Column Left

Bizi Takip Edin

23 Haziran 2019 Pazar

Uyku Apnesi ve Unutkanlık

Uyku Apnesi ve Unutkanlık
Araştırmacılar; Uyku Apnesinin Hafıza Kaybına Yol Açtığını iddia ediyor…
Uyku Apnesi Uykuda nefes almakta zorlanan kişilerin daha erken yaşlarda hafıza (unutkanlık) problemleri yaşadığı tespit edildi.
Neurology isimli yabancı bir dergide yayımlanan araştırmada, Amerikalı bilim adamları 55 yaşın üstünde 2.400 kişi üzerinde inceleme yaptı.
Uyku apnesinden şikayetçi olan kişilerin, iyi uyuyan kişilere göre 10 sene önce unutkanlıktan ve düşünme yetenekleri ile ilgili diğer problemlerden yakındıkları belirlendi.
Bu tespitin, kötü bir uyku ile hastalıklar arasında kurulan ilişkiyi pekiştirir nitelikte olduğu açıklandı.
ABD’de kapsamlı bir Alzheimer araştırması yürüten bilim adamları, bilhassa uyku apnesi çektiklerini ifade eden gönüllüler üstünde inceleme yaptı.
Uyku apnesinde, boğazdaki kasların gevşeyerek solunum yolunu engelliyor ve soluk almayı zorlaştırıyor.
Uyku apnesi hastaları genelde yüksek sesle horluyor ve gece boyunca pek çok kez uyanıyor.
Beyne giden oksijenin oldukça önemli olduğu vurgulandı





Bilim Adamları bazı hastalarda, beyin dahil önemli bazı organların yeteri kadar oksijen alamamasından endişe duyuyor.
Araştırmaya göre solunum yollarının açık tutulmasını ve oksijen girişini sağlayan CPAP cihazını kullanan bazı uyku apnesi hastaları, bellek kaybı probleminden şikayetçi olmadı.
Araştırmacılar şimdi CPAP tedavisinin bu alandaki yararını saptamak için daha geniş çaplı bir araştırma yapacak.
İngiltere’deki Alzheimer Araştırma kuruluşundan Dr. Simon Ridley, “Bu araştırma, uyku esnasında solunumdaki aksaklığın, ilerki yaşlarda görünen hafıza ve düşünme yeteneklerindeki gerilemede bir risk olabileceğini gösteriyor; ancak buna yol açtığını kanıtlamıyor.” dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti:
“Beyne iyi seviyede oksijen girmesi, beyin sağlığı bakımından çok büyük önem taşır. Uyku apnesi tedavisiyle daha ilerki yaşlarda hafıza ve düşünme problemleri arasında kurulan ilişki de enteresan.”
Sağlıcakla Kalınız…
Kaynak : organikdoktorum.com

Dertlere Deva: 40 Yaş Üstü Her Kadın Günde 2 Bardak İçmeli

Dertlere Deva: 40 Yaş Üstü Her Kadın Günde 2 Bardak İçmeli
Gaz problemlerinden karın şişliğine, kolesterol ve kalp hastalıklarına kadar tam bir koruyucu nefer ceviz suyu! Nasıl yapıldığı ve kullanımı da çok önemli. Tek tek bunları size açıkladık.
Ceviz suyunun faydaları
Bolca viitamin, Omega-3 ve yağlı asitler içeren cevizin tüm faydalarına hemen hemen herkes aşina… Uzmanların sıkça dillendirdiği gibi her gün bir avuç ceviz yemek, sağlıklı bir kalp, beyin ve kilo kontrolü için neredeyse şart.
Özellikle hamilelerde, bebek gelişimi süresince de önerilen ceviz, bebeğin beyin gelişimine katkı sağlamakta. Beyin gelişiminin yanı sıra, bebeğin ileri zamanlarında karşılaşabileceği alerjileri vakalarına karşı da tam bir korucu çeper oluşturuyor.
Cevizin faydalarını şuradan detaylıca öğrenebilirsiniz, fakat biz birazda ceviz suyunun faydalarından bahsetmek istiyoruz sizlere.
Tokluk süresini uzatır, yap yakıcı özelliği sayesinde kilo vermeyi hızlandırır.





Düzenli olarak içilen ceviz suyu yorgunluk ve halsizliği yok eder.
40 yaş üstü erkeklerin prostat problemlerini ortadan kaldırır.
Hamilelik boyunca tüketilen ceviz suyu, kilo alımını da yavaşlatır.
Karaciğer sorunlarıyla da savaşır. Karaciğeri güçlendirerek olası sıkıntıları ortadan kaldırır.
Tiroid ve kolesterol hastalarına da tavsiye edilir.
Bağırsak problemlerinde son derece etkilidir. Gaz sorunu yaşayanlar düzenli olarak içmeye devam ederse bu sorun ortadan kalkacaktır.
Ceviz suyu nasıl hazırlanır?
Yaklaşık 10 adet temizlenmiş cevizi 6 bardak ılık suya atın. 7/8 saat demlendirin. Bu karışımı sabah ve akşam bir bardak içebilirsiniz. Sabahları aç karnına, akşam ise yatmadan önce içmeye özen gösterin.

Not: Bu karışım oldukça doğal, fakat etkileri kişiden kişiye farklılık göstermekte. Bu sebeple denemeden önce doktorunuza danışmakta fayda var.
Sağlıcakla Kalınız…
Kaynak : organikdoktorum.com

Küflenmiş Ekmek Yenirse Ne Olur?

