Column Left

Bizi Takip Edin

31 Ocak 2020 Cuma

Vücudunuzun D Vitaminine İhtiyaç Duyduğunu Gösteren 8 Belirti

Vücudunuzun D Vitaminine İhtiyaç Duyduğunu Gösteren 8 Belirti
D Vitamini, vücut sisteminde kemiklerimize kalsiyum temini sağlamaktan, bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye kadar büyük ölçüde rol alan, yağda çözünen bir vitamindir. Normalde bu vitamini yiyeceklerden, takviyelerden ve güneş ışınlarından alırız ancak bir şeyler ters gittiğinde ve D vitamini eksikliğiyle karşılaştığımızda, vücut sistemlerimiz bozulabilir.
D Vitaminine İhtiyaç Duyduğumuzu Belirten 8 İşaret
1. Baş terlemesi
D vitamini düzeyinizin düşük olduğunu gösteren çeşitli semptomlar vardır. Bilimsel literatürler yenidoğanlarda aşırı terlemeyi bu vitaminin eksikliğinin ilk belirtilerinden biri olarak tanımlar. Yetişkinlerde D vitamini eksikliğinin en belirgin belirtilerinden biri vücudun geri kalanına kıyasla aşırı kafa terlemesidir. Kafanız çok terlerse, vücudunuzdaki D vitamini eksikliği ile ilgili olabilir ve doktorunuza danışmanız gerekebilir.



2. Kemik ağrısı
D vitamini eksikliği vücudun kalsiyumunu kemik dokusuna iletme yeteneğini zayıflatabilir ve bu da osteomalaziye veya kemiklerin zayıflamasına neden olabilir. D vitamini eksikliği, özellikle kas-iskelet sistemi ağrıları, özellikle de tibial kemik ağrısı ve hassasiyet ile ilişkili olabilir. Kemik ağrısı, kemik kırıkları ve osteoporoz gibi ilgili hastalıklardan kaçınmak için gerekli miktarda D vitamini alımını yapmanız önerilmektedir.

3. Kas ağrısı
D vitamini sadece kemiklerimizi değil aynı zamanda kaslarımızı da etkiler. Bu vitamin eksikliği, yoğun fiziksel aktivitenin ardından ciddi kas ağrısı, halsizlik, kas kütlesinin azalması ve kas kaybının azalmasına neden olabilir. Düşük D vitamini düzeyleri, fibromiyaljinin ana semptomlarından biri olan vücutta kronik yaygın ağrıya da neden olabilir.
4. Zayıf bir bağışıklık sistemi
D vitamini bağışıklık sistemimizi desteklemede büyük rol oynamaktadır. Doktorlar antibiyotik keşfedilmeden çok uzun zaman önce enfeksiyonları tedavi etmek için bu vitamini kullanmaya başladılar. Örneğin, tüberküloz hastaları, doktorların düşündüğü gibi doğrudan enfeksiyonu öldüren güneş ışığına maruz kaldıkları sanatoryumlara gönderildi. Bu nedenle, sık viral enfeksiyonlardan muzdarip olmanız durumunda, düşük D vitamini seviyeleri bunun nedeni olabilir.



5. Yorulma ve halsizlik
Sık sık yorgunluk ve halsizliği yoğun bir yaşam tarzı ya da uyku eksikliği ile ilişkilendiririz. Ancak, vücutta D vitamini eksikliğinin de olabileceği ortaya çıkıyor. D vitamini takviyesinin, yorgunluğu olan hastalar üzerindeki etkisini gözlemleyen bir çalışma, D vitamini seviyelerinin normalleşmesinden sonra, yorgunluk semptomlarında belirgin azalma olduğunu göstermiştir.

6. Yavaş yara iyileşmesi
Bir çalışma, D vitamini takviyesinin 12 haftasında diyabetik ayak ülseri olan hastalarda yaraların belirgin şekilde azaldığını göstermiştir. Bilim adamları, D vitaminin, araştırılan hastalarda kan şekeri ve kolesterol seviyelerini dengeleme üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna inanmaktadır. Eğer yaralarınız yavaşça iyileşirse (özellikle diyabetiniz varsa), vücudunuzdaki bu vitamin seviyesine dikkat edin.
7. Saç dökülmesi
Saç dökülmesini tetikleyebilecek birçok faktör vardır ve D vitamini eksikliği bunlardan biridir. Bu vitaminin eksikliği, saçların dökülmesine ve saç dökülmesine neden olarak saç döngüsünün bozulmasına neden olabilir. D Vitamini saçın çıkış noktasında saç büyüme sürecinde ayrılmaz bir rol oynar ve saç dökülmesi tedavisine yönelik bir ek olarak kullanılabilir.
8. Anksiyete ve depresyon
D Vitamini, beyin de dahil olmak üzere vücudumuzun birçok bölümünü etkileyen eşsiz bir vitamindir. Vitamin yiyecekler tarafından tüketildikten veya cildimizde sentezlendikten sonra, beynin çalışmasını etkileyen dopamin ve serotonin gibi nörotransmiterleri salgılar. Bilim insanlarına göre, D vitamini eksikliği, endişe, depresyon ve hatta şizofreni de dahil olmak üzere akıl hastalıkları ile ilgili olabilir.
D vitamini eksikliği belirtilerinden herhangi birine sahipseniz, bu vitaminin vücudunuzdaki seviyesini değerlendirecek ve size gerekli D vitamini dozunu yazacak olan doktorunuzu ziyaret edin.
Kaynak: https://www.kadinlarduysun.com

