Column Left

Bizi Takip Edin

29 Haziran 2019 Cumartesi

2 Elma, 1 Limon ve 1 Bardak Yulaf ile Tüm Kilolarınızdan Kurtulun

2 Elma, 1 Limon ve 1 Bardak Yulaf ile Tüm Kilolarınızdan Kurtulun
u içeriğimizde sizin için hazırladığımız yöntem sayesinde oldukça kolay bir şekilde tüm fazlalıklarınızdan kurtulacaksınız. Sadece 3 malzemeye ihtiyacınız var ve şu an hepsinin evinizde olduğunuza oldukça eminiz. Bu tarif, size kilo verdirmenin yanında, vücudunuzu tüm toksinlerden temizleyecek, kolesterol seviyenizi düşürecek, felç ve kalp krizi risklerini azaltacaktır.





Tarifimiz şöyle: İhtiyacımız olan malzemelerimiz 2 yeşil elma, 125 gram yulaf, 1 limon Yarım litre maden suyu.



Özellikle yeşil elmalar bu tarifimizin bel kemiğini oluşturuyor. Hem lif zengini, hem de birçok vitamin barındırması elmayı vazgeçilmez kılıyor. İlk önce elmalarımızı küçük küçük doğruyoruz.



Maden suyuyla beraber blender a alıyoruz ve güzelce karıştırıyoruz. Ardından yulafı ekleyip homojen bir karışım elde edene kadar öğütüyoruz. Son olarak limonu içine sıkıyoruz. Haftada bir tüketmeniz yeterli olacaktır. Farkı çok kısa sürede hissetmeye başlayacaksınız.
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Beraber Tüketmeyin Felç Edebiliyor

Beraber Tüketmeyin Felç Edebiliyor
Hastalıklarımızı genellikle doğal yoldan bitki çaylarıyla yenmeye çalışıyoruz. Ama bazı ilaçlarla etkileşime geçen bitki çayları kötü sonuçlar doğurabiliyor. Uzman Türkan Özer, “Bazı bitki çaylarının ilaçlar ile etkileşimi var ve bu da ilaçların yan etkilerinin artmasına sebep olabiliyor.”
Zerdeçalı Safra Taşı Olan Kullanmamalı Uzman Özer, zerdeçal bağışıklığı güçlendiriyor, hatta kansere bile faydası var. Safra akımını zerdeçal güçleştirebiliyor. Safra taşı olanların zerdeçalı kullanmaması gerekiyor. Ayrıca 1 çay kaşığından fazla zerdeçal tüketilmemelidir.
Kan sulandırıcı kullanan zencefil kullanımında dikkatli olmalıdır. “Kanın sulanmasını arttıran zencefil, kan sulandırıcı kullanan insanların fazla zencefilli çay içmesi durumunda tehlikeli olabilir” dedi.





Masum Görünüyor Ama Felç Edebiliyor Yeşil çayın bir çok faydasını biliyoruz özellikle kadınlar diyet yaptıklarında yeşil çayı kullanıyorlar.
Yeşil çay K vitamini bakımından oldukça zengindir fakat felçlere sebep olabiliyor, “K vitaminini bolca barındıran yeşil çay, K vitamini sayesinde kanın koyulaşmasına sebep olur. Yeşil çay, kan sulandırıcı kullananlarda pıhtılaşma yapabilir. Bu pıhtılaşma sayesinde ise yeşil çay felçlere sebep olabilir. O yüzden kan sulandırıcı kullananların yeşil çay kullanmaması gerekir. Ada Çayına ve Kekik Çayına Dikkat Edin Sakinleştirici kullanan ada çayını dikkatli kullanmalıdır, Tansiyon ilacı kullananlar ise kekik çayına dikkat etmelidir.



Tansiyon düşürücü etkisi olan kekik çayını, biri tansiyon ilacı ile birlikte içerse tansiyonu daha çok düşecektir. Sakinleştirici kullananlar ise beraberinde ada çayı içerse ilacın etkisinin artmasına sebep olacaktır. Ada çayı özellikle hamilelere tavsiye edilmiyor çünkü düşüklere sebep olabiliyor. Alerjik reaksiyonlara sebep olan diğer bir çay ise kışın çok fazla tükettiğimiz kuşburnu çayı. Karaciğerden dışarı atılan bir çay da ekinezya çayıdır.
Ekinezya çayı karaciğerden dışarı atıldığı için, doğum kontrol, kolesterol ilaçlarını kullananlarda yan etkiye sebep olur. Az kullanmakta yarar var.” Diye özer belirtti.
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Eklem Romatizması ve Asap Sıkışması İyileşiyor