Küflenmiş Ekmek Yenirse Ne Olur?
Küflenmiş Ekmek Yemenin Zararları
“Küflenmiş ekmek ve çürümüş meyveler çok yoğun oranlarda kanserojen madde ihtiva ettiğinden kesinlikle tüketilmemelidir”
Küflenmiş ekmek, çürümeye yüz tutmuş meyveler ve diğer küflü besinler kanserojen madde içerdiği için kesinlikle tüketilmemelidir. Küflenmiş bir ekmeği tüketmek çok yanlış bir davranıştır.
Nedeni ise küflenmiş ekmek aslında milyonlarca mantar ve benzeri canlı tarafından istila edilmiş bir beslenme alanıdır. Bu mantarlar, ekmek üzerinde yaşama imkanı bulur ve beslenmeleri sonucunda çok zehirli atık maddeler üretebilir. Küflerin pek çoğu mikotoksin (küf zehiri) adı verilen zehirler üretirler.





Bu zehirlerin yapıları ise pişme ile asla bozulmaz. Bu zehirler öyle dayanıklı bir yapıya sahiplerdir ki 360 derece sıcaklıkta bile bozulmazlar. Bu zehirler genel olarak bir defa yemekle insana ciddi zararlar vermez ancak uzun süreli ve yüksek oranda tüketildikleri zaman karaciğerde çeşitli sağlık sorunlarının oluşmasına neden olabilirler.
Küflenmeye başlayan meyve ve sebzelerin de tüketilmesi çok yanlıştır.
Besinlerin bir kısmı küflenmiş ise hepsini çöpe atın
Ekmeklerin, meyvelerin ve diğer besinlerin küflü kısmını kesip, diğer kısımlarını tüketmekte sıkça yapılan bir yanlıştır. Çünkü küfsüz gibi görünen kısımlarda da küf miktarı oldukça fazla bulunabilmektedir. Küflü bir besin çöpe gitmesi gereken bir besindir. Tasarruf adına bu besinleri tüketmek çok yanlıştır ve ciddi bir sağlık israfıdır.
Sağlıcakla Kalınız…
Kaynak : organikdoktorum.com

Siyah Nokta ve Ciltteki Lekeleri Geçirme Yöntemi

Siyah Nokta ve Ciltteki Lekeleri Geçirme Yöntemi
Siyah noktalar genellikle burun ve etrafında oluşan sürekli kendini yineleyen can kısıcı noktalardır. Siyah noktalardan kurtulmak için bir çok yöntem deneriz. Fakat bu yöntemlerden en sağlıklı ve kesin çözüm verenin doğal yöntemler olduğunu unutmamalıyız.
Siyah Noktaları Geçirmenin Yolları Nelerdir?
Limon Yoğurt Karışımı İle Siyah Noktaları Geçirme; Bir kase yoğurdun içerisine 1 adet limonun suyunu karıştırın. Hazırladığınız karışımı yüzünüze iyice yedirin ve 15 dakika kadar bekletin. 15 dakika sonra yüzünüzü ılık su ile durulayın. Limonun sivilceleri kurutucu ve siyah noktaları yok edici özelliği vardır. Ayrıca cildinizi dezenfekte eder. Yoğurt ise cildi besler ve nemlendirir. Bu maskeyi haftada 1 defa mutlaka uygulayın.
Limon Bal Karışımı İle Siyah Noktaları Geçirme; 1 tane limonu ortadan ikiye bölün ve yarısının üzerine 3-4 damla bal damlatın. siyah noktalarınızın olduğu bölgeye bu limonu iyice sürün. Karışımı yüzünüze sürdükten sonra 5 dakika bekletin. Ardından yüzünüzü soğuk su ile durulayın.
Diş Macunu İle Siyah Noktalardan Kurtulma; Siyah noktalarınızı temizlemek için yeni bir diş fırçası edinin. Bu diş fırçasına bir miktar diş macunu sıkın ve siyah noktalarınızın olduğu bölgeleri masaj yaparak fırçalayın. Siyah noktalar gidene kadar bu işleme devam edin.





Elma Sirkesi ve Karbonat Karışımı İle Siyah Noktalardan Kurtulma; Bir miktar elma sirkesinin içerisine karbonatı karıştırın. Karışımı siyah noktalarınızın olduğu bölgelere sürün. Bir süre sonra durulayın.
Kil ve Elma Sirkesi İle Siyah Noktalardan Kurtulma; Bir miktar kil ile elma sirkesini karıştırın. Hazırladığınız bu karışımı yüzünüze sürün. Maske kuruduktan sonra ılık su ile temizleyin.
Zeytinyağı ve Karnabahar Yaprağı İle Siyah Noktaları Geçirme; Yaklaşık 7-8 adet karnabahar yaprağını ve 2 yemek kaşığı zeytinyağını birlikte mikserden geçirin. Ardından siyah noktaların olduğu bölgeler yoğunlukta olmak üzere tüm cildinize bu maskeyi yayın. 10 dakika beklettikten sonra yüzünüzü ılık su ile durulayın. Karnabahar yapraklarının ciltte temizleyici bir işlevi vardır. Haftada 2 defa bu karışımı uygulayın.
Kaynak : organikdoktorum.com

