Column Left

Bizi Takip Edin

1 Eylül 2019 Pazar

Karın ve Mide Ağrısını Anında Kesen Evde Yapabileceğiniz Tarif

Karın ve Mide Ağrısını Anında Kesen Evde Yapabileceğiniz Tarif
Mide ağrıları değişik şiddette, faklı nedenler ile ve değişik belirtiler ile birlikte çok sık karşımıza çıkan bir sorundur. Midede geneli kapsayan veya kısmi ağrı, kramp, bulantı, şişkinlik ve bazen de kusma belirtileri gösterebilir. Mide ağrısı stresten mide kanserine kadar pek çok nedenden kaynaklanabilir. İşte mide ağrısına yol açan nedenler ve mide ağrısının geçmesi için yapabilecekleriniz;
Mide Ağrısını Geçiren Kür Tarifi
Yarım litre suya 200-250 gr brokoli koyup haşlanır. 5 dakika kaynaması yeterlidir. Brokolinin suyu bir günlük kür ölçüsüdür. Suyu üç parçaya bölüp aç karnına içilmelidir. Brokoli suyu içildikten sonra yemek yemeden önce en az 20 dakika beklenilmelidir ki kürden epeyce verim alınabilsin.
Kürün uygulama süresi şöyledir;
Bu kür bir hafta uygulanır. Eğer yeterli gelmez ise 3 gün ara verilir ve bir hafta daha uygulanır. Aynı ilaçlar gibi bitkisel kürlerin uygulanmasında bir disiplin olmalıdır. Bu nedenle bu ölçüye sadakat gerekir. Bu kürün uygulanma süresi birer haftalık dilimler halinde maksimum üç haftadır.
Tahin
Tahin mide ağrısını geçirmekte en etkili besindir. Sabah akşam aç karına 2 yemek kaşığı tahin yemeyi alışkanlık haline getirin. Tahin yedikten sonra yarım bir şey yemeyin. Mide ağrınız 1-2 güne geçecektir.





Nane Limon Çayı
Nane limon çayı mide ağrısını hızlı bir şekilde geçiren en etkili yöntemlerdendir. Karın kaslarında antispazmodik etki sağlayan nane aynı zamanda sindirimi kolaylaştırıcı rol oynar. Nane limon ikilisi özellikle enfeksiyon ve üşütmelere bağlı mide ağrılarında da hızlıca yatıştırıcı etki gösterir. Bunun için günde 3-4 bardak nane limon çayı için. Çayın yapımı: 1 adet limonun suyunu sıkın ve bir bardağa alın. Limonun kabuğunu 2 su bardağı su ile kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika daha kaynatmaya devam edin. Ocağı kapattıktan sonra içine 1 çay kaşığı kuru nane veya 4-5 dal taze nane koyun. 10 dakika demlenmesinin ardından ayrı bir kaba süzün ve içine bardaktaki limon suyunu ilave edin. Karışımı 1-2 dakika ısıtın. Çayınız hazır afiyet olsun.
Evde karın ağrısını geçirme yöntemleri;
– Bir fincan zencefilli çay tüketmek, karın ağrınızı geçirmenizin yanı sıra kaslarınızı rahatlatacak ve mide kramplarına iyi gelecektir.
– Mide bulantısına ve kusmaya iyi gelen naneyi çayın yanında tüketebilirsiniz.
– Bir bardak suya bir çay kaşığı bal ve bir çorba kaşığı elma sirkesi döküp yavaşça içerseniz, karın ağrınız kolaylıkla geçecektir.
– Bağırsaklara uygulanan baskının azalmasını sağlayan papatya çayını 10-15 dakika demledikten sonra tüketirseniz, mide ağrınızla birlikte karın ağrınız da geçecektir.
– Karın ağrısına iyi gelen bir diğer yöntem de sıcak su torbasıdır. Kaynattığınız suyu sıcak su torbasının içerisine döküp, torbayı ayağınıza yerleştirirseniz, ağrılarınız gidecektir. Sıcak su torbasını karnınıza koymayın!
– Hazımsızlıktan dolayı karnınız ağrıyorsa, evde sıcak su kaynatın ve içerisine limon sıkabilirsiniz.
– Karın ağrısını geçirme konusunda etkili olan besinlerden birisi de muzdur.
Bu yazıyı faydalı bulduysanız sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın. sağlıcakla kalın..
Kaynak : https://organikgunler

Günde 3-4 Adet Zeytin Çekirdeği Yutmak Nelere Fayda Gelmiyor Ki

Günde 3-4 Adet Zeytin Çekirdeği Yutmak Nelere Fayda Gelmiyor Ki
Alışılmışın dışında verdiği bilgilerle herkesi şaşırtan Dr. Fevzi Özgönül, kahvaltılarda yediğimiz zeytin çekirdeklerini yutmanın faydalı olduğunu söyledi.
Yapılan bilimsel araştırmalar zeytin çekirdeğinin boğaz boşluğundan mideye inene kadar eridiği tespit etmişler. Faydaları saymak ile bitmez zeytinin, zeytinyağının, yaprağından tutunda çekirdeğine kadar şifa deposuymuş.
Zeytin ve zeytin yağının eksik olmadığı mutfaklarda şifa kaynağı olarak bilinen zeytin ve yağına son yıllarda zeytin çekirdeği de dahil edilmektedir. Bilimsel bir bilgisi bulunmasa bile pek çok uzman tarafından zeytin çekirdeğinin de çeşitli sağlık problemlerine karşı iyi geldiği belirtilmektedir.
Zeytin çekirdeğini bir bütün olarak yutabilir(doğal veya kendi yaptığınız salamura zeytin ise) ya da toz haline getirerek tüketebilirsiniz.
Zeytin çekirdeğinin faydaları
* Mide sağlığı açısından mide yanması, ülser, gastrit, gibi şikayetlerin azaldığı belirtilmektedir. Mide problemlerinde midenin sakinleşerek iyileştiğini düşünen uzmanlar da bulunmaktadır.
* Sindirim sistemi organları ve işleyişinde zeytin çekirdeğinin faydaları olduğu belirtilmektedir. Zeytin çekirdeği yutmak sindirim sitemindeki sorunların giderilerek iyileşmesine katkı sağlayacaktır.