Eklem Romatizması ve Asap Sıkışması İyileşiyor
Cerahatli eklem romatizması ve asap sıkışması için Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu öğretmenimizin önermiş olduğu kiraz sapı ve ısırgan otu kürü ile şikayetlerinizden natürel nebatsal rehabilitasyon usulü ile kurtulabilirsiniz.
Cerahatli eklem romatizması romatoid artrit hastalığı şahıslarda ellerde ve ayaklarda sızı bulgularıyla başlayan bir hastalıktır. Bir süre sonra şahsın hayat niteliğini düşürmekte, sosyal yaşantısına mani olmaya başlar. Öncelikle öğrenilmelidir ki cerahatli eklem romatizması rehabilitasyonu olan bir hastalıktır. Şayet hakimiyet edilirse ve uygun rehabilitasyon usulleri uygulanırsa şahıs bu hastalığı bedeninden atabilir. Şayet hekiminiz size bu hastalığın tanısını koymuşsa evinizde İbrahim Saraçoğlu öğretmenimizin tanımını verdiği nebatsal kür ile rehabilitasyona başlayabilirsiniz. Kiraz sapı ve ısırgan otu ile hazırlayacağınız bu kür aynı zamanda asap sıkışması içinde kullanılır.





Lazım olan malzemeler 25-30 adet kurutulmuş kiraz sapı Bir tutam ısırgan otu Yarım litre klorsuz su
Nasıl Hazırlanır? İlk olarak yarım litre klorsuz suyu evvelden kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra içerisine 25-30 adet kiraz sapını ilave edin. Kiraz saplarını ilave ettikten sonra takribî 3 dakika daha kaynatın. 3 dakika dolduktan sonra takribî kiraz sapı ölçüyü kadar bir tutam ısırgan otunu karışıma ilave edin. Isırgan otunu da ilave ettikten sonra kısık ateşte 6-7 dakika daha kaynatın. 6-7 dakika sonra ocağın altını kapatın ve ılımaya vazgeçin. Ilındıktan sonra süzüp içebilirsiniz.



Romatizma, Asap Sıkışması Kürü Nasıl Uygulanır? Hazırlamış olduğunuz bu kürün 1 kadehini sabah kahvaltıdan 2 saat sonra, kalan 1 kadehini ise akşam yemeğinden 2 saat evvel harcayın. Toplamda bu kürü 21 gün süresince uygulamalısınız. Karışımı her gün taze olarak hazırlamalısınız. 21 gün dolduktan sonra hastalığın seyrine göre kürü tekerrür uygulayabilirsiniz. Kiraz sapı ısırgan kürünün hiç bir hasarı yoktur. Ayrıca kiraz sapı zayıflamada da ehemmiyetli bir rol oynamaktadır.



bu küre destek olarak asap sıkışması probleminde ki sızıları gidermek için ardıç yağı ile masaj yapabilirsiniz. Kullanacağınız ardıç yağının hakiki olmasına itina gösterin. Piyasada çok fazla sahte ardıç yağı bulunmaktadır. Sızılı bölgelerinize bir ölçü ardıç yağını masaj yaparak uygulayabilirsiniz.



Haftada 3-4 gün uygulayabilirsiniz. Romatizmal hastalıklar için kullanılan ilaçların bir çoğu geçici olarak sızıları gidermeye müteveccihtir. Bu uygulayacağınız kür ise hem sızıları giderir hemde hastalığı tamamen iyileştirmeye müteveccih tesir gösterir. Kürü ilk uygulamaya başladığınız hafta bedende depolanır, ikinci hafta ise rehabilitasyon etmeye ve sızıları gidermeye başlar.
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Vücudunuzun Magnezyuma İhtiyacı Olduğunun 8 Belirtisi

Vücudunuzun Magnezyuma İhtiyacı Olduğunun 8 Belirtisi
Şu an bedeninizde hangi vitaminin eksik olduğunu tespit etmeniz çok zor, birçok tahlil sonucunda varılabilen bu bulgular çoğu zaman doğru sonucu vermeyebiliyor. Özellikle bayanlarda protein, demir eksikliği ve magnezyum eksikliği çok sık görülüyor.
Her yetişkinin günlük 300-450 mg. magnezyuma ihtiyacı var. Günümüzde yediğimiz içtiğimiz ile bu rakamlara ulaşmamız zor olabiliyor. Magnezyum eksikliği olan kişilerde sinir bozukluğu, devamlı yorgunluk, kaslarda ağrılar meydana gelir. Magnezyum eksikliğinin tüm belirtilerini aşağıda sizin için belirledik.



1. Kas ağrıları Magnezyum kas ağrılarını iyileştirir ve güçlü bir kas yapınızın olmasını sağlar.



2. Yüksek tansiyona neden olur Yüksek tansiyon demek kalbinizin normalden daha fazla çalıştığı anlamına gelir. Magnezyum desteği alan kişiler almayanlara göre daha az kalp ve tansiyon rahatsızlığı yaşamaktadır.



3. Kabızlık sorunları Magnezyum eksikliği ciddi kabızlık problemlerine neden olur.



4. Kaygı, endişe, panik atak Magnezyum, stres, kaygı ve panik atak gibi hastalıkları



5. Seri Kalp Atışı Bir önceki maddede de belirttiğimiz gibi panik atak gibi rahatsızlık bu maddeyle ilişkilidir. Seri kalp atışının olmaması için magnezyum desteği almanız gerekir.

