Column Left

Bizi Takip Edin

1 Eylül 2019 Pazar

Çiriş Otu Nedir? Faydaları ve Kullanımı Hakkında

Çiriş Otu Nedir? Faydaları ve Kullanımı Hakkında
Antioksidan deposu doğal mucize çiriş otu hakkında bilgi
Çiriş otu; zambakgiller ailesinden sarı çiçekleri olan yeşil yapraklı çok yıllıklı bir bitkidir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde karların erimeye başladığı Nisan aylarında çiriş otu ortaya çıkar. Çiriş otunun kokusu daha çok soğan ve sarımsağı anımsatmaktadır ve oldukça sağlıklı doğal bir sebzedir.
Çiriş otu halk arasında; sarı zambak, yabani pırasa, dağ pırasası, gülük, gül bahar, kirgiç ve çiviş olarak değişik isimler ile adlandırılmaktadır.
Çiriş Otunun Faydaları ve Hastalıklara Karşı Kullanımı
➤ En önemli faydası antioksidan bakımından zengin olmasıdır. Ayrıca C vitamini bakımından da zengindir.
➤ Kronik ağrıları gidermede yardımcıdır.
➤ İdrar söktürücüdür.
➤ Ciltte oluşan problemleri gidermede yardımcıdır. Sivilce, çıban ve egzama tedavisinde kullanılır.
➤ Çiriş Otu beyaz kan hücrelerini artırır.
➤ Adet söktürücü özelliği vardır.
Çiriş Otu Nasıl Kullanılır?
Çiriş otunun yaprak kısmı yemeklerde kullanılırken kök kısmı da ayakkabıcılıkta bir tür yapıştırma malzemesi olarak kullanılmaktadır.





Çiriş otu tercihe bağlı olarak kavurma, salata veya zeytinyağlı yemek olarak tüketilebilir. Hepsi birbirinden faydalı ve lezzetli olacaktır. Dilerseniz börek içi olarak da kullanarak çiriş böreği yapabilirsiniz. Çiriş salatasını yaparken otları önceden hafif yumuşayıncaya kadar haşlamanız yeterli olacaktır. Ardından limon, sarımsak ve zeytinyağı ile hazırlamış olduğunuz sosu çiriş otlarının üzerine gezdirerek tüketebilirsiniz. Dilerseniz yoğurt ile birlikte de tüketebilirsiniz.
Çiriş kavurmasını ise yumurta veya kıyma ile lezzetlendirebilirsiniz. Önceden haşladığınız çiriş otunu zeytinyağı ile kavurup üzerine yumurta veya kavrulmuş kıyma ilavesi yapabilirsiniz. Dilerseniz de sade olarak yalnızca baharat ve tuz ilave ederek tüketebilirsiniz.
Çiriş otunun zeytinyağlı yemeğini ise tıpkı ıspanak veya pırasa yapar gibi soğan ve salça ile yapabilirsiniz. Bir miktar bulgur ilavesi de çiriş otuna yakışmaktadır.
Çiriş otu Nisan ayında ilk çıktığı zamanlar kilosu 10 TL iken kısa bir sürede 3-4 TL’ye kadar düşer.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Uçkun (Işkın Otu) Nedir, Faydaları Nelerdir?

Uçkun (Işkın Otu) Nedir, Faydaları Nelerdir?
ÜLKEMİZİN BİR ÇOK YÖRESİNDE KENDİLİĞİNDEN YETİŞEN UÇKUN, BÖLGEYE GÖRE IŞGIN, IŞKIN, YAYLA MUZU, UÇGUN OLARAK DA ADLANDIRILIR.
Uçkun ününü Amerikalara kadar duyurmuş bir Anadolu sebzesidir. Anadolu’da yetişen tek ravent türüdür. Yapılan araştırmalara göre kanser hücrelerini yok ettiği ortaya konulmuştur.  Atlanta Üniversitesinin yaptığı araştırmalar sonucunda uçkun kanser hastalığının yeni bir ilacı olarak nitelendirilmeye başlanmıştır.
Yalnızca kanser hastalığı değil bir çok hastalığın tedavisinde kullanılan ve kuzukulağıgiller familyasına bağlı olan uçkun otunun boyu 40 santimetre ile 150 santimetre arasında değişmektedir. Sarımsı ve beyazımsı çiçekleri vardır. Yaprakları ise fil kulağına benzer ve zehirli olduğu bilinir. Meyve kısmı kırmızımsı ve kahverengimsi bir renktedir.
Uçkun Faydaları Nelerdir?
➤ İçerisinde bulunan polifenol maddesi sayesinde kanser hücrelerinin gelişimini engeller.
➤ Bol miktarda C vitamini barındırır. Aynı zamanda A, B1, B2, E, ve K vitaminleri bakımından da zengindir.
➤ Taze uçkun tüketimi mide bulantısını geçirir.





