Column Left

Bizi Takip Edin

14 Kasım 2019 Perşembe

Eklem ve Kemik Ağrıları için Harika Çözüm

Eklem ve Kemik Ağrıları için Harika Çözüm
Yaşımız ilerledikçe vücudumuz gitgide kötüleşir ve ilk yaşlanma belirtileri ortay çıkmaya başlar. Yaşlandığımızın en yaygın belirtisi çoğu zaman eklem ve kemik ağrıları olur.
Eklem ve kemik ağrıları genellikle ayakta sabit vaziyette ve yürürken tüm vücut ağırlığımızı yüklenen dizlerde hissedilir.
Bu nedenle dizler yaş ilerledikçe yıpranmanın en önemli belirtilerinin ortaya çıktığı yerlerdir. Belli bir zaman sonra esnekliklerini kaybeder böylece günlük işleri idame ettiremeyecek duruma gelir.
Eğer bu durumun üzerine düşmez ve gerekli önlemleri almazsanız zaman içerisinde durum daha kötüye gidebilir ve hareket edemez hale gelebilirsiniz.





Bu nedenle dizlerinizdeki acıyı azaltacak, eklemlerinizin ve kemiklerinizin daha sağlıklı olmasına yardımcı olacak doğal tarifler bulup uygulayabilirsiniz. Bu konuda etkili bir tarif ise kırmızıbiber ve sirke kullanarak hazırlanan ev yapımı tariftir.
Gerekli Malzemeler:
2 çorba kırmızıbiber (Kapsasin maddesi açısından zengin olan kırmızıbiber, ağrılı bölgeye etki ederek ağrıları azaltmakla kalmayıp besin içerikleri nedeniyle de gelecekteki ağrıların engellenmesini sağlayacaktır.)
Bir bardak elma sirkesi
1-2 cm rendelenmiş zencefil kökü



Hazırlanışı
Elma sirkesini bir kaba koyun, rendelenmiş zencefili ve kırmızıbiberi ekleyin. Tüm malzemeleri iyice karıştırın ve bir macun elde edin.
Elinizdeki bu karışımı ağrıyan bölgelere günde iki kez uygulayın ve 20 dakika bekletin. Ardından uygulama yaptığınız bölgeyi durulayın.
Düzenli olarak uygulayacağınız bu tarif sayesinde eklem ve kemik ağrıları azalacak ve daha sağlıklı bir vücuda kavuşacaksınız.
Kaynak : https://www.bitkilog.com/

Bilim İnsanları Sonunda Açıkladı: Parmak Kütletmek Zararlı mı Değil mi?

Bilim İnsanları Sonunda Açıkladı: Parmak Kütletmek Zararlı mı Değil mi?
Birçok insan zararlı olduğunu düşünüyor, biz de hemfikiriz.
Öncelikle parmaklarımızı kütlettiğimizde, gerçekte ne oluyor?
Basitçe anlatırsak; eklem, iki kemiğin birleştiği yer ve eklem kapsülü sıvıyla dolu. Eklemlerimizi her kütlettiğimizde kemikler arasındaki boşluk genişliyor. Eklem sıvısı kemikler arasındaki boşluğu doldurmada yetersiz kalıyor, içerideki basınç düşüyor ve gazla dolu bir kabarcık oluşuyor. Duyduğumuz ses ise bu kabarcık kırıldığında çıkan küt sesi.
Parmak çıtlatmanın zararlı olduğunu iddia eden çalışmalar olmasına rağmen eklemlerde belli bir rahatlama sağladığı için bu durum birçok insan için alışkanlık haline gelmiş durumda.
Eklem kütletmek, parmak kütletmek ya da parmak çıtlatmak (nasıl isimlendirmek isterseniz) o bölgedeki gerilimi rahatlatmak için sıklıkla yapılan bir harekettir. Ancak, çeşitli çalışmalar parmak çıtlatmanın zararlı olduğunu işaret ediyor. Bu makalemizde, neden böyle bir sonuca varıldığını ve çıtlatma sesi çıktığında eklemlerinizde neler olduğunu bulabilirsiniz.





Parmaklarınız neden “çıtlar”?
Parmaklarınızı, el ve ayak bileklerinizi ya da vücudunuzun herhangi bir bölümünü çıtlattığınız zaman duyduğunuz bu ses eklemlerde bulunan sıvının içindeki baloncukların patlaması sonucu oluşur.
Eklemlerin kemikleri birleştiren noktalar olduğunu ve ince bir tabaka halinde “sinoviyal” sıvıyla kaplı olduğunu da unutmamak gerekir. Örneğin, bir parmak eklemini çıtlattığınızda, kütlettiğinizde ya da esnettiğinizde eklem uçları birbirinden ayrılır.
Eklemlerinizi saran kapsül esner ve genişler, böylece buradaki baskı azalır. Bu durum gerçekleştiğinde ise sinoviyal sıvısının içindeki çözünen gazlar baloncuk oluşmasına neden olur. Ardından baloncuklar söz konusu olan çıtlama sesini çıkartarak ‘patlar’.