6. Uykusuzluk problemleri Uykusuzluğun birçok sebebi olsa da magnezyum eksikliğinden de kaynaklanabilir. Eğer sürekli uykusuzluk sorunu yaşıyorsanız doktora görünmenizde fayda var.
Kaynak : www.hashaberler.xyz

Kocakarı Yöntemi' Diye Tabir Edilen ve Dişlerdeki Plakları Yok Eden Yöntem

Kocakarı Yöntemi' Diye Tabir Edilen ve Dişlerdeki Plakları Yok Eden Yöntem
Kocakarı Yöntemi’ Diye Tabir Edilen ve Dişlerdeki Plakları Yok Eden Yöntem...Evinizde bulunan malzemelerle diş plaklarınızdan kurtulabilirsiniz. Nasıl mı? Bebekler hariç bütün yetişkinlerin hayatının belli bir bölümünde dişinde plaklar oluşmuştur. İşte yanıtı.Okuduktan sonra paylaşmayı unutmayın.
Kötü görüntü oluşturan plaklardan kurtulmak epey pahalı olabiliyor.
Doğru yöntemi bilirseniz para harcamanıza gerek kalmıyor.
Evinizde bulunan malzemelerle diş plaklarınızdan kurtulabilirsiniz.
Bir de bunun bilimsel olarak kanıtladığını söylemiş miydik?





Malzemeler
1 — Tuz
Sofra tuzu işinizi görecektir.
Bir çay kaşığı yeterli.
Hemen küçük bir kaba koyun.
2 — Karbonat



Tuza, iki çay kaşığı da karbonat ekleyip güzelce karıştırın.
3 — Su
Bir çay kaşığı suyu ekleyip karıştırın.
Karışım, diş fırçasına koyulabilecek sertlikte olmalı.



Nasıl ve Ne Sıklıkta Fırçalamalı?
Ev yapımı diş macununuzla dişlerinizi üç dakika boyunca fırçalayın. Sonra ağzınızı çalkalayın!
Hepsi bu kadar!



Dişlerinizde plak oluşmaması için ayda birkaç kez karışım ile dişlerinizi fırçalayın.
Tüyo: Karışımın dilinize gelmemesi için özen gösterin. Aksi halde dilinizde istenmeyen bir tat oluşabilir.
Kaynak : https://www.hashaberler.com

D Vitamini Eksikliğinin 13 Belirtisi

D Vitamini Eksikliğinin 13 Belirtisi
Eksikliği birçok hastalığa kapı açıyor.Bu nedenle belirtilerinden haberdar olmak çok önemli.İşte D vitamini eksikliğinde vücudunuzun size verdiği 13 işaret.Vücudunuzdaki D vitamini oranını arttırmak mı istiyorsunuz? İşte D vitamini açısından zengin olan yiyecekler: Süt Peynir Yumurta sarısı Balık (Somon, levrek, turna, sardalya) Mantar
Gün geçtikçe D vitamini eksikliğinin sağlığınızı ne kadar olumsuz etkilediği ortaya çıkıyor.
Kalsiyum emilimini hızlandıran ve kemiklerinizin gelişmesini sağlayan D vitamini, özellikle dişleriniz ve iskeletiniz için çok önemli. Çoğu kişinin yeterince alamadığı vitaminlerden en önde geleni.
D vitamini eksikliğinin tespiti dikkat isteyen bir iş. Eksikliği birçok hastalığa kapı açıyor.Bu nedenle belirtilerinden haberdar olmak çok önemli.İşte D vitamini eksikliğinde vücudunuzun size verdiği 13 işaret.
D vitamini eksikliği nedir? D vitamini eksikliği, neredeyse dünyanın her ülkesindeki insanları etkiliyor.Eğer fazla dışarıya çıkmıyorsanız ve güneş ışığı almıyorsanız D vitamini eksikliği çekmeniz işten bile değil. Vücut bu vitamini kendiliğinden üretemiyor. Güneş ışığı almanız gerekiyor.

D vitamini yağ hücrelerinde aylarca depo edilebiliyor. Ancak soğuk bölgelerde yaşıyorsanız, D vitaminleri vücut tarafından hızlıca kullanılıyor. Bazı kaynaklardan aktarılanlara göre, D vitamini vücutta ortalama üç ay boyunca saklanıyormuş ancak bu kişiden kişiye değişiyormuş.
D vitamine ihtiyacınız olduğunun 13 işareti:
1- Kas zayıflığı/yorgunluğu
D vitamini güçlü bir sinir sisteminin olmazsa olmazıdır. D vitamini eksikliği ağrıya, kas zayıflığına ve hatta kofnitif yetersizliğe neden oluyor.
Newcastle Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, yeterince D vitamini alıyorsanız spor yaptıktan sonra daha az yorgun hissediyormuşsunuz.
2- Kemik ağrısı
Kemik ağrısı çeken 150 kişiye yapılan testlerde, %93’ünün D vitamini seviyesinin çok düşük olduğu görüldü.D vitamini eksikliğinde kas lifleri tam olarak çalışmadığından kalça ve leğen kemiği



