Column Left

Bizi Takip Edin

30 Haziran 2019 Pazar

Göbekleri Eriten ve Beldeki Yağları Yakan çok Faydalı bir karışım

Göbekleri Eriten ve Beldeki Yağları Yakan çok Faydalı bir karışım
Kış Boyunca aldığınız kiloları etkili bir şekilde vermenizi sağlar ve özellikle herkesin takıntılı halde olduğu bel ve göbek bölgesindeki fazlalıkları ortadan kaldırır.
Kış Boyunca artan kiloları etkili bir şekilde vermenizi sağlayan, özellikle herkesin takıntılı halde olduğu bel ve göbek bölgelerindeki yağlarını eritmek bire bir. Bu kürü uygulayanlar en kısa süre zarfında kilolarından kurtulacaktır. Etkisi garantili…
Tamamen doğal ve sağlıklı bir kür olan lahana, limon ve maydonoz ile yapılan bu kür tüm dünyada mucizevi sonuçlar veren çok etkili bir zayıflama kürüdür. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun özellikle tavsiye ettiği, özellikle selülitler ile savaşan bir kürdür.
Bu kürü evinizde kolay ve doğal bir şekilde hazırlamak mümkündür.
Malzemeler
2 yaprak lahana
1 demet maydanoz (15-16 adet)
1 tatlı kaşığı limon
Yarım litre su





Yapılışı
Öncelikle yarım litre suyu boş bir tencerenin içerisine alınır ve kaynatmak için ocağa bırakılır. Kaynama belirtisi verip fokurdamaya başlayınca tencerenin içerisine 2 adet lahana ilave edilir ve ağzı kapalı şekilde 3 dakika kaynatılır.
3 dakika kaynatma aşaması bittikten sonra tencerenin kapağı açılıp içerisine 16-17 adet taze maydanoz (sapları ile birlikte)atılır.



Maydanozları ekledikten sonra aynı şekilde 3 dakika ağzı kapalı kalır ve kaynamaya devam eder.
Kaynamayı 6 dakika sonra sonlandırıp ılıması için zaman ayırılır.
ılıdıktan sonra karışımı süzüp ortaya çıkan küre 1 tatlı kaşığı taze sıkılmış limon suyu ekleyin. Limon ekleme sebebimiz kürde lahana olduğu için oluşacak olan gazın önlenmesidir.



Nasıl Uygulanır?
Kürü gün içinde aç karnına istediğiniz zaman tüketebilirsiniz. Bu hazırlamış olduğumuz karışımı 15 gün boyunca düzenli olarak uygulayın. 15 gün uyguladıktan sonra 5 gün ara verin. Ara süreci bittikten sonra yine 15 gün kürü tüketin.
Bu hazırlamış olduğumuz kür kişide oluşabilecek gastrit ve ülser problemlerine karşı da korumaktadır. Lahana,limon ve maydanoz yağları yaktığından dolayı kilo vermenize yardımcı olacaktır.



Zararları Var mı?
Hazırlanan kürün çok fazla zararı bulunmaktadır. Tiroit bezleri yavaş çalışan kişiler içindir. Lahana tiroit bezlerinin daha az çalışmasını sağlar.
Bu yüzden problem oluşturabilir. Eğer böyle bir probleminiz varsa bu kürü kullanmayın. Eğer ki tiroit bezleriniz de sıkıntı yok ve hızlı çalışıp görevini yapıyorsa bu problem ile karşı karşıya gelmezsiniz.



İşte Sonuç :
Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…
Kaynak : https://www.bitkilog.com

1 Bardak Sodanın İçine 3 Kaşık Yoğurt Ekleyin Ve...

1 Bardak Sodanın İçine 3 Kaşık Yoğurt Ekleyin Ve...
1 Bardak Sodanın İçine 3 Kaşık Yoğurt Ekleyin Ve...Çok kolaylıkla elde edebilceğiniz mazlemelerle (maden suyu, limon ve ayran) hazırlayacağınız bu kür ile göbek çevresindeki yağlardan, istenmeyen kilolardan kurtulmak mümkün!Bu karışım etkisini çok kısa sürede ve etkili şekilde gösteriyor. Peki bu kadar kısa zamanda yağlarımızı nasıl yakarız, sodalı kür nasıl hazırlanır? İşte sizlere sodalı limonlu ayran kürünün tarifiDüzenli bir şekilde 2 hafta uyguladığınız bu kür ile göbek yağlarınızdan ve istenmeyen kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda metabolizma hızınız da artacaktır.
GÖBEK ERİTME KARIŞIMI MALZEMELERİ
3 YEMEK KAŞIĞI YARIM YAĞLI YOĞURT