Kabızlık sorunlarını hafifletmek için zeytin çekirdeğini deneyebilirsiniz. Ancak toz halinde tüketmenizde fayda var.
* Kanserle mücadelede zeytin ve zeytinyağının olumlu etkileri bilinmektedir. Benzer şekilde zeytin çekirdeği de kansere yakalanma riskini azalttığı gibi kanserli hücrelerle savaşmayı da desteklemektedir. Ancak bilimsel bir kanıtlanmış örnek henüz yoktur.
* Bitkisel bir kayna olarak kırık ve çıkıklara bağlı ağrıların giderilmesi için kullanabilirsiniz. Ağrı kesici özelliğiyle vücudun ağrılar nedeniyle kasılmasını ortadan kaldırarak ağrının hafiflemesiyle gevşemeye yardımcı olacaktır.
* Uzmanların yaptığı araştırmalara göre zeytin çekirdeği yutan kişilerde basur sorunları gözlemlenmemektedir.
Zeytin çekirdeğini kulaktan dolma bilgilerle tüketmeden önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekir. Aksi takdirde daha farklı sağlık problemleriyle karşılaşmanız kaçınılmaz olacaktır.
Kaynak : https://organikgunler

Koklandığında Zekayı Geliştiren Bitki

Koklandığında Zekayı Geliştiren Bitki
Bu Bitkiyi Koklamak Hafızayı %75 Oranında Güçlendiriyor
Çağımız bilgi çağı malum. O kadar çok bilgiyi hafızamızda tutmamız gerekiyor ki…. Bunca bilgiyi belleğimizde tutmamız gerçekten çok zor. Fakat bunu gerçekleştirmek aslında düşündüğümüzden çok daha kolay olabilir. Bilimin de destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kabul ettiği aromaterapi(bitki yağları ve özleriyle yapılan tedavi türü) buna en basit örneklerden biridir. Bu yöntemin işe yaramasının sebebi ise koklama sistemini yoğun bir biçimde harekete geçirmesi ve bu sistemin beyinle doğrudan bağlantılı olmasıdır. İkisi birbirine bağlı olduğu için birçok bilim insanı aroma terapiyle yakından ilgilenmiştir.
Koklama ve hafıza
Hafızaya bağlı algılarla, özellikle kokuyla, ilgili birçok araştırma mevcuttur. Birçok kişi istemli ya da istemsiz etrafında kokladığı şeylerle ilgili anılar oluşturmaktadır. Ancak zamanla uzmanlar, psikoloji biliminin ötesine geçerek kokuya beyinde kimyasal bir etki yaratan güçlü bir uyarıcı gözüyle bakmaya başlamışlar ve koku ve beyine etkisi üzerinde birçok araştırma yapmışlardır. İşte bu araştırmaların birçoğunda öne çıkan ve hepimizin yakından tanıdığı bir bitki var; “Biberiye.” Biberiyenin hafızayı %75 gibi bir hayli yüksek sayılabilecek bir oranda güçlendirdiği çeşitli araştırmalarla ortaya çıktı.





Hafızayı güçlendiren bitki: Biberiye
Yunan mitolojisi, güzellik ve aşk tanrıçası, Afrodit’i sudan biberiye ile kaplanmış bir şekilde çıktığını tasvir etmiştir. Ortaçağ’da biberiye birçok düğün ve cenaze de kullanılmıştır alkollere canlılık vermesi için katılmıştır. 14.yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de biberiye Shakespeare’in Hamlet metnin de şaşırtıcı bir şekilde “hatırlama bitkisi” olarak anlatılmıştır.
Biberiye üzerine yapılan araştırmalar
Biyolojik açıdan işe yarayan biberiye ile birlikte kullanılabilecek iyileştirici bileşimler mevcuttur. İçinde bulunan antioksidanlar radyasyondan ve kanserojen zararlılardan bedeni korumaktadır. Aynı zaman da içinde bulunan kafeik asidin, kafur, rosmanol ve betulin asidin canlı hücrelerle etkileşime geçerek uyarıcı etki yaratmaktadır.
Ancak biberiye üzerine yapılan gerçek manada bilimsel araştırmalardan en göze çarpanlarından biri ise 1987 yılına dayanıyor. Planta Medica journal’dan dört araştırmacı, fareler üzerinde bu bitkiyi test ettiler. Sadece biberiye kokusuna maruz bırakılan farelerin kan akışında bariz bir artış gözlemlediler. Bu biberiye bitkisinin biyolojik etikilerinin olduğunu gösteren ilk işaretti fakat son değildi.
Diğer önemli araştırma ise 1998 yılında gerçekleşti ve International Journal of Neuroscience’da yayınlandı. Bu araştırmada Miami Üniversitesi Tıp Fakültesinden birkaç araştırmacı bitkiyi insanlar üzerinde test etti. 40 yetişkin seçildi ve bir kısmına lavanta bir kısmına da biberiye koklatıldı. Ardından deneklerden, terapinin öncesinde ve sonrasında matematik problemleri çözmelerini istediler. Sonuçlar ise şaşırtıcıydı.
Buna göre lavantayı koklayan katılımcıların hepsi kendilerini daha rahatlamış hissettiklerini belirtti ve deney öncesine göre soruları biraz daha kolay çözdüler. Ancak biberiye kullananlarda ise durum farklıydı. Biberiyeye maruz kalanlar kendilerini daha uyanık ve zinde hissetiler ve lavanta grubuna oranla soruları iki kat daha hızlı çözdüler.
2003 yılında ise çok daha kapsamlı bir çalışma yapıldı. 144 kişilik bir grubu üçe bölen araştırmacılar, bir gruba hiçbir şey koklatmadı, diğer gruba lavanta, diğer grup ise biberiye koklattı. Biberiye kokusuna maruz kalan grup hafıza performasında %75 oranında oldukça yüksek ve beklenmeyen bir artış yaşadı.
Biberiye koklamayan grup ise testlerde hemen hemen aynı performansı sergiledi. Bu deney biberiyenin insan beyninde bilişsel yeti açısından ne kadar önemli ve etkili bir bitki olduğu ortaya çıkardı. Uzmanlar özellikle 75 yaş üstü insanların düzenli olarak saf biberiye yağını koklamalarının zihinsel sağlık açısından oldukça faydalı olacağını dile getiriyor.
Kaynak : https://organikgunler