Bu gazların sinoviyal sıvının içinde erimesi için yarım saate ihtiyaçları vardır. Bu nedenle bir eklemi kütletip ‘çıtlama’ sesini duyduktan sonra yarım saatlik süre boyunca bunu tekrarlamamanızı tavsiye ederiz. Sıklıkla karşılaşılan bu alışkanlığın risklerinin belirlenmesiyle ilgili yapılmış çok fazla bilimsel çalışma olmadığını da belirtmek gerekir.
Ancak, parmaklarını sıklıkla çıtlatan farklı insanların artrit ya da osteoartrit gibi eklem rahatsızlıklarıyla karşılaşıp karşılaşmadıklarını analiz etme amacıyla çeşitli girişimlerde bulunuldu.
Yapılan çalışmalar sonucunda parmaklarda yumuşak doku zedelenmesi ve bir nesneyi tutmada zorluk çekme gibi deformasyon belirtileri oluştuğu keşfedildi. Bu durumun eklem bağlarının defalarca ve hızlıca esnemesi ve kasılması ile ilgili olduğu düşünülüyor.
Konuyla ilgili esas olan şey şu ki, parmaklarınızı çıtlatmak eklemlerde hareket kabiliyetinde artışa ve bir rahatlama hissi oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle de birçok insan çıtlatmayı günlük bir alışkanlık haline getiriyor. Diğer yandan kimileri ise amacı eklemleri rahatlatmak için kemikleri “düzenlemek” ya da “sıraya dizmek” olan Kiropraktör uzmanına başvuruyor. Bu tedavi yöntemini uygulayanlar ağrılarının azalması ve kaslarının yumuşamasıyla birlikte kendilerini gevşemiş ve rahatlamış hissettiklerini belirtiyorlar.
Parmak çıtlatmak kasların zayıflamasına neden olur
Bazı araştırmacılara göre eklemlerinizi kütletmenin, özellikle de parmaklarınızı çıtlatmanın başlıca sonucu kaslardaki zayıflamadır. Ancak bunun fiziksel olarak çok aktif olmayan insanların sıklıkla karşılaştığı bir durum olduğunu unutmayın, çünkü yetersiz aktiviteden dolayı gün içinde eklem ve kaslar sadece çıtlatma sonucu esner.
Hareketsizlik kas yapısının güçsüzleşmesine neden olur, böylece kaslar yıpranmışlık ve yorgunluk hissi verir. Ve bu şekilde kısır döngü başlar, bir kişi eklemlerini rahatlatmak için parmaklarını çıtlattıktan kısa süre sonra bunu tekrar yapma gereği duyar.



Bu hareket sıklıkla yapılarak ağrı ve kasılmalar azaltılmak istenir ancak eklemler için doğal olmayan, ters ve uygunsuz bir hareket olduğunun da akıldan çıkarılmaması gerekir. Kasları gevşettiği yönündeki yaygın inanışın tersine, kemikler arasındaki aşınmayı engelleyen doğal bir kayganlaştırıcı olan sinoviyal sıvısının kaybına neden olur.
Bu sadece eklem sağlığınızın bozulmasına yol açmakla kalmayıp kemiklerinizin aşınmasına ya da kırılmasına bile sebep olabilir. Karşılaşabileceğiniz diğer sonuçlar ise sertlik, problemli bölgede deformasyon, sadece dinlendikten sonra geçen keskin ağrılardır.
Bu problemlerin en sık görüldüğü grup 40 yaş üstü yetişkinlerdir. Eklemleri kütletme sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklar en çok el (parmaklar ve bilekler) ve boyun bölgesinde gözlemlenir. Bu problemleri engellemenin en iyi yolu yaşınızı ve fiziksel durumunuzu da göz önüne alarak egzersiz yapmaktır. Yürüyüş ve yüzme en çok tavsiye edilen egzersizlerdir.
Kaslarınızı güçlendiren ve esneklik kazandıran egzersizleri de yapmanız şiddetle tavsiye edilir, çünkü böylece eklemlerinize zarar vermeden ve zorlamadan her türlü hareketi yapabilecek dayanıklılığı kazanırsınız.
Otuzlu yaşları geçtikten sonra eklem dokuları esnekliklerini kaybetmeye başlarlar, bu nedenle fiziksel hareketsizlik ya da bilgisayar ve televizyon karşısında uzun süre hareketsiz kalmak gibi zararlı alışkanlıklardan kurtulmak daha önemli hale gelir.
Parmaklarınızı çıtlatmak artrite neden olur mu?



