Column Left

Bizi Takip Edin

27 Ekim 2019 Pazar

Sarı Kantaron Yağı Faydaları ve Kullanımı

Sarı Kantaron Yağı Faydaları ve Kullanımı
Sarı kantaron bitkisi, oldukça faydalı bir bitki olup direkt olarak kullanılabilmektedir. Sarı kantaron yağı ise bebeklerde bile kullanılmaktadır. Başta depresyon rahatsızlığında kullanılmakta olup strese bağlı ortaya çıkan tüm hastalıklarda etkili olmaktadır.
Sarı Kantaron Nedir?
Sarı kantaron, sarıkantarongiller familyasından olan bir bitkidir. Diğer adı Binbirdelikotu‘dur. Kendisine bu ismin verilmesinin sebebi; yapraklarının ışığa tutulduğu zaman parlak noktacıklar şeklinde yağ güdelerinin görülmesidir.
Sarı kantaron bitkisinin ana vatanı Kuzey Afrika, Batı Asya ve Avrupa’dır. Günümüzde ise başta Kuzey Amerika olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yetişmektedir. Ömrü uzundur, parlak yıldız şeklinde sarı renkte çiçekleri vardır. Yabani bir ot gibi yol kenarında kolaylıkla büyüyebilmektedir. Yani özel bir bakım istememektedir. Popülerliğini, orta derecedeki depresyon durumlarında kullanmasından almaktadır.
Sarı Kantaron Yağının Faydaları Nelerdir?
Romatizmal hastalıklarda özellikle sırt ve bel kısımlarındaki ağrılarda iyileştirici etkisi bulunmaktadır.





Vücuttaki yaraların ve yanıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Vücuttaki morarmaların geçmesinde faydalı olmaktadır.
Yara izi ya da çizik izi gibi görüntülerin geçmesine yardımcı olmaktadır.
Çıbanların daha kolay geçmesini sağlamaktadır.
Burkulma durumlarında kullanılması tavsiye edilmektedir.
Pürüzlü cilt yüzeylerinin bakımında aynı bir bakım toniği gibi görev üstlenmektedir.
Vücuttaki yeni hücrelerin oluşumuna destek vererek, vücudu yeniler.
Kişide kan şekerini düşürücü etki göstermektedir.
Güneşten zarar görmüş olan ciltlerde ve cilt lekeleri vakalarında kullanılabilmektedir.
Sarı Kantaron Yağı Nasıl Yapılır?
Bu bitkisel yağın hazırlanması için öncelikle sarı kantaron çiçeklerinin toplanması gerekmektedir. Bu çiçekler, bir kap içinde hafifçe ezilir. 250 gram kadar bitki ezilerek bir kavanoza alınır ve üzerine 2 çay bardağı zeytinyağı takviyesi yapılır. Bu kavanoz 5 gün süreyle güneş gören bir yerde bekletilir. Sonrasında ise kavanozun kapağı kapalı şekilde 1 ay boyunca güneş gören bir yerde bekletilir. Süre dolunca süzgeç veya tülbentten süzülür. Bu yağı, serin bir yerde ve koyu renkli şişeler içinde muhafaza ediniz.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Anzer Balı Nedir, Faydaları Nelerdir?

Anzer Balı Nedir, Faydaları Nelerdir?
ANZER BALI HAKKINDA BİLGİ
Anzer balı; Anzer yaylasında ki endemik türden çiçeklerin varlığı sayesinde elde edilen oldukça şifalı bir baldır. Anzer yaylası ise Rize ilinin İkizdere ilçesine bağlı yaylasıdır. 3000 metre rakımda olan anzer yaylası 500 farklı çiçeğe ev sahipliği yapar. Bu çiçeklerden yaklaşık 90 çeşidi de dünyanın hiç bir yerinde bulunmayan endemik bitki olma özelliği gösterir.
Anzer balının içerisinde yaklaşık %40 oranında meyve şekeri, %36 şeker, %16 su, %8’lik kısmında ise protein, mineral, vitamin ve bir takım bileşenler barındırır. Balı değerli yapan da bu %8’lik kısımda bulunan özel bileşenlerdir.
Anzer Balının Faydaları Nelerdir?
* Damar sertliğine iyi gelir. Kanı temizler. Damar tıkanıklığı önler.
* Kanser ve kısırlık tedavisinde kullanılır.
* Ağız yaralarını iyileştirici etkisi vardır.
* Cilt lekelerini  ve sivilceleri giderir.
* Bademcik iltihabını iyileştirir.
* Cinsel performansı artırır.





Ameliyattan sonra oluşan yaraların iyileşmesine katkı sağlar. Kemikleri güçlendirir.
* Bağırsak iltihabına karşı şifalıdır.
* Beyni güçlendirir.
* İştah açıcı özelliği vardır. Zayıflığa karşı kilo almak isteyenler için tavsiye edilir.
* Sinir sistemini iyileştirir.
* Saç dökülmesini ve sedef hastalığını önler.
* Anzer Balı astım ve öksürüğe karşı şifalıdır.
* Karaciğer hastalıkları ve hepatit virüsüne karşı vücudu korur.
Anzer Balı ve Poleni Fiyatı ?
Normal şartlarda bir arı kovanından 25 kilo arı balı çıkarken anzer balı yalnızca 1 kilogram çıkar. Elde edilmesi zor olan anzer balının fiyatı da ona göre artış gösterir. Anzer balı 2016 yılı itibariyle kilogramı 900 TL’den alıcı bulmaktadır. Anzer yaylasında 2015-2016 sezonunda yaklaşık 2 bin 500 kilogram anzer balı üretimi yapılmıştır.
Anzer poleninin fiyatı balına göre daha fazladır. 2016 yılı itibariyle 100 gram anzer balı poleni 130 TL’den alıcı buluyor.
Anzer Balı Nasıl Tüketilmelidir?
Yetişkinlerin günde 1 veya 2 defa sabah, akşam yemeklerden en az 2 saat kadar önce, 1 bardak suya 1 tatlı kaşığı anzer balı karıştırarak tüketmeleri önerilir. Dilerseniz direk katı olarak tüketip ardından su içebilirsiniz. Çocuklarda 3 çay kaşığı, bebeklerde ise 1 çay kaşığı olmak koşuluyla aynı şekilde tüketilmesi tavsiye edilir.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Portakal Kabuğu Tozu Faydaları ve Kullanım Alanları Portakal Kabuğu Tozu Nedir?