çevresinde ağrılar meydana gelir.
3- Solunum problemleri
D vitamini solunum yollarınızın düzgün bir şekilde çalışmasını sağlayıp sizi hastalıklardan ve enfeksiyonlardan korur. Özellikle de çocuk için çok önemlidir.
Çocuğunuzda astım varsa, daha fazla D vitamini almasını sağlamalısınız. Yapılan yeni bir araştırmada, D vitamini takviyesi alan çocukların astım krizi geçirme riskinin %50 daha düşük olduğu görüldü.
4- Sıcak basması
Alnınız durup dururken terliyor mu? Oda sıcaklığı normal olmasına rağmen anormal bir şekilde terliyor musunuz? Boston University Medical Center’da çalışan Michael Holick’e göre bunların hepsi D vitamini eksikliğinin belirtisiymiş.Yine eskiden doktorlar, yeni bebeği olan annelere alınlarını kontrol etmelerini söylerlermiş.
5- Depresyon
Yapılan birçok araştırmada D vitamini eksikliğinin depresyona neden olduğu kanıtlandı. D vitamini eksikliği çeken kadınların depresyona girme riski erkeklerin iki katı oranındaymış.
Finlandiya’da yapılan bir araştırmada D vitamini seviyesi yüksek olanların depresyona girme riski %35 daha azmış.Yine de depresyon ve D vitamini arasındaki bağa dair tartışmalar yok değil.
6- Doğurganlık
Avustralya’da 2008’de yapılan bir araştırmada D vitamininin doğurganlıkta hayati önemi olduğu görüldü.Ek olarak yapay döllenme yoluyla gebe kalmak isteyen anne adaylarından, D vitamini seviyesi yüksek olanlar tedaviye daha iyi yanıt veriyormuş.
7- Kronik baş ağrısı
Sık sık başınız mı ağrıyor? D vitamini eksikliği kronik baş ağrılarına neden oluyor.Finlandiya’da 1984 ile 1989 yılları arasında 42 ile 60 yaşları arasında 2.600 erkeğin katıldığı bir araştırma yapıldı. Erkeklerden %68’inde D vitamini eksikliği ve beraberinde kronik baş ağrısı olduğu tespit edildi.
8- Cilt problemleri
Yapılan birçok araştırmada D vitamininin vitiligo ve sedef hastalığıyla savaştığı görüldü.Greenmedinfo’dan aktarılanlara göre 2013 yılında 16 vitiligo ve 9 sedef hastasına D vitamini takviyesi verilmiş. Takviyenin ardından hastalıklarının ve belirtilerinin hafiflediği görülmüş.
9- Saç dökülmesi
Saçlarınız mı dökülüyor? D vitamini eksikliğiniz olabilir.
18 ile 45 yaşları arasında saçların dökülmesinden şikayetçi olan 80 kadının katıldığı bir çalışmada hepsinde D vitamini eksikliği tespit edildi.
10- Yorgunluk
Sık sık yoruluyor musunuz? Böyle hisseden birçok insan D vitamini eksiklikleri olduğunu bilmiyorlar.Vücudunuz enerji üretebilmek için D vitaminine ihtiyaç duyar. D vitamini eksikliğinde günün büyük bir bölümünde yorgun hissedersiniz.
11- Yüksek tansiyon
D vitamini eksikliği direk olarak yüksek tansiyona neden oluyor. Güney Avustralya Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı bir araştırmada kendilerini sürekli yorgun hisseden kişiler incelendi ve hepsinde de D vitamini eksikliği olduğu görüldü.
12- Kemiklerde zayıflık
30’lu yaşlara yaklaştığınızda vücudunuz kemik gelişimini durduruyor. D vitamini eksikliği bunun daha erken yaşlarda görülmesine neden oluyor.
Kemik erimesi ve D vitamini eksikliği arasındaki ilişki üzerine de yıllardır araştırmalar yapılıyor. Kalsiyum ve D vitamini takviyeleri alarak kemiklerinizin düzgün bir şekilde gelişmesini sağlayabilir ve kemik erimesinin önüne geçebilirsiniz.
13- Ruh hali değişikliği
D vitamini, mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin salınımında direk olarak etkilidir.Sık sık kızgın hissediyor musunuz? Küçük şeyler sizi hemen rahatsız mı ediyor? D vitamini eksikliğiniz olabilir. Sheffield Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada D vitamininin anksiyete, uykusuzluk ve depresyona iyi geldiği görüldü.
Kaynak : https://www.hashaberler.com