1 ŞİŞE MADEN SUYu
1/2 LİMON SUYU
KARIŞIMIN HAZIRLANIŞI
3 yemek kaşığı yoğurdun üzerine limonun suyunu ilave edin. İyice karıştırın, ardından yavaş yavaş maden suyunu karıştırarak ekleyin. Eğer malzemelerin hepsini birden eklerseniz çok fazla köpürüp taşabilir.
SODA AYRAN LİMON KÜRÜNÜN UYGULANIŞI
Hazırlamış olduğunuz bu kürü kahvaltıdan yarım saat önce ve gece yatmadan yarım saat önce tüketebilirsiniz. Kür ile birlikte diyette yaparsanız daha verimli bir sonuç gözlemleyebilirsiniz. Düzenli kullanımda göbek yağlarını iyice eritiyor, zayıflamanıza etkili şekilde yardımcı oluyor. Aynı zamanda bu diyet yöntemi bağırsakları da çalıştırmada oldukça işe yarıyor.
Kaynak:http://drsaglik.net

Zeytinyağı Ve Limonu Karıştırmanın Tepeden Tırnağa Her şeye Faydası Var

Zeytinyağı Ve Limonu Karıştırmanın Tepeden Tırnağa Her şeye Faydası Var
Zeytinyağı ve limonun şifası dokunmadığı hastalık yok denilir, ikisini karıştırıp içmek bakın nelere fayda sağlıyormuş
Şimdi şöyle bir düşünün… Zeytinyağı ve limon suyu karışımını en çok nerelerde kullanıyorsunuz? Büyük olasılıkla salatalarınıza sos olarak… Peki bu karışımın salatalarınıza ya da yiyeceklerinize lezzet katmaktan başka özellikleri olduğunu biliyor musunuz?Belki de ilk akla gelen, kilo vermenize ya da formda kalmanıza yardımcı olduğu gerçeği. Ama sadece bu kadar değil. Gelin bakalım zeytinyağı ile limon suyu karışımını uygun dozda kullanırsanız tepeden tırnağa bedeninizde neler oluyor?
İnatçı göbek yağlarına karşı mücadele eder
Eğer zeytinyağı ile limon suyunu karıştırıp tüketirseniz, bu öncelikle sindirim sisteminizin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Ayrıca daha az yiyecek tüketerek tok hissetmenizi de sağlar. Ama sadece bu kadar değil. Bu karışımın bir diğer özelliği metabolizmanızı hızlandırması ve iltihaplara karşı da sizi dirençli kılması.





Zeytinyağı ve limon suyu karışımının içerdiği sağlıklı yağ asitlerinin bir başka önemli etkisi, özellikle göbek bölgesinde biriken yağların erimesine yardımcı olmak. Elbette size zeytinyağı ve limon suyu karışımını bardak bardak içmenizi önermiyorum. Bu kadarı çok zararlı. Ama bu ikiliyi salatalarınıza ya da başka yiyeceklerinize katarsanız sağlayacağınız faydalardan biri bu.
Erken yaşlanmayı önler
Antioksidanların en önemli özelliklerinden biri erken yaşlanma etkilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olması. İşte zeytinyağı ve limon suyu karışımının faydalarından biri de bu. Bu karışım içerdiği E vitamini sayesinde, cildinizdeki kırışıklıkları ve çizgileri azaltır. Ayrıca sadece dıştan değil içten de daha genç yani daha enerjik hissetmenize yardımcı olur. Bunun nedeni de bu karışımın böbrek, karaciğer ve sindirim sistemine sayısız faydası olması.



Cildiniz ve saçlarınız ışıldar
Zaten biliyorsunuz değil mi? Saçlarınız, cildiniz ve tırnaklarınız da aslında teknik olarak “yaşayan” parçalarınız. Bu yüzden eğer doğru beslenmezseniz onlar da kuruyup kırılıp canlılığını kaybedebilir. Zeytinyağı ve limon karışımı, bedeninizi içten besleyerek saçlarınızın, cildinizin ve tırnaklarınızın daha canlı ve daha sağlıklı görünmesini sağlar.
Kabızlığı önler
Zeytinyağı etkili ve doğal bir laksatif. Limon da iltihap önleyici özellikler taşır. Bu ikisinin bir araya gelerek oluşturduğu karışım ise bağırsak hareketlerinizi düzenler ve kolaylaştırır. Eğer kabızlık sorunu yaşıyorsanız, deneyebileceğiniz doğal çözümlerden biri zeytinyağı ve limon suyu karışımı tüketmektir.
Kolesterolü kontrol eder
Zeytinyağında bulunan sağlıklı yağlar kanınızdaki lipid seviyesini düzenler. Limon da içerdiği C vitamini ve flavonoidler sayesinde aynı işlevi görür. Bütün bunlar da trigliserid ve kötü kolesterol seviyesini düşürür. Böylece kalp ve damar sağlığınızın korunmasına yardımcı olur.
Genel sağlığı korur
Zeytinyağı ve limon suyu karışımı bütün bu faydaların yanı sıra genel sağlığı da korur. Limonun içerdiği antioksidanlar oksidatif stresle savaşır. Zeytinyağı da iltihap önleyici özelliklere sahiptir. Sizi dışarıdan gelecek , sağlığınızla ilgili olumsuz etkilere karşı daha dirençli kılar.