Antibiyotik Yerine Bu Gıdayı Tüketin

Antibiyotik Yerine Bu Gıdayı Tüketin
Yaz mevsimini uğurladık. Kışın kendini yavaş yavaş göstermeye başladığı şu günlerde mevsim değişikliklerine karşı önlemimizi almamız gerekiyor. Hazırlıksız yakalanmak istemiyorsanız sizlere antibiyotik etkisi gösterecek doğal besinleri açıklayalım. İşte antibiyotik yerine geçen en etkili gıdalar
Ispanak
Yüksek besin yoğunluğuna sahip kış sebzelerinden biridir ıspanak. Antioksidan bakımından son derece zengindir, inflamatuar bileşenleri barındırır ve hücre hasarına karşı bizi korur.
Şifasından faydalanmak için pişirerek tüketmek yerine çiğ bir şekilde yiyebilirsiniz. Özellikle nar ve zeytinyağı ile hazırlanan salatası vücudunuza kalkan olacak. Kışın bol bol tüketmeyi unutmayalım.
Soğan
Soğan, ciddi bir balgam söktürücüdür. Solunum yollarını uyararak balgamdan temizler. Doğal antibiyotik kaynağı soğan, sadece gribin çaresi olmakla kalmaz. Güçlü bir antioksidandır ve kolon kanseri tedavisinde yardımcı olduğu saptanmıştır. Bu faydalarının yanı sıra adet söktürücü özelliği vardır. Soğan zaten yemeklerin vazgeçilmezi fakat suyunu sıkarak tükettiğinizde de antibiyotik yerine geçiyor.
Zerdeçal
Doğal bir antiseptik kaynağıdır. Zerdeçal yüzyıllar önce çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır. Antibiyotik kaynağı olan zerdeçal, yaraların enfekte olmasını önler.
Yemeklerinize baharat olarak ekleyebilir ya da bir bardak ılık sütün içine karıştırabilirsiniz. Yani tüketimi son derece kolaydır. Soğuk algınlığından korumasının yanı sıra cilt lekelerine karşı da koruyucudur. Bunun için zerdeçallı maskeler deneyebilirsiniz.
Sarımsak & Bal
Mutfakların vazgeçilmez ikilisi sarımsak ve bal doğal tedavi yetenekleriyle ön plana çıkıyor. Bal ve sarımsağın karışımı ise pek çok hastalığın iyileşmesinde oldukça etkili oluyor. Soğuk algınlığından yüksek tansiyona, iltihap, astım, yorgunluk halsizlik, kısırlık ve hatta kansere kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılan karışım doğal bir ilaç görevi görüyor.
Malzemeler
✔️3 diş sarımsak,
✔️10 çorba kaşığı bal,
✔️200 gr. keten tohumu yağı,
✔️4 limon.






Nasıl hazırlanır?
✔️Sarımsağı ince soyup öğütün ardından limonu soyup doğrayın.
✔️Ardından sarımsak, bal ve keten tohumu yağını ekleyin.
✔️Tahta kaşıkla iyice karıştırın.
✔️Cam kavanozla buzdolabında muhafaza edin.
✔️Yemek öncesi 3 öğün 1 kaşık tüketin.
✔️Bal

Antibakteriyel ve antiviral özelliği sayesinde kış boyunca dinç ve sağlıklı kalmanız mümkün. Her sabah bir tatlı kaşığı yiyeceğiniz gerçek bal bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirecektir. Antibiyotik yerine özellikle kestane balını tüketmeniz çok daha faydalı.
Kaynak : organikdoktorum.com

Koklandığında Zekayı Geliştiren Bitki

Koklandığında Zekayı Geliştiren Bitki
Bu Bitkiyi Koklamak Hafızayı %75 Oranında Güçlendiriyor
Çağımız bilgi çağı malum. O kadar çok bilgiyi hafızamızda tutmamız gerekiyor ki…. Bunca bilgiyi belleğimizde tutmamız gerçekten çok zor. Fakat bunu gerçekleştirmek aslında düşündüğümüzden çok daha kolay olabilir. Bilimin de destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kabul ettiği aromaterapi(bitki yağları ve özleriyle yapılan tedavi türü) buna en basit örneklerden biridir. Bu yöntemin işe yaramasının sebebi ise koklama sistemini yoğun bir biçimde harekete geçirmesi ve bu sistemin beyinle doğrudan bağlantılı olmasıdır. İkisi birbirine bağlı olduğu için birçok bilim insanı aroma terapiyle yakından ilgilenmiştir.
Koklama ve hafıza
Hafızaya bağlı algılarla, özellikle kokuyla, ilgili birçok araştırma mevcuttur. Birçok kişi istemli ya da istemsiz etrafında kokladığı şeylerle ilgili anılar oluşturmaktadır. Ancak zamanla uzmanlar, psikoloji biliminin ötesine geçerek kokuya beyinde kimyasal bir etki yaratan güçlü bir uyarıcı gözüyle bakmaya başlamışlar ve koku ve beyine etkisi üzerinde birçok araştırma yapmışlardır. İşte bu araştırmaların birçoğunda öne çıkan ve hepimizin yakından tanıdığı bir bitki var; “Biberiye.”