Portakal Kabuğu Tozu Faydaları ve Kullanım Alanları
Portakal Kabuğu Tozu Nedir?
Portakal kabuğu tozu; yaş haldeki portakalın, kabuklarının kurutulduktan sonra öğütülmesiyle elde edilen bir üründür. Yaş haldeki bir portakal, ortalama olarak %80 oranında su içermektedir.
Kurutulması sayesinde bu su oranı çok düşük değerlere çekilmiş olunur. Örneğin 5 kilo yaş portakalın kabuğunun kurutulmasından, 1 kilo kuru portakal kabuğu tozu elde edilmektedir. Portakalın kurutulması esnasında, içindeki su buharlaştırılmaktadır. Böylece meyvenin öz kısmı kalmaktadır. Kalan bu ürün besin değerleri açısından oldukça çeşitli ve zengin olmaktadır.
Portakal Kabuğu Tozu Nerelerde Kullanılır?
* Severek tükettiğimiz lokumun içine aroma vermesinin yanı sıra dış kaplamasında da kullanılabilmektedir.
* İyi bir koku ve renk verici üründür.
* Hazır paket edilmiş haldeki puding ve aşure gibi farklı tatlı çeşitlerinde kullanılabilmektedir.
* Çay olarak ya da çay karışımları içerisinde aroma verici olarak kullanılabilir.
* Bisküvi ve kek gibi yiyeceklerde kullanılmaktadır.





Portakal Kabuğu Tozunun Faydaları Nelerdir?
* Portakalın kabuk kısımları genellikle çöpe gitmektedir ancak bu kısmında da yüksek oranda C vitamini bulunmaktadır. Bu vitamin, vücut sağlığını korumaya yardımcı olurken ayrıca kanser hücrelerinin de büyümesini yavaşlatıcı etki göstermektedir.
* Portakalın kabuk kısmı, vücuttaki kolesterol seviyesini dengeleme etkisi olan hesperedin içermektedir.
* Vücudun metabolizma hızını arttırarak vücuttaki fazla yağın yakılmasına yardımcı olur. Dolayısıyla kişinin kilo vermesini kolaylaştırır.
* Sindirim sisteminin sağlığını, bağırsakları temizleyerek sağlar.
* Ciltte bulunan enfeksiyon rahatsızlıklarına karşı etkilidir.
* Solunum yolu rahatsızlıklarından olan bronşite karşı oldukça etkilidir.
* Kötü ağız kokusuna karşı oldukça etkilidir.
* Kan dolaşımının hızlanmasına yardımcı olur. Damar yolu tıkanıklıklarını önler.
* Böbrek taşını düşürmeye yardımcı etkisi vardır.
* Vücudun birçok hastalığa karşı daha dirençli olmasını sağlar.
* Temelde, yaş portakal kabuğu nelere iyi geliyorsa kuru hali de onlara iyi gelmektedir.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Zerdeçal Nasıl Kullanılır, Zerdeçalın Faydaları Nelerdir?

Zerdeçal Nasıl Kullanılır, Zerdeçalın Faydaları Nelerdir?
Karabiber zerdaçalda bulunan curcumin isimli maddenin etkisini bin kat artırır. Bu madde çok önemli bir maddedir. Hindistan gibi çok kötü koşullarda yaşayan insanların neden kansere daha az yakalandıklarının önemli bir kanıtıdır….
Anavatanı Güney Asya olan zerdeçal, hint safranı olarak da bilinir ve zencefilgiller ailesine mensuptur. Zerdeçöp, sarıboya, zerdeçav gibi isimleri de vardır.
Bitkinin armut şeklindeki ana kökleri baharat olarak kullanılmaktadır. Zerdeçal, renklendirici olarak kumaş ve deri boyanması gibi işlemlerde kullanılmaktadır. Eski zamanlarda; zerdeçalın asit ve bazlara tepki vermesi nedeniyle turnusol kağıdı yerine kullanıldığı bilinmektedir.
Baharat olarak kullanılması için bir dizi işlem görmesi gerekmektedir. Zerdeçal, safran yerine kullanılmakla birlikte; çeşni ve aroma arttırıcı olarak kullanıldığı bilinmektedir.
İspanyolların deniz ürünlerinden yapılan ünlü ” paella ” yemeğinde kullanılır. Ayrıca ”köri” yapımında ana malzemelerden biri zerdeçaldır. Zerdeçal; aroma ve lezzet arttırıcı olarak kadim tarihten beri hint ve çin mutfaklarında kullanılmaktadır. Her türlü yemek ve salatalarda, çorbalarda zerdeçal kullanılabilir. Zerdeçal özellikle; tavuk yemeklerinde, çorbalarda, patates salatasında tercih edilmektedir.
Zerdeçalın etken maddesi; kurkimindir. 3 gram zerdeçalda yaklaşık olarak 30-90 mg arası kurkumin bulunabilir.
Zerdeçal Nasıl Tüketilir? Zerdeçalı Neden Karabiberle Tüketmeliyiz?