Ne kadar kullanmalı? Abartırsanız neler olur?
Zeytinyağı ve limon suyu karışımının bu kadar faydasını saydık diye hemen bardak bardak tüketmeyin sakın. Her şeyde olduğu gibi bunca faydası olan bu karışımı tüketirken de abartıya kaçmamak, dozunu iyi ayarlamak gerek.
Peki ne kadar kullanabiliriz bu kadar faydası olan zeytinyağı ve limon suyu karışımını?
Size önerim salata ya da yiyeceklerinize yarımşar yemek kaşığı katmanızdır. Yani yarım yemek kaşığı limon suyu, yarım yemek kaşığı zeytinyağı. Ve lütfen bu karışımı içerek tüketmeyin.
Salatanıza katmanız en çok önerilen yöntemdir
Eğer bu dozu aşarsanız bağırsak ve mide problemlerinden diş minenizin zarar görmesine kadar bazı yan etkilerle karşılaşabilirsiniz.
Kaynak : https://www.bitkilog.com

Antibiyotik Etkisi Gösteren En Doğal Besin

Antibiyotik Etkisi Gösteren En Doğal Besin
Mikroplar artık Antibiyotikler karşı direnç kazanmaya başladı bu yüzden antibiyotikler etkisini yavaş yavaş kaybediyor, ileride Antibiyotik yerine kullanacağız
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, antibiyotik yerine arılar tarafından üretilen propolis tüketilmesi önerisinde bulundu.
Kolaylı, yaptığı açıklamada, bal arılarının kovanlarını her türlü tehlikeye hastalığa, soğuk ve sıcağa karşı korumak için doğadan topladıkları ve propolis adı verilen bu karşımın çok zengin içeriğe sahip olduğunu söyledi.
Propolisin içerisinde polifenoller ve bileşenler olduğunu anlatan Kolaylı, çok yüksek antioksidan kapasitesinin olduğunu vurguladı.
“Antibiyotiklere karşı da mikroplar giderek direnç kazanıyor”





Propolisin her derde deva olduğunu ifade eden Kolaylı, “Propolisin antibiyotik değeri var. Piyasada 3 ya da 5 çeşit antibiyotik var, bu antibiyotiklere karşı da mikroplar giderek direnç kazanıyor. Belki de gelecek 15-20 yıl sonra antibiyotik kullanmayacağız. Ama propolis öyle değil, doğal olduğu için çok iyi bir antibiyotik özelliği taşıyor. Antibiyotik yerine propolis tüketilmelidir.” dedi.Özellikle meşe propolisinin dünyaca bilinen Brezilya’nın kırmızı propolisinden daha değerli olduğuna dikkat çeken Kolaylı, ancak bu ürünün Türkiye’de arıcılar tarafından yeterince toplanmadığına dikkat çekti.
Kolaylı, propolisin birçok tıp alanında kullanıldığını ve kanser hücrelerinin de büyümesini önlediğini belirtti.
Propolisin vücuttaki sağlıklı hücreleri korurken, kanser hücrelerinin gelişimini durdurduğunu vurgulayan Kolaylı, yan etkisinin ise yok denilecek kadar az olduğunu açıkladı.
“Gribe karşı propolis, bal ve zencefil”



Kolaylı, özellikle kış aylarında yaygınlaşan grip enfeksiyonlarına karşı, propolis, bal ve zencefil tüketilmesi gerektiğini bildirdi.
Propolisin yeterince tanınmadığı için tüketiminin de az olduğuna değinen Sevgi Kolaylı, “Özellikle kışın bu aylarda, gripsel enfeksiyonlar çok yaygın. Propolis, bal ve polenli karışımlar bir şifa kaynağı. Özellikle sıcak bir şerbet şeklinde bu üç karışımın içerisine bir miktar zencefil, birkaç damla limon ve kabuğu harika bir grip ilacıdır. Gribe karşı antiviral bir ilaç üretebilirsiniz.” diye konuştu.
Kaynak : https://www.bitkilog.com

