Column Left

Bizi Takip Edin

24 Ekim 2019 Perşembe

Kökünden Yaprağına Kadar Her Derde Deva : Kırmızı Güzelin Önemli 8 Faydası

Kökünden Yaprağına Kadar Her Derde Deva : Kırmızı Güzelin Önemli 8 Faydası
Çiğ, haşlanmış ve fırınlanmış olarak yenebilir, veya sıkılıp suyu içilebilir. Pancar, güçlü tıbbi özelliklere sahip olduğundan son derece sağlıklıdır ve çok sayıda rahatsızlık ve hastalığa iyi gelir.
Kırmızı pancar, içerisinde oldukça güçlü vitamin ve mineralleri barındıran bir sebzedir. Her ne şekilde tüketilirse tüketilsin özellikle yüksek bir antioksidan özelliğine sahip olmasından dolayı hem vücut için oldukça sağlıklıdır hem de pek çok hastalığa karşı kalkan görevi görmektedir.
Kırmızı pancar olarak adlandırılan pancar çeşidine kırmızı rengini veren pigmentler sayesinde sebzenin genel olarak kansere karşı oldukça etkili bir yapısının olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle A, B, C ve P vitaminleri açısından oldukça zengin bir içeriğe sahip olan kırmızı pancar pek çok hastalıkta mücadele etkili olmasının yanı sıra bağışıklık sisteminin de güçlenmesinde büyük bir öneme sahiptir.
Kırmızı Pancarın Sağlığa Faydaları
1-Kanser ile mücadele oldukça etkili bir yapıya sahiptir. Özellikle sebzeye yoğun olarak kırmız rengini veren pigmentlerin kanserli hücrelerin üremesini durdurmada ve hücrelerin oluşumunun önüne geçmede oldukça etkilidir.
2-Bağışıklık sistemini güçlendirerek çeşitli hastalıklara karşı daha güçlü olmasını sağlar. Özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi kış hastalıklarında hem hastalığın oluşum sürecinde hastalığın daha kısa sürede atlatılmasına yardımcı olur hem de hastalığın tekrarlamasının önüne geçer.





3-Vücutta iltihap ve enfeksiyon oluşumunun önüne geçer.
4-Özellikle kırmızı pancar suyunun hiper tansiyon için oldukça faydalı olduğu bilinmektedir. Kırmızı pancar suyunun havuç suyu ile karıştırılarak tüketilmesi sonucunda ise alyuvarların sayısında artış meydana gelmektedir. Yani anemi ile de mücadele eder ve vücudu toksinlerden arındırır.
5- İlerleyen yaşla beyne giden kan akışı yavaşladığından bilişsel fonksiyonlar giderek azalıyor. Beyin hücrelerinin kanlanmasındaki azalma bunama ve Alzheimer ile ilişkilendiriliyor.
Vücudumuzda nitrik oksit miktarındaki azalma beyne giden kan akışını ve beyindeki hücresel iletişimi bozabildiğinden, bu durum kronikleşirse beyin hasarı ve bilişsel fonksiyonlarda bozulmaya neden oluyor. Kırmızı pancar içeriğindeki nitratın vücutta nitrik okside dönüşmesi sayesinde beynin kanlanması ve bilişsel fonksiyonların en elverişli şekilde yürütülmesinde önemli rol oynuyor.
Yapılan bilimsel araştırmalar, potasyum açısından zengin gıdaların tüketmenin ve sodyumu kesmenin, kalp hastalıkları ve inme riskini % 21 düşürebileceğini gösteriyor.
7- Ayrıca yaşlanmayı yavaşlatır ve kan damarlarını korur. Pancar, antioksidan, selüloz ve sindirimi artıracak özel bir lif türü olan pektin açısından zengindir.
8- Bu sağlıklı sebze, yağlı karaciğer hastalığına karşı da korur. Pancar kan akışını hızlandırır, kolestrol seviyelerini düzenler ve karaciğer sağlığını korur.
Dilerseniz pişirerek dilerseniz de çiğ olarak veya rendelenmiş şekilde yemeklerin yanında tüketebilirsiniz.
Kırmızı pancarı kimler tüketmemelidir?
136 gram gelen yumru bir kırmızı pancar 106 mg sodyum içeriyor. Bu da aşırı tüketiminin riskli olabileceğini gösteriyor. Yine diyabet hastaları da 136 gramlık bir pancarda 9 gram şeker bulunduğu için aşırı tüketmemelidir” diyor.
Diyabet hastalarının haftada 2-3 kez 1 yumru tüketmesi, hipertansiyon hastalarının da günde en fazla 1 su bardağı kadar suyunu içmesinin dozunda olduğunu belirtiyor.
Bu önemli bilgileri daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…
Kaynak : https://www.dogalgunler.com

Öksürük ve Boğaz Ağrısı Çekmek İstemiyorsanız Sütü İncirle Kaynatıp..

Öksürük ve Boğaz Ağrısı Çekmek İstemiyorsanız Sütü İncirle Kaynatıp..
ek başına dahi bin bir derde deva olan incir, süt ile bir araya gelince inanılmaz faydalar sağlıyor. İşte incirli sütün fayda sağladığı önemli alanlar.
Kabızlık İçin İncirli Süt
Kaynayan bir miktar sütün içerisine 5-6 adet kuru incir atın. 5 veya 10 dakika kaynatın. Daha sonra robottan geçirerek püre haline getirin. Karışım içmeye hazır hale gelmiştir. İncirli süt karışımını tükettikten yarım saat sonra kabızlık probleminizden tamamen kurtulacaksınız.
Öksürük İçin İncirli Süt
İki adet kuru inciri küçük küçük doğrayın ve iki su bardağı sütün içerisine atın ve kaynatın. 15-20 dakika bekletin süzün. Günde iki kez olmak üzere sıcak olarak bu sütü tüketin.





Boğaz ağrısı İçin Sütlü İncir
2 tane kuru inciri bir tatlı kaşığı bal ile birlikte bir miktar sıcak su içerisinde karıştırın ve için. Birkaç kez kullandıktan sonra boğaz ağrınızın geçtiğini göreceksiniz.



