Column Left

Bizi Takip Edin

15 Ağustos 2019 Perşembe

KARBONATI BAŞ PARMAĞINA DÖKTÜ ! 5 DAKİKA SONRA OLANLARA İNANAMADI !

KARBONATI BAŞ PARMAĞINA DÖKTÜ ! 5 DAKİKA SONRA OLANLARA İNANAMADI !
Siğiller için selobant Selobantlar çok pratikler ve her işi görüyorlar. Hatta siğilleri bile geçiriyorlar. Slobant, siğilleri önce gerdirir sonra da yok olmalarına yardımcı olur. Eğer siğiliniz 6 günlük veya daha uzun süredir varsa, siğillerin üzerindeki ölü deriyi çıkarana dek selobantı yapıştırıp çekin. Kolay ve pratik.
 Boğaz ağrısı için elma sirkesi Boğazınız ağrıdığında hala pahalı ilaçlar mı alıyorsunuz? Artık onlara gerek yok. Çözümü gayet basit. Yarım su bardağı su ile elma sirkesini karıştırın. Bir saat içinde birkaç kez gargara yapın. Boğazınızdaki bakteriler yok olacaktır. İşte bu kadar basit!
Yaralar için bal İçerisindeki laktik asit sayesinde balın iyileştirici etkisinin olduğunu kanıtlanmıştır. Bal yemek yaraların iyileşme sürecini hızlandırır. Çam balı bakterilere karşı daha etkili olduğundan önceliğiniz çam balı olmalıdır.





Uyku sersemliği için nane koklayın Yorgunsunuz ve kendinize gelemediniz. Hemen birkaç bardak kahve içmeyin. Çözümü gayet basit. Tek yapmanız gereken dalından koparılmış bir naneyi koklamak. Aromaterapi tedavisinde insanları uyandırmak için kullanılan bu yöntem ile güne aşırı zinde başlayabilirsiniz. Üstelik tamamen doğal!
Sivrisinek/Arı sokmaları için kabartma tozu Acı veren arı sokmaları ve sivrisinek ısırıkları pikniğinizi mahvedebilir. Bir dahaki sefere pikniğe giderken bir sürü ilaç götürmek yerine yanınıza su ile karıştırılmış kabartma tozunu götürün. Daha sonra bu karışıma peçete bandırarak arının soktuğu veya sivrisineğin ısırdığı yere uygulayın. Hemen iyileşeceksiniz. Ayrıca kabartma tozu yerine karbonat da kullanabilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

KAŞINTISI OLANLAR DİKKAT ! BU YÖNTEM ÇABUCAK GEÇİRİYOR !!! BANYODAYKEN ÇORABINIZIN İÇİNE.

KAŞINTISI OLANLAR DİKKAT ! BU YÖNTEM ÇABUCAK GEÇİRİYOR !!! BANYODAYKEN ÇORABINIZIN İÇİNE.......
Deride kaşıntı pek çok farklı nedenden dolayı meydana gelmektedir. Kaşıntıya neden olan durumlar arasında en çok görülenleri böcek ısırıkları, sivrisinek sokması, cildin aşırı kuruması, ısırgan otu gibi bitkilerle temas, çamaşır deterjanı ve çamaşır suyu gibi kimyasal maddelere karşı gösterilen alerjik reaksiyonlar gösterilebilir. Bazı durumlarda kaşıntı olan bölge vücuda herhangi bir zarar vermese de kaşıntı hissi oldukça rahatsız edici olabilmektedir. Böyle durumlarda kullanmak üzere kaşıntı için doğal tedavi yöntemleri ile ilgili bilgileri yazını devamında bulabilirsiniz.
Kaşıntıya İyi Gelen Doğal Yöntemler Kaşıntının sebebinin ne olduğunu tam olarak bilmiyorsanız teşhis için bir doktora görünmelisiniz. Çünkü kaşıntı ciddi bir deri hastalığının ya da vücudun bazı organlarının düzgün olarak çalışmadığının habercisi olabilir. Bir uzmanın koyacağı doğru teşhis ve kullanacağınız doğru ilaçlarla kaşıntıdan kurtulabilirsiniz. Bunun dışında kalan, sivrisinek sokması gibi sebebini bildiğiniz kaşıntılar için aşağıdaki doğal yöntemleri kullanabilirsiniz.





Kaşıntıyı Uzun Dönemli Gidermek Kaşıntıyı gidermek için kullanılan doğal yöntemleri iki ana kategoride toplayabiliriz. Bunlardan birincisi uzun dönemli giderme kaşıntı üzerinde daha yavaş etkili olmakla birlikte daha uzun süre kaşıntı hissinden kurtulmanızı sağlar. İkincisi olan kaşıntıya hızlı çözüm ise sivrisinek sokması ve böcek ısırması gibi kısa sürede çok fazla kaşının yaralarda etkilidir. Kaşıntıyı uzun süreli gidermek için ihtiyaç duyacağınız malzemeler; yulaf ezmesi, temiz, pamuklu bir çorap, büyük bir tencere ve süzgeçtir. Önce yulaf ezmesini bir kaba koyarak kısık ateşte iyice ısıtın. Bunun için birkaç kap yulaf ezmesi ve aynı oranda su yeterli olacaktır. Yulaf ezmesinin çok koyu kıvamda olmamasına dikkat edin. Biraz sulu kalmalı ve koyu çorba kıvamında olmalı. Küvetli bir banyonuz varsa küveti ılık ya da soğuk suyla doldurun. Küvetiniz yoksa büyük bir leğen kullanabilirsiniz.
Bir miktar sulu olan yulafı küvet ya da leğen üzerinde süzgece boşaltın ve yulaf suyunun doldurduğunuz suya karışmasını sağlayın. Eğer yeterince yulaf suyu çıkmadıysa süzgecin içinde birkaç kaşık yulafı direk suya karıştırabilirsiniz. Kalan yulafı temiz çorabın içine boşaltın ve açık kısmını düğümleyin. Küvete oturun ya da leğen kullandıysanız kaşıntı olan bölgenizi yulaflı suya batırın. İçine yulaf ezmesini döktüğünüz çorabı banyo süngeri gibi vücudunuzda gezdirin. Bu işlemi 20-30 dakika boyunca tekrarlayın.
Yulaf ezmesi kaşıntıyı hafifletecek ve toksinlerin atılmasına yardımcı olarak cildinizin rahatlamasını sağlayacaktır. Yulaf ezmesi pek çok cilt hastalığının tedavisinde kullanılan etkili bir doğal üründür. Banyodayken çorabı teninize çok bastırmamaya özen gösterin. Daha sonra ılık ya da soğuk suyla durulanarak banyodan çıkabilirsiniz. Cildinizde kaşıntı varsa çok sıcak su kaşıntıyı artırabileceği için kullanılmamalıdır.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

