Column Left

Bizi Takip Edin

12 Ağustos 2019 Pazartesi

Saç Dökülmesini Önleyen Doğal Şampuan Tarifi

Saç Dökülmesini Önleyen Doğal Şampuan Tarifi
Saç dökülmesi genellikle erkeklerle ilişkilendirilir ama aslında kadınlar için gerçekten büyük bir sorun olabilir. İstatistiklere göre, kadınların yüzde 50’si herhangi bir şekilde saç dökülmesi yaşamaktadır. Hem erkekler hem de kadınlar için saç dökülmesi kalıtsal olabilir.
Hormonal dengesizlikler veya değişiklikler, menopoz, stres, kilo kaybı, hamilelik veya troid hastalığı gibi bir hastalık da saç dökülmesine neden olabilir. Neyse ki, saç dökülmesi için basit bir ev yapımı şampuan durumu tamamen tersine çevirebilir. Çoğu erkek saç dökülmesini kabul eder ve saçlarını buna göre şekillendirir veya tamamen tıraş eder. Kadınlar ise saç dökülmesi karşısında daha derinden etkilenebilir. Genel olarak, saç dökülmesinden şikayet edenlerin neredeyse yarısı, dökülen saçlarını yeniden kazanmak için tüm birikimlerini harcayabileceklerini söylüyorlar. Saç Dökülmesini Önleyen Üç Malzemeli Doğal Şampuan Birçok insan saç dökülmesini önlemek için üretilen ürünlere yüzlerce lira harcıyor.
Oysa ki hem sağlığınızı hem de cebinizi tehdit eden kimyasal ürünler yerine, sağlıklı ve bütçe dostu doğal çözümler saç dökülmesi için çok daha iyi etkiler gösterebiliyor. Saç dökülmesi için ev yapımı şampuan, aktardan veya eczaneden satın alabileceğiniz üç malzeme ile kolayca yapılabiliyor. Saç





Dökülmesini Önleyen Şampuan İçin Gerekli Malzemeler:1. Doğal Şampuan Başlamak için pH dengeli iyi bir doğal şampuan satın alın. Genellikle bu şampuan türleri (bebek şampuanları gibi) daha yumuşaktır. Ancak en iyi sonuçları elde etmek için, kimyasal içermeyen, özellikle de sodyum lauryl sülfat (SLS) içermeyen bir şampuan bulmalısınız.
2. Uçucu Yağlar Doğal şampuanı satın aldıktan sonra, birkaç damla limon ve birkaç damla biberiye yağı ekleyin. Uçucu yağlar çok etkili tedavilerdir ve çok farklı sağlık amaçları için kullanılabilirler. Limon Yağı – Limon, genel olarak vücuda detoks yapma, lenf drenajını uyarma, enerjiyi yükseltme, cildi arındırma ve anti-mikrobiyal yetenekleri ile bilinir. Aynı zamanda eşsiz bir enfeksiyon, mantar ve küf önleyici özellikleri de dahil olmak üzere bir dizi güçlü özelliğe sahiptir. Biberiye Yağı – Biberiye yağı harika bir odunsu aromaya sahiptir. Limon gibi inceltici ve saçların beyazlamasını önleyen çeşitli antioksidanlar açısından zengindir. Biberiye yağı, kafa derisinde kan akışını hızlandırarak saç köklerinin büyümesini teşvik eder. Biberiye, hem yağlı hem de kepekli saçlar için kullanılabilen harika bir yağdır. 3. E Vitamini Saç dökülmesini önleyen şampuan yapımı için son malzeme E vitamini’dir. E vitamini kapsüller halinde veya yağ olarak satın alınabilir.



Yağ kullanacaksanız yaklaşık 10 damla ekleyin. Kapsül E vitamini kullanacaksanız, iki kapsülü açın ve şampuana ekleyin. E vitamini yağda çözünen en güçlü antioksidanlardan biridir. Hasarlı saç foliküllerinin onarılmasına, doku korozyonunun önlenmesine ve sağlıklı saç büyümesinin teşvik edilmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. Bu konuda yapılan bir çalışma, E vitamini takviyesi alanların saç büyümesinde yüzde 34’lük bir artış yaşayabileceğini göstermiştir. Erkekler üzerinde yapılan bir başka çalışma ise saç dökülmesini tersine çevirip, saç büyümesini yüzde 42 oranında artırabildiğini göstermiştir. E vitamini saç derisine uygulandığında, saç köklerini güçlendirerek saç büyümesini iyileştirir ve yeni saçların oluşmasını sağlar. E vitamini, genel olarak saç dökülmesini önler, saçları güçlendirir, hacmi arttırır ve saçların erken yaşlarda beyazlamasını önler.