Birçok insan parmakları çıtlatmanın ya da eklemleri esnetmenin artrite neden olup olmadığını merak ediyor. Makalemizde daha önce de belirttiğimiz gibi, eğer bu yıllar boyunca devam eden günlük bir alışkanlık haline gelirse teorik olarak kıkırdaklarınıza zarar verebileceği doğrudur.
Bu konuyla ilgili bilinen en iyi çalışma, sol elindeki parmaklarını 60 yıl boyunca günde iki kere çıtlatıp sağ elindekilere ise hiç dokunmayan Dr. Donald Unger tarafından yapılmıştır. Çalışma sırasında parmaklarını her yıl inceleyen Dr. Unger, iki elinde de hiçbir deformasyon belirtisiyle karşılaşmadı.
Bir diğer çalışma da ise Los Angeles’taki bir huzurevinde bulunan yaşlı 30 insan üzerinde yapıldı. Bu çalışmada hayatları boyunca parmaklarını çıtlatan kişilerin osteoartrit sorunu yaşamadıkları gözlemlendi.
Üçüncü çalışma ise Detroit’te 45 yaşındaki yetişkin insanlar üzerinde yapıldı. Bu çalışma sırasında temel problemin parmaklardaki kavrama kabiliyetindeki düşüş olduğu ve katılanların %80’inden fazlasının parmaklarında şişkinlik oluştuğu keşfedildi.
Bu nedenle parmaklarınızı devamlı çıtlatmanızı tavsiye etmiyoruz. Ancak yine de ara sıra eklemlerdeki kasılmayı azaltmak için yapmak o kadar da kötü bir şeymiş gibi görünmüyor.
Umarız parmakları çıtlatmakla ilgili sıklıkla karşılaşılan soruların cevaplarını vermişizdir. Okuduğunuz için teşekkürler!
Kaynak : https://www.bitkilog.com/

Kolon Kanserinden Korunmak için 5 Öneri

Kolon Kanserinden Korunmak için 5 Öneri
İstatiklere göre, kolon kanseri yılda neredeyse 40 bin insanın hayatını alıyor. Kolon kanseri en ciddi hastalıklardan biri ve unutmayın; erken teşhis edildiği zaman, erken dönemde tedavisi de mümkündür.
İlk olarak, kolon kanserinin diğer kanser türleri gibi yüzde yüz korumasının olmadığını bilmeniz önemli, çünkü ona yol açan bütün faktörleri bilmek mümkün değildir. Ama sağlıklı bir yaşam tarzı ve iyi beslenme ile kendinizi iyi duruma sokabilir, ve koruyabilirsiniz. Bu yüzden bugün sizlere bu problemden elinizden geldiğince korunabilmek için temel önerilerde bulunacağız.
Tüm sağlığınız ve kafa rahatlığınız için denemeye değer!
Kolon kanserinden korunmak için doğal yollar
1. Bolca lif tüketin
Bugün ne kadar lif tükettiniz? Belki arada bir bu besini düşünüyorsunuz ama diğer zamanlarda, meşgul hayatınız yüzünden buzdolabında gözünüze ilk gelen şeyi kapıveriyorsunuz. Bu yüzden bugünlerde insanlar trans yağların, tuzun ve beyaz unun çok olduğu hazır, dondurulmuş yiyecekler tüketiyor. Bunların hepsinin sindirimi zordur.
Karaciğeri ve bağırsakları aşırı doyuran ve toksinlere yol açan yiyecekler kolona saldırır ve verimliliğine zarar verir. Bunun farkında olmanız önemli, bu yüzden günlük diyetinize yeterince lif eklemelisiniz. İhtiyacınız olan lif miktarı günde 25-35 gramdır.





Aşağıda yeterince lif almak için diyetinize ekleyebileceğiniz ana yiyecekleri bulabilirsiniz:
Tam tahıllar
Yulaf
Esmer pirinç
Gevrekler
Baklagiller
Meyveler
Kuruyemiş
Yeşil yapraklı sebzeler
Kök sebzeler, turp, havuç vb.
Patlıcan
Enginar
2. Zararlı yağları almayı bırakın
Bildiğiniz gibi vücuda iyi gelen belli yiyecekler vardır -zeytinyağı, yağlı asitler içeren somon gibi balıklar vs. Bunlar dünyada en sağlıklı olduğu bilinen beslenme biçiminin temel gıdalarıdır: Akdeniz diyeti.
Ama kırmızı et, şeker, hamur işi ve dahasından gelen yağlar sağlığınız için kötüdür ve kolon kanserini tetikler. Bunlardan kaçınmalısınız. Çok fazla yağ tükettiğinizde vücut işlediği öd ve mide asidini arttırır ve bu da doğrudan kolonu etkiler. Çok tehlikelidir.