Bir Hatırlatma: Herhangi bir sebepten dolayı süt tüketemiyorsanız inciri tek başına da tüketebilirsiniz. İncir içerisinde bol miktarda kalsiyum ve fosfor barındırmaktadır. Bu nedenle de kemik ve diş sağlığı açısından da çok önemlidir.
Kaynak : https://www.dogalgunler.com

Astıma Doğal Çare

Astıma Doğal Çare
KOAH için yulaf kürü: Yüzlerce insan tarafından olumlu sonuç alınan, Koah ve astım hastalarının mutlaka denemesi gereken bir yöntem…. Lütfen okuyalım ve çevremizdekilere tavsiye edelim…
Türkiye’de her 7-8 çocuktan bir tanesi astım hastası. Dünyada ise ortalama 300 milyon insanı etkileyen astım hastalığının görülme sıklığı her geçen gün artmakta.
Türk Toraks Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü WHO tarafından kurulan GARD (Global Alliance Against Respiratory Diseases ), Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliğiyle, her yıl mayıs ayının ilk salı günü olduğu gibi bu yılda ülkemizde ve dünyada “Dünya Astım Günü” olarak anılıyor.
Türkiye’de yaklaşık her 12-13 yetişkinden biri astım hastası. Astımdaki artışa vergu yapan Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, çocuklarda en fazla görülen kronik hastalıkların ilk başında astımın geldiğini ve ülkemizde her 7-8 çocuktan birinin astıma yakalandığını belirtti.
BRONŞEKTAZİ, KOAH ve ASTIM HASTALARI İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ
Bugün Dünya Astım Günü. Astıma keçiboynuzu iyi geliyor. Mikrobik bir nedene bağımlı olmaksızın her insanda görülebilen Astım ve Koah hastalıkları; günümüz çevre ve beslenme şartlarının ve sigara kullanımının/pasif içiciliğin bir sonucu. Peki Astım ve Koah hastaları nasıl beslenmeli? Nelerden uzak durmalı? Astım ve Koah Hastaları için bilimsel çalışmalardan derlediğimiz beslenme önerilerini derledik.





ASTIMA KEÇİBOYNUZU PEKMEZİ VE YULAF SAMANI ÇAYI
1- Bronşektazi, Koah ve Astım Hastaları için Keçiboynuzu: Koah ve Astım hastalarının besin menülerinde mutlak surette keçiboynuzu veya keçiboynuzu pekmezi bulunmalı. Keçiboynuzu pekmezi ise içeriğindeki astıma karşı etkili bileşikleri koruması açısından soğuk press sıkma olmalıdır.
Koah ve astım hastaları sabah akşam bir yemek kaşığı keçiboynuzu pekmezi yemelidirler. Keçiboynuzu pekmezi yerine günde yiyeceğiniz bir kaç tane keçiboynuzu meyvesi de oldukça rahatlatacaktır. Özellikle sigara içenler bir kaç gün içinde balgam atmaya başlayacaklardır. Keçiboynuzu sadece nefesi açmakla kalmayacak, yorgunluk, bitkinlik gibi sorunlara da iyi gelecektir. 5-6 ader keçiboynuzunu kırıp kaynar suya atıp 10 dakika kaynatarak soğutup içilmeside faydalıdır. ( Lütfen okuyun: Keçiboynuzu Kahvesi ve Faydaları; Keçiboynuzu İktidarsızlık Sorununa İyi Gelir mi? )
2- Bronşektazi, Koah ve Astım Yulaf Samanı Çayı: Özellikle Koah hastalarının her gün bir bardak yulaf samanı çayı içilmeleri gerekmektedir. 5-6 gram hakiki! yulaf samanı bir bir buçuk bardak suda 5 dakika kaynatılır. Her gün içilecektir. ( Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu )
Yulaf samanındaki scopoletin, içeriğindeki en önemli etkin maddelerden bir tanesidir. scopoletin aynı zamanda antibacterial (bakteri yok edici), antiinflammatory (inflamasyona – iltihap- karşı), antiseptic (antiseptik), bronchorelaxant (bronş rahatlatıcı), antiasthmatic (astıma karşı), antibronchoconstrictor (bronş açıcı, bronş gevşetici), cancer preventive (kanser önleyici) özelliklere de sahiptir.
Scopoletin’in bütün bu özelliklerini destekleyen, işlevini artıran en az beş tane yardımcı etkin madde daha vardır. örneğin, yulafın içerdiği proline ve pyridoxine maddeleri de antiasthmatic (astıma karşı) özelliği olan maddelerdir.



Astım Hastalarının Uzak Durması Gerekenler:
1. Sigara içmeyin, içiyorsanız bırakmak için yardım alın.
2. Hava kirliliğinden mümkün mertebe uzak durmaya çalışın
3. Nelere karşı alerjiniz ve hassasiyetiniz olduğunu tespit edin.
4. Parfümlü sabunlar, şampuanlar veya losyonlardan ve tütsülerden uzak durun. Güçlü kokulara maruz kalmaktan kaçının
5. Özellikle yatak odasında toz tutan halı ve kilim vs. kaldırın. Tüylü koltuk, minder ve fazla yastıkları kaldırın.
6. Evinizdeki havayı temiz tutmak için pencereleri sık sık açın.
7. Astım için tıbbi destek almayı ihmal etmeyin.
Astımı ve Reflüyü Tetikleyen Yiyecekler
Kızartmalar, fast-food ürünleri, kola tüketimi, işlenmiş et ve et ürünleri tüketimi, kimyasal katkı maddeleri içeren market ürünleri ( cips, çikolata, hazır çorba, konserve ürünleri vs. ) Bu yiyecekler reflü hastalığını da tetiklemektedirler.
Polenler kadar stres faktörüde astım krizlerini tetikliyor ve Baharda artan astım krizleri reflüyü tetikliyor
Astım ve reflü, kısırdöngü halinde birbirini tetikleyebilen iki hastalıktır. Reflü, mevsimsel nedenlerle tetiklenebilir ve bu durum astım ataklarını alevlendirebilir. Ayrıca mevsimsel olarak polenlerden dolayı artan alerji şikayetleri, reflü sorunu nedeniyle kontrolden çıkabilir.
Astım hastalarının yaklaşık % 82’sinde reflü olduğu görülmüştür. Reflü’nün beslenme siteminin sağlanmasıyla kontrol altına alınması astım ataklarının kontrolü içinde iyi olacaktır.
Kaynak : https://www.dogalgunler.com

Neden Evinizi Çok Fazla Temizlememeniz Gerekiyor?