Biberiyenin hafızayı %75 gibi bir hayli yüksek sayılabilecek bir oranda güçlendirdiği çeşitli araştırmalarla ortaya çıktı.
Hafızayı güçlendiren bitki: Biberiye
Yunan mitolojisi, güzellik ve aşk tanrıçası, Afrodit’i sudan biberiye ile kaplanmış bir şekilde çıktığını tasvir etmiştir. Ortaçağ’da biberiye birçok düğün ve cenaze de kullanılmıştır alkollere canlılık vermesi için katılmıştır. 14.yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de biberiye Shakespeare’in Hamlet metnin de şaşırtıcı bir şekilde “hatırlama bitkisi” olarak anlatılmıştır.
Biberiye üzerine yapılan araştırmalar
Biyolojik açıdan işe yarayan biberiye ile birlikte kullanılabilecek iyileştirici bileşimler mevcuttur. İçinde bulunan antioksidanlar radyasyondan ve kanserojen zararlılardan bedeni korumaktadır. Aynı zaman da içinde bulunan kafeik asidin, kafur, rosmanol ve betulin asidin canlı hücrelerle etkileşime geçerek uyarıcı etki yaratmaktadır.
Ancak biberiye üzerine yapılan gerçek manada bilimsel araştırmalardan en göze çarpanlarından biri ise 1987 yılına dayanıyor. Planta Medica journal’dan dört araştırmacı, fareler üzerinde bu bitkiyi test ettiler. Sadece biberiye kokusuna maruz bırakılan farelerin kan akışında bariz bir artış gözlemlediler. Bu biberiye bitkisinin biyolojik etikilerinin olduğunu gösteren ilk işaretti fakat son değildi.
Diğer önemli araştırma ise 1998 yılında gerçekleşti ve International Journal of Neuroscience’da yayınlandı. Bu araştırmada Miami Üniversitesi Tıp Fakültesinden birkaç araştırmacı bitkiyi insanlar üzerinde test etti. 40 yetişkin seçildi ve bir kısmına lavanta bir kısmına da biberiye koklatıldı. Ardından deneklerden, terapinin öncesinde ve sonrasında matematik problemleri çözmelerini istediler. Sonuçlar ise şaşırtıcıydı.
Buna göre lavantayı koklayan katılımcıların hepsi kendilerini daha rahatlamış hissettiklerini belirtti ve deney öncesine göre soruları biraz daha kolay çözdüler. Ancak biberiye kullananlarda ise durum farklıydı. Biberiyeye maruz kalanlar kendilerini daha uyanık ve zinde hissetiler ve lavanta grubuna oranla soruları iki kat daha hızlı çözdüler.
2003 yılında ise çok daha kapsamlı bir çalışma yapıldı. 144 kişilik bir grubu üçe bölen araştırmacılar, bir gruba hiçbir şey koklatmadı, diğer gruba lavanta, diğer grup ise biberiye koklattı. Biberiye kokusuna maruz kalan grup hafıza performasında %75 oranında oldukça yüksek ve beklenmeyen bir artış yaşadı.
Biberiye koklamayan grup ise testlerde hemen hemen aynı performansı sergiledi. Bu deney biberiyenin insan beyninde bilişsel yeti açısından ne kadar önemli ve etkili bir bitki olduğu ortaya çıkardı. Uzmanlar özellikle 75 yaş üstü insanların düzenli olarak saf biberiye yağını koklamalarının zihinsel sağlık açısından oldukça faydalı olacağını dile getiriyor.
Kaynak : organikdoktorum.com

Toksin Atıcı Karaciğerleri Temizleme Kürü – Sağlığınız Zirveye Çıkacak

Toksin Atıcı Karaciğerleri Temizleme Kürü – Sağlığınız Zirveye Çıkacak
4 Malzemeyle Hazırlanan Karaciğer Temizleme Kürü Sağlığınızı Zirvelere Çıkaracak
Karaciğerimiz, vücudumuzdaki tüm organlar içerisinde çok çeşitli fonksiyonları yerine getiren en önemli organlardan bir tanesidir. Kandaki yağ, protein ve karbonhidratın düzenlenmesinden safra salgılamasına ve atılmasına ve gerekli vitaminlerin depolanmasına kadar çok önemli görevleri vardır.
Bilim insanlarına göre, karaciğer kendi kendini temizleyen tek organdır. Tükettiğimiz her şey karaciğer tarafından temizlenerek vücuda kabul edilir. Bu yüzden, karaciğerimizi korumak için olabildiğince sağlıklı yiyecekler yememiz lazım. Karaciğer sağlığınızı artırmak, gücüne güç katmak istiyorsanız,beslenme uzmanlarımız tarafından hazırlanan bu 4 malzemeli kürü içebilirsiniz.
4 Malzemeli Karaciğer Temizleme İçeceği





Havuç, elma, nane ve greyfurt ile yapılan bu sağlıklı içecek, karaciğeri çok iyi temizleyici özelliktedir.
Bu karışımda yer alan her malzeme, karaciğer için çok sağlıklı özellikler içerir. Greyfurt bir besin kaynağıdır ve karaciğerin toksinleri daha verimli bir şekilde parçalamasına yardımcı olan enzimleri içerir.
Havuçta bulunan karotenoid, vücuttaki oksidatif hasarı önlemeyi sağlar. Nane ise dekonjestan özelliğe sahiptir. Elmanın kabuğunda bulunan triterpenoidler karaciğer hücreleri için çok güçlü koruyucu etkilere sahiptir.
Bu içecek tüm faydalarının yanı sıra oldukça iştah açıcıdır. Günün her saatinde her öğünde meyve suyu olarak, enerji kaynağı ve koruyucu vitamin olarak içilebilir. sağlıcakla kalınız.
Kaynak : organikdoktorum.com

Çelik Tencere ve Tavalar En İyi Nasıl Parlatılır?