Altın Sarısı Mercimek Çorbası Restaurant Birebir Tarif

Altın Sarısı Mercimek Çorbası Restaurant Birebir Tarif
Çorba denildiğinde akla ilk gelen çorbalardan birisi mercimek çorbasıdır. Onun o doyurucu ve tatmin edici lezzetini küçük büyük hemen herkes sever. Evlerde yapılan mercimek çorbasına da doyum olmaz; ama lokanta işi mercimek çorbasının tadı gerçekten de eşsizdir.
Evde pişirdiğiniz mercimek çorbasının da aynı dışarı işi gibi lezzetli olmasını istiyorsanız tarifimize bir göz atın deriz. Çorbacı işi mercimek lezzeti için tarifi birebir uygulayın ve altın sarısı mercimek çorbası keyfine varın.
Altın Sarısı Mercimek Çorbası Restaurant Birebir Tarif İçin Gerekli Malzemeler
1 su bardağı kırmızı mercimek
1 adet patates
1 adet havuç
1 adet kuru soğan
4 çorba kaşığı zeytinyağı
7 bardak su
1 tatlı kaşığı tuz
Altın Sarısı Mercimek Çorbası Yapılışı





Patatesin kabuklarını soyun, havuzu kazıyın ve her ikisini de küçük küpler halinde doğrayın.
Aynı şekilde soğanı da soyup küçük küçük doğrayın.
Düdüklü tencereye sıvı yağ koyun, doğradığınız sebzeleri ilave edin ve orta ateşte hafifçe yumuşayana kadar kavurun. Bu kavurma işlemi sırasında rengi yağa geçen patatesler ve havuçlar sayesinde çorbanın rengi pırıl pırıl olacaktır.
Şimdi sırada mercimekler var. Yıkanıp suyu süzdürülmüş mercimekleri tencereye ilave edin ve iki iç sefer karıştırarak çevirin. Suyunu ve tuzunu ilave ederek kaynamaya bırakın.
Çorba kaynamaya başladığında düdüklünün kapağını kapatın ve 15 dakika kadar pişirin.
Düdüklünün basıncını düşürdükten sonra kapağını açın ve çorbayı henüz sıcakken tel süzgeçten geçirin. Eğer bu işlem için blender kullanırsanız daha mat bir renk alacaktır. Tel süzgeçten geçirilen mercimek çorbası ışıl ışıl parlar.
Çorbacı işi mercimek çorbanız servise hazır. Üzerine taze limon suyu ve arzu ederseniz nane ve pul biberle yakılmış tereyağı gezdirerek servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun.
Kaynak : https://organikgunler

Yüzdeki İstenmeyen Tüylere Mısır Unu Maskesi

Yüzdeki İstenmeyen Tüylere Mısır Unu Maskesi
İstenmeyen tüylere ve sivilcelere karşı mısır unu maskesiyapabilirsiniz…
Yüzümüzdeki istenmeyen tüyler ve sivilceler çoğu zaman rahatsız edici olabiliyor. Genellikle hormonal bozukluktan dolayı çıkan tüyler ve sivilceler hormonların normalden çok salgılanmasıyla daha fazla ve istenmeyen bölgelerde çıkmasına neden olur. Bazı ilaçlar da yan etki olarak tüylerin daha hızlı çıkmalarını etkileyebiliyor.
İstenmeyen tüylerin ve sivilcelerin en rahatsız edeni şüphesiz ki yüzümüzde çıkanlardır. Yüzdeki tüylerden ve sivilcelerden evde hazırlayacağınız doğal mısır unu maskesi ile kısa zamanda kolaylıkla kurtulabilirsiniz.  Bu maskeyi düzenli şekilde uygularsanız tüylerden ve sivilcelerden kısa zamanda tamamen kurtulduğunuzu göreceksiniz.
SİVİLCELERE VE YÜZDEKİ TÜYLER İÇİN MASKE YAPILIŞI
Malzemeler;
+ 1 adet yumurtanın beyazı
+ 1 çay kaşığı mısır unu
+ 1 çay kaşığı toz şeker
Maskenin Uygulanışı
Bir kaba yukarıda belirtilen tüm malzemeleri koyarak karıştırın.
Hazırladığınız bu maskeyi yüzünüze sürün ve kurumasını bekleyin.





Kuruyan maskeyi cildinizi tahriş etmeden ılık su yardımıyla yüzünüzden çıkarın.
Haftada 4 kere uygulayabileceğiniz mısır unu + yumurta beyazı maskesini düzenli kullandığınızda yüzdeki istenmeyen tüylerden tamamen kurtulabilirsiniz.
TARİF 2:  MISIR UNU ve TOZ ZERDEÇAL ile CİLT MASKESİ
Yukarıdaki tarife alternatif olarak Mısır unu ile toz zerdeçalı bir kabın içerisinde karıştırarak biraz su ilave edin.
Yüzünüzde istenmeyen tüylerin üzerine maskeyi uygulayın.
Kuruyunca ılık su ile durulayın. Zerdeçal ciltte renk değişikliğine sebep olabilir ancak korkmayın kısa sürede düzelecektir.
Peki, istenmeyen tüylerin çıkma sebepleri nelerdir?
– İstenmeyen tüylerin çıkma nedenlerinden birisi genetik olmasıdır. İstenmeyen tüylerin çıkmasında ki en büyük ihtimal kalıtsal olmasıdır.
– Bazı etnik kökenli kadınlarda bu tüylerin çıkması daha çok görülmektedir.
– Aşırı stres yapan kadınların da vücutlarında hormonal değişiklikler olmaktadır. Bu değişikliklerin sonucunda istenmeyen tüylerin artışı görülmektedir.
– Kadınların menopoz dönemlerinde erkeklik hormonu salgısında artış olmaktadır. Bu da istenmeyen tüylerin artmasında önemli rol oynar.
Kaynak : https://organikgunler