Zerdeçalden tam fayda sağlamak için önemli bir nokta vardır. Bilindiği gibi zerdeçalın faydalarından bahsedilirken bu faydaları sağlayan etken madde curcumin ( kurkumin) isimli bir maddedir. Bu madde zerdeçal içerisinde ağırlıkça % 3 oranında bulunur.
Bu çok az bir orandır ve ham halde zerdecal tüketirken bu curcumin miktarının çok azı vücut tarafından emilir. Yapılan araştırmalarda, curcumin maddesinin etkisini arttıracak bazı maddeler tespit edilmiştir. Piperin adı verilen ve bildiğimiz karabiberin etken maddesi olan bu maddenin, curcuminin etkisini % 2000 oranında arttırabileceği tespit edilmiştir.
Ayrıca; curcumin yağda çözünebilen bir maddedir. Bu nedenle zerdeçal bitkisinden tam fayda sağlamak için yağlı yemeklere karabiberle birlikte eklenmesi uygun olur. Karabiberle birlikte zerdeçalin yağda bir süre beraber pişirilmesi de curcumin etkisini oldukça yüksek miktarda arttırmaktadır. Özellikle tavuk yemeklerinde zerdeçal ve karabiberin birlikte kullanılması ve bunun bir alışkanlık haline getirilmesi önemlidir.
Türkiye’de yapılan bir araştırmada ise artık ameliyat olasılığı bulunmayan Akciğer kanseri bir hastaya klinik ortamda verilen curcumin ve kişinin diyet listesinde karabiber-zerdeçal karışımını kullanması ile 6 ay sonra hastada büyük oranda iyileşme sağladığı görülmüştür ve bu olay tıp tarihine geçmiştir!! ( Bu bilgiyi lütfen not edelim ve hayatın her anında elden geldiğince uygulayalım, insanlara aktaralım.)
Zerdaçalın Faydaları Nelerdir?
Zerdeçalın etken maddesi olan Curcumin ( Kurkumin ) adlı maddenin insan sağlığı açısından pek çok etkisi olduğu yapılan araştırmalarla bilinmektedir. Cincinnati Üniversitesince yapılan bir araştırmada zerdeçalın özellikle eklemlerde ağrı ve iltihaba yol açan COX-2 adlı enzimi durdurduğu tespit edilmiştir.
Curcumin ( Kurkumin ) üzerinde yapılan araştırmalarda, zerdeçalın kanser, diyabet, alzehimer gibi hastalıkları önleyici etkisinin bulunduğu gözlenmiştir. Kanserli hücreleri öldürdüğü tespit edilen zerdeçalın kanser türlerinde, önleyici ve destekleyici olarak kullanılabileceği görülmüştür. Ayrıca; curcumin içeren bir kremin; tedavilere yanıt veremeyen cilt kanseri hastalarına uygulanmasıyla; hastaların hemen hepsinde kanserli lezyonlarda ciddi azalmalar meydana gelmiştir.
Zerdeçalın beyin aktivitelerine önemli ölçüde fayda sağladığı belirtilmiştir. Alzheimer hastalığının önlenmesi ve durdurulmasında kullanılabilmektedir. Yapılan araştırmalarda, Hindistan’da Alzheimerin neden az görüldüğü üzerinde yapılan bir araştırmada bunun nedeninin bu bölgede yoğun olarak tüketilen köri maddesi olduğu ve körinin içinde bulunan zerdeçalin alzheimeri bu kadar başarılı bir oranda önlediği görülmüştür.
Zerdeçal aynı zamanda kalp sağlığı ve karaciğer sağlığı için de tüketilmesi gereken bir baharattır. Karaciğer yağlanmasından en etkili destekleyici yöntemlerden birisi zerdeçal kullanılmasıdır. Özellikle safra tembelliği, alkol ve diğer nedenlere bağlı karaciğer hastalıklarında oldukça etkili bir besindir. Safra kesesinde çamur birikmesi, sarfa taşı olanlar, gaz problemi olanlar için etkili bir besindir. Kalın bağırsakta oluşan poliplerin kansere dönüşmesini de önlediği belirtilmiştir.
Ünlü kanser uzmanı Profesör Erkan TOPUZ’a göre ise zerdeçal en önemli baharattır ve pek çok kanser türüne, romatizmaya, unutkanlığa karşı çok önemlidir.
Piyasada zerdeçal-karabiber ekstratları da bulunmaktadır. Bu ürünlerden güvenilir olanları da doktor tavsiyesi ile kullanılabilir.
Uyarı: Mide ülseri ve çeşitli sindirim problemleri olanlar için dikkatle kullanılması gerekmektedir. Aşırı tüketimi emziren bayanlarda süt salgısını azaltabilmektedir. Ayrıca; satın alacağımız toz halindeki zerdeçalın mutlaka ağzı kapalı uygun koşullarda tüketiciye ulaştırılmış ürün olması önemlidir. Açıkta satılan ürünlerde bayatlama, etken maddelerin kaybı görülebilir.
Sağlıcakla Kalınız…
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Sizi Çok İyi Bir Görüşe Kavuşturan Bitki, Aslında Yakından Tanıyorsunuz

Sizi Çok İyi Bir Görüşe Kavuşturan Bitki, Aslında Yakından Tanıyorsunuz
Katarakt, Korneanın güçsüzleşmesi, Sarı nokta hastalığı…. İyi bir görüşe ve sağlıklı gözlere sahip olmak ister misiniz? Vücudunuzun en önemli organlarından birini korumanıza yardımcı olacak bu doğal tarifi keşfedin!
Koruyucu bir bariyer yaratarak güneş ve toksinlerden kaynaklanan hasarı engelleyen ve içeriğiyle de gözlerinizi güçlendiren doğal tedaviler bulunmaktadır. Doğal aloe vera tedavisi bu seçenekler arasında sayılabilir. Eski bir tarif olmasına rağmen sağlıklı gözler için birebirdir.
Teknolojik aletlerin aşırıya kaçan kullanımı ve çevredeki serbest radikallere devamlı maruz kalmanın sonucu olarak göz hastalıklarından muzdarip insanların sayısında artış gözlemleniyor. Bu problemler aslında hep vardı. Ancak geçtiğimiz yıllarda, genç yaş grubunda bile dikkate alınması gereken bir artış yaşandı.
Bu problemin asıl nedeni ise, çoğu insanın gözde meydana gelen bozuklukları bir yaşlılık sorunu olarak görmesinden kaynaklanır. Bu yüzden çoğu zaman insanlar gözlerini koruyabilecek alışkanlıklardan habersiz bir haldedirler.
Örnek vermek gerekirse; sağlıklı gözler için belli gıdaları bolca tüketerek bazı göz hastalıklarına yakalanma riskinizi azaltabiliriz. Bu yazıda aloe veranın özelliklerini daha detaylı bir şekilde sizinle paylaşmak istiyoruz. Evde yapabileceğiniz basit bir tarifi de yine bu yazıda bulabileceksiniz.
Sağlıklı gözler için doğal aloe vera tarifi