3. Daha fazla antioksidan alın
Güne bir kaşık zeytinyağı ve bir kaç damla limon suyuyla başlamaya ne dersiniz? İçinde biraz limon suyu olan bir bardak ılık su da muhteşem bir fikir. Bunların ikisi de güne başlarken vücudu temizlemek ve harika bir antioksidan kokteyli için harika yollar.
Bu vücudun neye ihtiyacı olduğunu bilmekten geçer ve beslenmenizde değişiklikler yapmaya cesaret ederek bu antioksidanları alabilirsiniz, böylece vücudunuz kansere yol açan serbest radikallerle daha kolay savaşır.
İçeriğinde A, C ve E vitamini olan sebze ve meyveler yüksek oranda antioksidan almak için harikadır, bu yüzden şunları diyetinize eklmeye özen gösterin:
Turunçgiller
Papaya
Havuç
Çilek
Yaban mersini
Kivi
4. Folik asit
Bir çok araştırma kolon kanserinden korunmak için yeterince folik asit almanın öneminden bahsediyor. Folik asit B9 Vitamini olarak da bilinir, bu sindirim sistemini mideden kolona kadar güçlendirir ve geliştirir. Hücresel gelişimi düzenler ve sizi hastalıklardan korur.
Bu yüzden iş takviye almaya gelince iki kez düşünmeyin. Her zaman öncesinde doktorunuza başvurabilirsiniz veya eczanenizde ve aktarınızda takviyeler bulabilirsiniz. Ayrıca sağlıklı bir beslenme ile yeterince folik asit alabilirsiniz. İşte alışveriş listenize eklemeniz gereken yiyeceklerin listesi:
Taze portakal suyu
Kıvırcık lahana
Ispanak
Brokoli
Pazı
Mercimek
Kuşkonmaz
Lahana
Brüksel lahanası
Bezelye
Fıstık
Tatlı patates
Avokado
Kavun
Muz
5. D Vitamini
Araştırmacılar ve beslenme uzmanları D vitamini seviyeniz yerindeyse kolon kanserinden korunabileceğinizi söylüyorlar. Bu vitaminin eksikliğini yaşamaya başladığınızda sayısız hastalığın riskini taşırsınız ve en tehlikelilerinden biri kolon kanseridir.
Asıl problem D vitaminin marketlerde bulunmamasıdır, dolayısıyla doktorunuzla konuşun ve kan tahlili yaptırın, böylece bu vitaminden ne kadar almanız gerektiğini öğrenebilirsiniz. Eğer ihtiyacınız varsa size yardımcı olacak takviyeler önerebilir. Ama seviyenizi arttırmak için aşağıdaki doğal kaynakları da unutmayın:
Güneşe çıkın, öğlenleri 10.00 ile 14.00 arası aşırı güneşten kaçının.
Daha fazla somon ve sardalye yiyin.
Tavuk ciğeri deneyin.
D vitamini eklenmiş süt için, marketlerde bulabilirsiniz. Kaynak: Sağlığa Bir Adım Dergisi..
Kaynak : https://www.bitkilog.com/

ŞOK 20 Kasım 2019 Aktüel Ürünler Kataloğu

ŞOK 20 Kasım 2019 Aktüel Ürünler Kataloğu
İlgiyle beklenen Şok aktüel ürün katalogları geliyor. Şok 20 Kasım 2019 aktüel ürün kataloglarında bu hafta çok önemli indirimler yer almakta… İndirim rüzgarının estiği Şok kataloglarında çok özel fiyatlar ve ürünler yer alıyor. Yeni fırsat kampanyalarına çok fazla girişmeyen Şok aktüel, yeni haftasında 20 kasım ürünleri ile sizlerle olacak. Detaylar ile Aktüel Ürünler incelemesi başlıyor.
Şok 20 Kasım 2019 aktüel ürün kataloglarında akıllara gelebilecek önemli ürünler ve güzel fiyatlar yer alıyor. Sizler için hazırlanan Şok ürünlerinin detaylandırıldığı bu mecrada sosyal medya kullanıcılarının da ilgi göstermesi sonucu görseller şimdiden açığa çıktı. Meraklı gözlerin üzerinde olduğu Şok aktüel 20 kasım kataloglarına daha detaylı bir pencereden baktığımız ve pek çok soruya yanıt bulduğumuz incelememiz başlıyor.











13 Kasım 2019 Çarşamba

A101 21 Kasım 2019 Aktüel İndirimli Ürünler Kataloğu

A101 21 Kasım 2019 Aktüel İndirimli Ürünler Kataloğu
Günümüzün vazgeçilmezi A101 aktüel ürünleri yenileniyor. A101 21 Kasım 2019 aktüel ürünler kataloğu yeni hafta fırsatlarında bulunan ve kampanyaları ile sizlerle olacak olan bu haftanın indirimli ürünlerine Aktüel Ürünler tek tek değiniyor. Siz de pratiktarifim.com ile en detaylı kataloğun incelemesini görün.









12 Kasım 2019 Salı

Sarkan Göğüsleriniz İçin Yumurta Maskesi

Sarkan Göğüsleriniz İçin Yumurta Maskesi
Hepimiz göğüslerimizin sarkmaya başladığı zamandan korkuyoruz. Yaşlanmanın kaçınılmaz sonuçlarından biri sarkma. Diğerleri geçici olabilir ancak uygun önlemleri almaktan çekinirseniz kalıcı sarkmaya neden olabilirler. Gebelik, hızlı kilo kaybı, tıbbi durum, sigara – meme sıkılığını etkileyen faktörlerdir.
Tabii ki, sadece haksızlık olur, pek çok neden tek bir çıkış yolu olmamalıdır. ama, neyse ki, göğüslerinizi sarkmaktan kurtarmanın bir yolu var ve bu bugün tartışacağımız bir şey.
Tahmin edebileceğiniz gibi, sarkan göğüsleriniz için sıkılaştırılmış bir yumurta maskesi hakkında konuşacağız.



Malzemeler:
bir yumurta,
bir çay kaşığı E vitamini,
iki çay kaşığı yoğurt.