Hazmı kolaylaştırır ve mideyi rahatlatır.
➤ Uçkun vücuda zindelik ve direnç sağlar.
➤ Hamilelikte oluşan lekeleri giderici özelliğe sahiptir.
➤ Grip ve ateşli hastalıklara karşı tedavi edicidir.
➤ Yorgunluk, uykusuzluk ve strese karşı kullanımı mevcuttur.
Uçkun Nerede Yetişir?
Erzurum, Malatya, Sivas, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Muş, Hakkari, Van , Tunceli ve Mardin çevresinde bol bol yetişmektedir. Hafif ekşimsi kiviyi anımsatan bir tadı vardır.
Hoş bir kokuya sahip olan çiçekleri bazı içeceklerin yapım aşamasında kullanılır. Toprakta yetişen bu bitkinin kök ve gövde kısmı tüketmeye uygundur. Yaprakları içerisinde osalik asit bulundurur. Zehirleyici olabilmektedir, kesinlikle tüketilmemelidir.
Uçkun sebzesi ile zeytinyağlı ve yumurtalı yemeklerde yapılıyor. Ayrıca ışkının reçeli de özellikle Doğu Anadolu bölgesinde çokça tüketilen ve sevilen bir reçel.
Işkın Yemeği Nasıl Yapılır? Işkın sebzesi ile tek başına zeytinyağlı yemek yapılacağı gibi fırında yaptığınız patates veya balık gibi yemeklerin içerisine aromasını vermesi içinde ilave edebilirsiniz. Fırında yemeklerinizin bir kenarına kabukları soyulmamış 1 adet ışkın koymanız yemeği farklı bir lezzet katacaktır. Ayrıca ışkını yemeklerinize sos yapımında da kullanabilirsiniz.
Işkın sosu yapılışı: Temizlemiş olduğunuz ışkınları küp küp doğrayın ve tereyağında 10 dakika kavurun. Soğuduktan sonra blender dan geçirerek sos haline getirin.
Önemli Not: Işkın bitkisini hamile ve emziren kadınların tüketmesi önerilmemektedir.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Tendon Bağlarını Güçlendiren Doğal Formüller

Tendon Bağlarını Güçlendiren Doğal Formüller
Dizin hareket etmesini sağlayan noktalarında bulunan tendon ve bağlar vücut yapısının kritik yapı taşlarındandır. Kas ve kemikleri birbirine bağlayarak eklem fonksiyonlarının düzgünce çalışmasını sağlarlar.
Tendon için yulaf ezmesi, ananas ve tarçınlı tarif
Malzemeler; 1 bardak yulaf kepeği, 250 ml su, 1 bardak ananas suyu, 1 bardak portakal suyu, 2 yemek kaşığı bal (40 gram), 1 çay kaşığı öğütülmüş tarçın (7 gram), 2 yemek kaşığı badem kırığı (40 gram)
Hazırlanışı; Her sabah kahvaltıda bir bardak içmelisiniz. Dizdeki tendon ve bağları beslerken aynı zamanda ağrı ve iltihaba karşı da mücadele eder.
Suyu kaynatarak işe başlayın ve ardından kaynayan suya yulaf kepeklerini ekleyin. Yavaşça karıştırarak pişirin. Piştikten sonra ananas suyu, portakal suyu, bal, tarçın, badem ve yulafı bir blendıra koyun. İçindeki malzemeler iyice parçalanıp birbirine karışana kadar blendırı çalıştırın.
Limon ve ısırgan otlu tarif
Malzemeler; 80 gram ısırgan otu, 1 limonun suyu, 1 litre su





Hazırlaması oldukça kolay bir tariftir. Bu ısırgan otlu karışımı haftada üç kere içebilirsiniz. Tek yapmanız gereken gün boyunca içebileceğiniz çayınızı bir litre suyla hazırlamak. Isırgan otu, vücuttaki tendon ve bağları güçlendirmek için harika olan silis, magnezyum, potasyum ve klorofil yönünden çok zengindir. Peki bu kolay tarifi nasıl hazırlayacaksınız?
Öncelikle bir litre suyu kaynatın. Ardından ısırgan otunu ekleyin. Taze veya kurutulmuş olmasının önemi yoktur. Ardından karışımı 15 dakika demlenmeye bırakın.
Hazırladığınız karışımı cam bir şişeye süzün. Kapağını kapatın ve bir saat öylece bırakın. Bu süre geçtikten sonra oda sıcaklığındaki çayınızdan ilk bardağı içebilirsiniz. Fakat bundan sonra çayınızı tekrar ocağa koyun. Birkaç damla limon ve iki yemek kaşığı bal ekleyin.
Çok güçlü bir aroma elde edeceksiniz; ancak eklediğiniz doğal tatlandırıcıyla tadı daha iyi olacak. Isırgan otu ve limonla hazırladığınız bu çayı haftada üç kez içmeyi unutmayın. Diz sağlığınızın nasıl arttığını fark edeceksiniz.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Çoraptaki Soğan Ağrıları Kesiyor

Çoraptaki Soğan Ağrıları Kesiyor
Ayak ağrılarınızın ilacı soğan fakat yemeniz gerekmiyor, çorabınızın içine koyacağınız bir dilim soğan ile tüm ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.
Sofralarda en yaygın kullanılan sebzelerden biri olan soğan besin değeri bakımından çok zengindir. A, B ve C vitaminleri ilepotasyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum, iyot, fosfor ve kükürt mineralleri bakımından oldukça zengin olan soğanın içerdiği diğer etken maddeler sayesinde de pek çok hastalığa iyi gelmektedir.
Soğan dilimi ağrıyı kesiyor, topuk çatlaklarını geçriyor..