Bu doğal tarif, antioksidan ve anti-enflamatuvar özelliklere sahip maddeleri tek bir yerde birleştiriyor. Bu bahsedilen ‘anti’ özellikler, vücut tarafından emildiğinde göz sağlığını korumaya ve gözü iyileştirmeye yardımcı olur.
Bu tarif, tüm dünyada bilinen ve popüler olan antik bir reçetedir. Bugün bile hala geçerli olan tarif, sahip olduğu özellikleri sayesinde günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Bu doğal tedavi, güzelce harmanlanmış aloe veranın yanında bal ve ceviz gibi diğer besleyici gıdaları da içerir. Tüm bu saydıklarımız, vücudun bütününe yararlı olan fazla miktarda yağ asidini, lifi ve minerali sağlar.
Görüş için aloe veranın faydaları
Aloe vera bitkisinin kristali (içindeki jel madde), yüzlerce yıldır tıbbi ve kozmetik tariflerin temeli olarak değer verilen bir maddedir. Su, antioksidan ve önemli vitaminler bakımından zengin olan aloe vera, birçok hastalıkla savaşma kapasitesi olan güçlü bir bitkidir.
Dahası aloe vera, akyuvar oluşumunu tetikler ve canlı dokunun kendisini iyileştirmesine destek olur. Buna ek olarak gözü saran narin zar dokusu için koruma etkisi sağlar. Bu nedenden dolayı aloe vera özü, aşağıda belirtilen durumlardaki göz tedavilerinde hayati bir rol oynar:



Katarakt
Korneanın güçsüzleşmesi
Sarı nokta hastalığı
Bunların yanında, bu bitki kan şekeri seviyesinin kontrolü üzerinde de ilginç bir etkide bulunur. En uygun şekilde görme performansının sağlanmasında önemli bir faktöre sahiptir.
Kısacası bu madde düzenli olarak alındığında şeker hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan göz hastalıklarından kaçınmak için ideal bir yönteme dönüşüyor.
Bu doğal aloe vera tedavisi nasıl hazırlanır
Sağlıklı gözler için bu aloe vera özünü hazırlarken aklınızda tutmanız gereken en önemli şey dahil edeceğiniz bileşenlerin en iyi kalitede olmasıdır.
Bu ürünleri organik olarak satın aldığınızda, yüksek miktarda besleyici madde ve sağlıklı özellikleri bünyesinde barındırdığından emin olmak zorundasınız.
Buna ek olarak, bu tedaviyi beslenme düzeninize dahil ettiğiniz zaman, bağışıklık ve sindirim sisteminizin işleyişi için de iyi bir desteğe sahip olmuş olacaksınız. Bu tedavinin en iyi tarafı çok az kalori içeriyor olmasıdır. Tedavi sırasında kilo vermeye çalışanlar için sorun teşkil etmemektedir.
Malzemeler
½ su bardağı aloe vera (100 gram)
½ su bardağı ezilmiş ceviz (50 gram)
1 yemek kaşığı bal (25 gram)
2 adet limonun sıkılmış suyu



Hazırlanışı
İlk olarak aloe vera yapraklarını kesin. Sonrasında ise içerdiği jeli bir kaşık veya başka bir mutfak gereci yardımı ile çıkarın.
Belirtilen miktardaki jeli elde ettikten sonra biraz su ile beraber bir kaba koyun. Ardından 10 ya da 15 dakika boyunca kaynatın.
Bu süre geçtikten sonra fazla suyu boşaltın ve kristalleri (jeli) buzdolabına koyun.
10 veya 12 saat sonra bu jeli diğer maddelerle beraber bir kabın içine koyun.
Krema kıvamında bir smoothie gibi olana kadar hepsini karıştırın. Hazır olduğunda günde üç kere tüketebilmeniz için bu içeceği 3 porsiyona bölün.
Her ana yemekten en az 30 dakika önce için.
Fark ettiğiniz üzere, gözlerinize daha iyi bakabilmek için güçlü bir tedavi hazırlamak oldukça kolaydır. En önemlisi pahalı malzemeler gerektirmez. Bu tarifi beslenme düzeninize dahil edin ve inanılmaz faydalarını keşfetmeye başlayın!
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Sarımsakla Sütü Aynı Anda Tüketirseniz

Sarımsakla Sütü Aynı Anda Tüketirseniz
Sarımsağın birçok faydası olduğu hepimizce bilinen bir gerçek. Çok çeşitli şekillerde tüketmeye çalışıyoruz. Çiğ rendeliyoruz, bazen yemeklere bütün olarak katıyoruz, bazen yağda kavuruyoruz. Hepsi güzel fakat acaba bu şekilde tüketmek sarımsağın bilinen onca fayda ve şifasını korumasını sağlamaya hala faydalı mı?
Hatta bu şekilde tüketmek acaba ne kadar doğru? Ya da başka bir deyişle en doğru yöntem hangisidir?
Bu konuyla ilgili olarak uzmanlar sarımsağın sütle beraber tüketildiğinde ağız kokusunu gideren ve sağlığımız için olağanüstü faydalar sağladığını tespit etti. Ve hepimize de bu şekilde tüketmemizi önerdi.
Peki süt ile sarımsak birlikte tüketildiğinde ne faydalar salar?
1- Besin zehirlenmelerini önlerBilim adamları besin zehirlenmelerinde sıklıkla karşılaşılan Campylobacter jejuni bakterisine karşı geleneksel antibiyotiklerden ziyade sarımsağın yüz kat daha etkili olduğunu saptamışlardır.
2- Kanseri önlerÇalışmalar sarımsak yemenin göğüs kanseri riskini azaltmaya yardımcı olduğunu göstermiş. Çin populasyonunda yapılan bir çalışmada haftada 2 kez çiğ sarımsak yiyenlerin kansere yakalanma riskleri yarı yarıya azalmış.
Peki, sarımsağı nasıl tüketmek gerekiyor?
Sarımsağı ezilmiş ve çiğ olarak tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca kuru veya toz sarımsak yerine sevilen yemeklerin yanında mümkünse hep taze olarak kullanılması gerekiyor.