Saç Dökülmesini Önleyen Şampuan Nasıl Kullanılır? 2-3 damla limon yağı, 2-3 damla biberiye yağı ve 2 kapsü E vitaminini şampuana ekleyin. Şampuan şişesinin kapağını kapatın ve şişeyi yavaşça yukarı ve aşağı döndürerek karıştırın. Saç derisine küçük bir miktar uygulayın ve birkaç dakika masaj yapın ve iki dakika bekletin. Daha sonra saçlarınızı durulayın. Saçlarınızı bu şampuanla haftada 3-4 kez yıkayın. Bir ay sonra saç dökülmesinin önlendiğini ve yeni saçların çıkmaya başladığını görmelisiniz. Saç dökülmesini önleyen şampuan, dökülme sona erdikten ve yeni saçlar çıkmaya başladıktan sonra da saç sağlığını korumak için kullanmaya devam edilebilir.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

Kereviz Limon ve Su Karışınca Vücuttaki Tüm Yağları Yakıyor

Kereviz Limon ve Su Karışınca Vücuttaki Tüm Yağları Yakıyor
KEREVİZ + LİMON + SU ile vücuttaki bütün yağları eritin Çoğu kişinin en önemli sorunlarından biri ise fazla kilolardır. Fazla kilolarından kurtulmak isteyenlere özel bu karışım bütün yağları yakmayı sağlıyor. İşte o karışım… Yağ yakan içeceği hazırlamak oldukça basit. Üstelik malzemeler de ulaşılabilir ve maliyetli değil. Bakalım bize neler gerekli
Malzemeler -1 kg limon -400 gram kereviz -2 litre su HAZIRLANIŞI: Kerevizlerin kökünü rendeleyin ve 2 litre suyla karıştırın. Sonrasında 1 adet limonu rendeleyip kerevizli suya koyun. Hazırlanan karışımı 25 dakika kaynatın. Karışımı soğutmak için 6 saat bekletin. Geriye kalan limonun suyunu sıkın. Karışımınız hazır.
NASIL TÜKETİLİR? Gün boyunca yemeklerden önce 1 su bardağı tüketilmeli ve 3 su bardağını geçmemeli. Bir ay boyunca tüketip bir ay mola verin. Karışımı tüketmeden önce her ihtimale karşı doktorunuzdan onay almakta fayda var. Düşük tansiyon probleminiz var ise bu içeceği tüketmeyin…





LİMONUN FAYDALARI NELERDİR? C vitamini, B6 vitamini, A vitamini, E vitamini, folik asit, niyasin, tiyamin, riboflavin, pantotenik asit, bakır, kalsiyum, demir, magnezyum, potasyum, çinko, fosfor ve protein içerir. Diyabeti ve yüksek tansiyonu önler. Kabızlık problemine karşı oldukça etkilidir. Böbrek taşlarının oluşumuna engel olur. Diş etlerini yatıştırır. Limonun kabuğuyla diş etlerinize masaj yapabilirsiniz. Limon suyu soğuk algınlığı ve grip gibi hastalık sorunlarıyla mücadele eder.
KEREVİZİN FAYDALARI NELERDİR? Kan basıncını kontrol altına alır. Vücuttaki sıvı dengesini dengeler. Kalp krizi geçirme riskini azaltır. Afrodizyak özelliği vardır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kadınların regl dönemini düzenler. Karaciğeri korur. Balgam söktürücü özelliği vardır.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

Vücutta Ki İltihabı Söküp Atıyor

Vücutta Ki İltihabı Söküp Atıyor
Ülkemizde bilinirliği pek olmasa da tadına bakanın bayılarak yediği bir lezzet olan deniz börülcesi faydalarıyla da tüketilmesi gereken besinler arasında yer alıyor. Tuzlu suyun bulunduğu deniz ve göl kıyılarında karşımıza çıkan deniz börülcesi, kurşun otu ya da tuz ot olarak da bilinir. Son derece lezzetli bir ot türü olan deniz börülcesi, içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde vücudunuz için adeta ilaç görevi görüyor. İşte kanser hastalığına da derman olan mucizevi besin deniz börülcesinin faydaları...
Kendisi oldukça küçük ve narin olan deniz börülcesi bitkisinin etkileri ise son derece büyük. Adeta vitamin hazinesi olan bu tuzlu bitkinin faydaları şöyle;
Mineral bakımından son derece zengindir. Tuzlu suda yetişir ve bu sayede minerallerin en saf halini içerir