Ayak sinir uçlarında 7 bin tane sinir ucu bulunuyor. Soğan dilimleri romatizmal ağrıların olduğu yere ya da ayağın içine yerleştirilip bir streç veya çorapla sarıldığında ağrılara iyi geliyor.
– Soğan dilimleri, kapısı kapalı bir odada yatak başına konulduğunda sabaha kadar solunum yollarını açıyor.
– Soğan, lapa halinde göğüse sürüldüğünde ise balgam söktürücü etkisi yapıyor.
– Dilimlenmiş soğan ayak tabanına koyularak üzerine çorap ve streç çekilir ve sabaha kadar bekletilirse düzenli kullanımda topuklardaki çatlakları giderir, tüm ağrıları hastalıkları çeker..
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

KEKİK MUCİZESİ – Kekik Çayının Faydaları

KEKİK MUCİZESİ – Kekik Çayının Faydaları
KEKİK ÇAYI ŞİFASI – 66 Yaşında ve Bu Yaşına Kadar Hiç Doktora Gitmedi! Nasıl mı? İşte haftada 3 kez içtiği o çay..
İlaçların çoğunun korkunç yan etkileri vardır, bu nedenle artık doğal ilaçları kullanmaya başvuruyoruz. Bugün size sağlığınızı büyük ölçüde artırabilecek muhteşem bir bitki çayı (kekik çayı) göstereceğiz.
Doğa, her hastalık için birçok ilacı barındırır. Bitkiler, sağlığımızı iyileştirecek ve tüm hastalıkları tedavi edebilecek gerekli vitamin ve mineralleri içerir. Ancak sadece hasta olduğumuzda değil aynı zamanda hasta olmadan önce de koruyucu olarak bu doğal ilaçları kullanmalıyız.
Bristol şehrinde yaşayan bu kadın haftada 3 kez içtiği kekik çayının mucizelerin anlattı. 66 yaşına kadar hiç doktora gitmediğini, bunu kullandığı doğal bitkisel tedavi yöntemlerine borçlu olduğunu aktardı.
SAĞLIĞINIZI KORUYACAK KEKİK ÇAYI
İÇİNDEKİLER
1 çorba kaşığı toz haline getirilmiş kekik veya taze kekik yaprakları
3 çay bardağı doğal mineralli içme suyu
KEKİK ÇAYININ HAZIRLANIŞI: Suyu bir tencereye koyun ve kaynayıncaya kadar pişirin.





Kaynadıktan sonra ocaktan alın. Sonra, kekikleri üzerine ekleyerek 10 dakika demlenmesini bekleyin. Soğuduktan sonra, sağlığınızı artırmak ve sayısız hastalık ve rahatsızlığı önlemek için haftada 3 kez biraz da bal ekleyerek 1 fincan kekik çayı için. Bir hastalığı tedavi etmek için kullanacaksanız, günde 2 defa ve haftada 3 kez almanızı öneririz.
KEKİK ÇAYININ BAŞLICA FAYDALARI
Antioksidan özelliklere sahiptir;
Yaşlanma sürecini yavaşlatır;
Kemikleri güçlendirir;
Anti-inflamatuar özelliklere sahiptir;
Cildi sağlıklı tutar;
Soğuk algınlığına karşı korur;
Sindirimi iyileştirir;
Sindirim problemlerini giderir;
Dolaşımı düzenler.
Gördüğünüz gibi kekik çayı, tüketebileceğiniz en sağlıklı içeceklerden biridir. Düzenli olarak içtiğiniz zaman, vücudunuz size adete teşekkür edecektir. Okuduğunuz için teşekkürler ve paylaşmayı unutmayın!
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Patates Suyu Faydaları ve Çiğ Patates Kürü

Patates Suyu Faydaları ve Çiğ Patates Kürü
Patates suyunun mucizevi faydası! Patates Suyu ile Hazırlanan Kür O Hastalığa karşı Tam bir Panzehir!
Bel, sırt ve eklem ağrıları ile mide hastalıklarının doğal yöntemlerle tedavisinde çiğ patates suyu kullanımı
Mide hastalıklarının doğal çaresi patates suyunda gizli. Uzmanlar çiğ patates suyu kullanarak mide yanması ve mide ülserinin doğal yollarla tedavi edilebileceğini belirtti.
“İngiltere Mancester Üniversitesi’nde görevli bilim adamlarının gerçekleştirdiği çalışmaların neticesinden çiğ patates suyunun mide ülserini iyileştirdiği anlaşılmaktadır.”
Patates Suyu Faydaları arasında en önemli yeri mide ülseri, mide yanması gastrit ve bel – eklem – sırt ağrısı gibi rahatsızlıklar alıyor. Bu hastalıklar haricinde patates suyu zayıflamak isteyenlerin ve saç bakımı, cilt güzelliği amacıyla kullananların da tercihi oluyor.
Patates Suyu Faydaları ve Kullanım Alanı
➤ Patates suyu çok etkili bir anti-inflamatuvar dır. Eklem ağrılarının- bel ve sırt ağrısının tedavisinde etkilidir. Gut hastalığına iyi gelir. Patates suyu vücudun hemen hemen her noktasındaki dolaşımın düzenlenmesini kolaylaştırır. Özellikle sabah aç karnına tüketimi tavsiye edilir.
➤ Mide yanması, gastrit, şişkinlik, hazımsızlık gibi rahatsızlıklara iyi gelir. Ayrıca uzmanlar reflü hastalığına karşı sabahları patates suyu içilmesini öneriyor.