B12 Vitamini Eksikliği Belirtileri ve Tedavisi

B12 Vitamini Eksikliği Belirtileri ve Tedavisi
Beden sağlığımız ve sinir sistemimiz için oldukça önem taşıyan B12 vitamini eksik olduğu zaman sağlığımız açısından problem oluşturabilmektedir. Kimi zaman bir hastalığın belirtisi olarak da ortaya çıkan B12 vitamini vücudun kendisi üretebildiği bir vitamin değildir. B12 vitamini eksikliği olduğu durumlarda vücudumuz birçok belirti göstermektedir. Bu belirtileri dikkate alarak B12 vitamin eksikliği gidermek en doğrusu olacaktır.
B12 VİTAMİNİ NEDİR?
B12 diğer adıyla kobalamin olarak bilinen vitamindir. Vücudun kırmızı kan hücrelerinin (alyuvar) üretilmesinde büyük önem taşıyan bir vitamindir. Vücudun bütün olarak sağlığının korunmasında oldukça önemlidir. Ancak B12 vitamini yalnızca dışarıdan besinler yoluyla alınabilmektedir.
Vücudun kendisinin üretebildiği bir vitamin değildir. Bu yüzden bireylerin beslenmelerine çok dikkat etmeleri, sağlıklı dengeli ve düzenli beslenmeye özen göstermeleri gerekmektedir. Yeteri kadar alınamadığında B12 eksikliği belirtileri gözlemlenir.





B12 EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Unutkanlık başlıca B12 eksikliği belirtilerindendir
İkinci olarak saç dökülmesi durumunda bireylerin aklına ilk olarak B12 eksikliği gelmektedir. Diğer belirtiler ise;
Yorgunluk
Halsizlik
Güçsüzlük
Ruh halindeki bozukluklar özellikle depresyon ve aşırı sinirlilik hali
Dikkat eksikliği, odaklanmakta güçlük
Üşüme
Kalp çarpıntısı
Uzuvlarda uyuşmalar
Pürüzsüz dil (dil üzerindeki noktacıkların yok olmaya başlaması
Ağız yaraları (aftlar)
Cilt kuruluğu ve cansız bir cilt
Kilo kayıpları
B12 EKSİKLİĞİ NEDENLERİ NELERDİR?
Vegan veya vejeteryan diyet uygulanması
B12 vitamini yönünden zengin besinlerin tüketilmemesi
Yeme bozuklukları (anoreksiya nevroza, blumia nevroza)
Yanlış diyetlerin sürekli uygulanması
Kullanılan bazı ilaçlar
İlerleyen yaş
Mide küçültme ameliyatları
Besin alerjilerinden dolayı B12 açısından zengin besinlerin tüketilememesi
Mide ve bağırsak problemleri, hastalıkları
Hamilelik
B12 EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ TEDAVİSİ NASILDIR?
B12 eksikliği belirtilerini gözlemleyen birey uzmana başvurduğunda uzman tarafından istenen kan testleriyle B12 eksikliği tanısı konulması mümkündür. Kan testi sonucunda B12 vitamin oranı referans değerlerinin altında olmasıyla B12 eksikliği olduğu gözlemlenir.
B12 eksikliği belirtilerinin nedenleri araştırılmalı ve bu doğrultuda bir tedavi uygulanmalıdır. B12 vitamini içeren besinlerin tüketimiyle B12 eksikliği giderilemiyorsa B12 vitamin ilaçları ya da B12 vitamin iğneleri uzman tarafından önerilmektedir. Belirlenen dozda alındığında B12 vitamini normal değerlerine gelebilmektedir. Ve bu sayede B12 eksikliği belirtileri tedavi edilmiş olur.
Kaynak: https://www.kadinlarduysun.com

Kolon (Bağırsak) Temizleyici İçecek

Kolon (Bağırsak) Temizleyici İçecek
Gün boyunca oldukça farklı gıdalar tüketiriz. Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği ve ara öğün derken birbirinden farklı ve miktar olarak dengesiz tüketim bağırsaklarınızın toksik madde biriktirmesine neden olabilir. Genellikle, tükettiğimiz tüm gıdalar sağlıklı değildir. Bu yüzden kolon sağlığınızdan emin olmalısınız.
Kolon temizlemek oldukça kolaydır ve ihtiyacınız olan tek şey bu içecek. Günün sonunda, kolonlar ekmek, et, pirinç, makarna ve bağırsaklarınız için sindirimi kolay olmayan diğer gıda ürünleri ile dolar.
Bağırsaklarınız yiyecekleri sindirmek için çok fazla çalışmak zorunda kaldığından, şişkinlik hissedebilirsiniz. Bu çok can sıkıcı bir durumdur, çünkü böyle zamanlarda midede sanki bir tuğla varmış gibi hisseder. Ancak, yatmadan önce ev yapımı bir içecek içerek bu rahatsızlığı kolayca önleyebilirsiniz. Bu tarif babaanne sırrı olarak bilinmektedir.