A, B12, C vitamini, sodyum iyot, magnezyum, demir ve bol miktarda lif içerir. İçindeki bu mineral ve vitaminler asırlardır biliniyordu. Şimdilerde ise flavonoid içerdiği ortaya kondu. Önemli bir antioksidan olan flavonoid, kanserle mücadelede önemli bir kaynak.
Metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. Düzenli bir şekilde tüketildiğinde kalıcı zayıflama sağlayabilir.
Guatr rahatsızlığınız var ise, deniz börülcesinde bulunan iyot size çok iyi gelebilir. Ancak bunun için öncesinde doktorunuzdan onay almanız gerekmektedir. Troid hormonlarının dengesizliğini düzeltebilir.
İyi bir C vitamini kaynağıdır.
İdrar sökücü etkisi sayesinde vücuttan ödem atılmasını sağlar. İtihaplanmanın önüne geçer ve idrara düzenli bir şekilde çıkmaya yardımcı olur.
Zengin bir betain kaynağıdır. Bu madde, çocukluk çağı metabolik bozukluklardan olan homosistinüri tedavisinde kullanılır. Ispanakta %0,55 oranında bulunurken, bu oran 1 kilo deniz börülcesinde %5'tir. Ispanak sevmeyen çocuklara alternatif ve hatta bu konuda çok daha kıymetli olan deniz börülcesini yedirebilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

İŞTE BU SEBEPLER RAHİMDE KİST OLUŞMASINA SEBEP OLUYOR.. BAKIN NELERMİŞ ??

İŞTE BU SEBEPLER RAHİMDE KİST OLUŞMASINA SEBEP OLUYOR.. BAKIN NELERMİŞ ??
Rahim kistleri, kanserojen olmayan ve rahmin içinde, dışında ya da rahim duvarında gelişen, tümör büyümelerinden oluşmaktadır. Rahim kistlerinin oluşumu, normal rahim kas hücrelerinin anormal şekilde büyümesi ile başlamaktadır. İyi huylu tümör formunda şekillenen rahim kistleri genellikle zararsızdır. Özellikle 30’lu ve 40’lı yaşlardaki kadınların birçoğunda gözlenen ve çoğunlukla küçük bir şekilde meydana gelen rahim kistleri, genellikle herhangi bir problem oluşmasına sebep olmamaktadır. Rahim kisti oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. Hatta birçok kadın kendisinde rahim kisti olduğunun farkında dahi olmayabilir. Gerçekte birçok kadın hayatının bir döneminde rahim kisti sorunu yaşamaktadır.
Özellikle iki hormon yani östrojen ve progesteron hormonları, iki menstrual dönem sırasında, rahim duvarlarının gelişimini ayarlamaktadır. Bu süreç aslında, rahmin gebeliğe hazırlık sürecidir. Bundan dolayı, özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda bu hormonların yüksek düzeylere ulaşması, rahim kisti oluşmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, östrojen ve progesteron hormonlarının miktarında yaşanan artış, kist büyümesini etkilemektedir. Kadınların menopoz dönemine girmesi ile birlikte, bu





hormonların düzeyinde azalma yaşanır ve eğer rahim kisti var ise, bu kist de küçülmeye ve yok olmaya başlar. Bundan dolayı rahim kisti genellikle 30 ve 40’lı yaşlarda oluşurken, 50’li yaşlarda ve sonrasında ise, küçülmeye ve kendiliğinden yok olmaya başlamaktadır.
Rahim kisti oluşumunda etnik köken önemli ölçüde etkilidir. Buna göre, Afrikan-Amerikan kadınlar, beyaz ırklı kadınlara göre 3 kat daha fazla rahim kisti riskine sahiptir. Aynı zamanda, Afrikan-Amerikan kadınlar, rahim kisti semptomlarını daha şiddetli şekilde yaşayabilmektedir.
Eğer bir kadının annesinde ya da kız kardeşlerinde rahim kisti problemi var ise, büyük ihtimal ile o kadında da rahim kisti oluşması riski bulunmaktadır. Çünkü birçok rahim kisti, genlere bağlı olarak değişiklikler içermektedir.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

Alzheimer Hastası olmamak için bu alışkanları terk etmelisiniz.