Vücuttaki zararlı toksinlerin atılmasını patates suyu kolaylaştırır. Patates suyu ayrıca safra ve karaciğer temizliğinde de etkilidir. İdrar yollarında taş oluşumu engeller.
➤ Saçların gürleşmesi, hızlı uzaması ve saç dökülmesinin durdurulması için de patates suyunun kullanım alanı vardır. Patates suyu saç kökünü besliyor.
Saç bakımında kullanılacaksa yumurta akı ve bal ile patates suyu maskesi hazırlanarak saça uygulanabilir, 1 saat bekledikten sonra saç durulanır. Bu yöntem saçlarınızı güçlendirecek dökülmeleri azaltacaktır.
Çiğ patates suyu buruk bir tada sahiptir. Bu nedenle havuç suyu veya bal tarzı aromalı şeylerle karıştırarak tüketilebilir.
Patates Suyu Kürü Nasıl Elde Edilir?
Çiğ patateslerin kabuklarını soyduktan sonra katı meyve sıkacağında suyunu çıkarılır.
Elde edilen patates suyu isteğe göre tatlandırmak amacıyla havuç veya kereviz suyu ile karıştırılarak yada bal ilave edilerek içilebilir.
Kaynak : https://organikgunler.blogspot.com

Evde Zerdeçal ile Doğal Diş Macunu Yapımı

Evde Zerdeçal ile Doğal Diş Macunu Yapımı
ZERDEÇAL ile EVDE KENDİ DOĞAL DİŞ MACUNUNUZU YAPIN
Çoğunlukla yemeklerde baharat olarak kullanılan zerdeçal zencefilgiller familyasındandır. Anayurdu Doğu Hindistan olan zerdeçalın diğer bir ismi ise Hindistan safranı’dır. Zerdeçal kanserden romatizmaya kadar bir çok hastalığın tedavisinde kullanılan şifalı bir baharattır. Hastalıklara şifa olmasının yanı sıra önemli bir özelliği de dişlerde ki beyazlatıcı özelliğidir.
Genellikle yemeklerde sarı renk verme özelliğiyle bilinen zerdeçal başta diş olmak üzere bir çok bölgenin rengini açmada kullanılıyor. Evinizde kolaylıkla yapacağınız doğal macun hem dişlerinizi beyazlatıyor hemde kimyasal diş macunlarının kanserojen etkilerinden dişlerinizi ve sizi koruyor.
Zerdeçallı Diş Macunu Nasıl Yapılır?
Zerdeçallı beyazlatıcı diş macununun 2 farklı tarifi vardır.
1.Tarif Malzemeler: Hindistan Cevizi Yağı, 1 tatlı kaşığı öğütülmüş zerdeçal, Nane yağı





Tüm malzemeleri karıştırarak macun kıvamına getirin. Elde ettiğiniz macunu diş fırçası yardımı ile dişlerinize sürün ve 5 dakika kadar bekletin. Ardından yıkayabilirsiniz. Her gün 1 defa mutlaka bu karışımı uygulayın
2.Tarif Malzemeler: 2 yemek kaşığı toz zerdeçal, 1 yemek kaşığı karbonat 1 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı
Tüm malzemeleri karıştırın. Macun kıvamında bir karışım elde edeceksiniz. Karışımla diş fırçası yardımı ile dişlerinizi iyice fırçalayın.Bir müddet beklettikten sonra dişlerinizi yıkayabilirsiniz. Düzenli kullanımında dişlerde ki beyazlatıcı etkisini fark edeceksiniz.
Kaynak : https://organikgunler

Turunçgillerin Mücevheri Şeker Hastalarına Şifa Oluyor

Turunçgillerin Mücevheri Şeker Hastalarına Şifa Oluyor
Vatandaşlar arasında ‘turunçgillerin mücevheri’, ‘altın portakal’ olarak da adlandırılan kamkat meyvesi Bilecikli vatandaşların ilgisini toplarken, günde 1 tane tüketmenin kandaki şeker oranını dengelediği belirtiliyor.
Genellikle bahçelerde peyzaj amaçlı kullanılan turunçgillerin en küçük meyvesi kamkat sezonu başladı.
Pazarda kilosu 30 TL’den satılan kamkat, fideciler ise; ağacın büyüklüğüne göre fiyatı değişiyor.
Kamkat ağacı satıcısı fiyatı boylarına göre değiştiğini ve en küçüğü 30 TL’den başlayarak, en büyüğü 100 TL kadar çıktığı söyledi.
Bu meyveyi genelde şeker hastalarının tercih ettiğinin sözlerine ekleyen Koç, “Bu meyvenin faydası say say bitmez. Ağacının boyu 1 buçuk metreye kadar çıkıyor.
Kamkat kabuğu ile yenilen bir meyve ve içerisinde birçok meyvenin yanı sıra muz araması dahi var.