Yoğurt ve Kuru Dutu Karıştırın Faydası Dudak Uçuklatıyor

Yoğurt ve Kuru Dutu Karıştırın Faydası Dudak Uçuklatıyor
İçerisinde bolca C vitamini ve demir bulunan dut kurusunu yaz kış tüketebiliyorsunuz. Aynı zamanda tek başına yediğinizde harika bir antioksidan kaynağı olan dut kurusunu yoğurtla beraber tükettiğinizde de tatlı ihtiyacınızı ve krizleriniz önleyebiliyorsunuz.
Sizin için kuru dutlu yoğurdu ne zaman ve nasıl tüketmeniz gerektiğini ve 6 muhteşem etkisini ayrıntılarıyla derledik.
Antioksidan Deposu
Dutun sadece meyvesi değil yaprağı ve sapı da antioksidan açısından oldukça zengindir. Antioksidanlar serbest radikallerin hücreye verebileceği zararların önüne geçer. Üstelik dut meyvesi içerisinde Resveratrol antioksidanı bulunuyor ve bu antioksidan çeşidi daha uzun süre yaşamayı ve ya yaşlanmayı geciktirdiği söyleniyor.
Bağışıklık Sistemini Güçlendiriyor





Vücudumuzda bulunan makrofajlar yani beyaz kan hücreleri hastalıklara karşı sürekli olarak savaş halindedirler. Bu makrofajların aktif olmasında ise dut büyük rol oynar ve içerisinde aktive etmeye yardımcı olan alkoidleri içerir. Bu özelliği sayesinde hastalıkları önler ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Kansere Karşı Adeta Bir Kalkandır
Dut kuru uzun yıllar boyunca Çin tıbbında da kansere karşı şifa olarak kullanılmıştır. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda da bu çalışmaların aslında doğru olduğu görülmüştür. Sağlığınız için ideal tüketim miktarı ise her gün bir avuç kuru dut yemektir.Kan Şekerini Dengeler
İçerisinde bulunan DNJ maddesi kan şekerinin kontrolünü sağlıyor ve bazı yapılan araştırmalara göre kan şekerini dengeler. Fakat diyabet hastalarının porsiyonları kontrol ettirerek tüketmesi gerekmektedir.



Bağırsakları Çalıştırır
Kuru dut lifli yapısı dolayısıyla bağırsakların düzenli çalışmasına da oldukça yardımcı oluyor. Buna ek olarak da kalp sağlığını koruyor ve kolesterol seviyesini dengede tutar.
Tatlı Krizleri İçin En Sağlıklı Çözüm
Tatlı krizleriniz geldiği zaman yağsız yoğurtla dut kurusunu karıştırın. Tatlı kriziniz bıçak gibi kesilecektir. İsterseniz sabahları kahvaltıda isterseniz ara öğünlerde isterseniz de diyet yaparken tatlı niyetine tüketebilirsiniz.
Kaynak : http://www.diyetevi.com

Kahvenin Yanında Çikolata Yemenin Yararını Bir Öğrenseniz

Kahvenin Yanında Çikolata Yemenin Yararını Bir Öğrenseniz
Ailenizde diyabet hastası varsa, siz de tehlike altında olabilirsiniz. Diyabet tehlikesini düşürmek için,bilim insanları iki yeni bir çalışmaya imzalaydı. Çalışmaya göre Tip 2 diyabetin büyüme tehlikesini eksiltmenin yolu, kahve çikolatadan geçiyor. İşte o çalışmaya dair bilgiler…
Bilim insanları, diyabet tehlikesinde olanların ya da diyabet hastası olanlar için 2 yeni çalışmaya imzalaydı. Özellikle Tip 2 diyabetin büyüme tehlikesini eksilten kahve ve çikolata bilimsel araştırmanın içerisinde ehemmiyetli bir rol oynadı.
Yapılan deneyde kahve, kan şekeri seviyesini düşürdü
Bilim insanları yaptıkları yeni çalışma güzergahında, kahvede daha evvel sınanmamış bir bileşiğin, laboratuar farelerinde deney yaparak, hücre işlevini ve insülin duyarlılığını çoğaldırdığını ortaya koydu. Tahlilciler, Tip 2 diyabeti tehlikeyi taşıyan fareleri üç gruba ayırdı. Gruplardan ikisi, kahvede bulunan farklı kafestol ile beslendi. Yapılan deneyde kahve, kan şekeri seviyesini düşürdü. 10 hafta sonra, her iki kahve ile beslemeli fare grubunda kan şekeri seviyesinin düştüğü gözlemlendi.
Kakaonun eforu