Neden Evinizi Çok Fazla Temizlememeniz Gerekiyor?
Evinizi çok temiz tutmanın sağlığınızı riske attığını ve çevreye zarar verdiğini biliyor muydunuz? Çevre için kötü olmasının yanı sıra, genellikle soluduğunuz kimyasal temizleyicileri fazla miktarlarda kullanmak sizin sağlığınız için de zararlıdır.
Çoğu ev kadını ve temizlikçi temiz ve toplu evlerden hoşlanır.
Fakat, bazen temizlik takıntı haline gelir ve sağlık problemlerini beraberinde getirir.
Kullandığınız ürünler konusunda çok dikkatli olmalısınız çünkü yüksek miktarlarda zararlı ve zehirli olabilirler.
Evi çok temiz tutmanın risklerini öğrenin.
Takıntı haline gelen temizlik
Zaten herşeyin fazlasının zararlı olduğunu biliyorsunuz. Siz etrafınızdaki insanlar için iyi birşey yaptığınızı düşünürken bile bu durum geçerli.
Konu ev temizliğine geldiğinde, bir çok insan bunu sağlıksız ve takıntı derecesinde aşırı seviyelere getiriyor.
Sürekli olarak ve endişeyle temizlik yapmakta ısrar eden birisi, yerinde durmayan birşey gördüğünde ruh halinde çalkantılar yaşar, aynı yerleri tekrar tekrar temizler ve davranış bozuklukları yaşayabilir.
Bu tarz davranışlar, kişiyi hareketlerini kontrol edemeyen bir “temizlik manyağı” haline getirir. Bütün düşünebildikleri temizlik ve düzenlemektir.
Bunlar aynı zamanda obsesif kompulsif bozukluk (OCD) yaşayan insanlardır. Bu problem mantıksız takıntılar ve belirli bir aktivite ya da işi yapmak için hissedilen zorunluluk ile tanımlanır.





Konu temizliğe geldiğinde, hasta olmaktan ya da enfeksiyon kapmaktan aşırı kaygılanmak bu durumun sebebi olabilir. Dolayısıyla, belirli yerleri ya da yüzeyleri temizlemek (mutfak tezgahı ya da masası gibi) ve el yıkamak bu kişilerin anksiyeteyle savaşma yöntemi haline gelir.
Bunun gibi takıntılara sahip olan insanların düşünme şekilleri başkalaşmıştır ve bu davranışları sürekli tekrar ederler. Kişi, genelde problemi olduğunun farkına bile varmaz (ya da farkına varmak istemez).
Temizlikle ilgili takıntı ve davranış bozukluklarını gösteren belirli işaretlerin farkında olmalısınız.
Görmezden gelmemeniz gereken işaretlerden bazıları şunlardır:
Banyoyu temizlemek için harcanan saatler
Eşyaları elden gelen en yüksek hassasiyet ile düzenlemek
Mutfağı her biri kullandıktan sonra temizlemek
Temizlik bezlerini evin her yerine taşımak
Yerinde durmayan birşeyler varsa uyuyamamak
Fakat, bütün Cumartesi gününüzü evinizi temizlemeye harcamak, probleminiz olduğu anlamına gelmez.
Temizlik yaptığınız için ailenizle zaman geçirmek ya da gece dışarı çıkmak gibi şeyleri kaçırmaya başladığınızda bu bir takıntıya dönüşmüş demektir.



Temizlik Malzemelerinin Aşırı Kullanımı
Yukarıda bahsedilen temizlik takıntısına sahip olmasanız bile, günümüz evlerinde yaşanan diğer yaygın problemden bahsetmeliyiz: sizin ve ailenizin sağlığını etkileyen belirli temizlik malzemelerinin kullanımı.
“Çevre Kirliliği” sözünü duyduğunuzda, büyük olasılıkla aklınıza çöp ya da duman geliyordur.
Fakat evde bile günlük temizlik alışkanlıklarınız yüzünden çevreye zarar veriyor olabilirsiniz.
Evet doğru duydunuz. Bir ev, ortalama 3 ile 5 litre arasında temizleyici ve gübre formunda zehirli madde içerir.
En çok kullanılan temizlik malzemeleri (deterjan, çamaşır suyu, vb.) birçok zararlı etkiye sahip olabilir, örneğin:
Solunum problemleri
Endokrin sistem bozuklukları
Göz iritasyonu
Temizleyici maddeler evinizin içindeki havayı kirletirler (Bu kirlilik dışarıdaki havanın sahip olduğu, sokaklardaki kirlilikten 5 kat daha kötü olabilir).
Ek olarak, aslında size evinizi temiz ve mikropsuz tutmak konusunda yardımcı olması gereken bu temizlik malzemelerinin sebep olduğu kaşıntı, bulantı ve yanıklar az görülen problemler değildir.
Cildinize temas ettiklerinde ya da soluduğunuzda, bu temizlik malzemeleri alerji ya da zehirlenme gibi problemlere yol açabilirler.
Kıyafetlerinizi onlarla yıkayıp giydikten sonra cildinize temas eden ve vücudunuza giren zararlı çamaşır deterjanlarını da unutmayın.
Ek olarak, bulaşık deterjanının içerdiği dioksan denilen madde yer altı sularında en fazla bulunan atıktır. Yüksek oranda zehirlidir ve diğer içerikler gibi bu da doğada çözünmez.
Çamaşır Suyu ve Sağlığa Etkileri
Çamaşır suyu en güçlü temizlik malzemelerinden biri olarak bilinir fakat zararlarından hiç bahsedilmez.
1774 yılında bulunduğunda, bazı malzemeleri beyazlatmak için kullanılmıştır ve sulandırılmış hali temizlik malzemesi olarak uzun yıllar evlerde yerini korumuştur.
Çamaşır suyunun antibakteriyel gücü oldukça yüksektir.
Fakat, çamaşır suyunu sizi hasta edebilecek mikroorganizmalardan koruduğunu düşünmek yerine, uzun vadede çamaşır suyu kullanımının bağışıklık sisteminizi olumsuz etkileyeceğini hatırlamalısınız. Bir süre sonra, vücudunuz iyi ve kötü bakterileri ayırt edemez hale gelir.
Ek olarak, çamaşır suyu cilt yanıklarına, göz ve burunda tahrişlere, solunum problemlerine ve kanın oksijen seviyesindeki düşüklüklere sebep olur.
Özellikle 12 yaş altı çocuklar için oldukça tehlikelidir. Yüksek sinüzit, zatürre ve bronşit tehlikesine sebep olurlar.
Eğer tüm bunlar yeterli değilse, çamaşır suyu aynı zamanda doğaya karışarak toprağı, suyu ve havayı kirletir.
Peki siz neyi bekliyorsunuz? Temizlik konusunda rahatlayın ve doğal ürünler kullanmaya başlayın. Buna değer!
Kaynak : https://www.dogalgunler.com