Sarımsak ezildiğinde hidrojen sülfit açığa çıkar bu da sağlıklı kan basıncı seviyelerini destekler ve kalp üzerinde sayısız olumlu etkisi vardır.
Sarımsağı pişirmeyin!
Tadını seviyorsak pişmiş yemeklere koymak yerine çiğ tüketilebilir çünkü pişirme işlemi hidrojen sülfit oluşumunu engeller.
Kötü kokusundan ötürü çiğ yenmez bu diyorsanız; yapılan bir çalışmada sütle birlikte tüketiminin ağız kokusunu azalttığı görülmüş. Hiç çekinmeden süt ile beraber sarımsağı tüketebilirsiniz.
Sarımsağın Sağlığa Faydaları Nelerdir?
Kalp ve Damar Sağlığı: Sarımsağın kalp ve damar sağlığına etkisi üzerine yapılan çalışmaların büyük çoğunluğunda sarımsak doğal şeklinde değil toz, yağ ya da özüt formunda kullanılmıştır.
Fakat bu, normal sarımsağın kalp ve damarlar için faydalı olmadığı anlamına gelmez. Tüm bu çalışmalardan çıkan ortak sonuç sarımsağın trigliserid ve total kolesterolü düşürdüğü (%7-%8 kadar) yönündedir.
Ayrıca sarımsakta bol miktarda bulunan B6 vitamini damalara zarar veren homosistein seviyesini düşürür.
Tansiyon: Kan inceltici özelliği ile kan dolaşımını kolaylaştırarak tansiyonun normal seviyelerde kalmasına yardımcı olur.
Ayrıca tansiyonu düşürmek veya yükselmesini önlemek için sarımsak tüketirken dikkat edilmesi gereken 2 ana nokta var;
Kanamanız varsa (adet dönemi gibi) veya olacaksa (ameliyat gibi) sarımsak tüketmemelisiniz.
Kan basıncınız zaten düşükse sarımsak bunu daha da düşürerek sizi halsiz bırakabilir hatta bayılmanıza neden olabilir.
Hipertansiyon tedavisi için düzenli ilaç kullanıyorsanız sarımsak takviyesi kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.
Anti Bakteriyel: Sarımsak, bakteri ve virüslerin neden olduğu hastalıkların iyileşme sürecini hızlandırır. Hatta bazı araştırmalarda, antibiyotiğe dirençli bazı bakteriyel enfeksiyonların sarımsak tozu kullanılarak tedavi edilebileceği sonucu elde edilmiştir.
Kanser: Çeşitli araştırmalarda, düzenli olarak çiğ veya az pişmiş sarımsak tüketmenin kolon ve mide kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerine yakalanma riskini önemli oranda azalttığı belirlenmiştir.
Nezle: Nezlenin yaygın olduğu kış aylarında sarımsak tüketerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir ve üst solunum yolunu etkileyen bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun direncini arttırabilirsiniz. Ayrıca nezle olduğunuzda sarımsak yiyerek ilişme sürecini hızlandırabilirsiniz.
Demir: Hücrelerde bulunan demirin, hücreden ayrılıp tekrar dolaşıma dönmesi için köprü işlevi gören “ferroportin” adlı protein miktarı düzenli sarımsak tüketilerek arttırılabilir.
Sarımsağın Diğer Faydaları
Selenyum bakımından zengindir
Bağırsak parazitlerini temizler
Harici kullanımda mantar tedavisine yardımcı olur
Antioksidandır
İyi kolesterolü yükseltir
Kalp krizi riskini azaltır
Kulak iltihaplanmasına iyi gelir
Boğaz kaşıntısını alır
Kilo kontrolüne yardımcı olur
Vitamin ve mineral bakımından zengindir
Mide gazına iyi gelir
Sindirime yardımcı olur
Cilt yaralarında kullanılır
Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Hücreleri Yenilemesi İle Meşhur Kantaron Yağının Faydaları

Hücreleri Yenilemesi İle Meşhur Kantaron Yağının Faydaları
Kantaron, 14. Yüzyıldan itibaren kullanılan, her yörede bulunabilen ve üzerinde sarı çiçekler açan şifalı bir bitkidir. Halk arasında sarı kantaron veya binbirdelik otu olarak bilinir. Çiçeklerinden ve köklerinden faydalanan kantaron bitkisinin sağlığa inanılmaz derecede faydaları bulunmaktadır.
Şemsiye şeklinde açan kantaron altın sarısında olmakla birlikte çiçekleri beş parçaya ayrılır. Kenarlarında koyu siyah renkli tüylerle çevrilmiş güzelliğiyle tam bir doğa harikasıdır.
Kantaron bitkisini yüksek ışığa karşı tuttuğunuzda, içerisinde bol miktarda bulunan yağ guddeleri noktacıklar halinde ortaya çıkıyor. İşte bu beliren yağ noktalarından dolayı bu bitkiye “binbirdenlik” lakabı verilmiştir.
Kantaron yağının faydaları
Doğanın mucizevi bitkileri arasında bulunan kantaron eski çağlardan günümüze kadar gelerek pek çok sağlık probleminin tedavisinde kullanılabilmektedir.
Ağızdan da tüketilebilen kantaron yağı daha çok harici olarak kullanılmaktadır. Cilt ve deri hastalıkları üzerinde mucizevi etkileri bulunan kantaron yağının eşsiz faydaları bulunmaktadır.
* Vücuttaki mikrobun kırılması ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde önemli rol oynamaktadır.





Güçlü antiseptik özelliğiyle açık yaralarda ve kesiklerde tedavi amacıyla kullanılan kantaron yağı mikrop öldürücü özelliğe sahiptir. Ayrıca doğal bir bal ile karıştırılarak kanamalar için kullanıldığında kanamayı durdurur. Bal ve yağı karıştırarak en doğal ve etkili bir antibiyotik elde edebilirsiniz.
* Özellikle cilt üzerinde sayısız faydası ile cildi ölü hücrelerden arındıran kantaron yağı hücrelerin yenilenmesini desteklemektedir.
* Çocuklarda pişik tedavisi için de kantaron yağını tercih edebilirsiniz. Ayrıca karın ağrısı bulunan bebekler için bebeğin karnına kantaron yağı ile masaj yaparak bebeğin rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
* Romatizmal ve eklem ağrılarının dinmesine yardımcı olur.
* Ülser veya benzeri hastalıkların meydana getirdiği mide ağrılarını hafifletmeye yardımcı olur.
* Vücuttaki kan şekerinin yükselmesi durumunda ağızdan alım ile kan şekerinin düşürülmesini sağlayabilirsiniz.
* Ciltte yağlanma, leke, sivilce, akne gibi tüm cilt sorunlarına karşı kantaron yağı tüm cilt problemlerini ortadan kaldırmakta ve cilde pürüzsüz bir görünüm sağlamaktadır.
* İç ve dış varis tedavisi için de büyük etkileri bulunmaktadır.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Anne Dostu Anason Çayı