Alzheimer Hastası olmamak için bu alışkanları terk etmelisiniz.
Amerikan Alzheimer Derneği, 5 milyondan fazla Amerikan’ın Alzheimer hastası olduğunu ifade ediyor. İlaçlar hastalığın belirtilerini azaltırken, Alzheimer için kesin bir tedavi yöntemi hala bulunamadı. Demansa yakalanmak istemiyorsanız derhal terketmeniz gereken 9 alışkanlık:
1- Sigarayı bırakın Sigara içmek vücudunuz çeşitli bölgelerine zarar verir ve beyin de bunlardan biridir. Sigara içenlerin, içmeyenlere oranla Alzheimer’a yakalanma riski %45 daha fazla. İşte sigarayı bırakmanız için iyi bir neden.
2- Daha fazla B12 vitamini alın B vitamini sizi demanstan korur. Finlandiya’da yapılan bir araştırmaya göre B12 vitaminini ne kadar çok alırsanız, Alzheimer’a yakalanma riskiniz o kadar düşüyormuş. Genelde yaşlılarda B12 vitamini eksikliği görülmekte. B12 vitamini yumurtada, ette, balıkta ve deniz mahsullerinde bolca bulunmakta.
3- Daha aktif olun Düzenli olarak spor yapın. Hem kalbiniz düzenli atacaktır hem de kan dolaşımınız sağlıklı bir şekilde gerçekleşecektir. Tansiyonunuza dikkat etmenizde de fayda var. Orta yaşlıysanız ve kolesterolünüz yüksekse, Finlilerin yaptığı araştırmaya göre demansa yakalanma riskiniz çok fazla.





4- Daha fazla D vitamini alın D vitamini eksikliği Alzheimer’a neden olmakta. ABD’de yapılan bir araştırmada D vitamini eksikliğinin Alzheimer’a yakalanma riskini 5 arttırdığı görüldü. Araştırmacı Miia Kivipelto, SVT’ye “D vitamini alımı Alzheimer’a yakalanmamak için önemli faktörlerden” dedi. Olabildiğince güneş ışığı almaya çalışın. Güneşin fazla olmadığı yerlerde yaşıyorsanız D vitamini takviyesi alın.
5- Kahve için Kahve içiyor musunuz? Çoğu kişi bilmese de kahve beyninizi korumakta. Kahve bolca magnezyum içerir ve güçlü bir antioksidandır. Alzheimer’a yakalanma riskinizi %50 azaltır. İtalya’da yapılan bir araştırma günde bir bardak kahve içmenin Alzheimer’ı önlediğini savunuyor.
6- Başınızı koruyun Başınızı çok sert bir yere çarparsanız demansa yakalanma riskiniz var. ABD’de yapılan bir araştırmada travmatik beyin yaralanmasının, Alzheimer’a yol açtığı görüldü. Motor sürüyorsanız kask takmayı ihmal etmeyin. 7- Alkol tüketiminizi azaltın Fazla alkol tüketimi demans riskini arttırıyor. Günde bir kadeh şarap içmenin Alzheimer’ı önlediğine dair araştırmalar olsa da fazla alkol tüketiminin Alzheimer’a neden olduğu bir gerçek.
8- Beyin egzersizleri yapın Beyninize tıpkı kaslarınıza davrandığınız gibi davranmalısınız. Bunun için de en bilinen yöntemler bulmaca çözmek ve puzzle. Yeni şeyler öğrenmekten çekinmeyin. Yeni şeyler öğrenirken beyniniz ekstra efor sarfeder ve bu da sizin için sağlıklıdır. 9- İyi dinlenin Araştırmacılar stresle demans arasında bir bağlantı olduğuna inanıyorlar. Stres kişiden kişiye değişebilen bir ölçüye sahip. Bu nedenle Alzheimer’ı gelişimini nasıl etkilediğine dair araştırmalar sürüyor. Yine uyku beyin için çok önemlidir. Yeterince uyumamak demansa yol açmaktadır. İsveç’te yapılan bir araştırmada uyku sorunu olan erkeklerin demansa yakalanma risklerinin bir hayli fazla olduğunu kanıtladı. Sağlıklı günler...
Kaynak : www.ajansgunleri.com