Gerekli olan malzemeler
1 yeşil elma
çilek bir avuç
240 ml su
240 ml hindistancevizi sütü
1 çay kaşığı keten tohumu
1 çay kaşığı pisilyum lifleri (aktarlarda bulunur)
2 çay kaşığı chia tohumu
1 limon suyu



Tarifi
Elmayı soyun ve çekirdeklerini çıkarıp parçalara ayırın. Elmayı ve çileği bir mixere alın ve suyu, hindistancevizi sütünü, keten tohumu, pisilyum liflerini, chia tohumu ve limon suyunu ekleyin. Hepsini pürüzsüz bir karışım elde edene kadar karıştırın ve bir bardağa alın. En iyi sonucu almak için yatmadan önce içmelisiniz. İçeceği düzenli kullandığınız takdirde şişkinlik hissinin geçtiğini ve kolonların temizlendiğini fark edeceksiniz.
Kaynak: https://www.kadinlarduysun.com

Islak Saçla Yatmanın Zararları

Islak Saçla Yatmanın Zararları
Yoğun bir günün ardından duşa girmek kadar rahatlamaya yardımcı bir şey yok. Fakat bu rahatlık saçlarınızı kurutmanız gerektiği gerçeğiyle bozulabilir. Saç kurutmak zahmetli bir iştir ve üşenmeniz çok doğaldır. Peki, ama ya ıslak saçla uyumanın zararlarını bilseydiniz? Islak saçla uyuduğunuzda yastığınıza geçen nem zararlı bakterilerin üremesi için çok elverişli bir ortam oluşturur. Bir daha asla saçınızı kurutmadan uyumamanıza sebep olacak ıslak saçla uyumanın zararlarını derledik.
Islak saçla uyumanın zararlarının hiç böyle etkileri olacağını düşünmemiş olabilirsiniz ama ıslak saçla uyumanın zararları göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Evet, zahmetli bir iş ve evet bazen duştan sonra saç kurutmakla uğraşmadan direk uyumak kulağa daha güzel geliyor. Veya kurutma makinesinin ısısıyla saçınızın kırılıp zarara uğramaması için bilinçli olarak ıslak saçla uyumayı tercih ediyorsunuz belki de. Ama ıslak saçla uyumanın zamanla saç sağlığınıza zarar vereceğini biliyor muydunuz? Daha da önemlisi saçınızın neminden dolayı yastığınızda üreyen bakterilere maruz kalmanın sizi ne denli sağlık riskleri altına soktuğunu? Islak saçla uyumanın zararlarını öğrendiğinizde bir daha asla saçınızı kurutmadan uyumayacağınıza eminiz. İşte ıslak saçla uyumanın zararları..
Islak saçla uyumanın zararları





Bakteriyel enfeksiyonlar
Islak saçla uyuduğunuzda yastığınıza geçen nem zararlı bakterilerin üremesi için çok elverişli bir ortam oluşturur. Bütün gece boyunca yastığınıza burnunuzun, ağzının ve gözünüzün değdiğini düşünürsek ıslak saçla uyumanın bakteriyel enfeksiyonlar için bir karşılama partisi olduğunu söylersek abartmış olmayız.
Mantar
Cildinizin nemli bakterilere maruz kalması sizi birçok enfeksiyona karşı savunmasız bırakır. Ayrıca yastığınızdaki nem sebebiyle mantar oluşumu da olabilir. Sonucunda kepek, kaşıntı ve saçkıran olabilirsiniz. Astım,sinüzit ve diğer solunum yolu hastalıkları şiddetlenebilir.