Kerevizin Çok Yönlü Faydaları Bulunur, Hem ucuz hem de her derde deva

Kerevizin Çok Yönlü Faydaları Bulunur, Hem ucuz hem de her derde deva
Zeytinyağlı yemekleri, dolması, salatası, çorbası dahi yapılmaktadır. Dünya mutfağında da hak ettiği yeri bulmuştur.
Kerevizin Faydaları
Yaprak ve sapları önemli vitamin ve mineraller içermektedir. İç salgı bezlerini uyaran kereviz karaciğeri temizler, şişliğini ortadan kaldırır.
Kanı temizleme özelliği vardır. Böbrekleri çalıştırır, böbrek taşı ve kumlarını döker.
Sivilce ve çıbana iyi gelmektedir.
Artrit ve romatizmaya karşı faydalı olan kereviz kolesterolü de düşürmektedir.
Düzenli tüketilen kereviz karaciğer, böbrek, safra kesesi ve pankreasta oluşabilecek hastalıklara karşı koruma sağlar.
Damar genişletici etkisi ile kanın damarlarda rahat akmasını sağlar. Kan basıncını düşürebilir.
Katarakt gibi göz rahatsızlıklarına karşı koruyucudur.
İdrar yolu enfeksiyonlarını önler. Özellikle tohumları mesane sorunlarına karşı fayda sağlamaktadır.
Sinir sistemi için faydalı besinlerdendir. Antioksidan ve fitobesinler sayesinde serbest radikallerle mücadele eder.
Bünyesindeki luteloin gibi bazı maddelerin meme kanserine karşı koruyucu olduğu araştırmalarla ortaya konulmuştur.





Düzenli tüketiminin erkekler için faydalı olduğu bilinmektedir. Özellikle saplarının erkeklerce tüketimi tavsiye edilmektedir.
Birçok insan, kerevizin gevrek yeşil saplarının yalnızca suyla dolu olduğunu, gerçek besinsel değerlerinin olmadığını düşünüyor. Ancak böyle bir varsayım yanlış; kereviz, vücudumuzun sağlıklı kalması için gereken besleyici maddelerle, vitaminlerle, antioksidanlarla doludur.
Daha fazla kereviz yemek beraberinde birçok pozitif değişimi getirir. Örneğin yapılan araştırmalara göre her gün kereviz yemek, göz sağlığının korunmasına ve güçlenmesine ve hatta gözlerin daha beyaz ve parlak görünmelerine yardımcı oluyor. Doğal olarak görünüş tazeleniyor ve gençleşiyor. Artı olarak, görüş ne kadar iyi olursa, gözlerinizi daha az yorar ve daha az kısarsınız.

ANTİ-İNFLAMATUAR ETKİLER
Kerevizin yapısında, anti-inflamatuar yararları olduğuna inanılan polisakkaritler bulunur. Serbest radikal hasarına karşı savaşan antioksidanlar da içerir; bu radikaller, iltihaplanma ve kanser, eklem iltihabı gibi hastalıkların temel sebeplerindendir. Dahası sindirim yollarında iltihaplanma olan ülseratif kolit, chron hastaları, kerevizden ciddi şekilde faydalanabilirler; çünkü içerdiği antioksidanlar, bu hastalıkları etkili bir biçimde tedavi edebiliyor.
HASARI HÜCRESEL SEVİYEDE ONARIR
Kerevizin yapısında ondan fazla antioksidan türü bulunur – flavanoid, K vitamini, lunularin gibi. Bu antioksidan maddeler, oksidatif stresin doğal yollarla aşılmasına ve vücudumuzun serbest radikallerden arınmasına yardımcı olur; böylelikle hücrelerimiz, kan damarlarımız ve organlarımız için korunma sağlanmış olur.
VÜCUT SICAKLIĞINI DÜZENLER
Kerevizin yüksek su ve elektrolit içeriği, vücudumuzu sıcak günlerde hem nemlendirip hem de serinleterek vücut sıcaklığının düzenlenmesine yardımcı olur.



ÜLSERİN ÖNLENMESİNİ SAĞLAR
Kereviz, midedeki ya da ince bağırsaktaki küçük, ağrılı yaraların yani ülserin oluşumunu engeller; çünkü yapısında sindirim sisteminin zarını koruyan belirli bir etanol türü bulunur. Yapılan araştırmalara göre, kereviz, mide zarındaki ülser ve yırtılmalara karşı korunmada kritik olan mide mukozasının miktarını ciddi şekilde artırıyor.
İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARININ ENGELLENMESİNE YARDIMCI OLUR
Kereviz, bu bakımdan yaban mersinine benzer – ürik asit seviyesini artırırken idrar üretimini de uyarır. Bu özelliği, üreme ve sindirim sistemlerindeki bakteriyel enfeksiyonlarla mücadelede mükemmel bir yardımcı olmasını sağlar.
KİLO VERMEYE YARDIMCI OLUR
Kerevizin her sapında yalnızca 10 kalori bulunur; aynı zamanda da tamamen doğal, vitamin ve besleyici madde deposudur. Metabolizmanın düzenlenmesine ve kendinizi tok hissetmenize yardımcı olur; böylelikle geç saatlerde sağlıksız seçeneklerle atıştırma ihtiyacınızı azaltır.
Kaynak : https://www.dogalgunler.com

Vücudunuzda Parazit Olduğunu Gösterir 8 Önemli Belirti

Vücudunuzda Parazit Olduğunu Gösterir 8 Önemli Belirti
Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarına göre dünyada her yıl 3-3,5 milyar insan farklı çeşitlerde parazit enfeksiyonlarından tedavi görüyor. Parazit, vücuttaki diğer yararlı organizmalar üzerinde yaşayan ve onlardan beslenen kötü organizmalara deniyor.
Parazitler vücuttaki besinleri tükettikleri için organlara ve tüm yararlı organizmalara zarar veriyor. Aynı zamanda parazitler tüm organlara tutulabilme özelliğine sahip olduklarından bütün iç organlar risk grubunda sayılıyor. En çok bağırsaklarda gözükse de her yerde karşımıza çıkabilir.

Peki, vücudunuzda parazit olduğunu nasıl anlarsınız?
Egzema, döküntü, kurdeşen, hassas, lezyonlu ve kuru cilt gibi problemleri yaşıyorsanız.
Sinirlilik, kaygı, rahatsızlık, unutkanlık, depresyon gibi şikayetleriniz varsa.
Gün içinde aşırı yorgunluk çekiyorsanız.





Sık sık ishal oluyorsanız.
Rahatsız bağırsak sendorumu denilen bağırsak rahatsızlığınız varsa.
Kramp, kas ağrıları, eklem ağrıları, artrit ağrıları, ellerde ve ayaklarda uyuşma, göbekte ağrı ve buna benzer kas ve eklem sıkıntılarınız varsa.
Uyku düzensizliği, sürekli uyanma, uykuda idrar tutamama, uyuyamama ve uykuda dişleri gıcırdatma.