Anne Dostu Anason Çayı
Bebeklerde gaz söktürücü özelliği ve anne sütünü artırıcı etkisi ile geniş bir kullanım alanına sahip anason çayı hakkında tüm merak ettiklerinizi yanıtladık…
Anason Nedir? Maydanozgiller familyasından olan anason bitkisinin anavatanı Doğu Akdeniz’dir. Bu bitki, 50 – 60 cm boylarına uzamakta olan bir yıllık otsu bir bitki türüdür. Gövde kısmı dik ve silindir biçimindedir. Bu kısmının içi boştur. Çok dallı ve tüylü bir yapıya sahiptir. Alt kısmında yer alan yaprakları uzun saplı ve oval şekildedir. Meyveleri armut meyvesine çok benzemektedir. Üzerleri tüylü, renkleri ise yeşilimsi ve sarımsı tonlarındadır.
Tohumlarının kokulu olması sebebiyle; hamur işlerinde ve rakının yapımı aşamasında kullanılmaktadır. Ülkemizin Anadolu kısmında yetişmektedir. Haziran ve Ağustos aylarında beyaz renkli çiçeklerini açmaktadır. Kültür anasonunun vatanının, Anadolu toprakları olduğu tahmin edilmektedir.
Anason Çayı Nasıl Hazırlanır?
Anason çayını hazırlamak için anason bitkisinin kuru veya taze yapraklarından faydalanabilirsiniz. Bir bardak anason çayıhazırlamak için; kaynamış olan suyun içersine 1 çay kaşığı kadar kuru anason yaprağı ya da 3 çay kaşığı kadar taze yaprak eklemeniz yeterli olacaktır. Anason eklemesi yaptıktan sonra ocağınızın altını kapatın ve 10 dakika kadar demlendirin. Bu çayın etkili bir uyku sağlaması sebebiyle yatılmadan önce içilmesi tavsiye edilmektedir.
Anason Çayının Faydaları Nelerdir?





Oldukça kolay hazırlanan anason çayı;
Boğaz ağrılarını hafifletici etki göstermektedir.
Akciğerlerin rahatlamasını sağlamaktadır.
Balgamlı öksürüğü olan kişilere, etkili bir balgam söktürücü olarak önerilmektedir.
Hıçkırık sorunu kronikleşmiş olan kişilere tavsiye edilebilir.
Hazımsızlık sorunu olan kişilerde rahatlama sağlamaktadır. Böylece şişkinliklerin yok olmasına yardımcı olur.
Soğuk algınlığı rahatsızlıklarından olan bronşit ve sinüzit tedavisinde oldukça etkilidir.
Bebeklerde gaz atılmasını kolaylaştırır.
Anne sütünü artırıcı etkisi vardır.
Anason bitkisinin kullanılan kısımları; meyveleri ve yapraklarıdır. Meyvelerinin tamamen olgunlaştıktan sonra toplanması gerekmektedir. Sonrasında ise gölgede kurutulması uygun olmaktadır.
Anason bitkisinin meyve kısmında; müsilaj, nişasta ve yağ bulunmaktadır. Bu yağlar sabit ve uçucu niteliktedir. Meyve kısmında bulunan uçucu yağ miktarı, cinsine ve yetiştiği bölgeye göre değişiklik göstermektedir. Bu uçucu yağın büyük bir kısmı yani %80 – 90’ı anetoldür. Anetol maddesi aslında zehirli bir maddedir ancak etkisi pek yoktur. Anason yağı, anason bitkisinin meyvelerinin su buharı distilasyonu ile oluşturulmaktadır. Elde edilen anason yağı, renksiz ve karakteristik bir kokuya sahiptir.
Anason Bitkisinin Tarihi
Anason bitkisinin geçmişi 4000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır. Kullanımına ise Eski Mısır’da başlanmış bulunmaktadır. Bu bitki, eskidende çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca parfüm imalatı alanında da kullanılmıştır. Anasonun kullanımı hakkındaki bulunmuş olan en eski yazılı belge; bu bitkinin sindirim sorunlarına iyi geldiğine ve idrar söktürücü yanına işaret etmektedir. Antik Yunan zamanında ise; ağrıların hafifletilmesi, ağız kokusunun giderilmesi ve sindirim sorunlarına karşı kullanılmıştır.
1800’lü yıllara gelindiğinde anason yağından; koku imalatında, alkollü içkilerde, yemeklerde, çeşitli kremlerin ve sabunların yapımında faydalanılmıştır. Günümüzde daha çok içki üretiminde, dondurma ve sakız yapımında, cilt kremi ve öksürük şuruplarının üretiminde kullanılmaktadır.
NOT: Hamilelik döneminde ve kadınların aybaşı günlerinde kullanılmamalıdır.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Boğaz Sızısı ve Öksürüğe Tesirli Babaanne Karışımı

Boğaz Sızısı ve Öksürüğe Tesirli Babaanne Karışımı
Kış aylarında hastalıklara karşı korunmak ve konutta natürel yollarla boğaz sızısı, öksürük, gribal enfeksiyon gibi rahatsızlıklardan kurtulmak istiyorsanız bu karışım bütün size göre…
İşte tabiatın bize sunduğu o şifalı karışımlar…
İKİ SARI EFORU BİRLEŞTİRİN: AYVA VE LİMON
Bu iki sarı besinin eforunu birleştirmek boğaz enfeksiyonlarına karşı koruma sağlıyor. Dilimlediğiniz ayvanın üzerine limon sıkın, 1 tatlı kaşığı kadar bal dökerek hafifçe ezin.
Her sabah ya da akşam harcayabileceğiniz bu karışım; sizi boğaz enfeksiyonlarına karşı gözetir, hastalıkları daha basit atlatmanıza dayanakçı olur.
C vitamini, bakır, demir, potasyum ve magnezyum içeriği ile boğaz enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayan ayva, antiseptik başka bir deyişle mikrop kıran bir besindir.
Limon ise eforlu bir C vitamini kaynağı aynı zamanda natürel bir antibiyotiktir.
İçerdiği sitrik asit le boğazın alkalize olmasına dayanakçı olur.
ZENCEFİL VE BAL
Boğaz ağrsı için 1 tatlı kaşığı bala rencelenmiş taze zencefil karıştırıp harcayın bereketine inanamayacaksınız.