Çelik Tencere ve Tavalar En İyi Nasıl Parlatılır?
Günlük hayatta mutfakta çok sık kullanılan çaydanlık, tencere gibi çelik ürünler, diğer malzemelere göre daha kaliteli olmaları nedeniyle tercih sırasında bir numaradır. Ancak her ne kadar yüksek kalitede olsalar da çelik ürünler de zamana karşı koyamaz ve zaman geçtikçe parlaklarını kaybederler.
Çaydanlık, tencere, çatal, kaşık, bıçak gibi kolay matlaşan ve kararmaya başlayan çelik ürünleri eskisi gibi parlak bir görünüme kazandırmak için çok kolay birkaç farklı uygulamayı deneyebilirsiniz. Ancak çelik ürünlerinizi parlatmaya çalışırken bulaşık tellerinden kesinlikle uzak durmalısınız. Bu tür malzemeler, çeliklerin çok kolay çizilmesine neden olur ki çiziklerin ne yazık ki doğal bir çözümü yoktur.
Sirke ve Karbonat Karışımı
Sirke, çelik ürünleri parlatma konusunda ciddi anlamda etkili bir malzemedir. Hemen herkesin evinde bulunan, fiyat bakımından da uygun olan malzemeler ile çelik parlatmak en hesaplı ve kolay yöntemdir. Uygulama için bir çay kaşığı kadar sirkeye ve bir tatlı kaşığı kadar da karbonata ihtiyacınız olacak. İki malzemeyi bir kabın içinde iyice karıştırın ve elde ettiğiniz karışımı, çelik tencere ya da çaydanlığınızda bir miktar su ile kaynatın. Sonrasında da bol su ile durulayın ve kurulayın. Pırıl pırıl olduklarını göreceksiniz.





Krem Temizleyiciler ile Gelen Parlaklık
Krem temizleyicilerden özellikle amonyaklı olanları, çelik malzemelerin parlatılmasında ciddi bir etkiye sahiptir. Düzenli olarak haftada bir kere bu ürünlerle çeliklerinizi temizlerseniz; kolaylıkla pırıl pırıl çeliklere sahip olabilirsiniz. Uygulama için bulaşık süngerinin fiberli yüzeyine amonyak içeren kremlerden dökün ve sünger ile çeliklerini ovalayın. Daha ovalarken bile çeliklerin parlamaya başladığını fark edeceksiniz ama bol su ile durulamanın ardından pırıl pırıl çaydanlık ve tencerelere sahip olacaksınız.
Limon Kabuğu Mucizesi
Çelik çaydanlık, tencerelerden ziyade özellikle çatal, bıçak ve kaşıklar üzerinde ciddi etkisi olan bir uygulamadır. Kullanılmış limon kabuklarının dış yüzeyiyle basit şekilde yapacağınız uygulama ile çelikleriniz pırıl pırıl olabilir. Limon kabuğunun dış yüzeyini çeliklerin yüzeylerini ovalayacak şekilde avuç içinize yerleştirin ve iyice ovalayın. Ardından da bol su ile durulayın ama ardından su lekesi kalmaması için kurumaya bırakmadan havlu bir bezle çeliklerinizi kurulayın.
Elma Kabukları ile Çelik Parlatma
Öncelikle bulaşık deterjanıyla çelik ürünlerinizi iyice yıkayın ve bol su ile durulayın. Sonrasında ise içine elma kabukları attığınız suyu, çaydanlık ya da tencerenin içine koyun. Bu şekilde çelik ürünü ocakta kaynamaya bırakın. Kaynamaya başladıktan sonra 5 ila 10 dakikaya kadar kaynatın. Sonrasında ise ılık su ile çeliklerinizi durulayın.
Kaynak : organikdoktorum.com

Keçi Boynuzundan Gelen Güzellik

Keçi Boynuzundan Gelen Güzellik
Diyet haplarına para verip boşuna kendi sağlığınızı riske sokmayın. Diyet Yerine Bol Bol Keçiboynuzu yiyin..
Keçiboynuzunun sayılamayacak kadar insana faydaları var. Denemenizi ısrarla tavsiye ediyorum keçi boynuzu ile rahatça diyet yapabilir ve sağlıklı bir şekilde yaşamınıza devam edebilirsiniz.
Canınız tatlı bir şeyler çektiğinde de keçi boynuzu yiyerek kalorisi yüksek olan tatlılardan uzak durmuş olursunuz.
Diyet yapmak istiyorum ama boğazıma sahip çıkamıyorum diyorsanız, işte keçi boynuzu ile zayıflamanın püf noktaları ;
– Yemek yemeden 1 saat önce çiğ olarak iki – üç adet keçi boynuzu yemelisiniz.
– Keçi boynuzu sizi iştahtan kesip ihtiyacınız olan yemeği yemenizi sağlayacaktır.
– Keçi boynuzu sayesinde uzun saatler tok durabilirsiniz. Özellikle Gece 24 00 gibi yatan birisi 16 30 gibi iki – üç adet keçi boynuzu tüketip 17 30 gibi akşam yemeği yerse 24 00 a kadar acıkmazsınız.
– Keçi boynuzunu Uzun uzun ağzınızda çiğnemelisiniz.
– Kansızlar için ideal bir diyet formülüdür keçi boynuzu.
– 200 Gram keçi boynuzu 308 Kalori’dir





