş bozukluğu da kemiklerin ve eklemlerin yıpranmasında büyük rol oynuyor.



Kemik ağrısı bilinen en şiddetli ağrılardan biridir. Durum bu kadar kötüleşmeden vücudunuz size yavaş yavaş sinyal vermeye başlar. Geçmeyen ağrılar, sürekli yorgunluk ve bazı eklemleri tam anlamıyla kullanamama gibi şikayetleriniz başladıysa, bir ortopedi uzmanını ziyaret etmenin vakti gelmiş demektir.
Bahsettiğimiz bu ağrılardan kurtulmak için, aşağıda vereceğimiz tarifi uygulayabilir ve sağlıklı yaşamınıza geri dönebilirsiniz.



Malzemeler
2 yemek kaşığı Arnavut biberi
Yarım bardak ısıtılmış zeytinyağı
1 bardak elma sirkesi
3 çay kaşığı zencefil tozu



Hazırlanışı
Isınmış zeytinyağının üzerine biber ve zencefili ilave edin. Malzemeleri sirkeye ilave etmeyi de seçebilirsiniz. Ardından macun haline gelene kadar iyice karıştırın ve ağrılı bölgeye uygulayın. 20 dakika kadar beklettikten sonra durulayabilirsiniz. Günde iki kere uygulayın.
Neden faydalı?



Arnavut biberinin barındırdığı kapsaisin maddesi doğal bir ağrı kesicidir. Sürdüğünüz bölge yanmaya başlayacak ve kısa bir süre içerisine ağrınızı geçirecektir. Birkaç haftalık düzenli kullanımın ardından, kemiklerinizin ve eklemlerinizin güçlendiğini ve ağrılarınızın artık eskisi kadar canınızı sıkmadığını fark edeceksiniz.
Kaynak: https://www.yemekev.com

Çamaşır Yumuşatıcınızı Kendiniz Yapmaya Ne Dersiniz?

Çamaşır Yumuşatıcınızı Kendiniz Yapmaya Ne Dersiniz?
Kıyafetlerinizi çamaşır makinesinden çıkardığınızda tüm eve harika bir koku yayılmasını ve aynı parfüm sıkmışsınız gibi güzel kokmasını istemez misiniz?
Piyasada satılan yumuşatıcılar ne yazık ki söz verdikleri işi yerine getiremiyor. Her ne kadar tam yumuşaklık vaat ediyor da olsalar beklenenin altında performans gösteriyorlar. Bunun nedeni içlerindeki kimyasal maddelerin zamanla kıyafetlerde birikmesi ve git gide daha fazla kullanmaya mecbur bırakmaları



Hiç kendi yumuşatıcınızı yapmayı düşündünüz mü? Sandığınızdan çok daha kolay hem de evinizdeki malzemeleri kullanmanız yeterli. Ay sonunda maaşınızın ne kadarının cebinizde kalacağını düşünün ve çamaşırlarınızın ne kadar güzel kokacağını da unutmayın.



Malzemeler
6 su bardağı sıcak su
3 su bardağı beyaz sirke
1,5 su bardağı Saç bakım kremi



Hazırlanışı
Saç bakım kremi ve sıcak suyu güzelce karıştırın ve suyun içinde tamamen çözdürün. Ardından sirkeyi ekleyin ve iyice karıştırın. Eski yumuşatıcı şişenizi atmayın ve hazırladığınız karışımı içinde saklayın.



Her çamaşır yıkadığınızda yarım kapak veya 2 yemek kaşığı kullanmanız yeterli olacaktır.
Sirke çamaşırlarınızdaki tüm kötü kokuları ortadan kaldıracaktır ve saç bakım kremi de yumuşacık olmalarını sağlayacaktır.
Kaynak: https://www.yemekev.com

Hastalıkları Kendine Hapseden Bu Çiçek Her Evde Olmalı

Hastalıkları Kendine Hapseden Bu Çiçek Her Evde Olmalı
Kötü kokular hayatımızın değişmeyen çilesidir. Hem evimizde, hem iş yerimizde hatta aracımızda bile peşimizi bırakmazlar. Köşede unutulmuş bir meyve poşeti, döşemenin altına akmış ve temizlenmesi imkansız gibi görünen eski bir leke gerçekten bulunduğunuz yeri acilen terk etme isteği uyandırabilir. Bu içeriğimizde sizlere bulunduğunuz ortamın havasını değiştirecek bitkiler sunuyoruz.