İştah kaybı ve iştahın fazla açılması, kilo alma veya verme konusunda sıkıntı, uzun süreli obezite durumu ve buna benzer kilo ve iştahla ilgili sıkıntılar ortaya çıkabilir.
Kaynak : https://www.dogalgunler.com

Arkadaşının Tavsiyesini Dinledi ve Öksürük Şıp Diye Kesildi

Arkadaşının Tavsiyesini Dinledi ve Öksürük Şıp Diye Kesildi
Öte yandan hazırladığınız doğal bir karışımla da öksürükten kurtulmak mümkün. Healthy Food House’tan aktarılan bir tarifi sizlerle paylaşıyoruz.
Öksürük en nefret ettiğimiz şeylerden biri. Hem kendimizi hem de etrafımızdakileri rahatsız ediyor. Öksürüğün birçok nedeni olabilir. Öksürüğe en çok sigara içmek ve astım neden oluyor. Kısa süreli öksürükler soğuk algınlığı belirtisi de olabilir.
Herkes öksürükten bir an önce kurtulmak ister. Bu nedenle çeşitli haplar ve spreyler kullanırlar.
Muzlu Tarif
Muz, sağlığa birçok açıdan yararlı. Biz muzla öksürüğü nasıl geçireceğimize odaklanacağız.
London Imperial College’da yapılan bir çalışmada her gün muz yiyen çocukların astım krizi geçirme riskinin %34 daha az olduğu görüldü.
Muz ve bal, öksürüğü geçirici etkisiyle biliniyor.
Öksürük Geçirici Tarifin Hazırlanışı
Malzemeler
2 adet organik muz
2 yemek kaşığı organik bal
400 ml kaynamış su (ılıdıktan sonra)





Hazırlanışı
Suyu kaynatın.
Muzları püre kıvamına getirin.
Püre kıvamına gelmiş muzların üstüne kaynar suyu dökün ve soğumasını bekleyin.
Son olarak bal ekleyin ve yoğurt kıvamına gelene kadar karıştırın.
Ne Zaman Yenmeli?
Karışımı saklama kabına koyup dolapta bekletebilirsiniz. Tek yapmanız gereken yiyeceğiniz zaman ısıtmak. Healthy Food House’tan aktarılanlara göre karışımı dört gün içinde tüketmeniz gerekiyormuş. Karışım öksürüğü geçirmenin haricinde serotonin seviyesini yükseltiyor.
Öksürmeye başlarsanız kesinlikle doğal karışımı deneyin.
Öksürüğünüz bir haftadan fazla sürerse hemen doktorunuza danışın.
Doğal yöntemi denediyseniz ve işe yaradıysa arkadaşlarınızla da paylaşın.
Kaynak : https://organikdoktorum.com

Suyunu için iltihabı kökünden söküp atıyor

Suyunu için iltihabı kökünden söküp atıyor
Beslenme ve Perhiz Uzmanı Hazal Çatırtan Çobanoğlu özellikle narın suyunu sıkıp içmek yerine bir büyük narın yarısını harcamanın çok daha fazla fayda sağladığını belirtip, narın bilinmez verimlerini açıkladı.
Antioksidan zengini İçeriğindeki Punicalagin ve Punicic asit narın yüksek antioksidan etkinliğe sahip olmasını sağlıyor. Yapılan araştırmalar nar ve nar suyunun, yeşil çayın antioksidan etkinliğinin üç katına sahip olduğunu gösteriyor. Bu antioksidanlar stres, yanlış beslenme ve etraftaki negatif şartların bedenimizde yarattığı zararı önlemeye takviyeci oluyor
Anti-enflamatuar etkili Kronik enflamasyon kalp ve damar hastalıklarından Alzheimer’a, kanserden tip 2 diyabete dek bir hayli hastalığın lideri. Nar büyük miktarda punicalaginlerin antioksidan özellikleri sayesinde anti-enflamatuar tesir gösteriyor. Bedenimizdeki cerahati eksiltmek için kumpaslı nar tüketimi iyi bir seçenek.
Kansere karşı gözetici Narın içerisindeki antioksidan maddeler kanser hücrelerinin yaradılış sürecini yavaşlatabiliyor veya durdurabiliyor. Özellikle meme, sütun ve prostat kanseri yaradılışını temkine üzerine pozitif netice veren araştırmalar var.





Kan tazyikini düşürmeye takviyeci Nar ve nar suyu içeriğindeki polifenoller sayesinde enzim etkinliklerini tertip edip damarlarda genişleme ve tansiyonda düşme sağlayabiliyor. Kolesterol seviyelerini etkileyerek damarları ve kalbi gözetici tesir gösteriyor.
Hafıza dostu Beslenme ve Perhiz Uzmanı Hazal Çatırtan Çobanoğlu “California Üniversitesi’nde yapılan çalışmada 4 hafta süresince kumpaslı nar/nar suyu harcayan şahısların sözel-görsel hafıza vazifelerini daha iyi yaptıkları ve hafıza ile alakalı testlerde daha zaferli oldukları görülmüştür” diyor.Yaşlanma karşıtı İçeriğindeki antioksidanlar ve urolithin A adlı bileşen sayesinde bedenimiz adaleleri oluşabilecek zararlara karşı daha rahat gözetebiliyor. Doku zararı en aza iniyor. Bu da hem bedende hem ciltte ihtiyarlamayı geciktiriyor.
Üreme sisteminde pozitif etkili Oksidatif strese karşı gözetici tesiri sayesinde yumurta ve cenin gözetici tesiri olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda erkeklerde sperm yoğunluğunu ve hareketliliğini de çoğaldırmaya takviyeci oluyor.Kilo gözetmede etkili Nar hem gözü hem karnı doyuran bir meyve. Yarım kase nar yalnızca 72 kalori. Bununla beraber 3.5 g perhiz lifi kapsıyor. Bu perhiz lifleri hem tokluk sağlıyor hem de bağırsak sıhhatimizi koruyor.Egzersiz için enerji kaynağı Beslenme ve Perhiz Uzmanı Hazal Çatırtan Çobanoğlu “Nar, perhizde natürel nitrat alımını sağlayan bir meyve. Nitratların kan tazyikini düşürebilme tesiri olduğu gibi enerji yapımını sağlayan mitokondrilerin aktifliğini de çoğaldırarak fiziksel performansı çoğaldırabildiği görülmüştür” diyor.
Kaynak : https://www.yemekev.com