Cilt ve saç hastalıkları
Islak saç ile yatmak saçınızın kırılıp cansız ve yapışık durmasına sebep olur. Ayrıca cildinizin yastığınızdaki bakterilere maruz kalması ciltte kuruluk, akne ve tahriş sorunları yaratır.
Islak saçla uyumanın zararlarını önlemek için ne yapmalısınız?
Öncelikle sabah duş almayı alışkanlık haline getirmeye çalışın. Eğer akşam duş almanız gerekiyorsa ve saçlarınızı kurutmaya haliniz veya vaktiniz yoksa uyumadan önce yastığınızın üstüne kuru bir havlu serin. Böylece saçınızdaki nem kuru havlu tarafından emilip yastığınıza geçmeyecek ve bakteri oluşumunu engelleyecektir.
Kaynak: https://www.kadinlarduysun.com

Mandalina Kabuklarını Atmayın

Mandalina Kabuklarını Atmayın
Lezzeti, vitamin ve faydalı besin değerleriyle , çoğumuzun severek yediği Mandalina , kabuğu ile de şifa dağıtıyor. Kabuğu Parfüm endüstrisinde de kullanılan Mandalina, Cilt bakım ürünlerinde kullanılan uçucu yağları içerir. Ancak birçok kişi bu lezzetli meyvenin, özellikle de kabuklarının gizli özelliklerinden habersizdir.İçerdiği Tıbbi faydaları görmezden gelip, bir çöp gibi Mandalina kabuklarını atmayalım faydalarını ,kullanabileceğimiz alanları ve uygulama şekillerini öğrenelim.
MANDALİNA KABUĞUNUN VÜCUDA FAYDALARI NELERDİR
Mandalina kabuğunun bilmediğimiz özelliklerinden biri, iyi kolestrol düzeyi, kan şekeri ve sağlıklı bir karaciğere sahip olmanıza yardımcı olacak pek çok yararı olmasıdır. Yağlı gıdaların daha iyi sindirimine izin vererek, sindirim sisteminizin sağlığına yardımcı olduğunu ortaya koyan bazı çalışmalar yapılmıştır.





Mandalina kabuğu ile tedavi edebileceğiniz hastalıklar ve uygulama yöntemleri :
BRONŞİT: 1 Bardak Kaynamış Suya, iki yemek kaşığı mandalina Kabuğunu ekleyin, bir saat bekletin ve sonra için. Bunu günde üç kez tüketebilir ; bronşiti hızlı ve doğal olarak giderebilirsiniz.
ÖKSÜRÜK: Kabukları küçük parçalar halinde bölün, iyice kurutun. 1 bardak sıcak suyun içine 2 yemek kaşığı Kurutulmuş kabuğu atın,1 hafta boyunca serin bir yerde bekletin, bu süre sonunda kabukları çıkartıp, çözünmüş sıvıyı temiz cam bir kavanoza aktarın. Her yemekten önce ,günde üç kez için.
BURUN TIKANIKLIĞI: Küçük ağızlı bir kavanoza birkaç tane soyulmuş Mandalina kabuğu atın,üzerine sıcak su ilave edin. 10 dakika boyunca buharı soluyun. Nefesinizin açıldığını ,oldukça ferahladığınızı ve burun tıkanıklığınızın geçtiğini göreceksiniz.
SİNDİRİM SORUNLARI: Bu problem için kurutulup ,çekilmiş Portakal veya Mandalina kabuğu kullanabilirsiniz. Hazırlayacağınız tozu, yemeklerinize ekleyebilir ,mide ağrılarınızı sindirim sorunlarınızı azaltabilirsiniz. .
AYAK MANTARI: Mantarın olduğu bölgeye,Mandalina kabuklarını ,bir hafta boyunca günde iki kez koymalı ve ovmalısınız.
FİZİKSEL BİLGİLER VE KAZANIM SORUNLARI: Küçük bir torbaya birkaç mandalina kabuğu koyun ve yanınızda bulundurun, onlardan gelen aromayı 15 dakika nefesinizle çekin.Ayrıca, Hafif baş ağrılarını aynı teknikle rahatlatabilirsiniz.
HİPERTANSİYON VE TAŞİKARDİ: Üç litre suya bir bardak taze mandalina kabuğu ilave edin, kaynatın ve bir saat bekletin. Vücudunuzunu bu suyla yıkayın. Bu banyoyu iki güne bir yapmanızı öneririz.
Kaynak: https://www.kadinlarduysun.com

Muşmulanın Faydaları

Muşmulanın Faydaları
Muşmula herkesin mutlaka gördüğü ama tanımadığı değerli bir meyvedir. Muşmula ağacı diğer meyve ağaçlarından çok farklıdır. 2 ila 3 metreye kadar büyüyebilen yapılı ağaçlardır. Sert iklimleri seven muşmula ağacı ülkemizde Karadeniz bölgesinde bolca yetişmektedir. Ancak bölgelere göre muşmulanın cinsi değişebilmektedir. Çoğunlukla kırmızı tonlarda olan meyve bazı cinslerinde yeşile dönük olabilmektedir.
Muşmula Meyvesi Nedir?
Muşmula ağaçta yetişen hafif tüylü bir meyvedir. Muşmulanın kabuğunun iç kısmında elmaya benzer beyaz bir tabaka vardır. Merkez kısmında ise çekirdekleri yer alır. Yaz aylarının sonuna doğru olgunlaşan ve tüketilebilen bir meyvedir. Muşmula meyvesi ortalama olarak bir ceviz büyüklüğünde yetişebilmektedir. Son derece sert olan meyve herkes tarafından sevilmeyebilir.
Muşmula Meyvesi Nasıl Tüketilebilir?