Hazırlanması ve kullanımı:
Tüm malzemeleri birlikte karıştırdıktan sonra, karışımı göğüslerinize uygulayın ve 15 dakika kadar masaj yapın.
Göğüslerinizin gerekli olan her şeyi emdiğinden emin olun ve karışımı yıkayın.
Sonucu daha hızlı görmek için göğüslerinize hemen hemen her gün, haftada en az beş kez zeytinyağı ile masaj yapabilirsiniz. Etkisi şaşırtıcı olacak.
Yeterince mutluysanız ve böyle bir şey henüz başınıza gelmediyse, göğüs sarkmasını önlemenin de yolları vardır.



Kilonuzu kontrol altında tutmanız çok önemlidir, eğer biraz kilo vermeye çalışsanız bile, yavaş yavaş yaptığınızdan emin olun.
Ayrıca düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme şeklini unutmamalısınız.
Tabii ki kulağa oldukça açık geliyor, ama ne kadar etkili olduğuna şaşıracaksınız.
Kaynak : yemekev.com

Eller Nasıl Gençleştirilir, 60 Yaşında Bile Olsanız Elleriniz 30 Yaşında Gibi Görünecek

Eller Nasıl Gençleştirilir, 60 Yaşında Bile Olsanız Elleriniz 30 Yaşında Gibi Görünecek
Hazırlayacağınız bu doğal krem sayesinde cildinizde sizi rahatsız eden kırışıklıkları hafifletebilirsiniz. Bu kremi yalnızca elleriniz için değil aynı zamanda boyun, karın ve yüz bölgeniz için de uygulayabilirsiniz.
Bu doğal yöntem sayesinde kırışıklıklarla savaşmanız kolaylaşacak…
Hindistancevizi Yağı ve Tarçın Karışımı
Tarçın, birçok kullanım alanı olan ve oldukça da yararlı doğal bir bitkidir. İçeriğindeki anti-iflamatuar sayesinde iltihaplı sivilcelerden kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda acıyı hafifletir.
Cildinize herhangi bir zararı olmayacağından emin olabilirsiniz. Cildinizin parlak ve genç görünümüne katkı sağlayacak.



Gerekli olan malzemeler:
2 tatlı kaşığı tarçın tozu
bir yemek kaşığı kahverengi şeker
2 tatlı kaşığı hindistancevizi yağı



Hazırlanışı
Yapmanız gereken şey oldukça basit. Tüm malzemeleri bir kap içerisinde homojen bir hal alıncaya dek karıştırmak. Dikkat etmeniz gereken şey; ellerinizin temiz olması. Ve kesinlikle bu kremi uygulamadan önce ellerinizi veya boynunuzu ılık su ile durulayın.



Ölü hücrelerden kurtulmak için hafif hafif ovalayın ve daha sonra ellerinizi durulayın.
Oldukça hızlı ve pratik olan bu yöntem sayesinde kırışıklıklardan kısa süre içerisinde kurtulacaksınız. Böylelikle daha sağlıklı ve daha dinç hissedeceksiniz.
Kaynak : yemekev.com

Bu kür ile gecelik kilo verin

Bu kür ile gecelik kilo verin
Kilo Verme Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kilo vermek için gösterdiğimiz çabanın karşılığını alamamak ya da uyguladığımız diyet programlarının faydasını görememek çoğu zaman bizi başka arayışlara itmektedir.
Toplum olarak başladığımız bir iş için yeterli çabayı göstermemek ve sabır katsayımızın düşük olması kilo verme isteğimizde de kendini göstermektedir.
Sağlıklı bir şekilde hızlı kilo vermek ile hızlı kilo verme arasında çok büyük farklar bulunmaktadır. İnternette gördüğünüz o 1 haftada 5 kilo verme, 1 ayda 30 kilo vermek gibi diyet programları aslında vücudunuzun su ve kas dokusu kaybına yol açmasını sağlamaktadır.
Bu kilo verme yöntemleri vücudumuza kalıcı değil geçici cevaplar verdiği için çoğu zaman umduğumuzu bulamayabiliyoruz.
Kilo vermenin en önemli kurallarından vazgeçerek uyguladığımız bu ‘şok diyetler’ adını verdiğimiz durumlar ile kaybettiğimiz kiloları tekrar almamız ise neredeyse garantidir.
Peki kilo vermemizi sağlamak için hangi adımları uygulamalıyız.





Kilo Vermek İçin Atılacak Adımlar
Yaşam biçimimizi değiştirmeliyiz.
Boş kalorilerden uzak durmalı ve şeker detoksuna başlamalıyız.
Egzersiz yaşamımızın bir parçası olmalı
Her insanın vücudunun farklılıklar gösterdiğini bilerek kilo vermek hakkında fikir sahibi olup bir uzmana danışmalıyız.
Karbonhidratlar konusunda seçici olmalıyız.
Bunlara ek olarak yardımcı yöntemlere başvurmalıyız.