Tiroid Hastası Olduğunuzun 6 Saklı İşareti

Tiroid Hastası Olduğunuzun 6 Saklı İşareti
Hastalandığımızda üşüttüğümüzü, grip ya da alerji olduğumuzu düşünürüz. Bazen hipotezlerimizde haklı olsak da bazense bedenimizdeki bulguların ciddi bir hastalığın habercisi olabiliyor. Tiroid hastalığı bulgularının bayağı hastalıklarla eş olmasından dolayı bir hayli insan tiroid ile ilgili hastalıklarından habersiz olarak yaşıyor ve dolayısıyla rehabilitasyon olmuyor. Tiroid bezi boynun ön alt kısmında, soluk borusunun çevresinde yer alır ve hormon salgılanmasında dayanakçıdır. Ayrıca tiroid bezi, metabolizmayı tertip ettiğinden sıhhatli olması bedenimiz açısından çok ehemmiyetlidir.
Bazen bedenimizin asap sistemi tiroid bezlerine saldırır. Bunun neticesinde tiroid bezinden az ya da çok hormon salgılanır ve hastalıkların kapısını aralar. Tiroid hastalıklarının bulguları usulca ortaya çıkar. Bedenimizin bulgularını iyi gözlemlememiz ve gereken rehabilitasyonu almamız çok ehemmiyetlidir. İşte tiroid hastalığına sahip olabileceğinizin 6 işareti:
Tiroid hastalığının en erken bulgusu konsantrasyon bozukluğudur. Başta yalnızca konsantre meseleyi yaşarken hastalık ilerledikçe belleğinizin hasar görmesine neden olur. Bitkin veya eforsuz sezmenizin arkasında bir hayli neden uyuyor olabilir. Uzun ve yeterli yattığınız halde hala bitkin ve eforsuz seziyorsanız, tiroid bezleriniz muntazam çalışmıyor olabilir.





Tiroid meseleleri ayrıca ruh halinizi de tesirler. Ruh haliniz ivedi değişir, ivedi üzülürsünüz ve birden depresif sezmeye başlarsınız. Yediklerinize dikkat etmenize ve kesintisiz spor yapmanıza karşın hala kilo alıyorsanız, tiroid beziniz muntazam çalışmıyor demektir. Ayrıca tiroid bezi ilgili rahatsızlıklar neticesinde midenizde kesintisiz bir şişiklik hissedersiniz.
Tiroid bezinizin muntazam çalışmadığının bir öteki göstergesi de beden ısınızın hep düşük olmasıdır. Beden ısınız kesintisiz düşük olduğunda çok üşürsünüz, elleriniz ve ayaklarınız ısınmaz ve soğuk soğuk terlersiniz.
Kesintisiz kaşınıyor musunuz? Saçlarınız kuru ve eskimiş mi? Sık sık saçlarınız dökülüyor mu? Sizde muhtemelen tiroid yetmezliği var ve tiroid beziniz yeterince hormon salgılayamıyor demektir. Bulguların bir haylisine sahip olsanız bile, bu kesin bir biçimde tiroid rahatsızlığına sahip olduğunuz anlamına gelmez. En iyi bir hekime görünmenizdir. Tiroid rahatsızlığınız varsa da şipşak rehabilitasyona başlanmalıdır. Tiroid bezi ve tiroid rahatsızlığıyla alakalı dostlarınızı bilinçlendirmek için yazıyı paylaşmayı bakımsızlık etmeyin.
Kaynak : https://www.yemekev.com

Yün Yorganları Bıraktık Hasta Olmaya Başladık Bakın Ne Faydaları Var

Yün Yorganları Bıraktık Hasta Olmaya Başladık Bakın Ne Faydaları Var
Yün ne kadar büyük nimetmiş meğer!Koyun,deve,keçi tüyleri Yün ismini alır.Hakiki yün ise koyun yünüdür.
Koyun derken de dişi davar anlaşılır.Koç yani erkek koyun yünü ile dişi arasında fark vardır.Dişi koyun yününde olan maddi ve manevi hassalar diğer yünlerde yoktur.

Koyunların üzerlerine güneş doğmaz,namaz vakti uyanırlar.Koyun beslemek büyük manevi bir uğurdur.Berekettir,derler.Koyun yününün faydaları ise saymakla bitmez.
Yün Yorganları Bıraktık Hasta Olmaya Başladık Bakın Ne Faydaları Var
Koyun yününün faydaları nelerdir?
1-Koyun yünü sinyal ve radyasyon emicidir.Evimizde yoğun kullandığımız cep telefonu,modem,kumanda, gibi elektronik cihazların yaydığı rasyasyonu emerek vücudumuza zarar vermesini önler.Bunun için bilhassa yorgan ,yastık ve döşeğimizin koyun yününden olmasına özen göstermeliyiz.Çünkü uyuduğumuz sürece cep telefonları, internet cihazları devamlı sinyal alır verir.Vücudumuz özellikle beynimiz bu durumdan çok fazla etkilenir.Ciddi zarar görür.Eğer uyku setimiz koyun yününden içerik ise bu zarar en aza iner.





2-Koyun yünü dinlendiricidir ve çok rahat uyumanızı sağlar.
Koyun yününden yapılmış yastık,yorgan ve döşekte uyursanız, sabaha çok dinlenmiş bir şekilde kalkarsınız.Çünkü koyun yünü vücutta biriken statik negatif enerjiyi alır.Böylelikle bedeninizde oluşan yorgunluk ve rehafet ortadan kalkar.Aslında gün içerisinde de koyun yününün bu olumlu özelliğinden yararlanabiliriz.
Bunun içinde evlerimizde,iş yerlerimizde,arabalarımızda koyun yününden yapılmış minderler,postları kullanabiliriz.
3-Koyun yünü ısıyı dengeleyicidir.
Soğuğu geçirmez koyun yününden yapılmış ürünler yazın serin,kışın sıcak tutma özelliğne sahiptir.Çoğumuz yazın sıcaktan üzerine yorgan örtmemeye çalışır.Ancak yorganınız koyun yünü ise rahatlıkla yatıp uyuyabilirsiniz zira sıcak yerine sizi serin tutacaktır.
Kaynak : https://www.bayanlar-kahvesi.com