Pekmezin İçine Tereyağı Ekleyip İçerseniz

Pekmezin İçine Tereyağı Ekleyip İçerseniz
Bu aylarda özellikle artan sürekli öksürüğü bitiren mucize karışımı sizler için araştırdık. İşte pekmezin içine tereyağı ekleyip içerseniz….
Üst solunum rahatsızlıkları ile ortaya çıkan boğaz enfeksiyonu sürekli öksürüğe neden olur. Hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bu rahatsızlık uzun sürdüğünde ciddi boğaz hastalıklarına davetiye çıkarabilir.
Özellikle gece uykusunda başlayan ve boğaz kuruyana kadar devam öksürüğe ilk andan itibaren şifa olan mucize ikili tereyağı ve pekmez kürünün nasıl hazırlanması gerektiğini sizler için derledik.
MALZEMELER
1 yemek kaşığı tereyağı
1 su bardağı pekmez





YAPILIŞI
Keçiboynuzu ya da üzüm fark etmez bir su bardağı pekmeze yarım çay bardağı içe suyu da katarak bir çezvede kısık ateşte kaynatınız. Daha sonra tereyağını içine katınız. Katı hale gelen bu karışımı ılık halde sabah akşam olmak üzere birer yemek kaşığı tüketiniz.
Karışım boğazın yumuşamasını sağlamanın yanı sıra mikroplarında sayısını azaltarak iltihabı önler. Aynı zamanda bu karışım sadece boğaza değil tüm vücuda fayda sağlar. Yemek borusu, mide ve bağırsaklarıdaki zararlı toksinleri idrar yolu ile atmanıza yardımcı olur.
Kaynak : https://organikgunler

Neden Evinizi Çok Fazla Temizlememeniz Gerekiyor?

Neden Evinizi Çok Fazla Temizlememeniz Gerekiyor?
Evinizi çok temiz tutmanın sağlığınızı riske attığını ve çevreye zarar verdiğini biliyor muydunuz? Çevre için kötü olmasının yanı sıra, genellikle soluduğunuz kimyasal temizleyicileri fazla miktarlarda kullanmak sizin sağlığınız için de zararlıdır.
Çoğu ev kadını ve temizlikçi temiz ve toplu evlerden hoşlanır.
Fakat, bazen temizlik takıntı haline gelir ve sağlık problemlerini beraberinde getirir.
Kullandığınız ürünler konusunda çok dikkatli olmalısınız çünkü yüksek miktarlarda zararlı ve zehirli olabilirler.
Evi çok temiz tutmanın risklerini öğrenin.
Takıntı haline gelen temizlik
Zaten herşeyin fazlasının zararlı olduğunu biliyorsunuz. Siz etrafınızdaki insanlar için iyi birşey yaptığınızı düşünürken bile bu durum geçerli.
Konu ev temizliğine geldiğinde, bir çok insan bunu sağlıksız ve takıntı derecesinde aşırı seviyelere getiriyor.
Sürekli olarak ve endişeyle temizlik yapmakta ısrar eden birisi, yerinde durmayan birşey gördüğünde ruh halinde çalkantılar yaşar, aynı yerleri tekrar tekrar temizler ve davranış bozuklukları yaşayabilir.
Bu tarz davranışlar, kişiyi hareketlerini kontrol edemeyen bir “temizlik manyağı” haline getirir. Bütün düşünebildikleri temizlik ve düzenlemektir.





Bunlar aynı zamanda obsesif kompulsif bozukluk (OCD) yaşayan insanlardır. Bu problem mantıksız takıntılar ve belirli bir aktivite ya da işi yapmak için hissedilen zorunluluk ile tanımlanır.
Konu temizliğe geldiğinde, hasta olmaktan ya da enfeksiyon kapmaktan aşırı kaygılanmak bu durumun sebebi olabilir. Dolayısıyla, belirli yerleri ya da yüzeyleri temizlemek (mutfak tezgahı ya da masası gibi) ve el yıkamak bu kişilerin anksiyeteyle savaşma yöntemi haline gelir.
Bunun gibi takıntılara sahip olan insanların düşünme şekilleri başkalaşmıştır ve bu davranışları sürekli tekrar ederler. Kişi, genelde problemi olduğunun farkına bile varmaz (ya da farkına varmak istemez).
Temizlikle ilgili takıntı ve davranış bozukluklarını gösteren belirli işaretlerin farkında olmalısınız.
Görmezden gelmemeniz gereken işaretlerden bazıları şunlardır:
Banyoyu temizlemek için harcanan saatler
Eşyaları elden gelen en yüksek hassasiyet ile düzenlemek
Mutfağı her biri kullandıktan sonra temizlemek
Temizlik bezlerini evin her yerine taşımak
Yerinde durmayan birşeyler varsa uyuyamamak
Fakat, bütün Cumartesi gününüzü evinizi temizlemeye harcamak, probleminiz olduğu anlamına gelmez.
Temizlik yaptığınız için ailenizle zaman geçirmek ya da gece dışarı çıkmak gibi şeyleri kaçırmaya başladığınızda bu bir takıntıya dönüşmüş demektir.
Temizlik Malzemelerinin Aşırı Kullanımı
Yukarıda bahsedilen temizlik takıntısına sahip olmasanız bile, günümüz evlerinde yaşanan diğer yaygın problemden bahsetmeliyiz: sizin ve ailenizin sağlığını etkileyen belirli temizlik malzemelerinin kullanımı.
“Çevre Kirliliği” sözünü duyduğunuzda, büyük olasılıkla aklınıza çöp ya da duman geliyordur.
Fakat evde bile günlük temizlik alışkanlıklarınız yüzünden çevreye zarar veriyor olabilirsiniz.
Evet doğru duydunuz. Bir ev, ortalama 3 ile 5 litre arasında temizleyici ve gübre formunda zehirli madde içerir.
En çok kullanılan temizlik malzemeleri (deterjan, çamaşır suyu, vb.) birçok zararlı etkiye sahip olabilir, örneğin:
Solunum problemleri
Endokrin sistem bozuklukları
Göz iritasyonu
Temizleyici maddeler evinizin içindeki havayı kirletirler (Bu kirlilik dışarıdaki havanın sahip olduğu, sokaklardaki kirlilikten 5 kat daha kötü olabilir).
Ek olarak, aslında size evinizi temiz ve mikropsuz tutmak konusunda yardımcı olması gereken bu temizlik malzemelerinin sebep olduğu kaşıntı, bulantı ve yanıklar az görülen problemler değildir.
Cildinize temas ettiklerinde ya da soluduğunuzda, bu temizlik malzemeleri alerji ya da zehirlenme gibi problemlere yol açabilirler.
Kıyafetlerinizi onlarla yıkayıp giydikten sonra cildinize temas eden ve vücudunuza giren zararlı çamaşır deterjanlarını da unutmayın.
Ek olarak, bulaşık deterjanının içerdiği dioksan denilen madde yer altı sularında en fazla bulunan atıktır. Yüksek oranda zehirlidir ve diğer içerikler gibi bu da doğada çözünmez.
Çamaşır Suyu ve Sağlığa Etkileri
Çamaşır suyu en güçlü temizlik malzemelerinden biri olarak bilinir fakat zararlarından hiç bahsedilmez.
1774 yılında bulunduğunda, bazı malzemeleri beyazlatmak için kullanılmıştır ve sulandırılmış hali temizlik malzemesi olarak uzun yıllar evlerde yerini korumuştur.
Çamaşır suyunun antibakteriyel gücü oldukça yüksektir.
Fakat, çamaşır suyunu sizi hasta edebilecek mikroorganizmalardan koruduğunu düşünmek yerine, uzun vadede çamaşır suyu kullanımının bağışıklık sisteminizi olumsuz etkileyeceğini hatırlamalısınız. Bir süre sonra, vücudunuz iyi ve kötü bakterileri ayırt edemez hale gelir.
Ek olarak, çamaşır suyu cilt yanıklarına, göz ve burunda tahrişlere, solunum problemlerine ve kanın oksijen seviyesindeki düşüklüklere sebep olur.
Özellikle 12 yaş altı çocuklar için oldukça tehlikelidir. Yüksek sinüzit, zatürre ve bronşit tehlikesine sebep olurlar.
Eğer tüm bunlar yeterli değilse, çamaşır suyu aynı zamanda doğaya karışarak toprağı, suyu ve havayı kirletir.
Peki siz neyi bekliyorsunuz? Temizlik konusunda rahatlayın ve doğal ürünler kullanmaya başlayın. Buna değer!
Kaynak : https://organikgunler