Bu bitkiler sayesinde eviniz ve diğer kapalı mekanlar oldukça hoş kokularla bezenecek.
Ofis ve ortamlarında havayı temizlemek için kullanılan en yaygın bitkilerden biridir ve bakımı oldukça kolaydır.



Harika bir hava temizleyicidir, Ortamdaki zararlı nitrojen oksidi kendi bünyesinde toplayarak havayı arındırır. Özellikle mutfak ve banyolar için idealdir.



Havadaki karbondioksitin yanında zehirli kimyasalları da temizleyen kurdele çiçeği özellikle formaldehit temizleyici bir bitkidir.



Havadaki hastalıkları, mikropları kendine çekerek havayı temizler. Hatta uzay yolculuklarında NASA tarafından kullanılan bu çiçek havayı çoğu zararlı kimyasaldan temizlediği için sıklıkla kullanılır.



Bu harika papatyalar ortamdaki karbondioksiti hızlıca emerek, oksijen sağlarlar. Ayrıca hoş kokuları ortamın havasını anında değiştirir.



Ortamdaki küf sporlarını ve diğer zararlı mantar türlerini kendi bünyesinde toplayarak havayı temizler. Özellikle banyolar ve çamaşır kurutulan odalarının göz bebeğidir.
Kaynak: https://www.yemekev.com

14 Mart 2020 Cumartesi

Uykusuzluk İçin Birebir

Uykusuzluk İçin Birebir
Uykusuzlukla savaşan besinler
Uykunuz varken yatamıyorsanız, bu magnezyum yetersizliğinden kaynaklanabilir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Meltem Şeniz Toksoy’dan uykusuzluğa da iyi gelen magnezyumdan zengin gıdaları öğrendik.
Ispanak
100 gram başına 79 mg magnezyum kapsayan ıspanağı muhtemel olduğunca yemeklerinize dahil edin. Özellikle ham hali daha fazla magnezyum barındırır. Hamile ve emziren anneler için de çok iyi bir magnezyum kaynağıdır.
Kabak çekirdeği



Kabak çekirdeği, magnezyumun lezzetli ve besleyici bir kaynağıdır. 1 su kadehi kabak çekirdeği günlük magnezyum gereksiniminin %50’sini karşılar.
Çikolata
Herkesin yaşamına katmak istediği ancak diyetini bozma fobisiyle sakındığı çikolatanın özellikle bayanlarda menstrüasyon yarıyıllarının bırakılmaz krizi haline geldiğini; bu krizi kakao oranı %60 ve üzerinde olan bitter çikolatayla daha az kalori daha çok bereketle atlatabileceğinizi öğreniyor muydunuz?
Avokado



Her gıdayla karıştırıldığında tat olarak geçim sağlayabilen avokado, sağlıklı yağların muhteşem bir kaynağıdır. 100 gram başına 29 mg magnezyum kapsar.
Esmer pirinç
Bütün tahıllar, magnezyum muhtevası ile öğrenilirler; ancak az ölçüde tahıl mahsulü, kahverengi pirinç kadar sağlıklıdır. Her 100 gram başına 43 mg magnezyum kapsar. Glutensizdir, bu surattan gluten hassasiyetine sahip olanlar için bile iyi bir seçenek olabilir.
Kaynak : drsaglik.net

Soğuk Algınlığı Ve Gribe 3 Malzemeli En Tesirli Kür

Soğuk Algınlığı Ve Gribe 3 Malzemeli En Tesirli Kür
Soğuk algınlığı grip mart sezonu ile beraber geliyor.
Fakat elbette bedenin hasta olmasını önlemeye dayanakçı olacak yollar da var.
Tamamen natürel olan bu karışım sizi hem gripten kurtaracak hemde gripten ve soğuk algınlığına gözetecektir. En iyi yanı ise, gereksiniminiz olan yalnızca üç malzeme: soğan, bal ve limon.
Gereksiniminiz Olan Malzemeler
1 soğan
3 su kadehi su
1 limon
2 çorba kaşığı bal



Hazırlanışı
Bir tencerede su kaynatın.
Soğanları dilimler halinde kesin, suya koyun ve takribî 15 dakika kaynatın.
Tencereyi ocaktan alın ve 10 dakika soğumaya vazgeçin.
Soğanları süzün.
Suya bal ve limon suyu ilave edin.
İyice karıştırdığınızdan emin olun!