Bazı kamkat ağaçlarını istek üzerine getiriyoruz. Fiyatı düşük olanlar ise; her hafta bulunuyor.
Bu tip büyük ağaçlar istek üzerine, sipariş üzerine getiriyoruz. Satışlar çok iyi güzel gidiyor, ilgi talep çok” dedi.
“ÇOĞU HASTALIĞA İYİ GELİYOR”
Kamkat ağacı satıcısı Ertan Koç, bu meyvenin çoğu hastalığı iyi geldiğini iddia ederek, “Kamkatta bolca bulunan C vitamini takviyesi sayesinde yaraların hızla iyileşmesine yardımcı olur.
Cilt sağlığını destekler ve aynı zamanda şeker hastalığına da çok iyi geliyor. Evde şeker hastası olan insanlar günde bundan bir tane yediği zaman şekerini dengeliyor” dedi.
Öte yandan Koç, kamkat fidelerinin Hatay, Antalya, Mersin’den geldiğini söyleyerek, meyvenin üretimi için sıcak iklimi sevdiğini sözlerine ekledi.
Kaynak : https://organikgunler

Vücudunuzda Parazit Olduğunu Gösterir 8 Önemli Belirti

Vücudunuzda Parazit Olduğunu Gösterir 8 Önemli Belirti
Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarına göre dünyada her yıl 3-3,5 milyar insan farklı çeşitlerde parazit enfeksiyonlarından tedavi görüyor. Parazit, vücuttaki diğer yararlı organizmalar üzerinde yaşayan ve onlardan beslenen kötü organizmalara deniyor.
Parazitler vücuttaki besinleri tükettikleri için organlara ve tüm yararlı organizmalara zarar veriyor. Aynı zamanda parazitler tüm organlara tutulabilme özelliğine sahip olduklarından bütün iç organlar risk grubunda sayılıyor. En çok bağırsaklarda gözükse de her yerde karşımıza çıkabilir.
Peki, vücudunuzda parazit olduğunu nasıl anlarsınız?
Egzema, döküntü, kurdeşen, hassas, lezyonlu ve kuru cilt gibi problemleri yaşıyorsanız.
Sinirlilik, kaygı, rahatsızlık, unutkanlık, depresyon gibi şikayetleriniz varsa.





Gün içinde aşırı yorgunluk çekiyorsanız.
Sık sık ishal oluyorsanız.
Rahatsız bağırsak sendorumu denilen bağırsak rahatsızlığınız varsa.
Kramp, kas ağrıları, eklem ağrıları, artrit ağrıları, ellerde ve ayaklarda uyuşma, göbekte ağrı ve buna benzer kas ve eklem sıkıntılarınız varsa.
Uyku düzensizliği, sürekli uyanma, uykuda idrar tutamama, uyuyamama ve uykuda dişleri gıcırdatma.
İştah kaybı ve iştahın fazla açılması, kilo alma veya verme konusunda sıkıntı, uzun süreli obezite durumu ve buna benzer kilo ve iştahla ilgili sıkıntılar ortaya çıkabilir.
Kaynak : https://organikgunler

İlaç Değil, Yerine Hastalığınız İçin Bunları Tüketmelisiniz

İlaç Değil, Yerine Hastalığınız İçin Bunları Tüketmelisiniz
İlaç değil yerine bunları kullanırsanız, hastalıklarınızdan kurtulursunuz
Bağışıklık sistemini güçlendirip kışa hazırlayan, ilaç niyetine tüketilebilecek besinler pazar tezgahlarında bolca bulunmaktadır. Bu besinlerle vücudunuzu kışa hazırlamanız mümkündür Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Aslıhan Altuntaş,ilaç niyetine tüketilecek besinleri açıkladı.
Ceviz: Ceviz besinsel olarak önemli yağ asitlerini ve proteinleri içerir. Ceviz tüketimi kandaki kolesterol seviyesini düşürür, kalp atışlarında düzensizliği önler.
Cevizdeki L-arginin kan damarlarının iç tarafının pürüzsüz ve düzgün olmasını sağlayarak kan-damar sisteminin rahatlamasını sağlar. Cevizdeki fitosteroller, kalın bağırsak, göğüs ve prostat kanseri gibi kanser türlerinden korunma sağlarken bağışıklık sistemini güçlendirir.
Karnabahar: K vitamini, protein, tiamin, riboflavin, niasin, magnezyum, fosfor, lif, vitamin B6, folat, pantotenik asit için iyi bir kaynaktır. Ayrıca 1 porsiyon karnabahar günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 77’sini karşılayabilmektedir.
Pırasa: Soğan ve sarımsağın akrabası olan pırasa tıpkı onlar gibi birçok vitamin mineral ve fitokimyasal bileşikleri içermektedir. Bu içerik sayesinde de sağılık üzerine önemli etkileri vardır.