Diyabetli bir bireyin bedeni yeterli seviyede insülin üretemezken kan şekeri bedelleri de muntazam işlemez. Bunun esasında da insülin üretmekle vazifeli pankreastaki beta hücrelerinin noksanlığı uyumaktadır.
bu beta hücrelerin kakaoda bulunan bileşikler sayesinde daha iyi çalıştığı tespit edildi. Kakao bileşiklerinin beta hücrelerinin çoğalan kan şekeri seviyeleriyle başa çıkabilmesi için insülin salgılanma yeteneğini çoğaldırdığını buldular.
Bu iki çalışmanın neticeleriyle güne başlamanız, kan şekerinizi hakimiyet altında yakalamak için tesirli olacaktır. Kan şekeri seviyenizi balansta yakalamanın ve şeker hastalığını önlemenin değişik yolları ise;
-Yeterince uykunuzu alın.
-Tarçın desteği ya da tarçın çubuğu kullanın.
-Yüksek lifli yiyecekler harcayın.
Kaynak : http://drsaglik.net

29 Haziran 2019 Cumartesi

2 Yaşındaki Çocuk Sürpriz Yumurtayı Açamadı!Annesi İçinden Çıkan Şeye İnanamadı!

2 Yaşındaki Çocuk Sürpriz Yumurtayı Açamadı!Annesi İçinden Çıkan Şeye İnanamadı!
Küçük çocukların en çok sevdiği şey (anneleri hariç) oyuncaklar ve tatlı yiyeceklerdir. Bunu iyi bilen başarılı firmalar oyuncakları ve çikolataları birleştirmişler ve çocuklara sunabilecekleri en ilgi çekici atıştırmalığı üretmişlerdir. İngiltere’de yaşanan bir olay ise herkesi çok şaşırttı.
İngiltere’de çıkan bir gazetede yer alan habere göre iki yaşındaki Riley Apps her çocuk gibi sürpriz yumurtayı çok seviyordu fakat elindeki sürpriz yumurtayı açamayınca, annesinden yardım istedi. Annesi ise yumurtanın içerisinden çıkan şeyi görünce neye uğradığını şaşırdı.
Küçük çocuk plastik yumurtayı açıp içerisindeki oyuncakları almak istiyordu fakat başaramadı bunun üzerine annesinden yardım istedi ve annesi Sophie yumurtayı açtı fakat içerisinden oyuncak çıkmadı. Sürpriz yumurtanın içerisinden çocuklar için tehlikeli olabilecek haplar çıktı.
Eğer çocuk o hapları yutsaydı komaya girebilir hatta ölebilirdi. İki yaşındaki çocuğun annesi yaptığı açıklamaya göre, çocuğunun yanına geldiğini ve yumurtayı açmasını istediğin söylüyor. Yumurtayı açtıktan sonra ise içerisinden haplar çıkıyor. Kadın gözlerine inanamadığını ve olayı hemen polise bildirdiğini belirtti. Eğer plastik yumurtayı çocuğunun açmayı başarsaydı olabilecekleri düşünmek bile istemeyiz.





Sürpriz yumurtayı 23 yaşındaki annenin değil, kadının erkek arkadaşı Ian King’in aldığı belirtiliyor. Yumurtanın orijinal olup olmadığı, Kinder tarafından üretilip üretilmediği soruşturulmuş ve şirketin yetkilisi tarafından yapılan açıklamaya göre yumurta şirket tarafından üretilmemiş. Yani ürünün taklit olduğu açıklandı.
Olayla ilgili gerekli işlemlerin emniyet güçleri tarafından yapılacağı artık yetkinin poliste olduğu aktarıldı.
Sophie isimli kadın çocuğunun oyuncaklarıyla kendi başına oynadığını başlarına daha önce böyle bir şey gelmediği ve buna benzer hiçbir sorun yaşamadıklarını söyledi.



Kadının anlattıklarına göre polis de en az kendileri kadar şaşırmış. 2016 yılında da yine plastik yumurta içerisinde zararlı madde taşıdığı tespit edilmiş ve bu haber The Evening Standard’da yayımlanmış. Çok yaygın olarak kullanılan bu ürünün dikkat çekmemesi için kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabileceğini tahmin etmek hiç de zor değil. Herkesin haberdar olması için lütfen paylaşın.
Kaynak : www.asrihaber.com

Doktorlar Uyarıyor! Çocuklarınızın Süt Dişlerini Asla Atmayın Çünkü…

Doktorlar Uyarıyor! Çocuklarınızın Süt Dişlerini Asla Atmayın Çünkü…
Doktorlar artık bütün aileleri uyarıyor, çocuklarınızın süt dişlerini atmayın veya kaybetmeyin. O dişleri güvenli ve sağlam bir yerde saklayın ve çocuğunuzun geleceğine yatırım yapmış olun. Bakın bu dişlerden ne yapılıyor…
Doktorlar uyarıyor, yeni gelişen teknolojiler ile çocuklarınızın çıkan süt dişlerine sevindikten sonra onları atma alışkanlığınızdan vazgeçmelisiniz. Çünkü bu süt dişler çocuklarınızın sadece çocuklarınızın artık ihtiyacı olmadığı yerlerine yenisi ve daha iyisi gelen şeyler değil. Bu süt dişler ilerde çocuğunuzun çok ihtiyacı olduğu bir şeye dönüşebilir çünkü...
Doktorlar artık anne ve babaları çocuklarının süt dişlerini saklamaları konusunda ciddi şekilde uyarıyorlar. Anneler ve babalar dikkat. Süt dişleri öyle bir işe yarıyormuş ki kimsenin aklına gelmez.