Şimdi, şahane bir vitamin dolu soğuk algınlığı ve grip ilacınız var. Günde üç kere içilir ve neticelere afallayacaksınız!
Verimi Nedir?
Sarımsak gibi soğanlar da beden için bereketli olduğu ispatlanan vitaminleri ve antioksidanları kapsar, yalnızca soğuk algınlığına karşı değil öteki hastalıklara karşı da yararlıdır.



Bal, anti-enflamatuar tesirleri ve boğaz sızısını gevşettiği için uzun zamandan beri öğrenilmektedir.
Limonlar bedenin bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ve ayrıca antiinflamatuar tesirleri olan C vitamini ile doludur.
Kaynak : drsaglik.net

Keçiboynuzunu Yoğurtla Karıştırıp Yiyin

Keçiboynuzunu Yoğurtla Karıştırıp Yiyin
İçerdiği besin bedelleri açısından oldukça zengin bir yiyecek olan keçiboynuzunun yoğurtla karıştığında verimlerine inanamayacaksınız. Keçiboynuzunun bereketleri arasında kemikleri güçlendirmesi ilk sıralarda yer alırken yoğurtla birlikte yenen keçiboynuzu ise bütün bir şifa bombası oluyor. Keçiboynuzunun çekirdeği de öğütülerek yenebiliyor. Pekmezi de yapılan keçiboynuzunun vücudumuza bereketleri neler? Keçiboynuzu kolesterole iyi gelen besinlerden mi? gibi sorularınızın cevabını vereceğiz.
İnsan vücudunun lüzum dinlediği çok şeyi içermesi ile ilgi  bereketlerini Geleneksel Tıp mevzusunda uzman Dr. Muammer Yıldız sizler için derledi, işte o maddeler…
KEMİKLERİ GÜÇLENDİRİR
Keçiboynuzunun faydaları arasında kemikleri güçlendirmesi ilk sıralarda yer alıyor. Kadınlarda ileri yaşlarda görülen kemik erimesini önleyen keçiboynuzu içerdiği yoğun kalsiyum içeriği ile de çocuklarda kemikleri güçlendirici bir tesire sahip.



ÖKSÜRÜĞE İYİ GELİYOR
Balgam söktürücü özelliği ile dikkatleri üzerine sürükleyen keçiboynuzunu süt ile birlikte yiyerek öksürük sorunundan kısa sürede kurtulabilirsiniz.
KABIZLIĞI ÖNLER
Keçiboynuzunun içeriğinde yer alan posa kabızlığı önlemesinin yanı sıra sindirim sistemini düzenleyici tesiri ile de dikkat sürüklüyor.
KAN KOLESTEROLÜNÜ HAKİMİYET EDİYOR
Yapılana araştırmalara göre kan kolesterolünü dengeleyici bir tesire sahip olan keçiboynuzu 2 ay müddetince süt, su ve yoğurt ile birlikte yenildiğinde kan kolesterol bedellerini klasiğe indiriyor.
AKCİĞERLERİ ARINIYOR
Özellikle sigara içenler için oldukça tesirli bir besin olan keçiboynuzu sigaranın verdiği hasarı arınıyor.
Akciğerleri güçlendiren keçiboynuzu özütünü her sabah aç karnına yoğurtla karıştırıp harcayabilirsiniz.
Diş ile kırılması efor olan keçiboynuzu çekirdekleri bu özelliği sayesinde dünyanın en sert çekirdeği seçilmiştir. Bir değişik özelliği ise tüm keçiboynuzu çekirdeklerinin sertlikleri ve ağırlıkları aynıdır.