Soğuk algınlığı, öksürük, grip, nezle, bronşit ve balgam gibi rahatsızlıkların önlenmesine, bu hastalıklardan korunmaya yardım eder.
Brüksel lahanası: Doğru şekilde pişirilirse tadı çok lezzetli olabilen bu sebze iyi bir demir kaynağıdır. Günlük K vitamini gereksinmesinin yüzde 200’ünü, C vitamini gereksinmesinin yüzde 100’ünü ve omega-3 gereksinmesinin de yüzde 10’unu karşılayarak antioksidan etki gösterir.
Turp: Kökü iyi bir C vitamini kaynağı iken, yapraklarında fazla miktarda A, K vitamini ve folat bulunur. Bağışıklığı güçlendirir, bağırsakları temizleyip kabızlığı giderir, cilde tazelik verir, stresi azaltır, saçların daha sağlıklı olmasını sağlar.
Nar: Yüzyıllardan beri kullanılan en faydalı bitkilerdendir. Doğal bir antioksidan olarak 1 orta boy nar vücudun günlük ihtiyacı olan C vitamininin yüzde 25’ten fazlasını karşılayarak mevsimsel hastalıklara yakalanma riskini azaltır.
Mürdüm eriği: Kış aylarında ve mevsim değişikliklerinde en ihityacımız olan C vitaminini içermektedir. Bununla birlikte riboflavin, diyet lifi için de iyi kaynaklardandır.
Lahana: Bütün fizyolojik sitemlerin foksiyonlarını yerine getirmesi ve sağlığı için gerekli olan besin maddelerini yüksek oranda içeren bir besindir. Lahana gibi C vitamini yönünden zengin bir besindir.
Bal kabağı: Vitamin, mineral, diyet lifi, omega-3 ve antioksidan kaynağı olan bal kabağı cilde iyi gelir. Daha çok tatlı şeklinde tüketilse de kışın soğuk havalarda çorbası da hem iç ısıtıcı hem de oldukça sağlıklı bir seçenektir.
Kaynak : https://organikgunler

Zerdeçal Nasıl Kullanılır, Zerdeçalın Faydaları Nelerdir?

Zerdeçal Nasıl Kullanılır, Zerdeçalın Faydaları Nelerdir?
Karabiber zerdaçalda bulunan curcumin isimli maddenin etkisini bin kat artırır. Bu madde çok önemli bir maddedir. Hindistan gibi çok kötü koşullarda yaşayan insanların neden kansere daha az yakalandıklarının önemli bir kanıtıdır….
Anavatanı Güney Asya olan zerdeçal, hint safranı olarak da bilinir ve zencefilgiller ailesine mensuptur. Zerdeçöp, sarıboya, zerdeçav gibi isimleri de vardır.
Bitkinin armut şeklindeki ana kökleri baharat olarak kullanılmaktadır. Zerdeçal, renklendirici olarak kumaş ve deri boyanması gibi işlemlerde kullanılmaktadır. Eski zamanlarda; zerdeçalın asit ve bazlara tepki vermesi nedeniyle turnusol kağıdı yerine kullanıldığı bilinmektedir.
Baharat olarak kullanılması için bir dizi işlem görmesi gerekmektedir. Zerdeçal, safran yerine kullanılmakla birlikte; çeşni ve aroma arttırıcı olarak kullanıldığı bilinmektedir.
İspanyolların deniz ürünlerinden yapılan ünlü ” paella ” yemeğinde kullanılır. Ayrıca ”köri” yapımında ana malzemelerden biri zerdeçaldır. Zerdeçal; aroma ve lezzet arttırıcı olarak kadim tarihten beri hint ve çin mutfaklarında kullanılmaktadır. Her türlü yemek ve salatalarda, çorbalarda zerdeçal kullanılabilir. Zerdeçal özellikle; tavuk yemeklerinde, çorbalarda, patates salatasında tercih edilmektedir.