Metabolizmayı Hızlandıran Çay Tarifleri

Metabolizmayı Hızlandıran Çay Tarifleri
Günümüzde zamanı iyi değerlendirmeye çalışmak oldukça zorlaştı. Zayıflama ve düzene girmek için yapılan egzersize yoğun tempodan dolayı insanlar vakit bulamıyor. Metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olmak için ise birçok içecek tarifi mevcut. Metabolizmayı hızlandıran çaylar sayesinde daha fazla kalori yakımı sağlanıyor ve egzersizlere destek olunuyor. En çok duyulan çaylardan bazıları; yeşil, tarçın, zencefil ve mate çayı.
Yeşil Çay yağ yakımı sağladığı en çok bilinen çaylardan biridir. İçeriğindeki antioksidanlar ve kafein metabolizmayı hızlandırır. İştahı azaltan özelliği ile de bilinir. Yeşil çayları yaparken taze bitki ve otlar seçilmelidir. Bir çay kaşığı yeşil çay yaprağını ve köklerini bir bardak sıcak suya koyup 5 ila 10 dakika arası demleyerek hazırlayabilirsiniz.
Beyaz çay da yeşil çay gibi metabolizmayı hızlandırmaya yarayan aynı antioksidanı içerir. Aynı şekilde yeşil çay gibi demleyip bal ile tatlandırarak içilebilir.





Zencefil çayı kan dolaşımını arttırıp vücut ısısını arttırıyor ve bağırsakların çalışmasını da düzenleyerek metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı oluyor. Kabuklarını soyduğunuz zencefilleri lifleri hizasında ince dilimler halinde kesin. Bir bardak için dört ya da beş dilim zencefil koyun ve kaynadıktan sonra 10-15 dakika dinlenmeye bırakın.
Tarçın çayı da zencefil çayı gibi vücut ısısını yükseltip yağ yakarak metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur. Tarçın ve zencefili karıştırarak yumuşak içimli bir hale getirebilirsiniz.
Çubuk tarçını kaynattığınız suyun içine koyarak 10 dakika kadar demleyip içebilir, üzerine süt ve bal ilave edebilirsiniz. Mate çayı hazırlarken aromalı bir tat için greyfurt dilimlerini kuru mate yapraklarıyla beş dakika demleyip içebilirsiniz.
Ek olarak, lavanta ve adaçayını karıştırarak hem rahatlatan hem de metabolizmanızı hızlandıran çaylar hazırlayabilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

15 DAKİKADA DOĞAL KÜR İLE TÜYLERİNİZ YOK OLACAK DENEYİNCE İNANAMAYACAKSINIZ

15 DAKİKADA DOĞAL KÜR İLE TÜYLERİNİZ YOK OLACAK DENEYİNCE İNANAMAYACAKSINIZ
Biz kadınların en can sıkıcı sorunlarından olan istenmeyen tüylere evde hazırlanabilen doğal ve zararsız tüy dökücü krem ile artık vücudunuzdaki istenmeyen tüyler size sorun olmaktan çıkacaktır.
Özellikle yüzde kollarda ve bacaklarda, vücudunuzun görünen bölgelerinde istenmeyen tüylerden kurtulmak için bu karışımı yapmanız yeterli olacaktır. İşte gerekli malzemeler: 2 yemek kaşığı bal 1 çorba kaşığı yulaf ezmesi 2 yemek kaşığı limon suyu






Maskeyi hazırlamak için yapmanız gerekenler: Bütün malzemeleri bir kapta karıştırın ve istenmeyen tüylerin olduğu bölgeye ovarak sürün.



Karışımı 15 dakika bekletin, sonra ılık su ile yıkayın. Daha sonra ise yüz kremi sürün. Bu işlemi haftada 2-3 kez tekrarlayın. Bir ay sonunda istenmeyen tüyler çıkmamak üzere kaybolacaklar.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

TUZ SİRKE VE SU ! BU ÜÇLÜYÜ KARIŞTIRIP EVİNİZİN BİR KÖŞESİNE KOYUN BAKIN NELER OLACAK...