BAKIN NELERE İYİ GELİYORMUŞ GÖZALTINIZDAN DİZLERİNİZE KADAR HERŞEYE ÇÖZÜMÜ VAR

BAKIN NELERE İYİ GELİYORMUŞ GÖZALTINIZDAN DİZLERİNİZE KADAR HERŞEYE ÇÖZÜMÜ VAR
Aloe Vera günümüzde çeşitli ev yapımı ilaçların hazırlanmasında kullanılan çok önemli bir maddedir, hem ağızdan, hem de cilde sürerek kullanılabilir. Aşağıda sizlere aloe verayı nasıl kullanabileceğinizi anlatacağız. 1. Cildi tedavi eder Bu doğal maddenin en özel kullanım alanlarından birisi cilt bakımıdır. Yara etrafındaki kan dolaşımını arttırdığı ve iyileşme süreçlerini belirgin olarak hızlandırdığı için yanık ve yaralarda kullanılır.
Bunun yanısıra, cildi UV ışınlarından korumada büyük rol oynar. Kendinizi korumak için güneşe çıkmadan birkaç dakika önce aloe vera kremi uygulayın. 2. Kabızlığı giderir
Eğer bağırsak rahatsızlığından muzdaripseniz, mide yanmasını ve hazımsızlığı önleyecek bir tarifimiz var: bal, portakal suyu, bir çorba kaşığı aloe vera ve bir bardak suyu karıştırın. En iyi sonucu almak için her gün kahvaltıdan önce için. 5. Akne oluşumunu önler İçerdiği iltihap sökücü özellikleri sayesinde aloe vera akneye karşı olağanüstü bir ilaçtır. Aloe vera içeren bir sabun, krem ve losyonu





sabah akşam kullanın. Bu sadece sivilcelere iyi gelmekle kalmaz, yüzünüzde biriken yağ miktarını da kontrol eder. Aynı şekilde sivilceleriniz üzerine süreceğiniz aloe vera jeli şişliği azaltacaktır. Akneli bölgelere cildi yumuşatmak ve yenilemek için de aloe vera jeli uygulayabilirsiniz. 6. Selüliti azaltır
Saçınızı aloe vera ile yıkamak derideki kepeği uzaklaştırır, yani tek yapmanız gereken, kepeği tamamen uzaklaştırmak için saçınızı taramaktır. Birkaç uygulama sonrası farkı göreceksiniz. 9. Mükemmel bir rahatlatıcıdır Aloe Vera kafa kaslarını gevşeten anestetik özelliklere sahiptir. Saçınızı her yıkadığınızda kafa derinize iyice masaj yapın. Stresinizi alacaktır. 10. Zayıflamada etkilidir
Bu bitkinin temizleyici özellikleri sayesinde aloe vera zayıflamada harika etkiler gösterir. Limon ile karıştırırsanız detoks edici özelliklerinin yanında arındırıcı özelliklerini de elde edeceksiniz. Bu nedenle aşağııdaki malzemelerle bir meyve suyu hazırlamanızı tavsiye ederiz: 1 orta boy aloe yaprağı, dikenleri alınıp parçalara ayrılmış şekilde 1 çorba kaşığı bal 1 limonun suyu Tüm malzemeyi karıştırıp süzün. Sabah kalkar kalkmaz için. böylece kahvaltıya başlayana dek sindirmiş olursunuz. Daha etkili sonuçlar için sağlıklı beslenin ve haftada en az 3 kez spor yapın.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

EN HIZLI ŞEKİLDE KARIN YAĞLARINI ERİTMEK ÇOK KOLAYMIŞ !

EN HIZLI ŞEKİLDE KARIN YAĞLARINI ERİTMEK ÇOK KOLAYMIŞ !
Göbek eritme hareketleriyle dümdüz bir karna sahip olacaksınız. Karnınızdaki o yağlı bölgeden



kurtulmanın zamanı gelmedi mi? Kolayca uygulayabileceğiniz bu göbek eritme hareketleriyle en hızlı şekilde hayalinizdeki dümdüz karna sahip olacaksınız. İşte hızlı yoldan göbek eritmek için 3 farklı egzersiz hareketi...



Timsah yürüyüşü pozisyonu Niçin işe yarıyor? Bu göbek eritme hareketi, tüm vücudunuzu dengede tutar ve hareketi uyguladığınız anda vücudunuz ekstra kalori yakmanıza yardımcı olur. Cardio, denge ve güç hareketlerinin bir kombinasyonu olan bu hareket, göbeğinizi hızla eritmenize destek olacak. Nasıl yapılır? Bu hareketi yapmadan önce ilk olarak 10-20 metre arasında düz ve boş bir zemin hazırlayın. Hareketi uygularken ayağınıza veya vücudunuzun herhangi bir bölgesine takılacak, size zarar verebilecek her eşyayı ortadan kadırın.