Yumurtanın Bozulduğunu Nasıl Anlarsınız?

Yumurtanın Bozulduğunu Nasıl Anlarsınız?
Mesele yumurta olduğunda çok dikkatli olun çünkü eğer bozulmuşsa, gıda zehirlenmesine neden olabilir. Bu yüzden tazeliğini kontrol etmek çok önemlidir.
Yumurtaların bozulup bozulmadığını nasıl anlarsınız?
Sıcaklıklar yükseldiğinde, yiyecekler daha çabuk bozulmaya eğilim gösterir. Buzdolabındaki yumurtaların hala iyi olup olmadığını bilmek istiyorsanız, yenilip yenilemeyeceğini anlamak için bu ipuçlarına göz atın.
Yumurtalara özellikle dikkat edilmelidir, çünkü eğer bozulduklarında yerseniz, kendinizi hasta edebilirsiniz. Bu nedenle, onları yemeden önce en iyi koşullarda olduklarından emin olmak önemlidir.
Yumurtaların bozulup bozulmadığını nasıl anlarsınız?
Bir yumurtanın hala yenilebilir olduğunu veya atılması gerektiğini söylemenin birkaç yolu vardır. Örneğin, çalkaladığınızda yumurtanın sarısının kabuğun iç tarafına çarptığını duyuyorsanız, hala tazedir. İşte bazı diğer yöntemler:
Yumurtayı suyun içine bırakın
Yapacağınız ilk şey, yumurtayı su dolu bir kaba koymaktır, sonucu daha iyi görmek için transparan bir kap seçmelisiniz. Şu noktaları göz önünde bulundurun:





Eğer yumurta hızlı bir şekilde batar ve dipte yatay bir konumda kalırsa, yumurta hala taze demektir.
Yavaş battığını ve dipte çapraz ya da dik konumda durduğunu görürseniz, yumurta taze değildir.
Bunu şöyle düşünebilirsiniz: açı ne kadar büyükse, yumurta o kadar eskidir. Fakat hala yenilebilirdir.
Eğer yumurta dibe batmazsa ve bunun yerine ortada yüzüyorsa, bu kötü bir işarettir ve yenilmemelidir.
Eğer suyun yüzeyinde yumurtanın yüzdüğünü görürseniz, bu yumurtanın tamamen bozulduğu anlamına gelmektedir.
Yüzmesi, organik maddenin çürüdüğünde ürettiği gazlardan kaynaklanır. Dediğimiz gibi, yumurta şimdi yenilmemesi gereken o çizgiyi aşmıştır.
Yumurtayı kırın
Yumurtanın hala iyi olup olmadığını anlamak için bir diğer kolay yol ise yumurtayı çiğ bir halde bir tabağa kırmaktır.
Eğer yumurtanın çok fazla yayılmadığını ve sarısının dağılmadan kaldığını görüyorsanız, yumurta taze demektir.
Eğer beyazın ve sarısının tüm tabağın üzerine yayılmış olduğunu ve yumurta sarısının tamamen dağılmış olduğunu görürseniz, yumurta bozulmuş demektir.
Kaynak : https://organikgunler

