CANAN KARATAY'DAN MUHTEŞEM TAVSİYELER
Prof. Dr. Canan Karatay, yeni kitabında anne adayları ve hamilelere sesleniyor: Şekerden uzak durun, ekmek yemeyin, makarnaya elinizi sürmeyin, bol yumurta tüketin.
Karatay yeni bir iddiada bulunuyor: Bir dönem bazı doktorlar yumurtayı yasakladı, sonrasında toplumda sinir hastalığı, depresyon vakaları arttı.
Karatay, yeni kitabı Anne Adayları ve Hamileler İçin Karatay Diyeti ile bu kez sağlıklı bir nesil yetişmesi için önerilerde bulunuyor. Star gazetesinden İnci Döndaş'a konuşan Karatay, beslenme üzerine çarpıcı bilgiler verdi.
- Sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi için her şey anne ve babada mı bitiyor?
Evet, ama anne ve babanın yanı sıra çevresel faktörler de çok önemli! İşte bunun için Anne Adayları ve Hamileler İçin Karatay Diyeti kitabını yazdım. Sadece hamilelik sırasında değil bebek yapma planı başladığı zamandan itibaren yani hamilelikten en az altı ay önce sağlıklı beslenme ve yaşam biçimini edinen anne-babalarda sağlıklı yumurta ve sperm oluyor. Bu da bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi için ilk adım. Anne veya baba kiloluysa ya da sağlıksız bir beslenme/yaşam biçimi varsa haliyle yumurta ve spermlerinin kalitesi bozuluyor. Ayrıca gebeliğin oluşması için de genelde çok uğraşıyorlar. Bugün sebebi bilinmeyen infertilite yani kısırlık vakaları çok sık görülüyor! Bilimsel çalışmalar, kısırlığın en büyük sebepleri arasında tarım ilaçları, hormonlu yapay gıdalar, hibrit ve GDO’lu tohumlar olduğunu gösteriyor.
- Çocuk dünyaya getirme sürecinde anneye yüklenilir. Beslenmesinden yaşam biçimine kadar her şeyini düzeltmesi istenir. Siz yeni kitabınızda babanın da rolünün çok önemli olduğunu söylüyorsunuz.
Babadan gelen spermlerin sağlıklı olması lazım! Sigara içen bir babanın çocuğu hayata genelde 1-0 yenik başlıyor, anne karnındaki gelişimi sağlıksız olabiliyor, dünyaya gelince birçok sağlık sorunu ortaya çıkabiliyor. Aşırı veya biraz fazla kilolu ise insülin direnci demek. İnsülin bir hormon. İnsülin hormonu arttıkça testosteron, östrojen, progesteron düşüyor... Erkeklerde de kısırlık, sperm azlığı, spermlerdeki canlılık azlığı ortaya çıkıyor.
- İnsülin yüksekliğinin sebebi nedir?
Şeker ve vücutta şekere dönüşen yiyecekler. Başta da ekmek geliyor. Türkiye’de de ne kadar çok ekmek tüketildiğini biliyorsunuz. Ekmeğin glisemik indeksi şekerden de yüksek. Bir kişi ister erkek ister kadın olsun, ister hamile olsun ister olmasın insülinini yükseltmeyecek! Embriyo ana rahmine düşer düşmez, anne adayında insülin yüksekliği başlar. Çünkü hamileliğin iyi gidebilmesi için vücudun yağlanması gerekiyor. İnsülin, vücudu yağlandıran tek hormondur. O nedenle hamileliğin fıtratında insülinin yüksek olması var. Dolayısıyla sağlıksız beslenerek o hormonu daha da yükseltmenin bir anlamı yok! Hamile kadınlara ‘İki canlısın makarna, baklava, börek ye’ dememek lazım.
Özellikle aile büyükleri ve hatta konu komşu bebek biraz zayıf ise onun sağlıksız olduğunu, iyi gelişim göstermediğini düşünüyor. Bebeğin normal kiloda olması onun sağlıksız olduğunu mu gösterir?
Hayır. Bebeğin zayıf olması, onun hasta olduğunu göstermez. Sizin dediğiniz mahalle baskısıdır! Mahalleliye kulak asmayın! Hamilelik, lohusalık ve emzirme döneminde yüksek glisemik indekse sahip karbonhidrat tüketmediğiniz takdirde bebekleriniz sağlıklı olacaktır. Ne yiyecekler? Bol bol yumurta yiyecekler.
Haftada kaç yumurta yesinler?
Ne demek haftada kaç yumurta? Çin’de gebelere ve emzirenlere günde 10 yumurta veriyorlar.