Zerdeçalın etken maddesi; kurkimindir. 3 gram zerdeçalda yaklaşık olarak 30-90 mg arası kurkumin bulunabilir.
Zerdeçal Nasıl Tüketilir? Zerdeçalı Neden Karabiberle Tüketmeliyiz?
Zerdeçalden tam fayda sağlamak için önemli bir nokta vardır. Bilindiği gibi zerdeçalın faydalarından bahsedilirken bu faydaları sağlayan etken madde curcumin ( kurkumin) isimli bir maddedir. Bu madde zerdeçal içerisinde ağırlıkça % 3 oranında bulunur.
Bu çok az bir orandır ve ham halde zerdecal tüketirken bu curcumin miktarının çok azı vücut tarafından emilir. Yapılan araştırmalarda, curcumin maddesinin etkisini arttıracak bazı maddeler tespit edilmiştir. Piperin adı verilen ve bildiğimiz karabiberin etken maddesi olan bu maddenin, curcuminin etkisini % 2000 oranında arttırabileceği tespit edilmiştir.
Ayrıca; curcumin yağda çözünebilen bir maddedir. Bu nedenle zerdeçal bitkisinden tam fayda sağlamak için yağlı yemeklere karabiberle birlikte eklenmesi uygun olur. Karabiberle birlikte zerdeçalin yağda bir süre beraber pişirilmesi de curcumin etkisini oldukça yüksek miktarda arttırmaktadır. Özellikle tavuk yemeklerinde zerdeçal ve karabiberin birlikte kullanılması ve bunun bir alışkanlık haline getirilmesi önemlidir.
Türkiye’de yapılan bir araştırmada ise artık ameliyat olasılığı bulunmayan Akciğer kanseri bir hastaya klinik ortamda verilen curcumin ve kişinin diyet listesinde karabiber-zerdeçal karışımını kullanması ile 6 ay sonra hastada büyük oranda iyileşme sağladığı görülmüştür ve bu olay tıp tarihine geçmiştir!! ( Bu bilgiyi lütfen not edelim ve hayatın her anında elden geldiğince uygulayalım, insanlara aktaralım.)
Zerdaçalın Faydaları Nelerdir?
Zerdeçalın etken maddesi olan Curcumin ( Kurkumin ) adlı maddenin insan sağlığı açısından pek çok etkisi olduğu yapılan araştırmalarla bilinmektedir. Cincinnati Üniversitesince yapılan bir araştırmada zerdeçalın özellikle eklemlerde ağrı ve iltihaba yol açan COX-2 adlı enzimi durdurduğu tespit edilmiştir.
Curcumin ( Kurkumin ) üzerinde yapılan araştırmalarda, zerdeçalın kanser, diyabet, alzehimer gibi hastalıkları önleyici etkisinin bulunduğu gözlenmiştir. Kanserli hücreleri öldürdüğü tespit edilen zerdeçalın kanser türlerinde, önleyici ve destekleyici olarak kullanılabileceği görülmüştür. Ayrıca; curcumin içeren bir kremin; tedavilere yanıt veremeyen cilt kanseri hastalarına uygulanmasıyla; hastaların hemen hepsinde kanserli lezyonlarda ciddi azalmalar meydana gelmiştir.
Zerdeçalın beyin aktivitelerine önemli ölçüde fayda sağladığı belirtilmiştir. Alzheimer hastalığının önlenmesi ve durdurulmasında kullanılabilmektedir. Yapılan araştırmalarda, Hindistan’da Alzheimerin neden az görüldüğü üzerinde yapılan bir araştırmada bunun nedeninin bu bölgede yoğun olarak tüketilen köri maddesi olduğu ve körinin içinde bulunan zerdeçalin alzheimeri bu kadar başarılı bir oranda önlediği görülmüştür.
Zerdeçal aynı zamanda kalp sağlığı ve karaciğer sağlığı için de tüketilmesi gereken bir baharattır. Karaciğer yağlanmasından en etkili destekleyici yöntemlerden birisi zerdeçal kullanılmasıdır. Özellikle safra tembelliği, alkol ve diğer nedenlere bağlı karaciğer hastalıklarında oldukça etkili bir besindir. Safra kesesinde çamur birikmesi, sarfa taşı olanlar, gaz problemi olanlar için etkili bir besindir. Kalın bağırsakta oluşan poliplerin kansere dönüşmesini de önlediği belirtilmiştir.
Ünlü kanser uzmanı Profesör Erkan TOPUZ’a göre ise zerdeçal en önemli baharattır ve pek çok kanser türüne, romatizmaya, unutkanlığa karşı çok önemlidir.
Piyasada zerdeçal-karabiber ekstratları da bulunmaktadır. Bu ürünlerden güvenilir olanları da doktor tavsiyesi ile kullanılabilir.
Uyarı: Mide ülseri ve çeşitli sindirim problemleri olanlar için dikkatle kullanılması gerekmektedir. Aşırı tüketimi emziren bayanlarda süt salgısını azaltabilmektedir. Ayrıca; satın alacağımız toz halindeki zerdeçalın mutlaka ağzı kapalı uygun koşullarda tüketiciye ulaştırılmış ürün olması önemlidir. Açıkta satılan ürünlerde bayatlama, etken maddelerin kaybı görülebilir.
Sağlıcakla Kalınız…
Kaynak : https://organikgunler

Yüz Şeklimizi Bozduğunu Çoğumuz Bilmiyoruz Ama Bal Gibi Yiyiyoruz

Yüz Şeklimizi Bozduğunu Çoğumuz Bilmiyoruz Ama Bal Gibi Yiyiyoruz
Yüzünüzde aknelerin ve siyah noktaların ortaya çıkması, yüzünüzde şişlikler meydana gelmesi her zaman çölyak hastası olduğunuz anlamına gelmez. Ancak tükettiğiniz bir takım besinler cildinizi ve yüzünüzü değiştirebilir. İşte yüz şeklinizi ve cildinizi değiştiren o besinler…
Beslenmemizde alışkanlık haline getirdiğimiz ve sürekli tükettiğimiz bazı besinler yüz şeklimizde ve cildimiz üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.
Cildiniz üzerinde siyah noktalar ve sivilceler meydana geliyorsa, kilonuz normal olmasına rağmen yüzünüz gereğinden fazla şişiyorsa bu durum beslenmenizde yaptığınız bir takım yanlışlardan kaynaklanıyor olabilir. Peki yüzümüzü olumsuz yönde etkileyen bu yiyecekler nelerdir? İşte yüz şeklinizi değiştiren o gıdalar…
Süt
Süt kemik gelişimi açısından önemli bir içecektir. Gelişme çağında olanlara bol bol tüketilmesi önerilirken yetiştinlerde günde 1 bardak olarak sınırlandırılmaktadır.
Sütün içerisinde yer alan laktoz çok fazla tüketildiğinde ciltte siyah nokta ve sivilceye neden olabilir.