Öğün sayılarını arttırıp, posiyonları küçültmeliyiz.
Gecelik Kilo Vermenize Yardımcı Olacak Tarçın ve Bal Kürü
Sağlıklı kilo vermek için uygulayacağınız doğru adımlardan sonra bu ev yapımı içecek metabolizmanızı arttırmakla birlikte kilo verme sürecinizi de hızlandıracak bir adımdır.
Bu tarçın ve bal karışımı kilo kaybetmemize nasıl yardımcı olmaktadır. Tarçın önemli miktarda antioksidan içermekte, yara iyileşmesine yardımcı olmakta ve kan basıncı ile kolesterolü düşürmektedir.
Aynı zamanda Tip-2 diyabet ve kan şekeri olan bireylerde önemli bir iştah kesici olarak işlev görmektedir.
Bal ise yüksek kalorili bir tatlandırıcı olmasına rağmen açlık üzerinde ki etkisiyle önemli oranda kilo verme faydaları sağlamaktadır.
Hızlı Kilo Verme İçeceği Nasıl Yapılır?
1 bardak su
1 yemek kaşığı tarçın
1 yemek kaşığı bal
Bir tava içerisine ekleyeceğiniz su kaynadıktan sonra toz tarçını ekleyip karıştırdıktan sonra ocaktan aldığımız tavanın soğumasından sonra içerisine bal karıştırarak içeceği hazır hale getirebilirsiniz.
Hızlı kilo vermek için bu içeceği gece yatmadan önce yarısını tüketip sabah kahvaltıdan öncede diğer yarısını içebilirsiniz. İstediğiniz sonuçları alabilmek için diyetin tüm aşamalarını dikkate almalısınız.
Kaynak : yemekev.com

Kabızlık sorununa anında çözüm oluyor

Kabızlık sorununa anında çözüm oluyor
Kabızlık bağırsak hareketlerinin azalmasıyla meydana gelen ve boşaltım sisteminin düzgün çalışmaması sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Genellikle doğal yöntemler ile geçen hafif kabızlık durumları bazen çok ileri boyutlara da gidebilir. Kabızlığa en etkili doğal yöntemler nelerdir?
Kabızlıktan uygulanan doğru yöntem ve yaklaşımlar ile kurtulmanız mümkün. Peki, bu yöntem ve yaklaşımlar nelerdir? İşte haberimizin detayları… Sindirim sistemini sağlıklı tutmak için her zaman evinizde bulundurmanız gereken besinlerle başlayalım
Bağırsakları çalıştıran, kilo sorununu çözmenize yardımcı yaban mersini kabızlığı tedavi etme özelliğine sahiptir.
Balın faydaları saymakla bitmez sindirim sistemine ve kabızlığa çok iyi geldiği bilinen bal sıcak su ile karıştırılıp içildiğinde kabızlığı çözmek için etkili bir yöntem haline gelir.





Bağırsak hareketlerinizi düzenleyen rezene, sindirimi kolay olduğundan kabızlık sorununuza etkili bir çözümdür.
Zeytinyağının içinde bulunan ve bağırsak emilimine yardımcı toksinlerle kabızlık sorununuzu giderebilirsiniz. Günde 2 defa içmeniz yeterli olacaktır.
Bağırsak kaslarınızı gevşetir, kasılması gereken kasları çalıştırarak bağırsak hareketlerinizi düzenler. Bileşeninde bolca lif bulunduran kivi kabızlığı önlemeye yardımcıdır. Yeşillikler Kabızlık dönemlerinizde lifli gıdalar tüketerek vücudunuzda bulunan toksinleri atabilirsiniz. En geleneksel yöntemler ile devam edebilirsiniz
Sabahları aç karnınıza bir bardak suyu ve 2-3 tane kuru kayısıyı birlikte tüketerek sindirim sisteminizi harekete geçirebilirsiniz.
Güney Amerika’da yetişen bu popüler adaçayı yüksek lif oranı sayesinde sindirim sisteminiz düzenler kabızlık sorunuzu da çözer.
Kaynak : yemekev.com

Meğer Hangi Hastalıkların Habercisiymiş

Meğer Hangi Hastalıkların Habercisiymiş
Diğer adı "aftöz ülser" olan aft, ağız içinde görülen ağrılı ülserdir. Klasik aft yarası, ağız içindeki mukoza tabakası üstünde, kırmızı oval sınırlı yaralar halinde görülür. kadınların erkeklere oranla bu yaralara daha yatkın olduğunu gösteriyor. Aft genellikle; yanak ısırma, dudak yeme veya darbe sonucu ağız içinde oluşan açık yaralar.
Birçok hastalığa gebe. baharat, çikolata, kahve gibi çeşitli gıdalara karşı hassasiyet, bazı vitamin ve mineral eksiklikleri, hormon dalgalanmaları, bazı diş macunları ve gargara suları nedeniyle oluşmakla birlikte bunlardan farklı bir nedenden dolayı da görülebilir.
Aft, kadınlar dışında en çok ergenlikte ve ergenliği takip eden 4-5 senelik süreçte görülmektedir. Yaş ilerledikçe (normal sağlık koşullarında) yaralar daha az görülmeye başlar.
Bulaşıcı olmayan aft nedenleri arasında pek çok farklı sorun, kalıtımsal özellikler ve çevre koşulları gösterilse de bu yaraların tam olarak nedeni bilinmemektedir.