Süt dişleri çıkaran çocuklara yapılan güzel şeyler vardır her kültürde, çocukların artık büyüdükleri sevinçle kutlanır. Hediyeler alınır tebrikler edilir. Hem de artık süt dişlerini saklamaya başlamalısınız.
İleri yaşlarda çocuğunuzda oluşabilecek ciddi rahatsızlıklara karşı süt dişlerden hücre çoğaltılması yapılabiliniyor artık. Yani çocuğunuzun yedek dokuya ihtiyacı olduğu takdirde bebek dişlerinden kök hücre üretiliyor ve gerekli dokuyu büyütmek için kullanılabiliniyor. Bu harika bir şey değildir de nedir. Ama mutlaka o dişleri saklamalısınız. Bu dişler çocuğunuzun hayatını kurtaracak bir hale gelebilme ihtimali var.



Dişiniz kalp hücrelerinden beyin hücresine kadar, zarar görmüş, hasar almış bir hücrenin tedavi edilmesi vb. birçok alanda kullanılabilecek potansiyele sahip. Ve bütün aileler artık dikkatli olmalı, bir küçük kap ayarlayıp çocuğunuzun geleceğine yatırım yapabilirsiniz. Güzel bir eğlenceye çevirerek çocuğunuzun da bu işi sorumlulukla yapmasını ve kendi dişlerini özenle korumasını bile yapabileceğini düşünmek zor değil.
Kaynak : www.asrihaber.com

Vücudunuzun Toksinlerle Dolu Olduğunun Belirtileri

Vücudunuzun Toksinlerle Dolu Olduğunun Belirtileri
Toksinler aldığımız her nefesle, içtiğimiz her damla su ile ve yediğimiz her lokma yiyecek ile vücudumuza giriyor. Hatta elinizden düşürmediğiniz akıllı telefonunuz bile sizi hasta etmeye yetecek kadar toksin içeriyor. Eğer düzenli bir şekilde bu toksinleri vücudunuzdan atmazsanız, ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Bu içeriğimizde, vücudunuzda biriken toksinlerin sebep olabileceği sorunları anlatıyoruz.
Tükettiğimiz her yiyecek toksin içeriyor demiştik. Bu toksinler; işlenmiş gıdalardaki koruyucular ve yapay renk verici kimyasallar gibi. Bu kimyasallar sindirim sisteminizde birikerek kabızlığa yol açabilir. Engellemek için, alkol tüketiyorsanız bırakmayı, az su içiyorsanız arttırmanızı tavsiye ediyoruz.





İyi bir uyku uyuduktan sonra bile hala uyanmakta zorlanıyor, yeni bilgiler öğrenmek her geçen gün zorlaşıyor ve günün çoğunluğunda kafanız yerinde değil gibi hissediyorsanız, vücudunuzdaki toksinler hayatınızı zorlaştırıyor demektir.



Sabah her zamanki gibi duşunuzu aldınız, deodorantınızı kullandınız ve işe gitmek için yola çıktınız. Otobüste aldığınız kötü kokunun sizden geldiğini fark ettiğiniz o an nasıl hissettiğinizi tahmin bile edemeyiz. Vücudunuzdaki toksinlerin sizi günlük yaşantınızdan alıkoymasını istemiyorsanız, beslenme şeklinizi bir nebze olsun değiştirmenizi ve bir uzmana danışmanızı tavsiye ediyoruz.



Çok ağır egzersiz yapmasanız bile, günlük rutininin biraz dışına çıktığınızda bile ağrılar yaşıyorsanız eklemleriniz ve kaslarınızda toksinlerden kaynaklı iltihaplanmalar oluşuyor demektir.



Deri en büyük ve en fazla toksine maruz kalan organınızdır. Kullandığınız şampuanlar, saç bakım ürünleri, sabunlar tehlikeli kimyasallar ile doluysa ne yazık ki bu toksinler derinizi zehirliyor ve yeni lekeler oluşturuyor. Bu lekeleri engellemek için doğal temizlik ürünleri kullanmanızı tavsiye ediyoruz.