Bazı durumlarda ise gözaltında şişlikler ve yüzde yorgunluk ifadesine neden olabilmektedir.
Gluten içeren besinler
Fazla miktarda gluten tüketen kişilerde akne, siyah nokta ve lekeler meydana gelebilmektedir. Başka bir ifadeyle belirtmek gerekirse gluten yüz şeklinizi değiştirebilir.
Bu işaretleri fark ederseniz, vücudunuzun gluteni özümsemediğinin bir belirti olabileceğini bilmelisiniz.
Gluten aşağıda vermiş olduğumuz gıdalarda bulunur,
– Buğday
– Çavdar
– Yulaf
– Arpa
– Şeker
Şekerin zararlı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Olması gerekenden daha fazla şeker yiyen insanlar için de çok tipik bir yüz söz konusudur. Bu, yüzün üst kısmında derin kırışıklıklar, gözlerin altında torbalar, ince ve soluk cilt ve akne ile karakterizedir.
Eğer güzel bir cilde ve yüz hatlarına sahip olmak istiyorsak ilk olarak şekeri bırakmanız gerektiğini unutmayın.
Kaynak : https://organikgunler

Çamaşır Makinanıza Sirke Ekleyip Çalıştırın

Çamaşır Makinanıza Sirke Ekleyip Çalıştırın
Çamaşır makinesinde, çamaşır yıkamak çok kolay olsa da doğru bildiğimiz bazı yanlışlar, giysilerimize zarar verebilir. İşte giysilerinize zarar verecek yıkama hataları…
Aşırı yüksek su sıcaklığı
Giysilerinizi düşük sıcaklıkta yıkarsanız, renkleri daha kalıcı olur. Ve çabuk yıpranma riski azalır. Ayrıca iyi bir çamaşır makinesi ve deterjanınız varsa, hem sıcak hem de soğuk su ile başa çıkabilirsiniz.
Ağır lekeler
Çok kirli eşyalar önceden ıslatılmalı ve ağır lekeli kıyafetler elle yıkanmalıdır. Aksi halde, kirler düzgün bir şekilde çıkmayabilir.
Leke çıkarıcı yerine alternatif araçlar kullanabilirsiniz. Limon suyu, ter lekeleri için iyi bir temizleme maddesidir. Sirke ve sıvı deterjan karışımı, çim izlerini giderebilir. Kabartma tozu ve su karışımı uygulanırsa da şarap lekeleri kaybolur.
Çok fazla deterjan veya yumuşatıcı kullanmak
Deterjanı fazla kullandığınız zaman kabını tıkayabilir ve hoş olmayan bir kokuya neden olabilir.





Ambalajın üzerinde belirtilen dozajları dikkatlice okuyun ve ölçüm kabını kullanmayı unutmayın. Eşyalarınız gerçekten kirliyse ön yıkama modunu kullanın.
Her giysi için yumuşatıcı kullanın
Kumaşı daha yumuşak yapmanın yanı sıra, çamaşır yumuşatıcıları, giysilerinizi ütülemeyi de kolaylaştırır. Bununla birlikte, kumaş emiciliğini de zamanla azaltır.
İç çamaşırını elde yıkayın
Otomatik yıkama ile birlikte yıkanan iç çamaşırları bir şekilde gerilir ve şekillerini kaybeder. Bu nedenle elde yıkamak en iyi çözüm olur.
Birkaç kural takip edilirse, naylon taytlar makinede yıkanabilir:
-Hassas yıkama için özel bir deterjan kullanın
-90 ° F ve düşük hızda yıkayın
-Özel yıkama torbasına koyabilirsiniz
-Külotları ters çevirebilirsiniz
Likra veya tayt için ağartıcı kullanma
Klorür ve ağartıcı, lifleri zayıflatan oldukça agresif bir maddedir. Bu nedenle herhangi bir metaryalle aşırı kullanılmamalıdır. Bu madde özellikle likralı kıyafetlerde geçerlidir. Fakat bazı ipuçlarımız var:
-Sadece soğuk suda yıkayınız
-Yumuşatıcı kullanmayın
-Onları otomatik kurutucuda kurutmayın
-Ütülemeyin
Kot kıyafetleri sık yıkamak
Renklerin daha uzun süre korunabilmesi için kotları daha az yıkamayı deneyin. Kot pantolonlarınızı sık sık yıkıyorsanız, aza indirmeyi deneyin.
Yanlış kurutma
Çamaşırlarınızı yanlış yıkamada olduğu gibi yanlış kurutuyor da olabilirsiniz. Hatalı kurutmalardan kurtulmak için bazı ipuçları:
-Çok sık otomatik kurutmayı kullanmayın, bu eşyalarınızı yıpratır ve renkleri daha hızlı kaybeder.
-Çamaşırları aşırı doldurmayın
-Çamaşırları asmadan önce, kıvrılmayı ve katlanmayı önlemek için silkeler gibi sallayın.
Kötü çamaşır makinesi bakımı
Kir, deterjan kalıntıları ve çamaşır makinesinde zaman içinde biriken her şey, giysilerinize er ya da geç bulaşacaktır ve sizi kötü kokulara maruz bırakacaktır. Bunu önlemek için, birkaç basit bakım kuralına uymalısınız:
-Her yıkamadan sonra makineyi havalandırın
-Her yıkamadan sonra kalan deterjanı, kapağındaki plastik contadan çıkarın
-Deterjan kabını düzenli olarak durulayın
Kaynak : https://organikgunler

Column Left