SOĞAN SUYU ÖKSÜRÜK ŞİKAYETLERİNE BİREBİR
İçerdiği allisin ile birer natürel antibiyotik olan soğan ve sarımsak kış aylarının vazgeçilmezidir.
Soğan ve sarımsak, bedendeki sümük dokusunun hava yollarından atılmasını sağlayan sülfür bileşenleri içerir.
Hem viral hem de bakteriyel enfeksiyonlarla savaşır. İki orta boy soğanı kabuklarını arının ve ikiye parçalayarak bir gün suda bekletin.
Ertesi gün soğan suyunu içerek boğaz sızınızı ve öksürük şikayetinizi hafifletebilirsiniz.
Yine sarımsak da hem pişmiş hali ile hem de ham olarak boğaz enfeksiyonlarına karşı tesir sağlar. Bu sebeple kışın pişirdiğiniz her yemeğin içerisine eklemelisiniz.



BOĞAZ AĞRILARINA KARŞI KEREVİZİ HAM HARCAYIN
En sıhhatli sebzelerden kereviz ham harcandığında, boğaz sızılarının giderilmesine daha çok katkı sağlar. Sert bir sebze olduğu için rendeleyebilir ve üzerine bol limon sıkarak tüketebilirsiniz.
Zencefil, zerdeçal ve karabiberi, bal Karışımı
Zencefil, zerdeçal ve karabiberi, bal ile karıştırarak her sabah 1 tatlı kaşığı harcamak boğaz sızısı ve enfeksiyonlarının giderilmesine dayanakçı olur. Daha yararlı olması için zencefilin taze öğütülmüş olmasına dikkat edin. Arttan hemen su içmeyin.
SİYAH TURP BAL NASIL HAZIRLANIR?
1- Siyah turp ve balı hazırlaması oldukça kolaydır.
2- İlk olarak turpu yıkayın.
3- Siyah turpun tepesini kesin ve minik bir delik oluşturun.



4- Daha sonra içerisine bir ölçü bal ilave edip, turbu kadehin üzerine yerleştirin. Zira turpun altından sızıntı olacaktır ve siz o sızıntı halinde kadehin içerisine akan akışkanı içeceksiniz.
5- Bu harekât için 12 saat beklemeniz gerekmektedir. 12 saatin sonunda kadehe akan akışkanı harcamaya başlayabilirsiniz.
Siyah turp ve balı yemeklerden evvel 2 veya 3 kaşık alarak harcamanız gerekir. Öksürük için kara turp ve balı harcadığınızda ertesi sabah öksürüğünüz kesilmiş olduğunu ve bronşlarınızın açılmış olduğunu fark ederseniz donakalmayın deriz.
Geçmiş olsun…
Kaynak : dr.saglik

Öksürük ve Boğaz Ağrısı Çekmek İstemiyorsanız Sütü İncirle Kaynatıp..

Öksürük ve Boğaz Ağrısı Çekmek İstemiyorsanız Sütü İncirle Kaynatıp..
Tek başına dahi bin bir derde deva olan incir, süt ile bir araya gelince inanılmaz faydalar sağlıyor. İşte incirli sütün fayda sağladığı önemli alanlar.
Kabızlık İçin İncirli Süt
Kaynayan bir miktar sütün içerisine 5-6 adet kuru incir atın. 5 veya 10 dakika kaynatın. Daha sonra robottan geçirerek püre haline getirin. Karışım içmeye hazır hale gelmiştir. İncirli süt karışımını tükettikten yarım saat sonra kabızlık probleminizden tamamen kurtulacaksınız.





Öksürük İçin İncirli Süt
İki adet kuru inciri küçük küçük doğrayın ve iki su bardağı sütün içerisine atın ve kaynatın. 15-20 dakika bekletin süzün. Günde iki kez olmak üzere sıcak olarak bu sütü tüketin.
Boğaz ağrısı İçin Sütlü İncir
2 tane kuru inciri bir tatlı kaşığı bal ile birlikte bir miktar sıcak su içerisinde karıştırın ve için. Birkaç kez kullandıktan sonra boğaz ağrınızın geçtiğini göreceksiniz.



Bir Hatırlatma: Herhangi bir sebepten dolayı süt tüketemiyorsanız inciri tek başına da tüketebilirsiniz. İncir içerisinde bol miktarda kalsiyum ve fosfor barındırmaktadır. Bu nedenle de kemik ve diş sağlığı açısından da çok önemlidir.
Kaynak : organikgunler

26 Ekim 2019 Cumartesi

Sosyal medyada ses getiren kişilik testi (Hangisine önce yardım edersin?)

Sosyal medyada ses getiren kişilik testi (Hangisine önce yardım edersin?)
Sosyal medyada çok ilginç bir test daha gün yüzüne çıktı. Bakalım bu testin sonucunu bulabilecek misiniz?


Bir hastane koridorunda yardımınıza ihtiyacı olan 4 kişi var. Numaralandırılmış insanlar arasından hangisine ilk önce yardım ederdiniz?

Eğer 1 numaradaki yaşlı teyzeyi tercih ettiyseniz; katı ahlaki değerlere sahipsiniz ve geçmişten bugüne taşınan geleneklere saygı duyuyorsunuz. Problemlere her zaman rasyonel bir bakış açısıyla yaklaşıp asla düşünmeden hareket etmiyorsunuz.



Eğer 2 numaradaki çocuğu tercih ettiyseniz; hassas bir yapınız var ve daha önce birkaç kez başkaları tarafından incitilmişsiniz. Arkadaşlarınız her daim sizin yanınızda kendilerini rahat hissediyorlar çünkü çevrenizdekilere karşı fazlasıyla fedakarsınız.