Pekmeze Limon Sıkarak Yemek

Pekmeze Limon Sıkarak Yemek
Pekmez + Limon Su Kesinlikle aç karnına olunduğunda tüketilmeli
Demir eksikliği çoğu kişinin karşılaştığı bir durum. Çevrenize baktığınız zaman da bunu net bir şekilde görebilmeniz mümkün olabiliyor. Solgun yanaklar, renksiz donuk bir ten…
Tıbbi anlamdaki belirtileri ise halsizlik,çabuk yorulma iştahsızlık, nefes darlığı baş ağrısı, kolay üşüme, çarpıntı, hafıza ve dikkat azalması, tırnakların kolay kırılması,saç dökülmesi.
Gözünüzün alt kapağını hafifçe aşağı çekip kırmızı renkli dokuya baktığınızda da bu dokunun rengi kırmızı değil de daha solgun bir halde ise bu da demir eksikliğini anlayabileceğiniz bir yol olabiliyor. tabi ki en doğrusu bir doktora görünüp gerekli testleri yaptırmaktır.
Basit bir durum gibi görünse de kişiyi gerçekten rahatsız edebiliyor. Ben de demir eksikliği yaşayanlardanım.
İlaç tedavisi görülüp düzelse de beslenmeye dikkat edilmediğinde (altında başka sağlık nedenleri de olabilir tabi ki) tekrarlayabiliyor. Aslında sağlıklı bir yaşam için, dengeli ve yeterli beslenme gereken en temel unsur olduğu herkesçe bilinen bir şey.
İlaç tedavisinde bazı zamanlar yan etkilerden etkilendim. Ve bu durumda gerçekten iyi bir zamanda yetişen güzel bir bilgiyle karşılaştım ve faydasını gerçekten gördüm.
Kırmızı et, soya fasulyesi,kuru kayısı, kuru üzüm,kuru incir, yeşil yapraklı sebzeler gibi demir içeren besinler dışında, bu vitamin açısından zengin olan bir diğer hazine ise pekmez.





Fakat her pekmez değil, üzüm pekmezi!!! Eğer ilaç tedavisi dışında doğal yoldan da takviye veya demir alımı  yapmak istiyorsanız. Söyleyeceğim karışım gerçekten sihirli bir iksir gibi ; en azından benim için öyle =)
Kesinlikle aç karnına olunduğunda tüketilmeli; limon + üzüm pekmezi!
Mesela çocuklar pekmezi pek sevmez yemek istemezler ancak bir bardak ev yapımı doğal limonata veya portakal suyu içerisine 2- 3 yemek kaşığı üzüm pekmezi ile tüketmelerini sağlayabilirsiniz.
Neden portakal veya limon, çünkü C vitamini demir emilimini kolaylaştırıyor. Ayrıca demir vitamininde düşüklük yaşanıyorsa bu kişilerin çay, kola,kahve gibi içeceklerden uzak durmaları da gerekiyor.
Aç karnına olarak portakal + üzüm pekmezi karışımı içildikten sonra çay veya süt içilmesi de demirin emilimini engelleyeceğinden önerilmeyen bir durum.
Çay ise gerek bu karışım gerekse diğer besinler ardından alındığında ne şekilde olursa olsun demire olumsuz bir etkide. O nedenle kahvaltılarda ve yemeklerden hemen sonra içilen çaydan uzak durmak yararlı olacaktır.
Ve bir diğer önemli nokta ise, portakal suyunun hemen tüketilmesi gerektiği, o sebepledir ki pekmezli portakal suyunu hazırladığınızda hemen için.
Tam Bir Demir Deposu ve Kansızlık İçin
Pet şişe içerisine 2 kaşık doğal pekmez ve yarım limon sıkın. Üzerini içme suyuyla tamamlayın. İyice karıştırdıktan sonra aç karnına için. Mükemmel bir etki gösteriyor. C vitamini pekmezin faydasını neredeyse 10 katına çıkartıyor.
Ayrıca bunu yeşil biber ile de yapabilirsiniz. Çünkü yeşil biber de mükemmel bir c vitamini kaynağıdır. Sabah kahvaltıda pekmezin yanında 2-3 adet yeşil biber yiyebilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim =)
Kaynak : https://www.dogalgunler.com

Limon kabuğu ile topuk çatlakları ve nasır için doğal çözüm!

Limon kabuğu ile topuk çatlakları ve nasır için doğal çözüm!
Topuk çatlakları ve nasır için limon ile doğal çözüm! – Birçoğumuz sandalet giymek, ayakları plajda, hatta park gibi halka açık yerlerde bile çıkarmak konusunda oldukça temkinliyiz. Soğuk kış aylarında ayaklarımızı saklamaya alışırız ve bu sebeple onlara düzgün bakmak için özen göstermeyiz.  Geçen zaman diliminde bakımsız ayaklara sahip oluruz.
Kuru Çatlamış Topuklar ve Nasırlarınız Var Mı? Limon Çözümdür!
Limon, süper gıda olarak adlandırılır. Çünkü limon, C vitamini, A, B1, B6, magnezyum, bioflavonoitler, pektin, folik asit, fosfor, kalsiyum ve potasyum içerir. Limon, pek çok hastalığın önlenmesi, grip, soğuk algınlığı, larenjit, bakteriyel enfeksiyonlar, yüksek tansiyon, sindirim ve cilt sorunları gibi sağlık sorunları ile mücadele için harika bir doğal çözümdür.
Bazı yeni çalışmalar limonun kansere karşı bile etkili olabileceğini göstermiştir. Ne yazık ki, birçok insan limondaki faydalı besin maddelerinin neredeyse yarısının kabuğunda bulunduğundan habersizdir. Acımsı tadı nedeniyle birçok meyvenin kabuğunu atıyoruz ve sadece bu meyvelerin suyunu kullanıyoruz. Bu meyvelerin kabuğunu attığınızda, genel sağlığınızı iyileştirebilecek ve eklem ağrılarıyla mücadele edebilecek çok sayıda besini de atmış oluyorsunuz.
Birçok kadının ortak sıkıntısı olan topuk çatlakları ve nasır, ciltte tekrarlanan sürtünme, baskı veya tahriş nedeniyle oluşur. Bu etkenler sonucunda ciltte kalınlaşma ve sertleşme meydana gelir. Nasır özellikle ayakların alt kısımlarında ve ayak başparmağının alt tarafında ortaya çıkar.