Balgam ve İdrar Söktürüyor, Felç Riskini Azaltıyor, Gutu Yeniyor

Balgam ve İdrar Söktürüyor, Felç Riskini Azaltıyor, Gutu Yeniyor
Her derde deva olarak bilinen kapari çiçeği, uzun yıllardır birçok alanda kullanılıyor. Kapari çiçeği doğal olması sebebiyle tercihi arttırıyor. Yemekten sağlığa kadar birçok faydası bulunan kapari çiçeğini yakından tanımaya ne dersiniz?
Kapari veya gebre otu yüzyıllardır kullanılan şifalı bir bitkidir. Öyle ki Evliya Çelebi bile Seyahatnamesi’nde kapariden bahsetmiştir. Hem yaprakları, hem çiçekleri hem de tomurcukları kullanılır ama daha çok konserve şeklinde turşusu ülkemizde yaygın olarak satılır.
Kapari çok mucizevi bir bitkidir. Kısırlıktan hemoroide, gut hastalığından mide problemlerine kadar her derde deva. Ama en çok da MS hastalığına şifa…
Sponsorlu Bağlantılar
Yapılan araştırmalar sonucu kapari bitkisinin MS hastalığına %80 faaliyeti olduğuna saptanıldı. Türkiye’de de yetişen bu bitki halk tarafından çok fazla bilinmektedir.
kapari





MS Hastalığı Tedavisinde Kapari Bitkisinin Kullanımı
MS hastalığı beyindeki omurilikte sinirlerin hasarlanması sonucu ortaya çıkan ve sonucunda görme bozukluğu, geçici görme kaybı, kolda veya bacakta güçsüzlük, yürüyüşte dengesizlik, ellerde titreme, konuşurken ortaya çıkan bozukluk gibi belirtiler gösterir. Bu hastalık bağışıklık sistemini sarsar ve merkezi sinir sistemini (MSS) etkiler.
Pamukkale Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucu,konsantre kapari çayı içirilen MS hastası deneklerde %80’inin iyileştiğine saptanıldı.
Kapari bitkisi Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgelerde yetişmektedir. Potasyum,kalsiyum,fosfor bakımından çok zengindir. Bitki kendisiyle kalmayıp tohumlarında A vitamini ve protein barındırmaktadır.



Kapari sadece hastalıkta tedavi amaçlı kullanılmaz. Kapari bitkisi gıda, kozmetik ve ilaç sanayisinde de kullanılmaktatır.
Kapari Nasıl Yenir?
Kapariyi peynir ile pişirip yiyebilirsiniz.
Somon, tavuk, hindi, kırmızı et ve sebzelerin üzerine tuz yerine serpebilirsiniz.
Kapari tohumlarından turşu yapabilirsiniz.
Zeytinin yerine kapari kullanabilirsiniz.
Salatalarda kullanabilirsiniz.



Pizza üzerine kekik ile birlikte serpebilirsiniz.
Domates sosuna ekleyerek tavuk, et ve balık yemeklerinde servis edebilirsiniz.
kapari faydaları
Kaparinin Diğer Mucizevi Faydaları
Ağrıyı keser.
Sindirim sistemini düzenler ve böylelikle kabızlık problemini ortadan kaldırır.
Felç olma riskini azaltır.
Romatizmal bozuklukluklarda tedavi amaçlı kullanılır.
Mide rahatsızlığında ve ülserde kullanılır.
Tümor oluşmamasını sağlar.
Kalça ağrılarında ve rahatsızlıklarında tüketilir.
Karaciğeri korur.



Hemoroid hastalığına yakalananların tedavilerinde kullanılır.
Cinsel performansı arttırır.
MS Hastalığının tedavi yöntemlerinden biridir.
Balgamı söker.
Gut hastalığının tedavisinde kullanılan yöntemdir.
İskorbit hastalığına iyi gelmektedir.
İdrarı söker ve kolay çıkışını sağlar.
Kapari Çayı
Çay Nasıl Yapılır?
6 bardak sıcak suyun içine 1 çay kaşığı kapari bitkisi eklenir. Ekledikten sonra 5 dakika demlenmesi için zaman ayırırız.
Hazırlanan bu çayı sabah,öğle,akşam yemekten önce aç karnına tüketin. Çayı aktarlardan ya da internet sitelerinden satın alabilirsiniz.
Not : Şeker ile karıştırarak tüketmenizi önermiyoruz.
Kapari Çayı Neye İyi Gelir?
Kişinin sinirlerini ortadan kaldırır ve sakinleşmesini sağlar.Herhangi bir yeriniz ağrıdığında da kullanabilirsiniz.
Kanı temizler ve MS hastalığı oluşumunu engeller.
kapari nedir
Nasıl tüketilir, nasıl kullanılır?
Turşu olarak ya da salatalarda ve balık yemeklerinde de tüketebilirsiniz.
Kapari bitkisi MS hastalığının doğal ilacı:
Yapılan araştırmalar sonucu MS hastalığına iyi geldiğine saptanmıştır. Bu hastalığı taşıyan kişiler sabah ve akşam 2 öğün aç karnına küçük kavanoz tüketmesi önerilir. Ağız zevkinize göre zeytinyağı ya da limon da ekleyebilirsiniz.
Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…