3 numaradaki sakat adamı tercih ettiyseniz; anı yaşamaktan, iyi vakit geçirmekten hoşlanan bir yapınız var. Yaygaradan hoşlanmazsınız ve asla insanların size söylediklerinden fazlasını yapmazsınız. Doğuştan liderlik özelliklerine sahipsiniz.



NTV'ye göre, 4 numaradaki hemşireyi tercih ettiyseniz; uyumlu ve iyimser birisiniz. Hayatın her zaman rengarenk taraflarını görmeyi tercih ediyorsunuz ve sorunları nadiren önemsiyorsunuz. İletişim konusunda oldukça başarılı bir yapınız var. İnsanlarla bağlantı kurmanın mutlaka bir yolunu buluyorsunuz.



Kaynak : https://www.sabah.com.tr

Günde 1 Tatlı Kaşığı En Hastayı Dahi Ayağa Kaldırıyor

Günde 1 Tatlı Kaşığı En Hastayı Dahi Ayağa Kaldırıyor
Bu karışımın eforlu bir ka-nserle çaba usulü olduğu söyleniyor. Sıhhatli karışım yalnızca 2 malzemeden oluşuyor ve hazırlaması son derece basit…
BALLA BİRLEŞİNCE…
Kullanılan iki malzemeden biri karbonat. Karbonatın bereketleri bir hayli defa işledik ve gerçekten bereketlerini gördük. Sıhhatsiz hücrelerin gelişmesini yasaklayan karbonat, balla birleşince bağışıklık sistemine karşı bütün bir gözetici kalkan oluyor.



MAKÛS HÜCRELERE VE HASTALIKLARA KARŞI
Bal ve karbonat karışımı bedenin makûs hücrelere ve hastalıklara karşı savaşmasını sağlayan bşr doping. Balla birleşen karbonat, bu sayede kanserli hücrelere nüfuz edebiliyor.
Karışımı nasıl hazırlayacağız?
1 yemek kaşığı bal
3 yemek kaşığı karbonat



30 GÜNÜN SONUNDA…
Bir ay süresince bal ve karbonatı karıştırarak günde 3 yemek kaşığı harcayın. Yemeklerden sonra ara öğünlerde yiyebilirsiniz. Kumpaslı kullanmaya itina gösterin. Karışımı yerken beslenmenize de çok dikkat faktörüz gerekecek. Şekerli yiyeceklerden, kızartma çeşitlerinden ve asitli meşrubatlardan tamimiyle uzak durun. Bu bir ayı bedeninizi arınmak için değerlendirin. 30 günün sonunda çok daha



devingen bir biçimde güne başlayacak ve kendinizi her zamankinden daha sıhhatli sezeceksiniz. Kullanacağınız balın organik olmasına dikkat edin…
Kaynak : drsaglik.net

Ödeme ve Kabızlığa Karşı Sinameki Çayı

Ödeme ve Kabızlığa Karşı Sinameki Çayı
Kabızlık sorununa ve vücutta biriken ödeme karşı mutlaka sinameki çayı tüketin… Etkili ve faydalı bir tercih yapmış olacaksınız…
Tropikal bölgelerde yetişen sinameki otu Fabaceae türünden gelen bir bitkidir. Mükemmel müshil etkisi oluşturan bu bitkinin 250-400 kadar çeşidi olduğu söylenmektedir. Ayrıca sinameki otu etkili bir müshil olması sebebiyle bir çok ilaç firması tarafından tercih edilmektedir.
Sinameki Otu ve Çayının Faydaları
Başta da belirttiğimiz gibi önemli derecede bir müshil etkisi vardır.
Kabızlığa karşı kullanılmaktadır.
Vücutta oluşan şişlikleri giderir.
Güçlü bir bağırsak temizleyicidir.
İştah kapatması sebebiyle zayıflamak isteyenler için iyi bir tercih olacaktır.
Sinameki otundan elde edilen kremler basur ve egzama tedavisinde kullanılmaktadır.
Vücutta oluşan ödemi atar. Ödem oluşumunu engeller.
Sinameki otunun saç uzatma etkisi vardır. Sinameki saç uzatma kürü olarak kullanılmaktadır.
Saçlar için de çok faydalıdır. Saçları gürleştirir ve dökülmesini azaltır.
Sinameki Çayı Nasıl Yapılır?
Öncelikle belirtmeliyiz ki başta da söylediğimiz gibi sinameki otu güçlü bir müshil olduğu için, bu ottan yapacağınız çayı içtikten sonra tuvalete kolaylıkla gidebileceğiniz bir yerde olmanızı tavsiye ederiz.





Yapılışı: İlk olarak bir fincan suyu kaynatın. Ardından kaynamış suya yarım çay kaşığı sinameki otunu ilave edin ve 10 dakika kadar demlemeye bırakın. Demledikten sonra süzerek tüketebilirsiniz. Dilerseniz çayınızı bal ile tatlandırabilirsiniz.
Sinameki Zararları:
Bu bitkinin en çok görülen ve bilinen zararı mide ağrısı, mide bulantısı ve çok fazla süren ishaldir.
Sinameki otunu 2 haftadan uzun süre kullanmanızı tavsiye etmiyoruz çünkü uzun süre kullanımı bağırsak tembelliğine yol açabilmektedir.
Yine sinamekinin çok uzun süre kullanımı çok nadir olmakla beraber kalp rahatsızlıklarına, kas güçsüzlüğüne veya karaciğerde tahribata neden olabilmektedir.
Hamile veya emziren hanımlara doktorlarına danışarak tüketmesini öneririz.
Potasyum eksikliği olanların tüketmemesi gerekmektedir.
Müshil etkisi olması sebebiyle ishal olan kişilere kesinlikle önerilmemektedir. Zira vücutta fazla su kaybına sebep olabilmektedir.
Düzenli olarak ilaç kullanan kişilerin doktorlarına sorarak tüketmesini tavsiye ederiz.
Mide ile ilgili hastalığı olan kişilere önerilmemektedir.
Uzman kontrolünde kullanılmasını tavsiye ederiz…
Kabızlık giderici ve ödem atıcı bitki olarak bilinen sinameki hakkında tüm soru ve görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz… Yorumlarınızı bekliyoruz.
Kaynak : https://www.organikgunler.com

Column Left