KEÇİBOYNUZUNUN FAYDALARI
– Kolesterolü düşürür.
– Cinsel gücü artırır. (afrodizyaktır) Viagra’dan üstün ve kalıcı etkileri vardır.
– Nefes darlığına, astım ve bronşite iyi gelir, öksürüğü önler
– Kalp damarlarını açar, kalbi rahatlatır.
– Vücuda kuvvet ve enerji verir.
– Yüksek miktarda fosfor, potasyum ve kalsiyum içerdiğinden çocukların kemik ve zeka gelişiminde önemli rol oynar
– Karaciğeri takviye eder, sarılığı geçirir
– İçerdiği aminoasit miktarında kayıp olmadığından kan yapıcı özelliği çok fazladır.
– Hafıza ve dikkati güçlendirir, zihni açar
– Sinirleri gevşeterek stressi önler
– Göğsü yumuşatıp akciğeri temizler
– Diş ve dişeti hastalıklarını, el ve ayak titremelerini önler
– Yaşlılıktan ileri gelen bir çok sorunu çözer
afiyet olsun sağlıcakla kalın..
Kaynak : organikdoktorum.com

Kandaki İltihabı Yok Eden Doğa Üstü Meyve

Kandaki İltihabı Yok Eden Doğa Üstü Meyve
Baş ağrıları, selülit, romatizma, cilt hastalıkları, idrar yolu rahatsızlıkları, kanda bulunan zehirli maddelerin atılmasına kadar daha birçok rahatsızlığa iyi gelen mucizevi bir meyve o.
Ardıç yağı yağ olarak tanınmasa da meyvesi çoğu kişi tarafından bilinmektedir. Ardıç meyvesinin sağlığımıza sağladığı faydalar kadar, ardıç yağının da sağlığımıza faydaları bulunmaktadır.
Ardıç bitkisi Türkiye’de çok fazla bulunmamasına rağmen pek çok bölgede tanınmaya başladığından beri az da olsa yetiştirilmektedir.
Ardıç yağı, genellikle ardıç bitkisinin otundan yetiştirilmektedir. Ardıç otunun bir takım işlemlerden geçmesi sonucu ardıç yağı elde edilir.
Sağlığımız için sayısız faydası bulunan bu yağ özellikle alternatif tıp yöntemleriyle çeşitli amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır.
Ardıç yağının faydaları
Sinüzite Bağlı Baş Ağrıları
Ardıç yağının ağrı kesici etkisi olduğu bilinmektedir. Sinüzite bağlı olarak gelişen baş ağrılarına ardıç yağının şifa olduğu bilinmektedir.





Uygulanışı : Ağrı gelişen bölgeye ardıç yağından bir miktar sürerek ağrının şiddetinin azalmasını sağlayabilirsiniz.
İdrar yolu iltihapları
Ardıç yağının düzenli olarak kullanılmasının idrar yollarındaki iltihaplanmalara iyi geldiği bilinmektedir.
Uygulanışı : Ardıç yağından bir tatlı kaşığı tüketmenin mesane ve idrar yollarındaki iltihaplanmalara iyi geldiği söylenmektedir.
Bronşit tedavisinde
Bronşit hastalığı olan insanlarda da yine ağız yoluyla ya da burun yoluyla ardıç yağı kullanılmalıdır.
Selülit tedavisi
Ardıç yağının duştan sonra selülitli bölgeye uygulanmasının selülitleri yok edici etkisi olduğu söylenmektedir.
Kramp ve romatizmalara iyi gelir
Ardıç yağı ayakta magnezyum eksikliğinden meydana gelen kramplara iyi geldiği bilinmektedir. Ardıç yağını kramp oluşan bölgeye masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
Kanı temizleme etkisi
Vücuttaki kanın temizlenmesi, ağır metallerinde aynı zamanda temizlenerek kalbe temiz bir şekilde kanın pompalanması demektir. Ardıç yağını kullanarak kanın temizlenmesini sağlayabilirsiniz.
Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…
Kaynak : organikdoktorum.com

Kökünden Yaprağına Kadar Her Derde Deva : Kırmızı Güzelin Önemli 8 Faydası

Kökünden Yaprağına Kadar Her Derde Deva : Kırmızı Güzelin Önemli 8 Faydası
Çiğ, haşlanmış ve fırınlanmış olarak yenebilir, veya sıkılıp suyu içilebilir. Pancar, güçlü tıbbi özelliklere sahip olduğundan son derece sağlıklıdır ve çok sayıda rahatsızlık ve hastalığa iyi gelir.
Kırmızı pancar, içerisinde oldukça güçlü vitamin ve mineralleri barındıran bir sebzedir. Her ne şekilde tüketilirse tüketilsin özellikle yüksek bir antioksidan özelliğine sahip olmasından dolayı hem vücut için oldukça sağlıklıdır hem de pek çok hastalığa karşı kalkan görevi görmektedir.
Kırmızı pancar olarak adlandırılan pancar çeşidine kırmızı rengini veren pigmentler sayesinde sebzenin genel olarak kansere karşı oldukça etkili bir yapısının olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle A, B, C ve P vitaminleri açısından oldukça zengin bir içeriğe sahip olan kırmızı pancar pek çok hastalıkta mücadele etkili olmasının yanı sıra bağışıklık sisteminin de güçlenmesinde büyük bir öneme sahiptir.
Kırmızı Pancarın Sağlığa Faydaları
1-Kanser ile mücadele oldukça etkili bir yapıya sahiptir. Özellikle sebzeye yoğun olarak kırmız rengini veren pigmentlerin kanserli hücrelerin üremesini durdurmada ve hücrelerin oluşumunun önüne geçmede oldukça etkilidir.
2-Bağışıklık sistemini güçlendirerek çeşitli hastalıklara karşı daha güçlü olmasını sağlar. Özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi kış hastalıklarında hem hastalığın oluşum sürecinde hastalığın daha kısa sürede atlatılmasına yardımcı olur hem de hastalığın tekrarlamasının önüne geçer.
3-Vücutta iltihap ve enfeksiyon oluşumunun önüne geçer.
4-Özellikle kırmızı pancar suyunun hiper tansiyon için oldukça faydalı olduğu bilinmektedir. Kırmızı pancar suyunun havuç suyu ile karıştırılarak tüketilmesi sonucunda ise alyuvarların sayısında artış meydana gelmektedir. Yani anemi ile de mücadele eder ve vücudu toksinlerden arındırır.