Saçlarını boyamak için aldığı açıcı yüzünden kel kaldı! Kadın herkesi uyarıyor

Saçlarını boyamak için aldığı açıcı yüzünden kel kaldı! Kadın herkesi uyarıyor
29 yaşındaki Kirsty Weston, saçlarının rengini değiştirmeye karar verdi. Kahverengi olan saçlarını unicorn saç rengine boyamak istedi.
İngiltere’nin St. Albans şehrinde yaşayan 29 yaşındaki Kirsty Weston, saçlarının rengini değiştirmeye karar verdi. Kahverengi olan saçlarını unicorn saç rengine boyamak istedi.
İngiliz The Sun gazetesine göre; önce saçlarını açmak için 5 sterline (yaklaşık 24 lira) aldığı beyazlatıcıyı saçlarına uyguladı. Yaptığı bu uygulama, üç haftasını hastanede geçirmesine sebep oldu
Kirsty, bu yılın ocak ayında satın aldığı toz ağartıcıyı, paketin içerdiği talimatlara göre uyguladığını iddia etti. Ancak ürünün, paketin içine dahil edilmeyen ve ayrı olarak satın alınması gereken peroksit ile karıştırılması gerekiyordu. Peroksiti aldıktan sonra yama testi yapmayan Kirsty Weston, karışımı saçlarına sürdükten 15 dakika sonra kafa derisinde yanma hissetmeye başladı. Adeta saçlarından yanık kokusu geldiğini söyleyen talihsiz kadın acının çok dayanılmaz olduğunu, başının dönmeye başladığını ve bayılmak üzere olduğunu belirtti.





Ertesi gün yüzü şişmeye başlayan Weston, acil servise başvurdu. Alerjik reaksiyon geçirdiği belirtildi ve genç kadın antibiyotik kullanmaya başladı. Ancak ilerleyen haftalarda ağrısı geçmeyince hastaneye giden kadının ağır yanıkları olduğu tespit edildi.



Doktorun, saçlarını kaldırmasıyla kafa derisinin kalktığını söyleyen Weston, ertesi gün ameliyat edildi. Üç hafta içinde cilt grefti de dahil olmak üzere beş operasyon düzenlendi. Bacağından alının greft kafasına nakledildi.



Ucuz ürün yüzünden kel kaldığını belirten Weston, sözlerine şöyle devam etti: “Saçımı tamamen yok edip, hayatımı böyle değiştireceğini hiç düşünmemiştim. Çok acı çekiyor ve kendime olan güvenimi tamamen kaybetmiştim.”



Weston, saçlarının yarısını kaybetti ve kaybettiği saçların tekrar çıkmayacağı söylendi. İki farklı tedavi teklif edildiğini ancak bu tedavilerinin başarısız olabileceğini ifade eden Weston, cilt



genişletme tedavisine daha sıcak baktığını söyleyerek, “Ne yapacağımdan emin değilim, cildimdeki greftin iyileşmesine konsantre oluyorum” dedi.
Kaynak : http://www.bilenkadinlar.com

Topuk Dikenine Karşı Denenmiş Doğal Yöntem

Topuk Dikenine Karşı Denenmiş  Doğal Yöntem
Ne kadar rahatsız edici ve kötü bir problemdir o. Sayfamıza o kadar çok bu konuda soru ve talep geliyor ki, en bilinen, denenmiş ve geçerli yöntemleri sizler için paylaşmak istedik.Siz de bu yazıyı mutlaka paylaşın, belki birine faydası dokunur. Tamamı bitkisel ve doğal çözümler.Topuk dikeni birçok kişinin yaşadığı sorunların başında gelmektedir. Ayakta bulunan topuk bölgesindeki çıkıntı halindeki sorunun adı olan topuk dikeni genellikle rötgen makinesi ile belirlene bilmekte ve teşhis konmaktadır.
Kaynana Dili : Adı halk arasında bu şekilde geçiyor. Sağlığa, ruh sağlığına, saç bakımına şifa olduğu biliniyor. Ama en büyük faydası topuk dikenine.



Bu bitkinin üst kabuğunu alıp çok az bir miktar alıp, minik minik doğrayıp, organik gerçek 3-4 yemek kaşığı zeytinyağında kaynatıp, ılık olarak ağrıyan yere bağlayın.
Ardından ayağınıza poşet geçirin. Sabaha kadar kalacak ve 1 hafta ara vermeden yapılacak. 1 hafta sonunda topuk dikeninden kurtulacaksınız.
Acı pul biber : Acı pul biberi ezin ve topuk dikenin üzerine gece yatarken bağlayın. Ard arda 5 gün kadar yapıldığında faydalı oluyor.Anasayfa » Sağlık » Topuk Dikenine Karşı, Denenmiş 3 Doğal Yöntem
Topuk Dikenine Karşı, Denenmiş 3 Doğal Yöntem





Ne kadar rahatsız edici ve kötü bir problemdir o. Sayfamıza o kadar çok bu konuda soru ve talep geliyor ki, en bilinen, denenmiş ve geçerli yöntemleri sizler için paylaşmak istedik.Siz de bu yazıyı mutlaka paylaşın, belki birine faydası dokunur. Tamamı bitkisel ve doğal çözümler.Topuk dikeni birçok kişinin yaşadığı sorunların başında gelmektedir. Ayakta bulunan topuk bölgesindeki çıkıntı halindeki sorunun adı olan topuk dikeni genellikle rötgen makinesi ile belirlene bilmekte ve teşhis konmaktadır.