Bu nedenden ziynet eşyalarında kullanılır. Ancak toz hale getirilerek de harcanır. Eskiki çağlardan beri öğütülüp nebatsal rehabilitasyonlarda kullanılan keçiboynuzu çekirdeğinin insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.
PEKİ KEÇİBOYNUZU ÇEKİRDEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?
– Kalsiyum diş ve kemik sağlığı için oldukça önemli bir maddedir. Kalsiyum herkesin bildiği gibi sütte oldukça fazla miktarda bulunur. Ancak keçiboynuzu çekirdeği süte oranla 3 kat daha fazla kalsiyum içerir. Günlük vücudun gereksinimi olan kalsiyum oranının da yüzde 70’ini karşılar.
– İçerdiği yüksek miktarda fosfor sayesinde vücudun mukavemetini artırarak bağışıklığı güçlendirir. Tüm hastalıklara karşı vücutta kalkan oluşturan keçi boynuzunu uzmanlar özellikle gelişim çağındaki çocukların ve hamilelerin yemesi gerektiğini vurguluyor.
– Çinko minerali bakımından zengin olan keçiboynuzu çekirdeğinin öğütülerek elde edilen tozundan bir kaşığını bir su kadehi sıcak suya koyup içildiğinde vücuttaki hormonları kumpaslar.



– Astım ve soluk darlığı yaşayan kişilerinde tabii ilaç olarak harcanabilir. Yüksek miktarda antioksidan özelliği olan bu yiyecek boğazdaki enfeksiyonlu virüsleri pakler ve akciğerleri rahatlatarak boğazdaki cerahati irini balgam olarak atar.
– Asap hücrelerinin deforme olmasını önleyerek yorgunluğa ve strese iyi kazanç. Özellikle keçiboynuzu çekirdeğinden yapılan kahve gün içerisinde yaşanan halsizliği giderir.
– Teknolojik aletlerle vücuda giren ışınımı, gıdalar ile bedene giren ağır metal maddeleri ve zirai atık ilaçların neden olduğu zararlı maddeleri kısa sürede vücuttan atar.
Kaynak : drsaglik.net

Kış aylarında ayva kabuğu ile şifa bulun

Kış aylarında ayva kabuğu ile şifa bulun
Daha Öncekiler ne kadar ayva bol olursa, kışın o kadar sert geçeceğini söylerlerdi. Sert geçen kış günlerinde hastalanmamamız içinse yeniden baş vuracağımız gıda ayva ve ayva kabuğu olacak.
Ayva kabuğundan çekirdeğine kadar bütün bir şifa ambarı. Kabuğu kalp çarpıntısına iyi gelen ayvanın göz sıhhati, sindirim, akciğer, mide ve bağışıklık sistemi üzerinde pozitif tesiri var.
Ayva Kabukları İle Kış Çayı:
Ayva kabuklarından; bronşit, zatürre, grip gibi hastalıklardan korunmak için çay hazırlamak olasıdır. Hem oldukça lezzetli olan hem broşları gevşeten bu çay, vücuda enerji de verecektir.
Malzemeler
Ayva Kabukları
10 gram Ihlamur
4-5 adet kuşburnu
1 adet çubuk tarçın



Hazırlanışı
Demliğin içine tüm malzemeler koyulur ve demlik su ile doldurularak 20 dakika kaynatılır. Hazırlanan bu çaydan, her gün sıcak olarak 2-3 bardak içmek gerekir. Tatlandırmak emeli ile bir çay kaşığı bal ile kullanmak olasıdır. Özellikle öksürüğü kesmekte, oldukça işe yarayan bu çay, soğuk kış aylarında en büyük dayanağınız olacaktır.
Ayrıca yalnızca ayva yaprağı kaynatılıp içilirse ishali keser. Sıcaklığı ve ishali keser. Hazımsızlığı giderir, mideyi ve bağırsağı güçlendirir, ince bağırsak irinini giderir. Bedenin büyümesine destek eder. Ayva damar sertliğine, karaciğer üşengeçliğine iyi kazanç, tansiyonu düşürür, safrayı kumpasa sokar.