Kadınların Mutlaka Tüketmesi Gerekiyor

Kadınların Mutlaka Tüketmesi Gerekiyor
Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı besinler tüketmemiz gerekiyor. Özellikle kadınlar daha genç ve sağlıklı kalabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İdeal kiloda olmak ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için süper besinlerden faydalanmamız gerekiyor. İşte antioksidan içeriği ile kadın sağlığını destekleyecek ve kadınların mutlaka tüketmesi gereken besinleri paylaştık.
Badem lif içeriği yüksek diğer besinler gibi prebiyotik bir kuru yemiştir. Huzursuz bağırsak sendromu, ishal gibi bağırsak problemlerini hafifletir. Aynı zamanda kalsiyum emilimini artırır. E vitamini içeriği yüksektir, yaşlanma etkilerini azaltarak daha sağlıklı bir cilt yapısına sahip olmanıza yardımcı olur.
Lahana
Yalnızca kanser üzerinde yararlı etki göstermekle kalmaz, aynı zamanda kalp sağlığını da korur. Yapılan bir çalışmada 12 hafta boyunca her gün yarım su bardağı lahana tüketen kişilerde iyi kolesterolün %27 oranında arttığı ve damarlarda tıkanıklığa sebep olan kötü kolesterolün zaldığı görülmüştür.
Sardalya





Sardalya omega-3, D vitamini ve kalsiyumun çok iyi bir kaynağıdır. Ayrıca güçlü bir antioksidan olan ve vücudun detoks sistemini çalıştıran selenyumdan zengindir. Özellikle menapoz sonrası dönemde görülebilen osteoporoz riskini azaltmak ve antioksidan alımını artırmak için sardalyayı beslenmenize mutlaka katın.
Yaban mersini
Antosiyanidinler yaban mersinine rengini veren antioksidan bileşiklerdir. Çeşitli araştırmalarda bu bileşiklerin kalp hastalıkları, diyabet ve artrit riskini azalttığı ve bilişsel sağlığı koruyarak anti inflamatuar etki gösterdikleri görülmüştür. Bu meyveyi yıl boyu taze, kurutulmuş veya dondurulmuş olarak saklayabilirsiniz.
Brokoli
Brokoli, karnabahar ve Brüksel lahanası gibi turpgil ailesine ait sebzelerde bulunan “sülforafan” bileşiği kansere karşı koruyucu etki gösterir. Çin’de yapılan bir araştırmada bu bileşiğin meme kanserinin yayılmasını yavaşlattığı gösterilmiştir.
Kinoa
Kinoa vücudumuzda üretilemeyen ve dışarıdan almamız gereken proteinlerin yapıtaşı olan amino asitleri içerir. Bu aminoasitler doku, organ, kas ve tendonlarımızın yapımında görevlidir. Lif, antioksidan, demir, kalsiyumdan zengindir. Hamilelik veya emzirme dönemi gibi protein ihtiyacınızın arttığı durumlarda tercih edilebilir. Magnezyum içeriği ile migren ağrılarını azaltıcı etki gösterir. Lif içeriği ile ise sizi tok tutar ve zayıflamanızı destekler.
Siyah fasulye
Folat, magnezyum ve demirin iyi bir kaynağıdır. Hem karbonhidrat hem de bitkisel protein yönünden zengindir. Düzenli olarak tüketildiğinde yapısındaki çözünür lif sayesinde kan şekerini düzenler böylece zayıflamanıza yardımcı olur. Özellikle diğer kurubaklagillere oranla 3 kat daha fazla omega-3 yağ asidine sahiptir ve koyu rengi veren flavonoidler ise kansere karşı sizi korur. Hamilelik dönemi tüketimi omega-3 yağ asitleri ile bebeğinizin beyin gelişimini destekler.
Pancar
Yapılan bir araştırmada 1 su bardağı pancar suyunun hipertansiyonu düşürmede hızlı bir etkisi olduğu görülmüştür. Ayrıca pancarın içeriğindeki antioksidan fitokimyasallar dediğimiz bileşenler sizi kansere karşı korur, inflamasyonu (iltihabı) önler. Potasyum ve folat içeriği yüksek bir sebzedir
Zerdeçal
Kurkumin, zerdeçala altın rengi veren renk pigmentidir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde enfeksiyonları tedavi etmek ve yara iyileşmesini hızlandırmak için kullanılmaktadır. Yapılan çalışmalarda bu bileşiğin inflamasyon, sindirim problemleri, artrit ve Alzeimer gibi rahatsızlıkların tedavisinde yararlı etkileri olduğu görülmüştür. Ayrıca kansere karşı koruyuculuğu da kanıtlanmıştır. Karabiber ile birlikte tüketildiğinde etkisini daha iyi göstermektedir.
Kaynak : https://organikgunler

8 Besin Var ki Gece Yendiğinde Zarar Vermiyor

8 Besin Var ki Gece Yendiğinde Zarar Vermiyor
Bazı insanlar için gece yemek yemek sanıldığından çok daha tehlikeli olabiliyor. Fakat bazı gıdalar gece yense de midenizde rahatsızlığa neden olmuyor… İşte gece tükettiğinizde zarar vermeyen gıdalar.
Peynir
Bilim adamları, gece aç uyumanın çok yemek yemek kadar sakıncalı olabileceğini söylüyor. Gece sizi rahatsız etmeyecek gıdalardan atıştırmalık olarak tüketebilirsiniz. Örneğin peynir gibi vücudun sindirimi için çok zor olmayan bir gıda seçebilirsiniz.
Yoğurt
Beslenme uzmanlarına göre, süzme yoğurt bir gece atıştırması için mükemmel bir seçenek. İçerisinde çok fazla yağ içermiyor, ama çok fazla protein barındırıyor. Yapılan çalışmalara göre protein sadece size iyi hisstettirmekle kalmayıp vücudun kalori yakmasına da yardımcı olur.
Yumurta
Haşlanmış yumurta bir gece atıştırmalığı olarak tercih edilebilir. Böyle bir atıştırmalık, sabaha kadar olan sürede açlığınızı size unutturabilir.
Patlamış mısır





Beslenme uzmanları, gece atıştırmalıklarını sevenlere, tuzsuz bir kase patlamış mısır yemelerini tavsiye ediyor.
Kraker
Tam buğdaylı krakerler uykuya zarar vermez. Çok olmamak şartıyla krakerler gece tüketilebilir.
Krakerler, içerisindeki karbonhidrat sayesinde daha uzun süre doygun kalmanızı sağlar.
Muz
Bu meyve çok hızlı sindirilmesine rağmen gece boyunca sizi ikinci kez uyandırması gibi bir şey söz konusu olmaz. Muz rahatlamanız açısından önemli olan potasyum ve magnezyum içerir. Uyku kalitesini de arttırır.
Bir bardak vişne suyu
Gece doğal vişne suyu tüketirseniz, uyku kaliteniz daha derin ve rahat olacaktır.
Sebzeler
Eğer bir aperatif istiyorsanız, sebze tüketmeyi deneyin. Yeşil sebzeleri tüketmenizi öneririz çünkü sabaha kadar sizi tok tutacak türde karbonhidrat içerirler.
Kaynak : https://organikgunler