Kaynana Dili : Adı halk arasında bu şekilde geçiyor. Sağlığa, ruh sağlığına, saç bakımına şifa olduğu biliniyor. Ama en büyük faydası topuk dikenine.
Bu bitkinin üst kabuğunu alıp çok az bir miktar alıp, minik minik doğrayıp, organik gerçek 3-4 yemek kaşığı zeytinyağında kaynatıp, ılık olarak ağrıyan yere bağlayın.
Ardından ayağınıza poşet geçirin. Sabaha kadar kalacak ve 1 hafta ara vermeden yapılacak. 1 hafta sonunda topuk dikeninden kurtulacaksınız.



Acı pul biber : Acı pul biberi ezin ve topuk dikenin üzerine gece yatarken bağlayın. Ard arda 5 gün kadar yapıldığında faydalı oluyor.
2 günün ardından faydasını hissetmeye başlıyorsunuz. 2 günde tamamen geçirdiği bile çok oluyor.
Kına : En eski yöntem. Topuklarınıza kına yakın. Topuk dikenini eritip, yok edecek. Bu yöntem denenmiştir. Defalarca ameliyat olan arkadaşım tavsiye üzerine kına yaktı ve şifa buldu. Allah’in izniyle..deneyin ne kaybedersiniz..
Bunların haricinde özellikle kantaron, papatya ve çörek otu yağları bu konuda etkili yağlar olmaktadır. Her gün düzenli olarak bu yağlardan biri ile masaj yapmanız bir süre sonra topuk dikeni sorununu ortadan kaldıracaktır.
Kaynak : http://www.bilenkadinlar.com

Şeftali Reçeli

Şeftali Reçeli
Malzemeler;
1 kg yumuşak olmayan şeftali (sert olacak)
4 su bardağı toz şeker (ortalama şeftalinin üzerini kapatacak kadar)
Nohut büyüklüğünde limon tuzu
6/7 tane karanfil (isteğe bağlı ,ben kullanıyorum.
Yapılışı;
Şeftaliler bol su ile yıkanarak süzgeçte suyu süzülür.
Şeftalilerin kabukları soyularak ister dilim halinde ,ister küp şeklinde tencereye doğranır.(Benim şeftaliler çok sertti o yüzden küp halinde doğradım)
Şeftalinin üzerini kapatacak kadar şeker konulur (ortalama 4 su bardağı oluyor)
Tencerenin kapağı kapatılarak 3 /4 saat bekletilir.(hafif sulanmış oluyor)
Tencereyi ocağa koymadan önce fazla zedelemeden kaşıkla karıştırılarak ocağa konulur.
Su ilave etmedim kaynamaya başlayınca sulanıyor.
Önce ocak orta derecede açılır.Kaynamaya başlayınca üzerinde oluşan beyaz köpükler alınır.10/15 dakika kaynatılır.





Ocağın altı kısılır.Reçelin suyundan bir kaseye bir iki kaşık alınır.
Suyu soğuduktan sonra kaşıkla akıttığınız zaman hafif koyulaşıyorsa tamamdır.
Limon tuzu ve karanfil ilave edilerek 5 dakika daha kaynatılarak ocaktan alınır.
Reçel sulu olabilir, telaşlanmayın.Güneşe koyduğumuz zaman suyu yoğunlaşıyor.
Geniş bir tepsiye (fırın tepsisi olur) boşaltılır.Güneş gören bir konulur.Günde 1,2 kere karıştırılır.
Akşamları toz olmasın diye üzerine temiz bir tülbent örtülür.
Reçelin suyu istediğiniz kıvama gelene kadar (2,3 günde suyu yoğunlaşıyor)
Kavanoza koyarak serin bir yerde muhafaza edebilirsiniz.
Not: Güneşte bekletmemizin sebebi reçelin suyu daha berrak oluyor ve bozulma olmuyor.
Kaynak : http://www.bilenkadinlar.com

28 Haziran 2019 Cuma

Şok 3 Temmuz 2019 Aktüel Ürünler Kataloğu








10 Dakikada Kol ve Göbekteki Fazlalıklardan Kurtulun

10 Dakikada Kol ve Göbekteki Fazlalıklardan Kurtulun
Vücudunuzu güçlendirmek ve basen, kalça, karın, omuz ve kollarınızı şekillendirmek için günde sadece 10 dakikaya ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz?