5- İlerleyen yaşla beyne giden kan akışı yavaşladığından bilişsel fonksiyonlar giderek azalıyor. Beyin hücrelerinin kanlanmasındaki azalma bunama ve Alzheimer ile ilişkilendiriliyor.
Vücudumuzda nitrik oksit miktarındaki azalma beyne giden kan akışını ve beyindeki hücresel iletişimi bozabildiğinden, bu durum kronikleşirse beyin hasarı ve bilişsel fonksiyonlarda bozulmaya neden oluyor. Kırmızı pancar içeriğindeki nitratın vücutta nitrik okside dönüşmesi sayesinde beynin kanlanması ve bilişsel fonksiyonların en elverişli şekilde yürütülmesinde önemli rol oynuyor.
Yapılan bilimsel araştırmalar, potasyum açısından zengin gıdaların tüketmenin ve sodyumu kesmenin, kalp hastalıkları ve inme riskini % 21 düşürebileceğini gösteriyor.
7- Ayrıca yaşlanmayı yavaşlatır ve kan damarlarını korur. Pancar, antioksidan, selüloz ve sindirimi artıracak özel bir lif türü olan pektin açısından zengindir.
8- Bu sağlıklı sebze, yağlı karaciğer hastalığına karşı da korur. Pancar kan akışını hızlandırır, kolestrol seviyelerini düzenler ve karaciğer sağlığını korur.
Dilerseniz pişirerek dilerseniz de çiğ olarak veya rendelenmiş şekilde yemeklerin yanında tüketebilirsiniz.
Kırmızı pancarı kimler tüketmemelidir?
136 gram gelen yumru bir kırmızı pancar 106 mg sodyum içeriyor. Bu da aşırı tüketiminin riskli olabileceğini gösteriyor. Yine diyabet hastaları da 136 gramlık bir pancarda 9 gram şeker bulunduğu için aşırı tüketmemelidir” diyor.
Diyabet hastalarının haftada 2-3 kez 1 yumru tüketmesi, hipertansiyon hastalarının da günde en fazla 1 su bardağı kadar suyunu içmesinin dozunda olduğunu belirtiyor.
Bu önemli bilgileri daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…
Kaynak : https://organikgunler

Uykudan Önce Yapılan Bu Hareketler Bacaklarınızı İncecik Yapıyor…

Uykudan Önce Yapılan Bu Hareketler Bacaklarınızı İncecik Yapıyor…
Uykudan Önce Yapılan Bu 3 Hareket Bacaklarınızı İncecik Yapıyor
Çoğu zaman yaptığımız egzersizlerin sonucu bizleri tatmin etmiyor ve boşa çaba harcadığımızı düşünüyoruz. Çevremizde muhakkak spor ve beslenme düzenini hiçbir koşulda aksatmayan insanlar vardır. Bir kısmımız da televizyon ya da bilgisayar başında vakit geçirmekteyiz.
Sizlere vereceğimiz birkaç önemli bilgi ve egzersizle bölgesel olarak fazlalıklarınızdan evinizde rahatınızdan ödün vermeden kolaylıkla kurtulabilirsiniz.
Evinizdeki rahatınızdan ödün vermeden yapabileceğiniz birbirinden farklı egzersizi sizlerle başka bir içerikte sizlerle paylaşmıştık. İçeriğe buradan ulaşabilirsiniz.



Bacak bölgemizin özel bir ilgiyi hak ettiğini fakat çoğunlukla da ihmal edildiğini biliyoruz. Bacaklarımız vücudumuzun sahip olduğu ağırlığı taşımanın dışında gün içerisinde yaptığımız tüm hareketleri desteklemektedir. Bu nedenle bacaklarımızın sağlığı bizler için oldukça önemlidir.
Ayrıca bacak egzersizlerinin vücudumuzun toplam yağ oranını da azalttığı bilinmektedir. Sizlerin evde rahatlıkla uygulayabileceğini düşündüğümüz egzersizlere göz atın!



Bacak Hareketleri
Karın ve üst bacak bölgenizdeki kasların gelişimi açısından bacaklarınızın yukarı yönde hareketi oldukça önemlidir. Metabolizmanızın daha hızlı çalıştığını ve zaman geçtikçe de daha dengeli bir vücuda sahip olduğunuzu hissedeceksiniz.
Egzersizi basitçe anlatalım: ayakta pozisyon alındıktan sonra ayaklarımızı omuz genişliğinde açıyoruz. Daha sonra bir bacağımızı göğsümüze doğru kaldırabildiğimiz kadar kaldırıp, yorulduğumuz takdirde bacak değiştiriyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli şey bacağın yukarı yönlü hareketinde dengede kalabilmek ve sırtımızın düz kalabilmesini sağlamak.
Egzersiz sizin için daha yapılabilir bir hale geldiğinde daha zorlayıcı hareketlere geçebilirsiniz.