YUMURTA YİYİN Kİ BEYNİ GELİŞSİN
Günde 10 yumurta yiyebilir miyiz?
Yiyebiliyorsanız eğer, mideniz kaldırıyorsa... Tabii ki tek seferde değil! Sabah, öğle, akşam gün içine dağıtarak... Doğal köy yumurtası olmalı. Çünkü yumurtanın sarısında kolin denilen madde beyin ile vücuttaki sinir iletisini sağlayan asetilkolinin ana maddesidir. Malum ülkemizde bir dönem bazı doktorlarımız tarafından yumurta yasaklar listesine alındı, sonrasında ise toplumda sinir hastalığı, depresyon vakaları arttı.
- O nedenle mi toplum bu kadar gergin?
Sadece o yüzden değil elbette; çevresel etkenler, hava kirliliği, trafik, yoğun stres, elektromanyetik dalgalar, yapay gıdalar, trans yağlar, abur cubur vb. Olumsuz çevresel etkenlere karşı doğal beslenme ve sağlıklı yaşam biçimi edinmek gerekiyor ki vücudumuz kendini koruyabilsin.
ŞEKER ALZHEIMER YAPIYOR
Son kitabınızda “Anne karnındaki fetus gelişim şekli, 64 yaşındaki insanın glikoz metabolizmasına dahi etki edebiliyor. Gebelikte annelerin şeker metabolizması bozuksa bebek 64 yaşına geldiğinde onda da şeker metabolizması bozukluğuna neden olabiliyor” diyorsunuz.
Bu bir araştırmanın sonucu. Bu bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, bütün kronik/dejenaratif hastalıklar ana rahminden itibaren önlenebiliyor! Mesela insülin direnci ana rahminde, annenin beslenmesine bağlı olarak başlıyor. Anne gebelikte baklava, börek gibi glisemik indeksi yüksek gıdalarla beslenirse, ana rahmindeki bebekte insülin direnci başlıyor. Yani bebekler kız veya erkek demeden hastalığa namzet doğuyorlar! Vücudumuzda kan şekerinin dalgalanmaması gerekiyor. İşin özü şekeri ani yükselten içecek ve yiyeceklerden uzak duracağız. Benim babam şeker hastasıydı, annem bize çocukluğumuzdan beri çayı-kahveyi şekersiz içirdi. Ben de çocuğumu öyle büyüttüm. Şeker gerekli bir gıda değil. Söylenenin aksine beyin şekerle beslenmiyor. Beyin şeker aldığı vakit, iki saat beyinde mutluluk oluyor. Ancak fazla şeker birçok hastalığa zemin hazırlıyor. Bugün Alzheimer’a beynin Tip 3 şeker hastalığı deniliyor.
MAKARNAYA AŞERİLMEZ
- Bir de aşerme var ki eğer hamile bir kadın makarnaya, böreğe aşeriyorsa?
Makarna ve böreğe aşerildiğini duymadım. Eğer aşeriyorsa büyük ihtimal gizli şekeri vardır. Gebelerdeki asıl sorun gizli şekeri ya da şeker hastası olduğunu bilmeden hamile kalmak. İnsan vücudunun yüzde 60’ı su, yüzde 20’si protein, yüzde 19,9’u yağ, sadece yüzde 1’den azı karbonhidrat.
- Yani biz yediklerimizle bu yüzde 1’i yükseltmeyeceğiz değil mi?
Evet. Bütün mesele bu! Eğer bu oran tutuyorsa bebek sağlıklı olur, hamilelik iyi geçer.
EKMEĞE KÜREKLE HAPUR HUPUR TUZ ATILIYOR
- Ekmek yenilmemesini öneriyorsunuz. Siz ne zamandan beri ekmek yemiyorsunuz?
Biz ABD’den döndüğümüzde ekmeklere saldırdık, çıtır çıtır ekmekleri çok özlemiştik. Sonra enimize büyümeye başladık. Sonra tuzdan mı oluyor deyip tuzsuz ekmek yedik. Tuzsuz ekmeğin de bir faydası olmadı. Sonra Kadıköy’de meşhur bir fırına gittim ‘Ekmekleri nasıl yapıyorsunuz, bana gösterir misiniz?’ dedim. ‘Buyurun teyze’ dediler, içeri aldılar beni. Hamura kömür kürekleriyle hapur hupur tuz atıyorlardı. Ondan beri ekmek yemiyorum. Şimdiki ekmek, pizza hamurundan yapılıyor. Modern buğdayla yapılan ekmekte binlerce tür gliadin var, kronik bağırsak hastalıkları, demir eksikliği, ürik asit yüksekliğinin sebebinin bu gliadinler olduğu gösterildi. Gliadinlerin yani glutenin tek faydası hamuru lastik gibi uzatması! Hani pizza hamurunu uzatırlar ya onu sağlar. Klasik eski buğdayla pizza yapamazsınız, börek de açamazsınız! Sadece ekmek yapabilirsiniz. Eğer ekşi mayalı ekmek buluyorsanız yiyin. Zaten küçük bir parça yediğinizde doyuyorsunuz, iki gün canınız bir şey istemiyor, acıkmıyorsunuz çünkü.