Vücudunuzda biriken toksinler enerjinizi emer ve sizi yorgun düşürür ama diğer yandan da uykuya dalmanızı zorlaştırarak hayatınızı çekilmez hale getirir. Salgılanan kortizol hormonu sebebiyle vücudunuz yüksek stres altındaymış gibi tepki verir ve uykuya dalamaz. Bir bardak papatya çayı da yardımcı olmuyorsa, vücudunuzu toksinlerden arındırmanız gerekiyor demektir.



Spor salonunda harcadığınız vakit size fayda etmiyorsa ve hala kilo almaya devam ediyorsanız, salgılanan hormonlar kilo vermenizi engelliyor demektir. Sporun yanında mutlaka dengeli beslenmeye dikkat edin



Midenizdeki ve karaciğerinizdeki zararlı bakteriler, kötü kokular üretir ve dişlerinizi düzenli fırçalasanız da kurtulamazsınız.
Tırnaklarınız, vücudunuza aldığınız her maddenin son birikme noktasıdır. Özellikle tüm gün ayakkabı içerisinde zaman geçiren ayak parmaklarınız mantarlar için uygun bir ortama dönüşür. Eğer ki tırnaklarınızda beslenebilecekleri toksinler bulunuyorsa, tırnaklarınızın sararması ve kötü gözükmesi kaçınılmazdır.



Aynı tırnaklarınız gibi, saçlarınızda toksinlerin son birikme noktasıdır. Bu sebeple yeterli beslenemeyen saçlarınız kırılır, güçsüzleşir ve dökülür. Hafife almamanızı ve mutlaka uzman yardımı almanızı tavsiye ediyoruz.
Bol su için Karahindiba çayı için ve karaciğerinizi temiz tutun. Maydanoz ve kişniş tüketmeyi ihmal etmeyin. Kan dolaşımınızı hızlandırmak için spor yapmayı ihmal etmeyin. Yemekten hemen sonra dişlerinizi ve dilinizi fırçalayın. Sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Prebiyotik ürünler tüketin(kefir, yoğurt)
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Dişlerinizi Bu Yağlarla Fırçalayın ve Ömür Boyu Dişçiye Gitmeyin

Dişlerinizi Bu Yağlarla Fırçalayın ve Ömür Boyu Dişçiye Gitmeyin
Bitki özleri alternatif tıpta ve aromaterapide sıklıkla kullanılıyor ve bildiğiniz gibi faydaları saymakla bitmez. Muhtemelen bilmediğiniz şey bu bitki özlerinin dişlerinize ne kadar iyi geleceği. Hatırlarsanız, daha önce de ağız sağlığınızı korumayı kolaylaştırmak için başka bir içerik paylaşmıştık, eğer dilerseniz o içeriğimize de buradan ulaşabilirsiniz.





Plak, leke ve bakteri oluşumunu engellediğini hatta diş ve diş etlerinizi daha sağlıklı hale getirdiğini zamanla siz de göreceksiniz. En etkili iki yağımız çay ağacı yağı ve karanfil yağı.
Çay ağacı yağında bakteri, virüs ve mantar kaynakları hastalıkları önleyen doğal özellikler bulunur. Bu sebeple, ağız kokusu ve ağız içi tüm sorunlarınızda, ağzınızı temiz tutmak için rahatlıkla kullanabilirsiniz.



Karanfil yağı diş hekimlerinin ağzınızı uyuşturmak için kullandığı yapay bileşenin aynısını doğal olarak barındırıyor. Ayrıca içerdiği antioksidanlar sayesinde ağız sağlığı için harika bir araç oluyor.
Bu iki yağı her gün karıştırarak kullandığınızda, kısa süre içerisinde ağız sağlığınızda ciddi farklılıklar meydana gelecek. Tek yapmanız gereken birer damla çay ağacı ve karanfil yağını, taşıyıcı bir yağ olan hindistancevizi yağıyla birleştirip dişlerinizi bununla fırçalamak.
Siz diş sağlığınızı nasıl koruyorsunuz? Yöntemlerinizi bizimle paylaşın!
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Neredeyse İyi Gelmediği Hastalık Yok

Neredeyse İyi Gelmediği Hastalık Yok
Birçok insan ilaç kullanmak yerine doğal ürünler kullanarak sağlığını koruyor. En faydalı doğal ürünlerden biri bildiğiniz üzere zerdeçaldır. Vücudumuzun birçok ihtiyacını karşılar ve hastalıklar ile savaşarak daha sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlar.





Zerdeçalın faydalarına birkaç örnek verirsek: Alzheimer hastalığıyla, damar tıkanıklığıyla ve kalp hastalıklarıyla savaşır Beyin fonksiyonunu iyileştirir ve erken bunamayı engeller Ruh halinizi düzelterek depresyondan ve moral bozukluğundan korur.