Muşmula meyvesi doğrudan yenebileceği gibi farklı şekillerde de hazırlanabilir. Yörelere göre değişiklik göstermekle beraber muşmulanın özellikle turşusu ve çayı yapılabilir. Bazı bölgelerde kurutularak kış aylarında da tüketilmeye uygun hale getirilir. Fazla olan muşmuladan marmelat yapılabilmektedir. Muşmulanın faydaları ne şekilde tüketilirse tüketilsin çok fazladır.
Muşmulanın Faydaları
Muşmula son derece etkili bir gaz giderici olarak bilinmektedir. Ayrıca meyvenin kendisi böbrek hastalıklarına olumlu şekilde etki etmektedir. Midenin güçlenmesinde etkili olan meyve aynı zamanda kan dolaşımının düzenlenmesine etki eder. Meyvenin kendisi kadar yaprakları ve çekirdekleri de faydalıdır. Çekirdekler böbrek taşlarının dökülmesi konusunda etkilidir. Bağırsak hareketlerine doğrudan etki eden muşmula sindirim sisteminin düzenlenmesinde doğru ve düzenli şekilde kullanıldığında fayda sağlamaktadır. Kan dolaşımının düzenlenmesine etki ettiğinden beyne giden oksijen miktarını düzenler.


Zayıflamak için Muşmula Tüketilir mi?
Muşmulanın faydaları saymakla bitmiyor ama zayıflama konusunda etkisinin olması insanlar tarafından özellikle dikkat çekiyor. Sindirim sistemini düzene sokması, zayıflama aşamasında son derece yardımcı bir etkidir. Diyet dönemlerinde birçok kişi sindirim konusunda sorun yaşar ki bu durum kilo verme konusunda ciddi bir engeldir. Sindirim sistemini düzene sokmak için muşmula hoşafı ve çayı tüketilebilir.
Kaynak: https://www.kadinlarduysun.com

Kan Grubunuz Kişiliğinizi Yansıtıyor

Kan Grubunuz Kişiliğinizi Yansıtıyor
Kan gruplarına göre kişilik tahlili nasıl olur? Cesur musunuz, paylaşımcı mı yoksa güçlü mü ? İşte yanıtları…
0 grubu: Kendine güven, cesaret.
A grubu: Sinirli ve hassas.
B grubu: Uyumlu ve yaratıcı
AB grubu: En çekici ve ilginç
A GRUBU KADINI;
Para harcamasını çok sever. Seksi iç çamaşırlarına düşkündür. Çocukları çok sever ve çocuk sahibi olduktan sonra eşini ihmal eder. Değişikliği seven biridir.



A GRUBU ERKEĞİ;
Düzenli yaşamayı sever. İyi bir dost ve konuşmacıdır. Birlikte olacaği kadını seçerken çok titiz davranır.
B GRUBU KADINI;
İstek doludur. Sekse hiç hayır demez. Para konusunda eli ya çok açıktır ya da cimridir.
B GRUBU ERKEĞİ;
Özgürlüğünün sınırlanmasından nefret eder. Kadınlara saygısı sonsuzdur. Hep neşe dolu bir aileye sahip olmak ister. Yemek konusunda son derece titizdir.



AB GRUBU KADINI;
Erkeklerin yüreğini hoplatan elbiseler giymeye bayılır. Para konusunda tutumludur. Yemek pişirmekte, mükellef bir sofra hazırlamakta üzerine yoktur.
AB GRUBU ERKEĞİ;
Aile içinde mutlaka sözünün dinlenmesini, isteklerinin yapılmasını ister.Hoşgörülü ve kararlıdır. En iyi aşıklar bu gruptan çıkar. Eşine ev işlerinde yardım etmekten çekinmez.
0 GRUBU KADINI;
Mutfak masraflarından kısarak kendine hoş elbiseler alır. Çocukları biraz ele avuca geldiğinde hemen çalışma hayatına dönmek, toplumdaki yerini almak ister. Yemek yapmakla fazla uğraşmak istemez. Pratik yemekleri tercih eder.
0 GRUBU ERKEĞİ;
Aşık olduğu zaman birlikte olduğu kadını çok kıskanır. Kalabalığı sevmez. Son derece hareketli, çalışkan ve hırslıdır. Sevgilisine veya eşine sık sık hediye almayı sever.