Şınav çekme pozisyonu alın. Şınav pozisyonundayken ellerinizin üzerinde 10-20 metre boyunca yürümeye başlayın ve ayaklarınızı hareket ettirmeden sürüyün (ayaklarınızı daha kolay sürüyebilmek için ayağınızın altına havlu ya da plastik tabak koyabilirsiniz). 60-90 saniye arasında küçük bir mola verin ve aynı pozisyonu bu kez geldiğiniz noktaya doğru tekrarlayın. 1. seti tamamladığınız da hareketi bir kez daha yapın.



Walkout push-up (şınav pozisyonunda ellerin üzerinde ilerleme) Niçin işe yarıyor? Kollar ve bacaklar gibi vücudun tüm bölgelerini aynı anda çalıştıran bu egzersiz hareketi, esnekliğinize katkıda bulunurken aynı zamanda karın bölgenizi de çalıştıracak. Nasıl yapılır? Klasik şınav pozisyonu alın ve ellerinizi omuz hizanızdan 1-2 santim önde tutun. Bacaklarınızı yerden hareket ettirmeden ellerinizin üzerinde gücünüzün ve esnekliğinizin yettiği kadar ilerleyin.
Ardından ellerinizle geri geri gelin. Bu hareketi 10-12 kez tekrarlayın. Hareketi biraz zorlaştırmak isterseniz, tek bacağınızı havaya kaldırarak ellerinizn üzerinde ileri ve geri yürüyebilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

PET ŞİŞEDEKİ TURŞULARI KULLANMAYIN.. DUYUNCA BİR DAHA ASLA YAPMAYACAKSINIZ

PET ŞİŞEDEKİ TURŞULARI KULLANMAYIN.. DUYUNCA BİR DAHA ASLA YAPMAYACAKSINIZ
Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral açıkladı. Pet şişelere kurulmuş turşularınızı kullanmadan atın! Oğuz Özyaral “Pet şişeler tek kullanımlık ürünlerdir, geri kullanıma uygun değildir. İçerisindeki su tüketildikten sonra hiçbir şekilde gıda amaçlı saklama kabı olarak kullanılmamalı, geri dönüşüme gönderilmelidir. Eğer bu kapların içine turşu kurduysanız, bunları tüketmeden hemen atın” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Oğuz Özyaral, pet şişelere kurulmuş turşular konusunda vatandaşları uyardı. Asit ve tuz karışımının pet şişenin içindeki kimyasalı turşuya karıştırdığını vurgulayan Özyaral, "Lezzetli görünen turşu, kimyasal ve kanserojen deposuna döner. Kışın sofralarımızın önemli bir yiyeceği olan turşuları ister kendiniz yapın, ister çarşıdan ya da köy pazarlarından alın, dikkat edilmesi gereken iki önemli unsur vardır. İlki nasıl bir kabın içinde olduğu ve hangi malzemeden yapıldığı, ikincisi ise kullanılan malzemenin tazeliğidir. Turşuların içinde bulunduğu kaplar asla daha önce kullanılmış pet şişeler olmamalıdır. Bu iki ayrı sağlık sorununa yol açar. Birincisi hijyenik açıdan tamamen sağlıksızdır. Daha önce kimin, ne şekilde kullandığını bilmediğiniz, birilerinin ağzını değdirdiği bir





şişenin kullanılması söz konusudur. Ayrıca bu şişelerin nereden toplandığı, nasıl mikropsuzlaştırılıp dezentefekte edildiği bilinmemektedir. Bu durum karşısında hijyen standardı düşük bu kaplar hastalıklara kapı açabilir. Gelelim diğer büyük soruna: İçerisinde limon, sirke, tuz, sarımsak vb ürünler ihtiva eden karışım, pet şişenin kendi içeriğini en kısa zamanda çözündürerek turşuya karıştıracaktır. Bilindiği üzere pet şişelerin içerisindeki Bis-fenolA (BFA) maddesi gelişim çağındaki gençlerde jinekomasti (özellikle erkek çocuklarında göğüslerin büyümesi) , mestural bozuklar ve hormonal dengesizliklerin tetikleyicisi olabilmektedir. Sağlıklı bir yaşam için turşularınızı pet şişelere koymayın, sokak satıcılarından pet şişe içerisindeki ürünleri almayın” dedi.
Turşunun cam kaplarda ve taze malzemelerle yapılması gerektiğini söyleyen Özyaral, "Eğer turşu yapacağımız sebze küflü ya da çürük olursa zamanla içerisindeki mikroorganizmalar ortama toksin salgılar. Biz bunlara mikotoksin deriz. Böyle bir ürünün tüketilmesi başta kusma, zehirlenme gibi belirtiler gösterebildiği gibi sindirim sisteminde kanser tetikleyicisine de dönüşebilir. Gerek sebzelerin küflü ve çürük olması, gerekse de pet şişelerin içine kurulması ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirir. Turşu kış mevsiminde, içinde barındığı bağışıklık sistemini destekleyen bakteriler açısından sağlıklıdır. Turşunuzu, taze sebzelerle, az tuzlu olarak, cam kaplarda hazırlayın” diye konuştu.
Doç. Dr. Oğuz Özyaral pet şişelerin doğru kullanım alanlarını da söyle sıraladı: “Pet şişleri çöpe atmak yerine yepyeni bir takım ürünler yapmak mümkün. Soğanlı bitkileri yetiştirmek ve filizlendirmek, süs biberi yetiştirmek için saksı niyetine kullanabileceğiniz gibi, içerisine su koyup ters çevirip saksınıza sapladığınızda çiçeğinizin sürekli su emebilmesine yardımcı olabilirsiniz. İçine biraz su koyup kaloriferlerin üzerlerine yerleştirerek odayı nemlendirmek için kullanabilirsiniz. Çeşitli malzemelerle kaplayıp boyayıp kalemlik, peçetelik, tığlık, çiçeklik, bileklik, mini abajur, vazo, dekupajla saksı, sepet gibi ürünler yapmak ve böylelikle değerlendirmek de mümkün olabilir. Eğer bunlara ayıracak vaktiniz yoksa yapmamız gereken tek şey, pet şişeleri ayrıştırıp doğrudan geri dönüşümlerini sağlamaktır.”
Kaynak : www.ajansgunleri.com