TUZ SİRKE VE SU ! BU ÜÇLÜYÜ KARIŞTIRIP EVİNİZİN BİR KÖŞESİNE KOYUN BAKIN NELER OLACAK...
Evinizin her yerinde Tuz (kaya tuzu tavsiyemizdir, kaya tuzu ile ilgili ayrıntılı bilgi için Kaya Tuzu Faydaları – Çankırı Tuz Lambası), Organik Sirke ve Su Bardağı Su koyun. 24 saat sonra çok etkisine şaşıracaksınız! Negatif enerjinin gücünün ailenin sağlığı için zararlı olabileceğini biliyor muydunuz? Bunu bilmiyor olabilirsiniz.. negatif enerji, üzüntü, öfke gibi duygularının ortaya çıkmasına neden olur, bu da eviniz her yerinde, çevresindeki ruh halinizi olumsuz etkileyerek yayılabilir.
Neyse ki bu yöntemle, evinizdeki pozitif enerjiyi büyük ölçüde artırabilir ve tüm negatif enerjiyi basit bir numara ile sürükleyebilirsiniz.
Bunu gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğunuz tek şey şu doğal ve basit maddelerdir: * Tuz – bir çimdik * Temiz su – 2 yemek kaşığı * Beyaz sirke – 1 çorba kaşığı * Şeffaf cam fincan.





Nasıl Yapılır? Cam bardağa su, tuz ve sirkeyi ekleyin. Bu şeffaf cam bardağı siz ve ailenizin çok fazla zaman geçirdikleri bir yerde bırakın; örneğin oturma odanızın bir köşesine bırakabilirsiniz. Orada 24 saat boyunca cam bardaki tuzun reaksiyonunu gözlemlemelisiniz. Tuzun suyun üstüne yükselebileceğini gözlemleyebilirsiniz. 24 saat sonra bardağı durulayın ve aynı şekilde tekrarlayın. Gözlemeye devam edin; tuz suyun üzerinde yükselmeye son verdikten sonra evinizin pozitif enerji ile dolmuş demektir. Bu yöntemi evinizin farklı bölümlerinde de mutlaka deneyin. SAĞLICAKLA KALINIZ. SEVDİKLERİNİZLE PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN..
Kaynak : www.ajansgunleri.com

BU ÇAY BAŞKA ÇAY ! İŞTE BİR ÇOK HASTALIĞA ÇARE OLACAK DOĞAL ÇAY TARİFİ...

BU ÇAY BAŞKA ÇAY ! İŞTE BİR ÇOK HASTALIĞA ÇARE OLACAK DOĞAL ÇAY TARİFİ...
Kekik, antik çağlardan beri kullanılmakta olan, çok güçlü sağlığa yararları olan önemli bir tıbbi bitkidir.
Kekik akciğer sağlığı için çok gerekli şifalı bitkilerin başında gelir. Öksürüğü geçirmek ve solunum yolu hastalıklarını iyileştirmek için kullanılır. Kekik ayrıca doğal bir balgam söktürücü ve antiseptiktir ve bu özelliği de hem çay hem de buhar olarak solumak için kekiği ideal kılar. Isırganotu ise yine yüzyıllar boyunca çok çeşitli tıbbi amaçlarla kullanılmış mucizevi bir bitkidir ve ana özelliklerinden biri de kan dolaşımı ile akciğerleri temizleyip arındırmasıdır.





Şimdi bu iki süper malzeme ile size akciğerlerinizi arındıracağımız çay tarifi yazacağım. Malzemeler: 1 yemek kaşığı kekik (30 g), 1 yemek kaşığı kurutulmuş ısırganotu (30 g), 1 bardak su, 1 yemek kaşığı bal
Yapılışı: İlk yapmanız gereken suyu kaynatın. Su kaynadığında ocağı kapatarak, içine kekik ve ısırgan otunu ekleyin ve 15-20 dakika boyunca demleyin. Ardından, çay soğurken bir 10 dakika kadar daha bekletebilirsiniz. Ardından 1 yemek kaşığı bal ekleyin ve yavaşça için, içerken çayın buharını da solumayı ihmal etmeyin. Bu çay ayrıca oldukça sakinleştiricidir. Günde iki bardak içebilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

CEVİZ HAKKINDA BAŞKA YERDE DUYMADIĞINIZ BİLGİLER ! SADECE 5 ADET CEVİZ YEDİĞİNİZDE...