B GRUBU KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
Irkların karışması, yeni topraklar ve yabancı iklimlerle karşı karşıya kalan ilk B gruplarının yaşamlarını sürdürebilmek için uyumlu ve yaratıcı olmaları gerekiyordu. B grupları yerleşik A grupları kadar düzenli ve uyumlu bir konfora gereksinim duymazken O grularından da daha az kararlılık sahibidirler.
Bu özellikler B gruplarının her hücresinde mevcuttur. Biyolojik olarak B gruplar diğer gruplardan daha uyumludur. Ritmli mizaç özelliğine sahiptir.
Davranışlarında akılcı, sistemli, düzenli ve iradelidir. Başkalarının tepki ve eğilimlerini dikkate almaksızın, kendi düşünce ve kararları doğrultusunda ilerler. Onu bir demiryolu üzerinde giden,
önüne çıkan engelleri ezen veya birlikte sürükleyen bir lokomotife benzetebiliriz. Çevrelerine egemen olmak ve yönetmek isterler. Gözüpek, inatçı, otoriter ve serttirler. Mantık ve irade, onlarda daima duygulardan daha önce gelir. Bu mizaca sahip bulunanların tipi, asker, uzman ve danışmandır.



Bir çok yönüyle B grupları bütün olası seçeneklerin en iyisine sahiptirler.
A gruplarının zihinsel ve duygusal olarak uyarılmış edimlerinin yanı sıra 0 gruplarının saldırgan ve keskin fiziksel tepkilerine ait öğeleri de içlerinde barındırırlar. B gruplarının farklı kişiliklerle daha kolay ilişkiye girebilmelerinin nedeni, genetik doğaları gereği daha uyumlu olmalarındandır.
Çünkü kendilerini rekabet ve savaşlara karşı daha az eğilimli hissederler. Onlar diğerlerinin bakış açısından da bakabilirler. Empati yetenekleri vardır.

Bu grup sinirli ve hassas A´larla dengeli B´lerin birleşmesiyle oluşmuştur. Sonuç ise tinsel, yaşamın özellikle sonuçlarının pek farkında olmadıkları bir takım etkenlerini kucaklayan, biraz parça parça bir karakterdir. Kompleks mizaç özelliği gösterirler. Diğer üç mizacın tüm özelliklerini, karmaşık ve karışık bir biçimde bu kümede yer alan kişilerde görülür. Bu üç özellik, farklı yoğunluklarla bir arada bulununca, kişi birbiriyle uyuşmaz eğilimlerin elinde adeta oyuncak olur.
Böyleleri, dengeleri için gerekli olan dinamik bir düzenleme, güçlü bir irade ve iyi bir disiplinle karşılaşana değin, çelişen, karmaşık duygu, düşünce ve eğilimlerin elinde bocalayan, kaprisli, kararsız ve tutarsız bir kişi olur çıkarlar. Bununla birlikte çevrelerine önem vermeleri, sosyal tutum ve yargıları önemsemeleri, mantıklı düşünme yetisine sahip olmaları gibi olumlu yönleri onları başarıya ulaştırabilir. Çoğu kez onlar detaylarla uğraşıp kendilerini yormazlar.



AB grubu, kan grupları arasında en çekici ve en ilginç olanıdır. Ama onların doğal karizması ardında hep kırık kalpler bırakır. Kan grupları arasında AB çok ender görülür. A grubuyla B grubunun karışmasından meydana gelen bu kan grubuna dünya nüfusunun ancak %5 ´i dahildir.Ve de bu grup,kan gruplarının en yenisidir. Bundan 10-12 yüzyil öncesine kadar böyle bir kan grubu yoktu. Doğudaki istilacı güçlerin batıdaki ülkeleri ele geçirmeleri üzerine farklı uluslar birbirlerine karıştılar. Doğuyla batı uygarlığının karışması sonucunda AB kan grubu ortaya çıktı. M.S. 900 yıllarından itibaren AB kan grubu oluştu. A ve B gruplarındaki Avrupalılar´ın evlilik yoluyla bir araya gelmedikleri kesindi. Ancak doğudan batıya akın başladıktan sonra farklı kan grupları birleşebildi.
Bu kan grubunu taşıyan herkes gücü, dayanıklığı, kendine güveni, cesareti, sezgiyi ve tanrı vergisi bir iyimserliği genetik hafızalarında taşırlar.Melodik mizaç özelliğine sahiptirler. Bunlar yaşamın tadını en iyi çıkaran, dünya nimetlerinden en geniş biçimde yararlanan kişilerdir. Hayatı bir melodi gibi yaşar ve kavrarlar. İçinde bulundukları ortama çok iyi uyum gösterirler.
Tüm insanlarla ve bütün varlıklarla anlaşırlar. Onlara ters düşmeden, olumlu ilişkiler kurmayı başararak yaşarlar. Bu engin uyum düzeni içinde, önlerine sunulan olanaklardan rahatlıkla yararlanırlar. Amaçladıkları sonuca, büyük uğraşlara kalkışmadan, kolayca ulaşırlar. Onların bu başarılarındaki en büyük etken, dış dünyayla, sudaki hidrojenle oksijen gibi uyumlu olmalarıdır.
Kalabalık insan toplulukları ve yerleşik ama daha kırsal yaşam gerilimleri baş edebilmek üzere ortaya çıkmıştır. Psikolojik özelliklerinin bazilari,kalabalik cevresel kitlelerin ihtiyaclarina katlanabilmekle gelisir.Uyumlu mizaç özelliğine sahiptirler. Bu grup içinde yer alanlar, duyan, hisseden, sürekli olarak arastıran, çevrelerindeki kişiler ile baglantı ve uyum sağlamaya çalışan kişilerdir. Dış dünyadaki tüm değişikliklere karşı duyarlıdırlar. Ancak aşırı duyarlılıkları, çevrelerinde büyük uyum güçlüğüne düştüklerinde onların geriye doğru kaçmalarına ve içlerine kapanmalarına neden olur.