Hücreleri Yenilemesi İle Meşhur Kantaron Yağının Faydaları

Hücreleri Yenilemesi İle Meşhur Kantaron Yağının Faydaları
Kantaron, 14. Yüzyıldan itibaren kullanılan, her yörede bulunabilen ve üzerinde sarı çiçekler açan şifalı bir bitkidir. Halk arasında sarı kantaron veya binbirdelik otu olarak bilinir. Çiçeklerinden ve köklerinden faydalanan kantaron bitkisinin sağlığa inanılmaz derecede faydaları bulunmaktadır.
Şemsiye şeklinde açan kantaron altın sarısında olmakla birlikte çiçekleri beş parçaya ayrılır. Kenarlarında koyu siyah renkli tüylerle çevrilmiş güzelliğiyle tam bir doğa harikasıdır.
Kantaron bitkisini yüksek ışığa karşı tuttuğunuzda, içerisinde bol miktarda bulunan yağ guddeleri noktacıklar halinde ortaya çıkıyor. İşte bu beliren yağ noktalarından dolayı bu bitkiye “binbirdenlik” lakabı verilmiştir.
Kantaron yağının faydaları
Doğanın mucizevi bitkileri arasında bulunan kantaron eski çağlardan günümüze kadar gelerek pek çok sağlık probleminin tedavisinde kullanılabilmektedir.
Ağızdan da tüketilebilen kantaron yağı daha çok harici olarak kullanılmaktadır. Cilt ve deri hastalıkları üzerinde mucizevi etkileri bulunan kantaron yağının eşsiz faydaları bulunmaktadır.
* Vücuttaki mikrobun kırılması ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde önemli rol oynamaktadır.





Güçlü antiseptik özelliğiyle açık yaralarda ve kesiklerde tedavi amacıyla kullanılan kantaron yağı mikrop öldürücü özelliğe sahiptir. Ayrıca doğal bir bal ile karıştırılarak kanamalar için kullanıldığında kanamayı durdurur. Bal ve yağı karıştırarak en doğal ve etkili bir antibiyotik elde edebilirsiniz.
* Özellikle cilt üzerinde sayısız faydası ile cildi ölü hücrelerden arındıran kantaron yağı hücrelerin yenilenmesini desteklemektedir.
* Çocuklarda pişik tedavisi için de kantaron yağını tercih edebilirsiniz. Ayrıca karın ağrısı bulunan bebekler için bebeğin karnına kantaron yağı ile masaj yaparak bebeğin rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
* Romatizmal ve eklem ağrılarının dinmesine yardımcı olur.
* Ülser veya benzeri hastalıkların meydana getirdiği mide ağrılarını hafifletmeye yardımcı olur.
* Vücuttaki kan şekerinin yükselmesi durumunda ağızdan alım ile kan şekerinin düşürülmesini sağlayabilirsiniz.
* Ciltte yağlanma, leke, sivilce, akne gibi tüm cilt sorunlarına karşı kantaron yağı tüm cilt problemlerini ortadan kaldırmakta ve cilde pürüzsüz bir görünüm sağlamaktadır.
* İç ve dış varis tedavisi için de büyük etkileri bulunmaktadır.
Kaynak : https://organikgunler

Sarımsaklı Sütlü Birlikte Tüketmenin İnanılmaz Faydaları

Sarımsaklı Sütlü Birlikte Tüketmenin İnanılmaz Faydaları
Sarımsağın birçok faydası olduğu hepimizce bilinen bir gerçek. Çok çeşitli şekillerde tüketmeye çalışıyoruz. Çiğ rendeliyoruz, bazen yemeklere bütün olarak katıyoruz, bazen yağda kavuruyoruz. Hepsi güzel fakat acaba bu şekilde tüketmek sarımsağın bilinen onca fayda ve şifasını korumasını sağlamaya hala faydalı mı?
Hatta bu şekilde tüketmek acaba ne kadar doğru? Ya da başka bir deyişle en doğru yöntem hangisidir?
Bu konuyla ilgili olarak uzmanlar sarımsağın sütle beraber tüketildiğinde ağız kokusunu gideren ve sağlığımız için olağanüstü faydalar sağladığını tespit etti. Ve hepimize de bu şekilde tüketmemizi önerdi.
Peki süt ile sarımsak birlikte tüketildiğinde ne faydalar salar?
1- Besin zehirlenmelerini önlerBilim adamları besin zehirlenmelerinde sıklıkla karşılaşılan Campylobacter jejuni bakterisine karşı geleneksel antibiyotiklerden ziyade sarımsağın yüz kat daha etkili olduğunu saptamışlardır.
2- Kanseri önlerÇalışmalar sarımsak yemenin göğüs kanseri riskini azaltmaya yardımcı olduğunu göstermiş. Çin populasyonunda yapılan bir çalışmada haftada 2 kez çiğ sarımsak yiyenlerin kansere yakalanma riskleri yarı yarıya azalmış.
Peki, sarımsağı nasıl tüketmek gerekiyor?