SELÜLİTE SON VERMENİN 5 BASİT YOLU ! MEĞER BUNU YAPARSAK... ŞOK OLACAKSINIZ

SELÜLİTE SON VERMENİN 5 BASİT YOLU ! MEĞER BUNU YAPARSAK... ŞOK OLACAKSINIZ
Kadınlar dikkat ! Selülit kabus olmaktan çıkıyor. İşte 5 yöntem... Aslında kışın zorlu bir mevsim olduğu düşünülür. Doğrudur da… Peki yaz, bahar ayları ne kadar zorlar insanı? Herkes kendince bir yanıt verebilir bu soruya elbette. Ancak, biz 'zorlar' diyenlerin sesine kulak verelim. Evet, erkekler çok farkında olmasa da bazen yaz-bahar ayları da bir hayli zorlu başlar kadınlar için. Bir pantolon bir kazak, uzun etekler ve mus çoraplarla kolayca geçiştirebildiğimiz kış aylarının rahatlığı gerilerde kalır. Minisi, bikinisi, mayosu vardır artık, insan neresini saklayacağını şaşırır… Evet, deniz mevsimi başladı mı, çaresizdir kadınlar, kaçarı göçeri yoktur. Bikinilerimizle birlikte aynanın karşısına geçip şöyle arkadan, arkadan selülit kontrolü yaparken buluruz kendimizi. Kışın 'portakal ağacı' gelip yerleşmiştir pürüzsüz tenimize…
Anneannelerimizde var mıydı bilinmez, ama selülit son yıllarda o kadar çok adından söz ettirdi ki, onu tanımamak ya da ondan korkmamak mümkün değil. Yaz aylarına doğru yaklaştıkça kadınları daha çok korkutmaya başlayan, varlığını portakal kabuğu görüntüsüyle ortaya çıkaran selülit, modern çağın bir sonucu olarak kabul ediliyor. Hareketsiz bir yaşam ve fast food gibi alışkanlıklarla başlayan, yağlı yiyecekler, asitli içeceklerle tırmanan selülit oluşumu, bir estetik sorunu gibi görünse de aslında bir 'sağlık sorunu' diyor hekimler… Baldırların arkası görünmüyor sanmayın! Tıp dilinde





'hidrolipodistrofi' denilen selülit, derinin alt tabakasındaki yağ dokusunun, bağ dokuları arasında sıkışmasıyla ortaya çıkıyor. Bu da yağların, özellikle kalça ve üst bacak bölgesinde düzensiz ve biçimsiz toplanmasına neden oluyor ve ortaya görmek istemediğiniz kötü görüntüler çıkıyor. Portakal kabuğu görünümünde sadece yağ hücrelerinin suçu yok, aynı zamanda hızlı kilo kaybı ve zayıf bir bağ dokusu da selülit oluşumuna neden oluyor.
Genç-yaşlı, şişman-zayıf ayırdetmeden kadınların yüzde 80'ini yoklayan selülitin yerleşim alanları çok tipik. Uyluğun üst, dizin ve bileğin iç kısımları, kaba et ve baldırların arkası, üst bacaklar ve üst kollar gibi. Selülite zemin hazırlayan çok fazla faktör var. Ancak en çok üzerinde durulanlar, genetik yatkınlık, hormonların etkisi, dolaşım bozukluğu, beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam. Tedavide krem ve masaj Selülitin yok edilmesinde krem ve masaj en etkili yöntemler arasında yer alıyor. Kullanacağınız antiselülit kremlerin yanı sıra evde kendi kendinize yapacağınız masajlarla selülite savaş açabilirsiniz. Uzmanlar kontrolünde yaptıracağınız tıbbi masajlar da selülit tedavisinde etkili sonuçlar veriyor. Kremler: Evde kullanabileceğiniz anti selülit kremler, deriye hemen nüfuz ederek, doğrudan yağ hücrelerini etkiliyor. Bu kremler selülitlerinizi tamamen yok etmese de azalmasını sağlıyor. Antiselülit kremler sayesinde hem pürüzsüz bir cilde sahip olabilirsiniz, hem de yeni selülitlerin oluşmasını önleyebilirsiniz.
Evde masaj: Kremlerin yanı sıra evde rahatlıkla yapabileceğiniz masajlarla da selilütle mücadele edebilirsiniz. Masaja kalçalarınızdan başlayın ve ellerinizle aşağıya ve yukarıya doğru daireler çizin. Daha sonra derinizi sıkıştırmadan baş ve işaret parmaklarınızın arasına alın ve yoğurur gibi masaj yapın ve bu arada dizlerin iç tarafını unutmayın. Tıbbi masajlar: Selülit tedavisinin en önemli ayaklarından biri de tıbbi masajlar. Çünkü masaj kan ve lenf dolaşımını harekete geçirir ve dokuların taze oksijen ile dolmasını sağlar. Uzmanlar kontrolünde yaptırabileceğiniz bu tedavinin yaygın olarak kullanılan iki yöntemi var: Dolaşım masajları: Kan ve lenfatik dolaşıma yönelik. Bu masaj deri altı kan dolaşımını aktive ederek, dokularınızın canlanmasını sağlıyor.
Lenfatik drenaj masajları: Özellikle lenf dolaşımı üzerinde etkili oluyor. Bu masajın hem elle hem de aletle uygulanan şekilleri var. Her iki masaj sonunda da hücrelere bolca oksijen gidiyor ve toksinlerinizin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor. Selülite dur demek için Kadına özgü bu estetik problemde en büyük nedenlerden biri hormon ve kalıtımsa, üçüncü neden yanlış beslenme ve fazla kilolar. "Fazla kiloyu vermeden selülitle savaşmak boş bir çabadır" diyen Dr. Muzaffer Kuşhan, beslenme yanlışlarıyla tırmanışa geçen selülitle mücadelenin yollarını gösterdi.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

Yıllarca Ağrı Çektiniz Ama Aklınıza Gelmedi... Dereotunun Öyle Bir Faydası Var ki...