Tüm bu egzersizler için ihtiyaç duyacağınız tek şey bir duvar! Bu da demek oluyor ki tüm bu egzersizleri evinizde yapabilirsiniz ve tabii dilerseniz iş yerinizde de.
Sizi zorlayabilecek tek şey belki de egzersizleri yaparken ara verilmiyor olması. En iyi şekilde faydalanmanız için ara vermeden hepsini sırayla gerçekleştirmelisiniz.



Daha önce de evinizde uygulayabileceğiniz ve sizi oldukça kısa zamanda forma sokacak egzersiz içeriği paylaşmıştık. İsterseniz içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz.



Bacak Kıvırma Hareketi



Duvarı arkanıza alın ve dizlerinizin üzerine doğru çökün. Ayaklarınız duvara paralel, yere de dik olmalı. Ellerinizin üzerine doğru eğilin ve elleriniz omuz hizasında olacak şekilde dirsekten kırarak şınav pozisyonu alın. Dizlerinizi ve ayaklarınızı kesinlikle yerden kesmeyin. Bu hareketi 15 kere tekrarlayın.





Duvar Yürüyüşü
Duvarı karşınıza alın ve yere uzanın. Bir ayağınızı diziniz kırık bir biçimde duvara yerleştirin ve boşta kalan bacağınızı 90 derece yukarı yönde kaldırın ve daha sonra vücudunuzu yukarı çekin. Bu hareketi bacak değiştirerek 15 kere tekrarlayın.
Duvar Şınavı
Duvarı karşınıza alın. Ayakta olacak şekilde yavaşça duvarda şınav pozisyonunu alın ve ayaklarınızın yerde sabit olduğundan emin olun. Kollarınız omuz genişliğinde açık olamlı. Vücudunuzu ayaklarınızı oynatmadan ittiğinizden emin olun ve ilk pozisyonunuza dönün. Bu hareketi 15 kere tekrarlayın.
Tek Bacaklı Duvar Şınavı


Burada dikkat etmeniz gereken ve diğer egzersizlerden farklı bir kısım var. Yine duvarı karşımıza alıyoruz ve pozisyonumuzu koruyoruz. Şınav pozisyonunu alıyoruz fakat kollarımızın kafa genişliğinde açık olduğundan emin oluyoruz. Bu defa bir bacağımızı yere paralel olacak şekilde geriye doğru uzatıyoruz. Bu hareketi 15 kere tekrarlayın.
Tırmanış
Bu egzersiz çok eğlenceli! Şınav pozisyonunu alıyoruz fakat bu sefer bir bacağımız duvara dayalı, diğer bacağımız ise dizden bükük bir şekilde havaya kaldırıyoruz. Kollarımızın yine kafa genişliğinde açık olduğundan emin bir şekilde pozisyonu 60 saniyeliğine bozmuyoruz. Daha sonra pozisyonu bacak değiştirerek tekrarlıyoruz.



Duvar Oturuşu
Duvarı arkamıza alıyoruz ve kendimizi yavaşça duvara bırakıp, daha sonra dizlerimizi kırıyoruz. Sırtımızı duvara tamamen yaslayıp oturma pozisyonunu alıyor ve bu pozisyonu 60 saniyeliğine bozmuyoruz.
Bacaklar Duvarda
Bacaklarımızı dizden büküyoruz ve duvara oldukça yakın duruyoruz. Daha sonra bacaklarımızı 90 derece yukarı yönlü kaldırarak duvara tamamen yaslıyoruz. Bacaklarımızın ve kalçamızın duvara tamamen temas ettiğinden ve en önemlisi de vücudumuzun yerde kaldığından emin oluyoruz. Pozisyonu 60 saniyeliğine bozmuyoruz ve bitiriyoruz.
Kaynak:www.bilgidoktoru.com

Haşere ve Böcekler Bu Bitkiyi Görünce Kaçıyor

Haşere ve Böcekler Bu Bitkiyi Görünce Kaçıyor
Haşerelerden, hamam böceklerinden bu yaprak sayesinde sonsuza dek kurtulacaksınız.
Ayrıca Kimyasal haşere ilaçları gibi zararda içermiyor özellikle evinizde çocuğunuz ve de evcil hayvanınız varsa bu yönden de çok güvenilir ve de kesin bir yöntem
Peki nedir bu?
Defne yaprağı. Evet Defne yaprağı şaşırtıcı şekilde haşerelerin kaçmasını sağlıyor
Defne yapraklarını taze ve kuru olarak kullanabilirsiniz.Yalnız kuru defne yapraklarını tercih ederseniz çok daha iyi sonuç alacaksınız
Kuru defne yapraklarını havanda ezerek toz haline getirin ve mutfak başta olmak üzere evinizin köşelerine serpiştirin




Ayrıca güvelerden kurtulmak içinde dolapların içerisine kuru defne yaprakları koyun
Keskin kokusu sayesinde tüm haşerelere son veriyor.
Bu Faydalı Bilgiden Arkadaşlarında Haberi Olsun. Onlarla Paylaşmayı Unutma..
Kaynak:www.bilgidoktoru.com

Column Left