Uyumlular, içinde bulundukları toplumun en ilgi çekici ve en renkli varlıklarıdır. Ancak dayanma ve uyum sağlama yeteneklerinin yetersiz kaldığı ortam ve koşullarda çözülürler. Acınacak, zavallı insanlar olurlar. Büyük bir olasılıkla, bu oluşumun içindeki bireyde olması gereken en önemli özellik, paylaşımcı yapıdır. İlk A´lar,karmaşık bir hayatın meydan okumalarına karşı duyarlı, kurnaz, istekli ve akıllı olmak zorundaydılar. Ancak bütün bu niteliklerin tek bir yapıda toplanması gerekiyordu.
Belki de bu bugün bile A´ların daha gerilimli bir yapıya sahip olmalarının bir nedenidir. Sıkıntılarını içlerine atarlar. Fakat patladıklarında da dikkatli olmalısınız.
Kaynak: https://www.kadinlarduysun.com

A101 6 Şubat 2020 Aktüel Ürünler Kataloğu GÜNCELLENDİ YENİ

























30 Ocak 2020 Perşembe

BİM 7 Şubat 2020 Aktüel Ürünler Kataloğu










Tuzlu Kurabiye

Tuzlu Kurabiye
Malzemeler
Yarim paket kabartma tozu



1 tatlı kaşığı tuz
2 corba kasigi sirke



250gr margarin veya tereyagi
1 çay bardağı sıvı yağ (kücük cay bardaklari ile)



2 yemek kaşığı yoğurt
1 yumurta akı (sarısı üzerine sürülecek)



Aldığı kadar un
Çörek otu,susam



YAPILISI:Bir kabın içinde bütün malzemeler karıştırılır. Azar azar un eklenir. Yumuşak bir hamur elde edilir. elde ettiğiniz hamurdan istenilen sekiller yapilir ve yağlı kağıt serili tepsiye dizilir. üzerine yumurta sarısı sürülerek çörek otu serpilir.
önceden isitilmis firinda 180 derecede üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.@lezizsofralar/

29 Ocak 2020 Çarşamba

Ödem Şişliklerinden Kurtarıyor Beyni Güçlendiriyor

Ödem Şişliklerinden Kurtarıyor Beyni Güçlendiriyor
Her gün, yemeklerimizi renklendirmek için bir sürü baharat kullanıyoruz. Peki, bu baharatların aynı zamanda sağlığınızı da güçlendireceğiniz biliyor muydunuz?
Örnek verecek olursak, güvey otu tam bir bakteri düşmanıdır, zerdeçal astım hastalarınca kullanılır. Çeşitli baharatları ister yemeklerinize katarak, ister çayını yaparak, isterseniz de kapsül formunda kullanarak faydalarını görmeye başlayabilirsiniz.
Zencefil: Hamile kadınların sabah bulantısını geçirmek için zencefil çayı önerilir. Aynı zamanda kanser tedavisi gören hastalar da bulantı önleyici olarak zencefil kullanır.
Ada çayı: Ağrıyan ve kaşınan boğazınız için en güzel tedavi adaçayıdır. İster gargara yapın ister her gün çayını yaparak tüketin. Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre Alzheimer hastalarında hafıza iyileştirici etkiye sahip olduğu da kanıtlanmıştır.





Sarımsak: Kalp damar sağlığını güçlendirmek için sarımsak gibisi yoktur. Damar tıkanıklığı ve sertleşmesini gideren, kolestrolü düşüren sarımsağı her öğün yemeklerinizde rahatlıkla tüketebilirsiniz.
Güvey otu: Bağırsak problemlerini giderip, eski sağlığınıza kavuşmak için güvey otu kullanabilirsiniz. Çok kullanırsanız, ağzınızı yakabilir bu sebeple fazla kullanmamaya özen gösterin. Güvey otu yağı en rahat sindirilen formdur ve günde 4 kereye kadar kullanabilirsiniz .