Yapraklarının çayı kalp sızılarına iyi gelmekte, uysallaştırıcı özelliği bulunmaktadır. Meyvesinden yapılan reçel, sindirim sistemi rahatsızlıklarında rehabilitasyon edici olarak vazife üstlenmektedir. Cinsel isteği artırır.
ÖKSÜRÜĞÜ GEÇİRMEK İÇİN AYVA BİREBİR..
Tereyağında pişirilen ayva; soluk yolu hastalıklarına, müzmin öksürüğe, bronşite ve verem hastalığına iyi gelmektedir. Ayva çiçeği bal ile macun yapılıp yutulursa, baş sızısını keser. Ayvayı kaynatarak suyunu çıkarabilir, hem suyunu içerek hem de ayvaları yiyebilirsiniz. Bu öksürüğü süratle keser, bronşlarınızı açar.
Ayva çiçeği kaynatılıp içilirse, kalp çarpıntısını keser, kalbi güçlendirir, annenin sütünü artırır.
Ayva kokusu kalp ve dimağı güçlendirir. Ayva hoşafı yaşlıların ayaklarının tutukluk yapmasını giderir. Ayva varise karşı iyidir, bitkinliği, yorgunluğu giderir.
Ayva hoşafı, ağız yaraları ve akciğer tüberkülozuna iyi kazanç. Gece yatarken ağızdan salya gelmesini önler.



Ayva yaprağı kaynatılır, suyu ile gargara yapılır, pişmiş yaprakları ile de lapa yapılıp boğaza konursa boğaz sızısını ve şişliğini giderir.
Ayva kabuğu veya ayva çekirdeği kaynatılıp içilirse, idrar yolu cerahatlerine iyi kazanç. Ayrıca iştah açar, böbrek ve idrar torbası cerahatlerini iyileştirir. Ayva suyu, bedeni terletmek için çok tesirlidir. Ayva suyu, kuruntu ve vesveseye iyi kazanç.
Burun kanamasını önlemek için buruna ayva suyu çekilir. Ayvanın üzerindeki tüyler, kanayan yere konursa kanamayı durdurur.
Göz enfeksiyonlarına karşı, ayva yaprağı kaynatılıp, soğuyan suyu ile günde birkaç defa yıkanır.



Ayva suyu, fazla adet kanamasını önler, bağırsak kanamalarını keser, dizanteriye karşı çok bereketlidir. Doğumu basitleştirmek için ayva suyu ve ayva çekirdeği kaynatılıp içilmelidir. Beyaz akıntıya karşı ayva yaprağı kaynatılıp aç karnına içilmeli ve haricen yıkanılmalıdır.
Ağız içi yaraları ve boğaz cerahatleri için, kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesi ile elde edilen şurup gargara olarak kullanılırsa şifa verir.
Ayva, böbrek zafiyetine, mide zafiyetine, karaciğer zafiyetine, mide bulantısına, mide ülserine, deniz yakalamasına, mide hafiflemesi ve mide düşmesine, çok bereketlidir.
Sevdiklerinizinde yararlanması, şifa bulması için sevip, paylaşmayıda anımsayalım.
Kaynak : drsaglik.net

Bir Daha Asla Muz Kabuklarını Çöpe Atmayacaksınız

Bir Daha Asla Muz Kabuklarını Çöpe Atmayacaksınız
Muz hem tadının hoş olması hem de besleyici olmasıyla herkesin favorisi olan meyve. Ancak kabuğunun da verimli olduğundan herkes haberdar değil.



Muzun kabuğunda kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum bulunuyor. Muz kabuklarıyla elde edeceğiniz bir akışkanla çiçeklerinizi veya nebatlarınızı sulayabilirsiniz.



Yapılışı
1- Muz kabuğunu makasla minik parçalara ayırın.
2- Kavanozun yarısına kadar su doldurun.



3- Sonra parçalara ayırdığınız muz kabuklarını kavanoza koyup kapağını kapatın.
4- Bir hafta bekletin.
5- Karışımı süzün.



6- Elde ettiğiniz suyla nebatlarınızı veya çiçeklerinizi sulayın.
Kaynak : drsaglik.net

Column Left