Yukarıda sayılan nedenlere ek olarak kaygı ve stres gibi duygu durumları, bazı ilaçlar (ağrı kesiciler, beta blokerler…) ağız içinde çeşitli bölgelerde ülser benzeri yaralara neden olabilir.
AFTIN DİĞER NEDENLERİ...Helicobacter Pylori: Bazı araştırmalar, peptik ülsere (mide ülseri) neden olan "helicobacter pylori" bakterisini, ağız içinde oluşan yaraların nedenleri arasında göstermektedir
Ülseratif Kolit: Kolon ve rektumun iç çeperinde ülserlere ve tahrişe neden olan "ülseratif kolit" ile kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığı olan "Crohn hastalığı" tekrar eden aftlara neden olabilir. Çölyak Hastalığı: Glüten intoleransı nedeniyle bağırsaklarda sorunlara yol açan çöyak hastalığı bazı vitamin ve minerallerin vücut tarafından emilmesine engel olarak aft yaralarına yol açabilir.Behçet Hastalığı: Göz iltihabı, genital bölgede oluşan yaralar ve aftlar Behçet hastalığının karakteristik belirtileri arasındadır. Zayıf Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık sisteminin zayıflatan hastalıklar ve enfeksiyonlar ağız içinde yaralara neden olabilir.Ağız Bakım Ürünleri: Sodyum lauril sülfat içeren diş macunu ve gargara sularının aft oluşumu riskini arttırdığı bilinmektedir. Bu ürünleri satın alırken ambalaj üzerindeki içindekiler bölümüne bakarak "sodium lauryl sulfate" içerip içermediğini öğrenebilirsiniz.
Kaynak : yemekev.com

1 Hafta, Günde 2 Kez İçince Karın Yağları Yok Oluyor

1 Hafta, Günde 2 Kez İçince Karın Yağları Yok Oluyor
Spor yapmaya vaktiniz yok ancak karın bölgenizi düzleştirmek mi istiyorsunuz? Bu içecek tam size göre.
Malzemeler:1 bardak greyfurt suyu (portakal veya ananas da olur),2 yemek kaşığı elma sirkesi 1 çorba kaşığı bal.Hepsini karıştırın ve yağ yakıcı içeceğimiz hazır!
Ne Zaman ve Nasıl Tüketmeli? Öğlen veya akşam yemeğinden önce 7 gün boyunca tüketin. 7 gün sonra farkı görmeye başlayacaksınız. 7 günden sonra günde 2 yerine 4 bardağa çıkarın. 1 greyfurtta 53 kalori ve 2 gram lif bulunur. Her yemekten önce greyfurt tüketirseniz daha hızlı kilo verirsiniz.





Elma sirkesi sindirim sisteminizi düzenler. Tükettiğiniz yağ sindirim sisteminizde daha az kalır. Vücudunuz alması gereken besleyicileri aldığında tükettiğiniz besinin fazlasını dışarı atacaktır.



Besinlerin sindirim sisteminde uzun süre kalması size kilo aldırırken, kısa kalması da yeterli beslenememenize sebep olur. Bu sebeple önerilenin dışında bir tarif uygulamamanızı tavsiye ederiz.



Umarız ki bu tarifi beğenir ve sonuçlarından memnun kalırsınız.
Kaynak : yemekev.com