CEVİZ HAKKINDA BAŞKA YERDE DUYMADIĞINIZ BİLGİLER ! SADECE 5 ADET CEVİZ YEDİĞİNİZDE...
Yaşlanmaya bağlı dejenerasyona karşı beyni koruma: Omega-3 yağ asitleri aynı zamanda kansere, ADHD (Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) ve depresyona karşı korunmada oldukça önemli. Hatta bu kuruyemişlerin düzenli şekilde tüketilmesinin Alzheimer’s hastalığını azalttığına dair bağlantı bulundu. New England Tıp Dergisinde yayınlanan diğer bir araştırmaya göre de, ceviz yiyen kişilerin kötü kolesterol seviyesi, ceviz yemeyen kişilere göre daha düşük oluyor.
Daha düşük stres seviyesi Ceviz, özellikle de stres kaynaklı fiziksel rahatsızlıklar çekiyorsanız veya stresli durumlara karşı hassassanız, stres düzeyinizde harikalar yaratabilir. Ceviz, vücudun stres tepkisini azalttığı için ve strese bağlı oluşan fiziksel yan etkileri daha kolay yok ettiği için, bu durumlarda harikalar yaratır.





Daha sağlıklı saçlar, cilt ve tırnaklar Cevizde bulunan yapı maddeleri, tırnaklarınızı güçlendirir, saçlarınızın daha parlak olmasını sağlar ve cildinizi pürüzsüzleştirir. Yani anlayacağınız, çoklu doymamış yağ asitleri ve omega-3 yağ asitleri, dış görünüşünüzde harikalar yaratır.Kilo verme Cevizde bulunan çoklu doymamış yağ asitleri, damarların tıkanmasının ve doymuş yağların olumsuz etkilerinin önüne geçtiği için, vücudun düzgün işleyişi açısından hayati öneme sahiptir. Ayrıca, çoklu doymamış ağ asitleri sağlıksız atıştırmaları azaltır ve daha uzun süre tok hissetmenizi sağlar. Sağlık açısından tüm bu faydalarından dolayı cevizler günlük yeme düzeninizin bir parçası olmalı. Cevizi dilerseniz salatanıza doğrayabilir, dilerseniz aperatif olarak yiyebilirsiniz.
GÜNDE SADECE 5 ADET CEVİZ… Ancak, cevizin çok faydalı olmasının yanısıra, kalori ve yağ açısından zengin olması nedeniyle aşırıya kaçmanız tavsiye ediliyor. Günde sadece 5 adet ceviz yemeniz, gün boyu ihtiyacınız olacak tüm gerekli yapı maddelerini sağlar.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

SİNÜZİTE BAKIN NASIL ÇÖZÜM BULUNDU UZMANLAR AÇIKLADI... EĞER.....

SİNÜZİTE BAKIN NASIL ÇÖZÜM BULUNDU UZMANLAR AÇIKLADI... EĞER.....
Grip ve nezleden sonra kışı en çok seven hastalıkların başında gelen sinüzit; baş ağrısı, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı gibi pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Burun ve göz çevresindeki kemiklerin içindeki boşlukların iltihaplanmasıyla sinüzitin oluştuğunu söyleyen uzmanlar sinüzite karşı şunları öneriyor;
ZENCEFİL ÇAYI: Sinüzit nedeniyle oluşan baş ağrılarında zencefil çayı ağrıyı azaltmada etkilidir. Zencefil kökünü bir demlikte kaynatın, 15 dakika sonra için. Başınız ağrıdığı dönemlerde günde 2 bardak tüketebilirsiniz.





ÜZÜM: Üzümde iltihap önleyici biyoflavonoidler içerir. Bu nedenle günde 1 avuç üzüm sinüzite iyi gelir. TARÇIN: Kekik, karanfil, tarçın sinüzit iltihaplarının ve buna bağlı ağrıların azalmasında etkilidir.
KEKİK ÇAYI: Kekik çayı içebilirsiniz, içtiğiniz suyun içerisine bir dal yeşil karanfil koyabilirsiniz. Karabaş otu: Antibakteriyel özelliğe sahiptir. Sarımsak, yeşil ve ginseng çayını da içebilirsiniz.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