Yıllarca Ağrı Çektiniz Ama Aklınıza Gelmedi... Dereotunun Öyle Bir Faydası Var ki...
Hem tohumları hem de yaprakları kullanılabilen dereotu tıbbi yönden vücuda faydalı bazı bileşikleri bünyesinde barındırır. İlaç niyetine kullanılır.
Dereotunun Sağlığımıza Katkıları ve Faydaları:* Safra ve sindirim suyu salgılanmasını sağlar.
Mide ve bağırsak gazlarını önler.* Ağrı ve krampları giderir.
İdrar söktürür. Vücuttaki toksinlerin dışarı atılmasını sağlar.* İştah açar.





Anne sütünü çoğaltır.* Kansere karşı korur
Kıyılmış yapraklarından, tohumlarından yapılan çay sinirlere iyi gelir. Yatıştırıcı özelliği vardır. Uykusuzluğa iyi gelir. Uyku sorunu olanlar için faydalıdır.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

BEYAZ SAÇA BU YÖNTEM İLE SON VERİN.. MEĞER ÇOK KOLAYMIŞ ! BAKIN NASIL YAPILIYOR ?

BEYAZ SAÇA BU YÖNTEM İLE SON VERİN.. MEĞER ÇOK KOLAYMIŞ ! BAKIN NASIL YAPILIYOR ?
Saç Beyazlamasını Önlemek İçin Ev Yapımı Bitkisel 4 Formül – 5 adet patatesi alın ve kabuklarını soyun. Kabuklarını bir kabın içine yerleştirin.
Bir tencere içine 2 fincan soğuk su ile kabukları ekleyin. Kaynaması için kısık ateşte bekletin ve kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra altını kapayın. – Tencerenin tamamen soğumasını bekleyin.





Tamamen soğuduktan sonra suyunu saklamak için alın.
Patates suyunun içine aroma vermesi için sandalağacı yağı ekleyin ve bir kap içinde ağzı sıkıca kapalı olarak bekletin.
Bu karışımı saçınızı yıkadıktan sonra uygulayabilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

BU KARIŞIM İLE 1 HAFTADA İNCELECEKSİNİZ DENEYENLER GÖZLERİNE İNANAMIYOR..

BU KARIŞIM İLE 1 HAFTADA İNCELECEKSİNİZ DENEYENLER GÖZLERİNE İNANAMIYOR.. MEĞER HERKESİN EVİNDE VARMIŞ
ZERDEÇAL: Hafıza güçlendirmeye karşı çok etkili bir baharattır. Ayrıca hazmı kolaylaştırarak vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı olur. ZENCEFİL: Yağ yakan baharat olarak bilinir. Zayıflamaya yardımcıdır. Göbek yağlarını eritir. Etkili şekilde kilo verdirir. TARÇIN: Zencefil gibi zayıflamaya yardımcı bir baharattır. Kilo verme amaçlı onlarca kullanım şekli bulunur. YOĞURT: Yoğurt çok iyi protein kaynağıdır, ayrıca et gibi diğer protein kaynaklarına kıyasla kalorisi çok azdır. Yani bir tabak yoğurt yediğiniz öğünün ardından diğer öğüne kadar her hangi bir açlık veya mide kazıntısı hissetmezsiniz. Yani TOK tutar.
ALTIN YOĞURT KÜRÜ ile ZAYIFLAMA İKSİRİ Tek yapmanız gereken yağsız yoğurt, zencefil, zerdeçal, tarçın ve arzuya göre zeytinyağını belirtilen ölçülerde karıştırarak tüketmeniz.
Zerdeçallı Yağsız Yoğurt Karışımı için Gerekli Malzemeler:yogurt-zencefil-zerdecal-kuru-karisimi 4-5 yemek kaşığı yağsız yoğurt 1 çay kaşığı toz tarçın 1 çay kaşığı zeytinyağı 1 çay kaşığı zerdeçal tozu 1 çay kaşığı zencefil tozu (Not: Tarçın ve zeytinyağı isteğe göre eklenmeyebilir. Ancak zencefil ile zerdeçal mutlaka olmalıdır.) Zayıflatan İksirin Nasıl Yapılır – Uygulanışı:





YAPILIŞI: 4-5 yemek kaşığı yağsız yoğurdu bir kaseye koyuyoruz ve içine malzemelerin tamamını ekleyip karıştırıyoruz. Hazırladığımız bu yoğurt kürünü sabah, öğlen ve akşam yemeklerden 1-2 saat önce aç karnına tüketiyoruz. Yoğurtla zayıflamak hem lezzetli hemde sağlıklı. Ayrıca yoğurdun tok tutma özelliği de var. Bunlarla birlikte yoğurt ileri ki yaşlarda karşılaşabileceğimiz kemik erimesi, diş kaybı ve bağırsak kanseri gibi hastalıkların oluşmasının önüne geçiyor.
encefil Zerdeçal Yoğurt Karışımının Zararları? Normal şartlarda bu kürün her hangi bir zararı yoktur. Ancak; Yapacağınız bu zayıflama kürünün içerisinde bulunan malzemelere karşı her hangi bir alerjiniz bulunuyorsa veya ilgili hastalığı olanlar ile yan etki yaşayanların yapması önerilmez. Bu kişiler için zararları olabilir. Ayrıca yan etki durumunda mutlaka hekiminize danışınız. Bunun haricinde emziren annelere veya hamilelere zayıflama kürlerimizi önermiyoruz. Daha fazla bilgi için aşağıda zerdeçal zencefil kürü ile zayıflayanların yorumlarına göz atabilirsiniz. Zerdeçallı zencefilli yoğurt karışımı yapanlar Siz değerli okurlarımıza özel hazırladığımız zerdeçal zencefil yoğurt kürünü uygulayanlar ve bu şekilde zayıflayan değerli Bilgi Doktoru okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz. Ayrıca aklınızı takılan sorularınız varsa lütfen sormaktan çekinmeyin. Sizlerin sorularını cevaplamaktan memnuniyet duyacağız. Sağlıcakla kalın… Bu kürü yapanların olumlu veya olumsuz düşüncelerini – tecrübelerini yorum yaparak bizlerle paylaşmasını isteriz. NOT: Bu kürü her öğün için ayrı ayrı hazırlayarak yiyeceksiniz. Yani yukarıdaki tarifi 3’e bölmeyeceksiniz. Ayrıca bu kürü haftada 2 gün uygulamalısınız. Yani 3-4 gün ara vererek uygulayabilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

SARKIK KOLLARA SON EĞER BUNLARI YAPARSANIZ BU DERTTEN KURTULURSUNUZ

SARKIK KOLLARA SON EĞER BUNLARI YAPARSANIZ BU DERTTEN KURTULURSUNUZ
1-Şınav Ağırlık kaldırmadığınız sürece kol kasları zayıflamak eğilimindedir. Yakınlardaki marketten sürekli torbaları taşımıyorsanız veya bir bebeğiniz yoksa, onu sürekli taşımıyorsanız, muhtemelen kollarınız sarkmaya eğilimli olacaktır. İşe şınav çekerek başlayın. Özellikle kadınlarda bu zorlanılan bir harekettir ancak yavaş başlayın, zamanla sayıyı arttırın.
Kollarınızı omuz genişliğinde açın, daha fazla veya dar açmayın. Bu harika egzersiz kollarınızı sıkılaştırmada size yardımcı olacaktır.
Kolları bükün Kolları bükün başlığını görünce panik olmayın, kollarınızı kıracak gibi büktürmeyeceğiz. Ancak bu egzersizin faydalı olması için olabildiğince çevirmelisiniz. İlk yaptığınız günlerde kaslarınız ağrıyabilir ama bu normaldir, zamanla geçer. Dik durun ve kollarınızı birine





sarılacakmış gibi geniş açın. Avuç içleri tavana baksın. Şimdi kollarınızı bükebildiğiniz kadar avuç içleri ters tarafa bakacak kadar çevirin. Bu egzersizi gün içinde sık sık tekrarlayın.
4- Makas hareketi Kol yağlarını hızlı kaybetmenin en iyi yollarından biri de makas hareketidir. Dik durun ve omuzlarınızı düz olarak öne doğru uzatın. Tıpkı bir makas gibi sağ ve sol kolu üstü üste getirerek sırayla hareket ettirin. Önce sol kolu yukarı, sonra sağ kolu yukarı, bu sırayla 20 kez tekrarlayın. Kol yağlarını eritmek ve form vermek hiç kolay değildir.
Sadece diyetle kilo verseniz bile, kollarınızdaki sarkmaları engellemek için bu egzersizleri uygulayın. Her gün 10-15 dakika bu egzersizleri yaparsanız, ne kadar hızla değişim yaşayacağınıza siz de şaşacaksınız.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

SİVİLCELER İÇİN MUZ MASKESİ ! BİR GECEDE ETKİSİNİ GÖRECEKSİNİZ

SİVİLCELER İÇİN MUZ MASKESİ ! BİR GECEDE ETKİSİNİ GÖRECEKSİNİZ
Muz maskesi sivilceye nasıl iyi gelir ? Çoğunlukla lezzetli yiyecekler aynı zamanda zararlılar sınıfındadır. Çikolata, patates kızartması, baklava gibi yiyecekleri fazla tüketmememiz tavsiye edilir. Öte yandan kerevizin faydalarını saymakla bitiremezler. Muz ise bu konuda bir istisnadır. Bu lezzetli meyve A, B, C ve E vitaminlerinin yanında potasyum, çinko, demir ve magnezyum mineralleri içerir. Muz yiyerek tüm bu mineral ve vitaminlerden faydalanabileceğimiz gibi muzu cilt maskesi olarak kullanıp hem cilt sağlığımıza hem sivilcelerle mücadelemize katkı sağlayabiliriz. Muzun maske olarak kullanıldığında cildimize birçok olumlu etkisi vardır. En önemlilerini aşağıdaki gibi sıralayalım
Muz cildimizi için mükemmel bir nemlendiricidir. Muzdaki potasyum suyun ciltte kalmasını ve nemin korunmasını sağlar, ph dengesini düzenler. Bu sebeple muz maskesi kuru veya tahriş olmuş ciltler için birebirdir. İçindeki meyve asitleri ve antioksidan maddeler soyucu etki yaparlar. Bu şekilde ciltteki ölü derilerin atılmasını ve gözeneklerin açılmasını sağlayarak sivilce oluşumunu engeller. Bunun başka bir olumlu sonucu da cildimizde rahatlama ve ferahlık hissi oluşmasıdır. Bu soyucu etki sebebi ile muz ve muz kabukları peeling için de tercih edilir. Sivilce tedavisi konusunda çok önemli bir yeri olan A vitamini muzda bolca bulunur. Bu vitamin hücre yenilenmesini hızlandırır, kolajen üretimini tetikler ve tahriş olmuş bölgeleri tamir ederken, cildin koruma duvarını da güçlendirir.Bu özelliği ile hem sivilceleri, hem ciltteki küçük izleri tedavide etkilidir.