KARATAY UŞAĞI DOĞDU
Karatay Diyeti’ni uyguladıktan sonra hamile kalan kişilerin olduğunu anlatıyor Canan Karatay. Hatta onlardan biri yeni doğum yapmış: “Azerbaycan’dan Aysel Hanım, hamile kalmak için senelerce uğraşmış. Gitmediği hekim, uzman kalmamış. Her gittiğinde de 400 dolar ödemiş. Bir gün beni televizyonda izlemiş, dediklerimi uygulamış, birkaç ay sonra hamile kaldığını öğreniyor. Üstelik ilaç filan kullanmadan. Birkaç ay önce doğum yaptı ve o günkü fotoğraflarını gönderdi. Bebeğin adını ‘Karatay Uşağı’ koymuşlar. Uşak, bebek demek.”
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ ŞİZOFRENİ YAPAR
Kitabınızda D vitaminin öneminden bahsediyorsunuz.
D vitamini vücut hücrelerinin sağlıklı çalışmasını sağlıyor. Ama maalesef güneş ışığının bol olduğu Türkiye’de hastalarımın yüzde 90’ınında eksik. Hem de neredeyse sıfıra yakın. Bunun başlıca sebebi beslenme. D vitamini yağda eriyor. Yağ yeme yasağı geldikten sonra vücuda giremez oldu. D vitamini et ve sakatatta var. Bu aslında vitamin de değil, bir hormon! Güneşin ultraviyole ışınları cildimize değdiğinde vücut D vitamini üretir, kolesterolün de ana maddesidir. Ancak güneşlenirken koruyucu kullanmak D vitamini üretimini engeller.
Bir de D vitamini eksikliğinin neden olduğu rahatsızları sıralamışsınız. O rahatsızlıklar arasında şizofreni ve varis de var.
Çünkü hücreler çalışmıyor. Beynin hücreler ve sinir sistemi iletisinin normal olması için D vitamini ve kolesterole ihtiyacı var. Yeni yayımlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, bunun eksikliği Alzheimer sebebi. D vitamini International Unite (IU) olarak 100’ün üzerine çıktığında, bu kişilerin Alzheimer olmadığı gösterildi.
Adeta popstar kadar ünlüsünüz. İlginç olaylar yaşıyor musunuz?
Ordu’da ilkokul öğrencileriyle konuşuyorum, onlara ‘Fıstık yerseniz fıstık gibi olursunuz, turp yerseniz turp gibi olursunuz’ dedim. Çocuklardan biri kalktı dedi ki ‘Ben anlamadım, fıstık yersek nasıl fıstık gibi oluyoruz?’ Çok güldüm. Çocuklardan biri de ‘Siz hep balık yiyin diyorsunuz, balık kraker de yiyebilir miyiz?’ diye sordu. Yazın yazlıkta denizden çıktık, eve doğru yürüyoruz eşimle. 9-10 yaşlarında üç-dört erkek çocuğu duvara oturmuş kola içiyorlar. Beni görür görmez kolaları sakladılar. Yanlarına gidip başlarını okşadım ‘Niye saklıyorsunuz, neden benden korkuyorsunuz?’ dedim, ‘Bakın karaciğerleriniz yağlanmış’ dedim ve yürüdüm. Ertesi gün terasta otururken bir hanım geldi ‘Hocam dün bizim oğlanı görmüşsünüz eve geldi, ‘Hani TV’de yumurta yiyin diyen bir teyze var ya o burada oturuyor’ diye haber verdi. Ben de sizinle tanışmak istedim’ dedi. Bazen de anne ve babalarını şikâyet ediyorlar. Çocuklardan biri kitap fuarında ‘Anneme pirinç pilavı pişirme diyorum, o hala pişiriyor. Anneme söyler misiniz yapmasın’ demişti.
Kaynak:www.mansurelsabah.com