Çökme (Squat)
Çökme hareketleri bir egzersizin en önemli parçalarıdır. Buradan etkili bir sonuç alamamanız oldukça zor bir ihtimaldir. Yapmanız gereken başlangıçta kalçanızı diz seviyesine indirmektir. Başlangıçta kolay olmayacağı aşikâr. Fakat sonucu düşünürsek tüm zorlanmalarınıza değeceğini bilmenizi istiyoruz.
Yapacağınız bu egzersiz kalça kaslarınızı harekete geçirecek ve vücudunuzun alt bölgesinin daha esnek olmasını sağlayacaktır. Bunun yanı sıra kıyafetlerinizin üzerinize daha iyi oturacağını ve duruşunuzun düzeleceğini bilmenizde yarar var.
Çökme hareketi sırasında ayaklarımızın omuz genişliğinde açık olmasına dikkat edin. Egzersize ayakta durarak başlıyor ve belimizi bükmeden düz bir sırt ile diz seviyesine kadar çöküyoruz ve tekrar kalkıyoruz.



Pergel Hareketi
Birbirinden farklı kaslarımızı kullandığımız bu egzersiz vücudumuzu oldukça güçlendirecektir. Bu egzersiz zor görünmüyor olabilir fakat yanlış bir hareketinizde kolayca sakatlanmanıza neden olabilir. Bu nedenle bir tarafınızın yere değdiğinden emin olun.
Burada önemli olan alt vücudunuzun yere değiyor olması. Vücudunuzu düz bir şekilde tuttuğunuzdan emin olun ve bacağınızı 45 derece kaldırıp yavaşça indirin. Yorulduğunuzu hissettiğinizde bacak değiştirin.
Bacaklarınızın formda olmasını istiyorsanız, yan tarafınıza doğru pergel pozisyonundaki gibi yatın ve üstte kalan ayağınızı ya da dizinizi önünüze getirin. Yorulduğunuzu hissettiğinizde bacak değiştirin. Bu hareketleri oldukça dikkatli yapmanız gerektiğini unutmayın!
Kaynak : organikdoktorum.com

Evde Kaşlarınızı Gürleştireceğiniz 6 Doğal Yöntem

Evde Kaşlarınızı Gürleştireceğiniz 6 Doğal Yöntem
Kaş Serumlarına Yüzlerce Lira Vermeyin! Evde Kaşlarınızı Gürleştireceğiniz 6 Doğal Yöntem
Kaşları kalınlaştırmak için türlü türlü kozmetik ürünleri satılıyor ve iyi bir markanın ürününü almaya kalktığınızda ortalama 100 TL gibi bir rakamı gözden çıkarmanız gerekiyor. Ancak evde, doğal malzemeler ile kaşlarınızı gür ve kalın hale getirebilirsiniz. Nasıl mı?
Kaşları ve saçları kızılımsı bir renge boyayan fındık kabuklarını duymuşsunuzdur. Ancak fındığın içi kaçları güçleştirmek için mükemmel bir kaynaktır. Bunun için kullanacağınız fındığı tavada hafifçe kavurun. Kavurduğunuz fındığı ikiye bölüp nazik bir şekilde kaşlarınıza yağının çıkmasını sağlayarak masah yapın. İki haftanın sonunda fındığın doğal yağlarının kaşlarınızı güçlendirdiğinizi göreceksiniz.





Mucize gibi: Ev yapımı serum
Kaşlarınızı güçlendiren ev yapımı serumu her gece uyumadan önce uygulamanız gerekmektedir. 15 gün boyunca aralıksız uyguladığınızda sonucu göreceksiniz.
Malzelemer: 1 tatlı kaşığı badem yağı, 1 tatlı kaşığı vazelin, 1 tatlı kaşığı lanoline yağı, 3 tane ceviz içi, 3 tane fındık içi.
Yapılışı: Fındık ve ceviz içini rondodan geçirin diğer tüm malzemelerle birlikte ocakta ısıtın. Asla kaynamasına izin vermeyin, sadece ısınıp yağların erimesini sağlayın.
Anneanne yöntemi: Sarımsak
Uygulaması son derece basittir ancak kokusuna dayanmanız gerekiyor. Sarımsağı ikiye bölün, bir parçasını sağ, bir parçasını da sol kaşınıza sürün. Her gece yatmadan uygulayın ve sabahları doğal bir sabunla yıkayın.
Çok pratik: Hint yağı
Duş aldıktan sonra hafif nemli kaşlarınıza bir pamuk yardımıyla hint yağı sürüp uyuyabilirsiniz. Eğer gün içnde uygulayacaksanız 45 dakika boyunda bekleyip yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Aynı zamanda bu yağı kirpiklerinize de uygulayabilirsiniz.
Her derde deva: Çam ballı kür
Rimellerinize de uygulayabileceğiniz bu karışımı hazırladıktan sonra 24 saat dinlendirmeniz gerekiyor. Daha
Malzemeler: 1 çay kaşığı çam balı,1 çay kaşığı badem yağı, 1 diş sarımsak
Yapılışı: İlk önce sarımsağı havanda dövün. Daha sonra çam balı ve badem yağını ekleyin.
En basiti: Nemlendirici krem
En kuru ciltler için olan yağlı bir nemlendiri krem edinin. Bu kremler kıl köklerini de besleyeceği için kaş oluşumunu destekleyecektir. Her sabah ve akşam yeterli miktarda kremi kaçlarınıza sürün.
Kaynak : organikdoktorum.com

Column Left