Muz maskesi cilde canlılık kazandırır. Bunun sebebi muzun içerdiği C Vitamininin cildin doğal parlaklığını korumaya yardımcı olmasıdır. Aynı zamanda muzdaki potasyumun kan dolaşımını hızlandırıcı etkisi vardır. Bu şekilde cilt canlanırken, göz altındaki torbalar ve koyu renkli halkalar azalmaya başlar. Muz, antibakteriyel özelliği sebebi ile sivilce içerisinde bulunan bakterileri azaltarak kızarık ve şiş sivilceleri kurutmak için faydalıdır. Bonus :) Muz maskesi tüm bu özelliklerin yanında içerdiği B ve E vitaminleri sebebi ile yaşlanmayı önleyici (anti aging) ve kırışıklık giderici olarak da sıklıkla kullanılır
Sivilce Maskesi tarifi Malzemeler 1 muz (tabi ki) – Tercihen olgunlaşmış (sarı) ama şekerlenmemiş 2 yemek kaşığı bal – Bal antibakteriyel özelliğinin yanında, maske içerisinde kullanıldığında cildin temizlenmesine yardımcı olur. 1 limon veya portakal – Sitrik asit içeriği ile gözenekleri tıkayan kümelerin çözülmesine yardımcı olur. **NOT: Eğer maske içeriğindeki herhangi bir malzemeye karşı alerjiniz varsa bu maskeyi kullanmamanızı tavsiye ederiz. Hazırlanışı Muzu soyduktan sonra bir kase içerisinde püre haline gelene kadar çatalla eziyoruz. Sonrasında iki kaşık balı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Zaten bir maske kıvamına gelecektir. Daha sonra biraz limon suyu veya portakal suyu ekliyoruz. Birkaç damla yeterli olacaktır. Not: Bunları ekleyip eklememek tercihe bağlı. İçeriğindeki meyve asitleri güçlü olduğu için hassas ve kuru ciltlerde tahrişe sebep olabilir.
Muz ve Sivilceler Muz maskesi sivilceye nasıl iyi gelir ? Çoğunlukla lezzetli yiyecekler aynı zamanda zararlılar sınıfındadır. Çikolata, patates kızartması, baklava gibi yiyecekleri fazla tüketmememiz tavsiye edilir. Öte yandan kerevizin faydalarını saymakla bitiremezler. Muz ise bu konuda bir istisnadır. Bu lezzetli meyve A, B, C ve E vitaminlerinin yanında potasyum, çinko, demir ve magnezyum mineralleri içerir. Muz yiyerek tüm bu mineral ve vitaminlerden faydalanabileceğimiz gibi muzu cilt maskesi olarak kullanıp hem cilt sağlığımıza hem sivilcelerle mücadelemize katkı sağlayabiliriz. Muzun maske olarak kullanıldığında cildimize birçok olumlu etkisi vardır. En önemlilerini aşağıdaki gibi sıralayalım Muz cildimizi için mükemmel bir nemlendiricidir. Muzdaki potasyum suyun ciltte kalmasını ve nemin korunmasını sağlar, ph dengesini düzenler. Bu sebeple muz maskesi kuru veya tahriş olmuş ciltler için birebirdir. İçindeki meyve asitleri ve antioksidan maddeler soyucu etki yaparlar. Bu şekilde ciltteki ölü derilerin atılmasını ve gözeneklerin açılmasını sağlayarak sivilce oluşumunu engeller. Bunun başka bir olumlu sonucu da cildimizde rahatlama ve ferahlık hissi oluşmasıdır. Bu soyucu etki sebebi ile muz ve muz kabukları peeling için de tercih edilir. Sivilce tedavisi konusunda çok önemli bir yeri olan A vitamini muzda bolca bulunur. Bu vitamin hücre yenilenmesini hızlandırır, kolajen üretimini tetikler ve tahriş olmuş bölgeleri tamir ederken, cildin koruma duvarını da güçlendirir.Bu özelliği ile hem sivilceleri, hem ciltteki küçük izleri tedavide etkilidir. Muz maskesi cilde canlılık kazandırır. Bunun sebebi muzun içerdiği C Vitamininin cildin doğal parlaklığını korumaya yardımcı olmasıdır. Aynı zamanda muzdaki potasyumun kan dolaşımını hızlandırıcı etkisi vardır. Bu şekilde cilt canlanırken, göz altındaki torbalar ve koyu renkli halkalar azalmaya başlar. Muz, antibakteriyel özelliği sebebi ile sivilce içerisinde bulunan bakterileri azaltarak kızarık ve şiş sivilceleri kurutmak için faydalıdır. Bonus :) Muz maskesi tüm bu özelliklerin yanında içerdiği B ve E vitaminleri sebebi ile yaşlanmayı önleyici (anti aging) ve kırışıklık giderici olarak da sıklıkla kullanılır Sivilce Maskesi tarifi Malzemeler 1 muz (tabi ki) – Tercihen olgunlaşmış (sarı) ama şekerlenmemiş 2 yemek kaşığı bal – Bal antibakteriyel özelliğinin yanında, maske içerisinde kullanıldığında cildin temizlenmesine yardımcı olur. 1 limon veya portakal – Sitrik asit içeriği ile gözenekleri tıkayan kümelerin çözülmesine yardımcı olur. **NOT: Eğer maske içeriğindeki herhangi bir malzemeye karşı alerjiniz varsa bu maskeyi kullanmamanızı tavsiye ederiz. Hazırlanışı Muzu soyduktan sonra bir kase içerisinde püre haline gelene kadar çatalla eziyoruz. Sonrasında iki kaşık balı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Zaten bir maske kıvamına gelecektir. Daha sonra biraz limon suyu veya portakal suyu ekliyoruz. Birkaç damla yeterli olacaktır. Not: Bunları ekleyip eklememek tercihe bağlı. İçeriğindeki meyve asitleri güçlü olduğu için hassas ve kuru ciltlerde tahrişe sebep olabilir. Kullanılışı Cildimizi bol su ile temizliyoruz. Maskeyi herhangi bir makyaj malzemesi veya krem, jel vs. üzerine uygulamıyoruz Karışımı tüm yüzümüzü kaplayana kadar sürüyoruz ve 15 dakika kadar bekliyoruz. Sonrasında ılık su ile maskeyi temizledikten sonra yumuşak bir havlu ile fazla ovalamadan kuruluyoruz. Muz maskesi tarifimizi faydalı buldunuz mu ? Daha önce denemiş miydiniz ? Yorumlarınızı bekliyoruz. Bu arada diğer maske tariflerine de göz atmanızı tavsiye ederiz :)
Kaynak : www.ajansgunleri.com