Sarımsağı ezilmiş ve çiğ olarak tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca kuru veya toz sarımsak yerine sevilen yemeklerin yanında mümkünse hep taze olarak kullanılması gerekiyor.
Sarımsak ezildiğinde hidrojen sülfit açığa çıkar bu da sağlıklı kan basıncı seviyelerini destekler ve kalp üzerinde sayısız olumlu etkisi vardır.
Sarımsağı pişirmeyin!
Tadını seviyorsak pişmiş yemeklere koymak yerine çiğ tüketilebilir çünkü pişirme işlemi hidrojen sülfit oluşumunu engeller.
Kötü kokusundan ötürü çiğ yenmez bu diyorsanız; yapılan bir çalışmada sütle birlikte tüketiminin ağız kokusunu azalttığı görülmüş. Hiç çekinmeden süt ile beraber sarımsağı tüketebilirsiniz.
Sarımsağın Sağlığa Faydaları Nelerdir?
Kalp ve Damar Sağlığı: Sarımsağın kalp ve damar sağlığına etkisi üzerine yapılan çalışmaların büyük çoğunluğunda sarımsak doğal şeklinde değil toz, yağ ya da özüt formunda kullanılmıştır.
Fakat bu, normal sarımsağın kalp ve damarlar için faydalı olmadığı anlamına gelmez. Tüm bu çalışmalardan çıkan ortak sonuç sarımsağın trigliserid ve total kolesterolü düşürdüğü (%7-%8 kadar) yönündedir.
Ayrıca sarımsakta bol miktarda bulunan B6 vitamini damalara zarar veren homosistein seviyesini düşürür.
Tansiyon: Kan inceltici özelliği ile kan dolaşımını kolaylaştırarak tansiyonun normal seviyelerde kalmasına yardımcı olur.
Ayrıca tansiyonu düşürmek veya yükselmesini önlemek için sarımsak tüketirken dikkat edilmesi gereken 2 ana nokta var;
Kanamanız varsa (adet dönemi gibi) veya olacaksa (ameliyat gibi) sarımsak tüketmemelisiniz.
Kan basıncınız zaten düşükse sarımsak bunu daha da düşürerek sizi halsiz bırakabilir hatta bayılmanıza neden olabilir.
Hipertansiyon tedavisi için düzenli ilaç kullanıyorsanız sarımsak takviyesi kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.
Anti Bakteriyel: Sarımsak, bakteri ve virüslerin neden olduğu hastalıkların iyileşme sürecini hızlandırır. Hatta bazı araştırmalarda, antibiyotiğe dirençli bazı bakteriyel enfeksiyonların sarımsak tozu kullanılarak tedavi edilebileceği sonucu elde edilmiştir.
Kanser: Çeşitli araştırmalarda, düzenli olarak çiğ veya az pişmiş sarımsak tüketmenin kolon ve mide kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerine yakalanma riskini önemli oranda azalttığı belirlenmiştir.
Nezle: Nezlenin yaygın olduğu kış aylarında sarımsak tüketerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir ve üst solunum yolunu etkileyen bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun direncini arttırabilirsiniz. Ayrıca nezle olduğunuzda sarımsak yiyerek ilişme sürecini hızlandırabilirsiniz.
Demir: Hücrelerde bulunan demirin, hücreden ayrılıp tekrar dolaşıma dönmesi için köprü işlevi gören “ferroportin” adlı protein miktarı düzenli sarımsak tüketilerek arttırılabilir.
Sarımsağın Diğer Faydaları
Selenyum bakımından zengindir
Bağırsak parazitlerini temizler
Harici kullanımda mantar tedavisine yardımcı olur
Antioksidandır
İyi kolesterolü yükseltir
Kalp krizi riskini azaltır
Kulak iltihaplanmasına iyi gelir
Boğaz kaşıntısını alır
Kilo kontrolüne yardımcı olur
Vitamin ve mineral bakımından zengindir
Mide gazına iyi gelir
Sindirime yardımcı olur
Cilt yaralarında kullanılır
Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…
Kaynak : https://organikgunler

Diş Taşları Temizliğinin En Kolay 3 Yolu

Diş Taşları Temizliğinin En Kolay 3 Yolu
Kesin çözüm…Bu yöntemle diş taşlarından kurtulun.
Dişlere, diş etlerine, diş dolgusuna ve diş protezlerine tutunan yapışkan ve yumuşak bakteri tabakasına diş plağı denir. Bu plaklar tükürüğümüzde bulunan mineraller ile birleşerek sertleşir ve tartar denilen tabakayı meydana getirirler.
Diş tartarının diğer adı diş taşıdır. Dişlerde gıda kalıntısı birikmesi, bakteriler, genetik, diş ipi kullanmama, diş fırçalama alışkanlığı edinmeme gibi nedenlerden dolayı dişlerde zamanla tartar ve plak oluşumu gerçekleşir.
İşte diş tartarı, diş taşını temizlemek için doğal çözümler…
CEVİZ
Malzemeler
40 gr ceviz kabuğu
1 su bardağı su
Ceviz kabuğu antibakteriyel özelliği sayesinde dişteki tartar ve plaktan kurtulmanın en etkili ve doğal yöntemidir. Ceviz kabuklarını bir bardak suyun içine koyup 20 dk kaynatın. Ocaktan alıp soğumaya bırakın. Diş fırçanızı soğumuş olan bu suda 10 dakika bekletin. Bu suyla dişlerinizi fırçalayın. Günde 3 kez devam edin.





KARBONAT
Malzemeler
1 tatlı kaşığı karbonat
1 tutam tuz
Diş fırçası
Karbonat antibakteriyel özelliği sayesinde plak ve tartarı yok eder, ayrıca dişlerin beyazlamasına da yardımcı olur. Antrasit içeriği ile ağız içi pH seviyesini dengeler. Tuz da antimikrobiyal madde olduğundan kısa sürede plak ve tartarlardan kurtulmanızı sağlar. Karbonat ve tuzu karıştırıp, diş fırçanızı ıslatıp bu karışıma batırın. Dişlerinizi nazikçe bu karışımla fırçalayın. Ardından ağzınızı suyla çalkalayıp tükürün. Bu yönteme gün aşırı yani birer gün ara verip devam edin.
LİMON SUYU
Malzemeler
1 tatlı kaşığı limon suyu
Diş fırçası
Limon suyu asidik içeriği sayesinde antimikrobiyal özelliği gösterir. Plak ve tartarın çözülmesine ve nihayetinde yok edilmesine yardımcı olur. Dişlerinizi her zamanki gibi fırçalayın. Ardından diş fırçanızı yıkayın, limonlu suya daldırın. Bu su ile dişlerinizi ve diş etlerini hafifçe ovun. Bir dakika bekleyip suyla ağzınızı durulayın.
Kaynak : https://organikgunler

Column Left