TROİDİ BİTİREN DOĞAL YÖNTEM !! ARTIK İLAÇLARDAN KURTULACAKSINIZ

TROİDİ BİTİREN DOĞAL YÖNTEM !! ARTIK İLAÇLARDAN KURTULACAKSINIZ
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Bu kürün özellikle nodüller için de etkili olduğunu söylüyor. Bu kürü ayrıca bitkisel olarak da yardımcı ve destekleyici kür kullanabilirsiniz. Hipotiroid (Tiroidin yavaş çalışması) ya da Hipertiroid (Tiroidin hızlı çalışması) durumunda, dereotu kürü uygulanacaktır. Tiroid glandının her iki durumunda da kürün uygulanış tarzı aynıdır. Dereotu kürünün uygulanışı: Sabah, öğle ve akşam aç karnına, öğünlerden 15 Dakika önce 1 yemekkaşığı dolusu taze yeşil dereotu bir kaç kere çiğnendikten sonra 2-3 yudum Su ile yutulacaktır. Bu küre hiç ara verilmeden 3 Ay devam edilir.
Kürün ikinci ayından sonra tiroid hormonlarınızı zaman zaman kontrol ettirin, çünkü kullandığınız ilacın miktarını azaltmanız gerekebilir. İlaç azaltımını doktorunuza danışmadan kesinlikle kendi kendinize karar vermeyin. Tiroid nodüllerinin küçülmesinde ya da ilerlemesinde de bu kür oldukça etkilidir. Bu kür sayesinde çok sayıda hasta, ilaç alımından kurtulmuştur .Var olan nodülleri de yok olmuştur. Gerekirse dereotu kürüne daha uzun zaman devam edilebilir. Bu konuda 5 ay sonra ilaçlarını bırakan hastaların oranı yüzde 90’dır.





Tiroid hastalarına altın tavsiyeler! 1- Glutenden kaçının (ekmek gibi besinlerden uzak durun) 2- Hindistan cevizi yağı kullanın (Bağışıklık sistemini desteklemesi tiroid problemine en çok yardımı dokunan şeydir. Bu yüzden günde en az 1 çorba kaşığı hindistan cevizi yağı tüketmeye dikkat edin) 3- Fıstık ve fıstık ezmesi tüketmeyin 4- Yosun ve diğer deniz ürünlerinden tüketin 5- Günlük olarak et suyu için 6- Doğal tüketin, rahatlayın



Vücudumuz kimyasallar, toksik besinler, toksik hava, kullandığımız temizlik ve kozmetik ürünleriyle dolup taşıyor, bu da tiroid problemlerine sebep oluyor ya da problemi zorlaştırıyor.Havadaki ya da sudaki toksiklere bir şey yapamayız ama farklı rahatlama yöntemleriyle tiroidi düzenleyebiliriz. Yoga, meditasyon, tai chi gibi rahatlama teknikleriyle tiroid fonksiyonlarınızı düzenleyin. Özellikle büyük bir travma ya da depresyon kaynaklı bir tiroid problemiyse bu size çok yardımcı olacaktır.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

SARIMSAKLI SÜT BAKIN NEYE İYİ GELİYORMUŞ ? DUYUNCA ŞOK OLACAKSINIZ.. HEMEN DENEYİN...

SARIMSAKLI SÜT BAKIN NEYE İYİ GELİYORMUŞ ? DUYUNCA ŞOK OLACAKSINIZ.. HEMEN DENEYİN...
Sarımsaklı Süt Neye İyi Gelir? ★ Soğuk algınlığına iyi gelir. ★ Akneleri tedavi eder. ★ Zatürreden korur. ★ Anne sütünü artırır. ★ Akneleri yok eder.
Nasıl Hazırlanır? Malzemeler; 1 bardak süt, 3 sarımsak, 1 çay kaşığı toz biber, 2 tutam toz zerdeçal 1 tatlı kaşığı kuru üzüm





Yapılışı: Sarımsakları iyice ezdikten sonra su ile karıştırılmış sütün içine eklenir. Ardından ocağa alınır ve sarımsaklar pişene dek kaynatılır. Daha sonra içine kuru üzüm, toz biber ve zerdeçal tozunu eklenir. Birkaç dakika çiğ kokusu gitmesi beklenir ve kaynatılır. Ilıyınca püre haline getirilir ve tüketime hazır demektir.
Kaynak : www.ajansgunleri.com

Column Left