MEĞER HANGİ HASTALIKLARIN HABERCİSİYMİŞ!!!

MEĞER HASTALIKLARIN HABERCİSİYMİŞ!!!
Diğer adı "aftöz ülser" olan aft, ağız içinde görülen ağrılı ülserdir. Klasik aft yarası, ağız içindeki mukoza tabakası üstünde, kırmızı oval sınırlı yaralar halinde görülür. kadınların erkeklere oranla bu yaralara daha yatkın olduğunu gösteriyor. Aft genellikle; yanak ısırma, dudak yeme veya darbe sonucu ağız içinde oluşan açık yaralar...
baharat, çikolata, kahve gibi çeşitli gıdalara karşı hassasiyet, bazı vitamin ve mineral eksiklikleri, hormon dalgalanmaları, bazı diş macunları ve gargara suları nedeniyle oluşmakla birlikte bunlardan farklı bir nedenden dolayı da görülebilir.
Aft, kadınlar dışında en çok ergenlikte ve ergenliği takip eden 4-5 senelik süreçte görülmektedir. Yaş ilerledikçe (normal sağlık koşullarında) yaralar daha az görülmeye başlar.
Bulaşıcı olmayan aft nedenleri arasında pek çok farklı sorun, kalıtımsal özellikler ve çevre koşulları gösterilse de bu yaraların tam olarak nedeni bilinmemektedir.Kaynak: Birçok hastalığa gebe...
Yukarıda sayılan nedenlere ek olarak kaygı ve stres gibi duygu durumları, bazı ilaçlar (ağrı kesiciler, beta blokerler…) ağız içinde çeşitli bölgelerde ülser benzeri yaralara neden olabilir.





AFTIN DİĞER NEDENLERİ...Helicobacter Pylori: Bazı araştırmalar, peptik ülsere (mide ülseri) neden olan "helicobacter pylori" bakterisini, ağız içinde oluşan yaraların nedenleri arasında göstermektedir.
Ülseratif Kolit: Kolon ve rektumun iç çeperinde ülserlere ve tahrişe neden olan "ülseratif kolit" ile kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığı olan "Crohn hastalığı" tekrar eden aftlara neden olabilir. Çölyak Hastalığı: Glüten intoleransı nedeniyle bağırsaklarda sorunlara yol açan çöyak hastalığı bazı vitamin ve minerallerin vücut tarafından emilmesine engel olarak aft yaralarına yol açabilir.Behçet Hastalığı: Göz iltihabı, genital bölgede oluşan yaralar ve aftlar Behçet hastalığının karakteristik belirtileri arasındadır. Zayıf Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık sisteminin zayıflatan hastalıklar ve enfeksiyonlar ağız içinde yaralara neden olabilir.
Ağız Bakım Ürünleri: Sodyum lauril sülfat içeren diş macunu ve gargara sularının aft oluşumu riskini arttırdığı bilinmektedir. Bu ürünleri satın alırken ambalaj üzerindeki içindekiler bölümüne bakarak "sodium lauryl sulfate" içerip içermediğini öğrenebilirsiniz
Kaynak : www.ajansgunleri.com

Elde Açma Göçmen Böreği

Elde Açma Göçmen Böreği
Mazemeler;
-5 su bardağı un -250 gr tereyaği -Bir yemek kaşığı tuz
-Aldığı kadar su
-İki demet pazı
-Bir baş sogan
Kıyma soğanı kavurmak için
yarım çay bardağı sıvı yağ
Yapılışı;
İlk önce unumuzu derin bir kaba alalım.
Ortasını havuz şeklinde acalım.
Suyumuzu tuzumuzu ilave edelim.
Yumuşacık bir hamur elde edelim.
Çok iyi yoğuralım.
Hamur Yarım saat dinlensin
Hamuru 22 bezeye ayırın 11 tanesi altı
İçin, 11 tanesi üzeri için olcak.
Tereyağimızı eritelim mandalina büyüklüğünde





bezeler yapalım. Merdaneyle bir tabak büyüklüğünde açın. Her açtığımız yufka nin arasına tereyaği sürelim ve üst üste koyalım
11 bezeyi açıp üst üste koyalım elimizde tepsi büyüklüğünde büyütelim. Korkmayın hamur yağlı olduğu için hemen açılıyor , büyüyor.
Kıymayı bir baş soğanla soteliyoruz.
Boregimizin ortasına seriyoruz
Diğer 11 bezeyide aynı şekilde merdaneyle
acıp yağlayıp üst üste koyuyoruz .
Onuda elimizle büyütüyor pazı lı harcın üzerine seriyoruz böreği kenarlardan altını üzerine alarak çevirerek bürüyoruz son olarak kesip
Üzerine tereyaği sürüyoruz 180 dc fırında 45 dk pişiriyoruz afiyet olsun efendim benim_mutfagimm'a tesekkurler.

Column Left