Zerdeçal: Vücuttaki şişlikleri gidermek için en güzel yöntem zerdeçaldır. Ayrıca kalp damar sağlığınızı iyileştirmek için de kullanılıyor. Yemeklerinize bir çimdik atarak rahatlıkla tüketebilirsiniz.
Nane: Midenizi rahatlatmak için en güzel yöntemlerden biri de nanedir. Hem sindirim sorunlarınızı hem de bağırsak problemlerinizi gidermek için sıklıkla kullanılır. Nane çayı veya nane kapsülleri rahatlıkla tüketilip faydaları kısa süre içerisinde hissedilecektir.
Kaynak : https://www.kadinlarduysun.com

Keten Tohumu İle Zayıflama Kürü

Keten Tohumu İle Zayıflama Kürü
Keten tohumu, içerisinde zengin mineraller, lifler ve protein bulunmaktadır. Özellikle şeker tüketmeyi seven insanlar için birebirdir.
Vücudun her gün alması gereken vitamin, protein ve lif gereksinimi vardır. Bunlar düzenli bir şekilde alınabilirse sağlıklı bir hayata geçiş yapılır. Keten tohumu, içerisinde zengin mineraller, lifler ve protein bulunmaktadır. Özellikle şeker tüketmeyi seven insanlar için birebirdir. Çünkü içerisinde bulunan yağ asitleri sayesinde günlük şeker tüketme ihtiyacınızı yok ederek sağlık bir yaşam sunar. Ayrıca keten tohumu düzemli bir şekilde tüketildiğinde vücutta biriken toksinleri atmanızı sağlar.
Malzemeler:
Bir litre kaynamış su
3 yemek kaşığı keten tohumu





Hazırlanışı: İlk önce bir litre suyu kaynatın daha sonra içerisine 3 yemek kaşığı keten tohumunu içerisine atın bunu geceden yapın ve sabaha kadar bekletin. Beklettiğiniz şişe veya kabın hava almamasına dikkat edin. Ertesi gün hazırladığınız içeceği tüketebilirsiniz.
Kullanımı: Her gün yemeklerden önce 4 fincan tüketebilirsiniz. İlk 10 gün düzenli olarak kullanın daha sonra bir 10 gün ara vererek yine içmeye başlayabilirsiniz.
Tavsiye: En az 1 ay bu keten tohumu kürünü düzenli bir şekilde içmeye devam edin etkisini göreceksiniz.





Keten Tohumu Kürünün Faydaları
Keten tohumunun besin değiri yüksek olduğu için kalp sağlığını korumaya yardımcı olur.
Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar.
Özellikle menepoz evresinde olan kadınların kullanması gerekir. Çümkü hormonları dengeleyerek daha sakin bir yaşam şekilde sunar.



Metebolizmayı düzenlediği için kabızlık sorununu ortadan kaldırır.
Kanserde tedavi amacında kullanılabilinir.
Sindirim sistemini ve metebolizmayı düzenli çalıştırdığı için kilo vermenize yardımcı olur.
Kaynak : https://www.kadinlarduysun.com

Pirinç Sütü İle Yağ Yakımı

Pirinç Sütü İle Yağ Yakımı
Diyet yaparken genellikle süt diyet listesinin içerisine girer. Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Hayvansal süt ürünlerinin içerisinde çok fazla laktoz bulunur. Bunun için laktozsuz süt üretilmiştir ama yinede çok fazla işe yaramaz. Bu yüzden sizlere sütün içerisinde bulunan mineraller ve proteinlerin aynılarını alabileceğiniz bir bitkisel süt tarifi vereceğiz.
Kendiniz elde edeceğiniz pirinç sütü size sağlıklı bir yaşam sunarken aynı zamanda bacak, sırt ve göbek yağlarınızdan kurtulmanız için birebir.
Malzemeler
– 8 kap su
– 1 kap esmer veya normal pirinç
– 4 yemek kaşığı bal
– 2 yemek kaşığı ayçicek yağı





Hazırlanışı: İlk önce derin bir tencerede 8 kap suyu kaynatın. Kaynayan suyun içerisine 1 kap pirinçi ekleyin. Ocağı kısık ateşe getirin ve 2 saat boyunca kaynamaya bırakın. 2 saat sonra pirinçlerin suyunu süzün ve soğumaya bırakın. Soğuyan pirinçleri mikserle karıştırın (Kıvamı krem haline gelsin). Krem haline pirinçlerin üzerine 4 yemek kaşığı balı ve 2 yemek kaşığı ayçicek yağını ekleyin karıştırın. Pirinç sütü tarifi içilmeye hazır durumdadır.
Not: Ağzı kapaklı bir şişeye yada kase ye koyarsınız daha iyi olur.
Kullanımı: Elde ettiğiniz karışımı üçe bölün ve üç gün boyunca tüketin.





Pirinç Sütünün Yararları
Kolestrolü düşürerek dengeli bir kolestrol sağlar. İçerisinde bulunan az yağdan ötürü vitamin emilimin, daha da arttırır.  İçerisinde bulunan D vitamini sayesinde vucüdu gençleştirir. Her gün bir bardak tüketildiğinde bağışıklık sisteminiz güçlenir ve kolay kolay hasta olmazsınız. Bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağlar. Fazla yağlardan ve toksinlerden arınmanıza yardımcı olur.
Kaynak : https://www.kadinlarduysun.com

Column Left