Malzemeler 4 bardak su ¼ bardak elma sirkesi 1 yemek kaşığı zerdeçal tozu 1/8 yemek kaşığı acı biber



Hazırlanışı İlk önce suyu ısıtıyoruz. Ardından ocaktan alarak tüm malzemeleri içine alıyoruz ve hepsinin çözünmesini sağlıyoruz. Hazırladığımız karışımı dolapta saklayarak her gün bir bardak aç karnına tüketiyoruz. Kısa sürede faydalarını görmeye başlayacaksınız.
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Bu İçecek Siz Uyurken Yağlarınızı Yakıyor

Bu İçecek Siz Uyurken Yağlarınızı Yakıyor
Bu karışım fazla atık ve zehirli maddeleri vücudunuzdan atmaya yardımcı olur. Ayrıca gıdalardaki maddelerin emilmesini sağlar. Ayrıca vücudunuzu kanserli toksitlerden arındırırlar.
Metabolizmayı hızlandırma, bağışıklığınızı güçlendirme, vücudunuzu besleme ve kilo vermenize yardımcı olan bir içecek. Karın yağlarınızı tansiyonunuzu ve şeker hastalığınıza karşı iyi gelir.





The Hearth Journal’ın yayınladığı bir araştırma sonucu fazla abdominal yağ oluşması kalp krizine neden olur. Yağlarınızı azalması için uygun beslenme ve dengeli egzersizdir. Bu Kür tarifi yağ yakmak için en etkili yöntemdir.



Uyumadan Önce Yağları Yakan İçecek Tarifi Malzemeler ½ limon 1 tane salatalık 1 çay kaşığı kadar rendelenmiş zencefil Bir avuç maydanoz 1 su bardağı kadar su



Talimatlar ve Kullanım: Bütün malzemeleri blender içinde karıştırın. Uyumadan önce her gece karışımı için ve faydasını göreceksiniz. Bu önemli bilgilerden daha fazla yararlanmak için paylaşmayı unutmayın lütfen.
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Çamaşırları Daha Beyaz Yapacak 3 Sır

Çamaşırları Daha Beyaz Yapacak 3 Sır
Lekeleri beyaz giysilerden çıkarmak çok zor olabiliyor.
Giysilerinizi tekrar pırıl pırıl ve beyaz bir hale getirmek için pahalı çamaşır deterjanları kullanmanıza gerek kalmayacak.
Lekeleri çıkarmanın hem basit hem de etkili birkaç yolu var. Tüm sırları vermeden önce, bu 3 sırrın arasında reçetesiz satılan bir ilacında olduğunu söyleyebiliriz.
1. Kabartma Tozu
Pek çok insan kabartma tozunun beyaz çamaşırlarda çok etkili olduğunu söylüyor. İnanılmaz özellikleri nedeniyle, kabartma tozuyla her türlü şey yapabilir – çamaşırlarınızı daha beyaz ve ışıl ışıl hale getirmekte bunlara dahil.
8 gram (250 mi) kabartma tozu 1 galon (4 litre) suyla karıştırılır. Ardından kıyafetler birkaç dakika bu suda bekletilir. Şimdi onları çamaşır makinesinden geçirdiğinizde kıyafetleriniz doğal renklerine dönecektir.
2. Aspirin
Garip gelebilir, ancak aspirin çok etkili bir şekilde işe yarıyor. Sebepi ise Aspirin, giysilerdeki lekeleri çıkardığı söylenen asetilsalisilik asit içerir.





Altı aspirin ezin ve tozu bir su kabına koyun. Ardından kıyafetlerinizi 30 dakika boyunca karışımın içine batırın. Son olarak çamaşırları normal deterjanla yıkayın. Lekelerden eser kalmamış olacak ve kıyafetlerin her zamankinden daha beyaz olacak!
3. Sirke ve Limon
Sirke, mağazada satın alabileceğiniz çoğu temizlik ürününden daha iyi performans gösterir. En sert lekeleri alır ve ayrıca kötü kokuları etkisiz hale getirir. Ama hepsi bu kadar değil. Sirke, kıyafetlerinizdeki renklerin daha uzun süre dayanmasına ve beyazların gri renginin değişmesine de yardımcı olabilir.
İşte beyazlarınızı tekrar beyazlatmak için: yıkamaya biraz sirke ve bir kaşık limon suyu ekleyin. Giysileriniz yakında beyaz ve pırıl pırıl olacak.
Taze temiz, beyaz kıyafetler herkesin istediği bir şeydir. Bu ipuçlarını arkadaşlarınızla paylaşın ve gardırobunun biraz daha parlak olmasına yardımcı olun. Onlarda size teşekkür edecekler!
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Column Left