İnsanda Ödem ve Şişkinliğin Zerresini Bırakmayan Yiyecek

İnsanda Ödem ve Şişkinliğin Zerresini Bırakmayan Yiyecek
Ödem ve şişkinlik problemini yazacağımız 8 yiyecek ile ortadan kaldırabilirsiniz. Ödem ve şişkinlik bayanları oldukça rahatsız eden ve sıkıntıya sokan bir problemdir. Bazen fazladan birkaç kilo aldığınızı düşünebilirsiniz, ancak gerçekte olan şey ödem birikimidir. Bunun nedeni çok fazla tuz tüketmeniz, böbreklerinizi çok zorlamanız, yaşadığınız hormonal dengesizlikler ya da vücudunuzdaki sıvıları normal yollardan atamamanız olabilir.
Yaş ilerledikçe ve metabolizma hızı yavaşladıkça bel bölgesinde yağ ve vücutta aşırı ödem birikmesi özellikle kadınlar için gayet normaldir. Bu makalemizde, vücudunuzdaki size ağırlık ve şişkinlik hissi veren tüm fazla sıvılardan kurtulmanıza yardım edecek 8 besin önereceğiz..
Maydanoz Sabahları tüketeceğiniz yarım kase maydanoz ödem ve şişkinlik için en etkili besinlerden biridir. Nar Veya Nar Suyu Özellikle taze nardan elde edilmiş nar suyu, ödem attırıcı etkiye sahiptir. Ancak şeker rahatsızlığı bulunanların nar suyunu hangi miktarda tüketmesi gerektiğini hekimine danışarak öğrenmesi gerekmektedir. Muz Muz, içeriğinde bulunan potasyum ile vücuttaki ödemleri yok etmeye oldukça faydalı bir meyvedir. Bununla birlikte insan vücudun ihtiyacı olan doğal şekerin alınmasını da sağlamaktadır. Muzun tüm bu faydalarının yanında gizli gücü ise, vücudumuzun güzel kokmasına faydalı olmasıdır. Ananas Doğal detoks olarak da bilinen ananası market raflarında her mevsim bulabilirsiniz. Ödem ve şişkinlik için ananası parçalara bölerek meyve suyu biçiminde de tüketebilirsiniz.
Yeşil Çay Bitki çayları arasında yeşil çayın yeri herzaman ayrı olmuştur. Fakat bu harika çayı yüksek miktarda içmemek gerekiyor. Aksi halde kalp çarpıntısına sebep olabilmektedir.Salatalık Salatalık sağlık için hazırlanan listelerde herzaman ilk sıralarda yer bulmuştur. Bünyesinde mevcut olan su miktarıyla günlük su ihtiyacımızı da karşılamaya faydalı olmaktadır. Taze salatalık mideyi rahatlatıcı faydasıda bulunmaktadır. Yoğurt Ödem ve şişkinlik için kullanacağımız az yağlı yoğurdu herhangi bir bakkaldan alabilir, yada daha da güzeli yoğurdumuzu kendimiz yapabiliriz. Detoks içecekleri ve smoothielerin de liste başında bulunan yoğurdun prebiyotik etkisi ödemlerden kurtulmaya faydalı olmaktadır. Su Bol bol su tüketmek, ödemlerden ve şişkinliklerden kurtulmanın en önemli kuralıdır. Günlük 1,5 litre ve üzerinde su tüketmek gerekmektedir. fakat arka arkaya içilen su vücut için zararli olabilmektedir. Su tüketimini gün içerisine yaymak en uygun seçim olacaktır. Ayrıca dip not olarak belirtmek gerekirse, kızartmalar, kafein, gazlı içecekler, hazır soslar, tuz ve sodyum tüketimini de minimuma indirmek ödem ve şişkinliklerden kurtulmada oldukça önemlidir. Bilindiği üzere gazlı ve kafein barındıran içecekler sağlık açısından da oldukça riskli sayılır. Sağlıklı beslenmek her birey için değerlidir.





Hızlı zayıflamak ve sıkılaşmak istiyorsanız, öncelikle vücudunuzda biriken ödemleri atmanız gerekir. Bunu kolay bir şekilde başarmanın yöntemi ise, ödem atıcı besinler ile hazırlanan karışımı tüketmek… İşte, işin uzmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’ndan ödem attıran bitkisel kür tarifi: Malzemeler Yarım demet maydanoz 1 su bardağı maden suyu 1 tatlı kaşığı zencefil Yarım limon 1 adet salatalık Yarım elma Hazırlanışı Yukarıda belirtilen tüm malzemeleri mutfak robotunda çektikten sonra, günde bir kaç defa aç karna için. Hatırlatma; Doktor kontrolünde olmak şartıyla emziren anneler kullanabilir. İstenen kiloya düşene kadar her gün içebilirsiniz. Taze, kök veya toz zencefil kullanılabilir. Varsa dereotu veya taze nane de eklenebilir.
Kaynak : yemekev.com

Yumurtayı kartonundan çıkarıp asla dolaba koymayın

Yumurtayı kartonundan çıkarıp asla dolaba koymayın
Çoğu kişi yumurta aldığı zaman eve gelince yumurtanın kartonunu atar ve buzdolabına yerleştirir. Peki bu yaptığımız doğru mu? Yumurta kartonu sadece yumurtanın kırılmaması için mi var? Yoksa bilmediğimiz başka bir işlevi mi var? İşte cevabı…
Karton yumurtaları korur. Ancak kartonun bir başka işlevi var. Buzdolabında bulunan yiyeceklerin kokularının yumurtaya gözeneklerden geçmesini önlüyor. Ayrıca pişmemiş yumurta kabuklarında çeşitli bakteriler bulunuyor. Yumurtaları kartonundan çıkarırsak, buzdolabında temas ettiği farklı yiyeceklere bu bakterileri geçirebilir.



Ancak yumurta piştikten sonra kabuğundaki ve kendisindeki bakteri riski ortadan kalkar. Ayrıca kutuların üzerinde son kullanma tarihleri bulunduğu için yumurtayı ne zaman aldığınızı ve ne zamana kadar tüketmeniz gerektiğini atlamamış olursunuz.
Büyükçe ve su dolu bir bardağa konulan yumurta suya batıp yatay duruyorsa taze, yarı yatay durursa 8-10 günlük, suyun yüzeyine çıkıyorsa bayat demektir.



Ayrıca yumurtayı kırınca da taze olup olmadığı anlaşılır. Taze yumurta kırıldığında sarısı dağılmaz, bombeli bir şekilde kalır, rengi parlak sarıdır ve yumurtanın akı sarısından kolay ayrılmaz. Bayat yumurta kırıldığında ise sarısı yassılaşır ya da dağılır, akının akışkanlığı azalmıştır, su gibidir.
Kaynak : yemekev.com

Column Left