Ayrıca eller üzerinde, parmaklarda veya vücut üzerinde tekrarlanan sürtünmenin olduğu herhangi bir yerde de nasır gelişebilir. Topuklu ayakkabı giymek nasırın oluşumuna neden olan en büyük etkenlerdendir. Bu sorun genellikle ciddi olmamakla birlikte, tedavi edilmezse cilt ülseri veya enfeksiyon gibi diğer sorunlara da yol açabilir. Nasır ayrıca kötü bir görüntüye, ağrıya ve şişmeye de neden olabilir.
Limon Kabuğu Topuk Çatlakları ve Nasır İçin Nasıl Kullanılır?
Topuklarınıza limon kabuğu sürmek, cildinizin kalın ve ölü katmanlarından kurtulma sürecini hızlandırarak altındaki daha yumuşak cildin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Limonun asidik doğası, cilt hücrelerinin arasındaki bağları zayıflatır ve yeni hücrelerin hızlı bir şekilde ortaya çıkmasına ve ölü hücrelerin yerine geçmesine izin verir.
Limon kabuğu ayrıca, ayaklarınızda oluşan ağrıları hafifletmeye de yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, çok fazla limon kullanmak, cildinize gerçekten zarar verebilir. Cildinize fazla limon kabuğu uygulamanız halinde, özellikle güneşten gelen hasara karşı cildiniz daha duyarlı hale gelebilir.
Topuk çatlakları ve nasırdan kurtulmak için limon kabuğunu kullanmanın son derece basit bir yolu vardır. Yatmadan önce taze bir limonu ikiye bölün, salatalarınızda kullanmak üzere suyunu bir kaba sıkın. Her ayağın topuğunu limonun yarısının içerisine koyun, daha sonra ayaklarınıza eski çorapları giyerek uyumak için yatağınıza gidin.
Bu uygulama sonrasında topuklarınız sabahları daha yumuşak ve pürüzsüz olacaktır. En iyi sonuçlar için limon kabuğu uygulamasını 2-3 günde bir tekrarlayın. Aynı limon kabuğunu kurumaya başlamadan önce birkaç kez daha kullanabilirsiniz.
Topuk Çatlakları ve Nasır Nasıl Önlenir? Birkaç İpucu;
Ayakkabılarınızın ayaklarınıza düzgün oturduğundan ve yürürken rahatsız edici bir baskı noktası bulunmadığından emin olun.
Ayaklarınızda nasıl varsa yüksek topuklu ayakkabılardan uzak durun.
Ayakkabı giyeceğiniz zamanlarda tercihen pamuklu çorap giyin.
Ayaklarınızı temiz ve kuru tutun. Ayaklarınız terleme eğilimindeyse, ayak pudrası kullanmayı deneyin.
Duş veya banyo sırasında her gün ayaklarınızı iyice temizleyin.
Kaynak : https://mutlukadinlar.com.tr

Kuru ve Çatlak Topuklar Karbonat ile Nasıl Tedavi Edilir?

Kuru ve Çatlak Topuklar Karbonat ile Nasıl Tedavi Edilir?
Çatlak ve kuru topuklu ayaklar sadece kozmetik bir sorun olmakla kalmayıp, aynı zamanda ciltte kurumaya neden olabileceği gibi, deride kalın kallus ile birlikte sarı veya kahverenginin ortaya çıkması, özellikle kızarıklık, kaşıntı, iltihap ve kızarıklık gibi cilt sorunları ile karşılaştırır.Kırılmış topuklular nemsizliğin, kuru havanın, sağlıksız beslenmenin, uygun olmayan ayak bakımının, sert zeminlerin, uzun süreli ayakta durmanın ve yanlış ayakkabı tiplerinin giyilmesinin bir sonucu olabilir. Ayrıca, bu probleme katkıda bulunabilecek başka durumlar da vardır ve bunlar egzama, nasırlar, tiroid hastalığı ve diyabetlerdir. Doğru önlemler hemen alındığında çatlakların daha derinleşmesi, ağrı ve kanamaya neden olması engellenebilir. Bu durum için çok yararlı olan bazı ev ilaçları vardır.
Çatlak ve kuru topuklu ayaklar sadece kozmetik bir sorun olmakla kalmayıp, aynı zamanda ciltte kurumaya neden olabileceği gibi, deride kalın kallus ile birlikte sarı veya kahverenginin ortaya çıkması, özellikle kızarıklık, kaşıntı, iltihap ve kızarıklık gibi cilt sorunları ile karşılaştırır.
Kırılmış topuklular nemsizliğin, kuru havanın, sağlıksız beslenmenin, uygun olmayan ayak bakımının, sert zeminlerin, uzun süreli ayakta durmanın ve yanlış ayakkabı tiplerinin giyilmesinin bir sonucu olabilir. Ayrıca, bu probleme katkıda bulunabilecek başka durumlar da vardır ve bunlar egzama, nasırlar, tiroid hastalığı ve diyabetlerdir.
Doğru önlemler hemen alındığında çatlakların daha derinleşmesi, ağrı ve kanamaya neden olması engellenebilir. Bu durum için çok yararlı olan bazı ev ilaçları vardır.





Kuru ve Çatlak Topuklar İçin Tedavi Yöntemleri
Tedavi 1
– 10 aspirin tableti (asetilsalisilik asit) veya tabletleri (asetaminofen) alın ve ince toz halinde ezin.
– 250 ml% 70 sürtünme alkolü ile kaplayın ve 1-2 gün bekletin.
– Her gece bir pamuk topu / yastığı veya gazlı bezle ıslatın, kullanmadan önce çalkalayın ve topuğunuza uygulayın.
– Ayağı plastik bir folyoya sarın ve bir gece bekleterek bir çorap takın.
– Uyandığınız zaman, suyla durulayın ve bir havlu ile kurulayın ve ardından yağlı krem ​​veya gliserin uygulayın.
– 10 uygulamadan sonra iyileştirmeler göreceksiniz.
– Biraz daha iyi sonuçlar almak isterseniz, ayak kremini uygulamadan önce topuklarınızı bir ayak yıkayıcı ile ileriye ve pul pul dökebilirsiniz.
– Ağrılı varisli damarlardan muzdarip olmanız durumunda, bu tedavi yardımcı olacaktır.
– Ağrı, uygulandıktan hemen sonra azalacaktır.
Tedavi 2
Sadece süt ve kabartma tozuyla hazırlanan bu tedavi ile bu basit adımları izleyerek çatlak ve kuru topuklardan kurtulabilirsiniz.
– Kaynayana kadar bir litre sütte ısıtın.
– Sütü, daha sonra ayaklarınızı yerleştirebileceğiniz bir kaseye dökün.
– Üç kaşık kabartma tozu ekleyin ve sıcak sütte çözünene kadar karıştırın.
– Sütün ayaklarınızı kolayca tutabileceğiniz bir sıcaklığa soğumasını bekleyin.
– Oturun ve ayaklarızı on dakika bekletin.
– On dakika sonra, ayaklarınızı ılık su ile durulayın ve ayaklarınızı çok iyi kurutun.
– Süt güçlü rejeneratif ve besleyici özelliklere sahiptir.
– Cilt bariyerini onarır ve sizi çok yumuşak topuklularla kavuşturur.
Kaynak : https://www.kadin3.com

Column Left