Column Left

Bizi Takip Edin

1 Ağustos 2015 Cumartesi

Cola'nın akıl almaz zararları !


Cola'nın akıl almaz zararları !

ABD'deki BWH hastanesi ve Brown Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı ve 2 bin 149 kişinin durumunun incelendiği araştırma, şekerli ve gazlı içeceklerin fazla tüketilmesi dizlerde kireçlenme,reaksiyonlar,egzama,astım,Diş rahatsızlıkları diyabet Böbrek rahatsızlıkları ,kurdeşen v.s neden olabileceğini gösterdi.

1 bardak kola, 1 saatte neler yapıyor?

1 bardak kola içtiğinizde kanınıza 10 çay kaşığı kadar şeker giriyor. Yani almanız gereken günlük şeker dozunun yaklaşık 100 katı.

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, bir bardak kolanın 60 dakikada vücuda verdiği zararı sekiz başlık altında şöyle özetliyor:

1. İlk 10 dakikada: Kanınıza hemen 10 çay kaşığı kadar şeker girer. Bu normal günlük dozun 100 katı kadardır. Bulantınızın olmamasının nedeni içinde bulunan 'fosforik asiddir'.

2. İlk 20 dakikada: Kan şekeriniz aşırı şekilde yükselir. Bunun sonucu pankreasınızda aşırı derecede insülin salgılanır ve kan şekerinin fazlası karaciğerde yağ olarak depolanmaya başlar.

3. 40 dakika içinde: Kafeinin tamamı dolaşıma girmiş olur. Kan basıncı yükselir, karaciğerden daha fazla şeker yapılarak kana geçer ve kan şekeri tekrar yükselir.

4. 45 dakika içinde: Beyinde dopamin yapımı artar, mutluluk hissi başlar (eroinin etkisine benzer bir etki meydana gelir.)

5. 60 dakika içinde: Ani açlık hissi oluşur.

6. Tekrar kolaya ve tatlılara saldırırsınız.

7. Bu kısır döngü devam ettiği süre karaciğer ve göbek yağlanması artar, vücudun tüm hücrelerinde leptin ve insülin direnci gelişir.

8. Şişmanlık hastalığını başlatmıştır ve bütün dejeneratif hastalıkların nedenidir.

Çoğunda litre başına 100 gramdan fazla, yani 20 küpe eşit şekere rastlanırken, bu rakam Coca- Cola'da 18, Pepsi de ise 17 olarak açıklandı.

"Light" kolaya gelince; tatlandırıcı miktarının "vücuda zarar verecek kadar çok oranda" olduğu belirildi. Kurum, fazla şeker tüketiminin başta obezite olmak üzere, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara yol açtığı hatırlattı. Bilim insanları, laboratuvardaki incelemede sürpriz bir şekilde tarçın, Hindistan cevizi ve turunçgiller gibi bazı bitki ve meyvelerin bulgularını da elde etti.

Kurum, bazı insanların bu bitki ve meyvelere karşı alerjik olduğunu hatırlatarak, giderek artan gıda alerjilerinin bir nedeninin de kola olabileceği belirtildi. Daha önce gazlı içeceklerde bulunduğu bilinmeyen "terpen"in doğal ürün bileşeni olarak a r o m a yaratmakta kullanıldığı keşfedildi. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde kanserojen olarak kabul edilen fosforik asit veya amonyum sülfat karamel E150D isimli gıda renklendirmekte kullanılan tartışmalı içeriğin de kola üretiminde kullanıldığı ortaya çıktı.

ÇOK DÜŞÜK ORANDA ALKOL

En şaşırtıcı veriyse kolada alkola rastlanması oldu.10 içecekte alkole rastlandığını belirten uzmanlar, bu oranın ülkede alkollü içecek kabul edilen yüzde 1.2 oranından çok daha düşük, 0.001 oranında olduğunu bildirdi. Bu da litre başına 10 mg alkole karşılık geliyor. Fransa'daki Cola direktörü  "gizli formülü gereği" bazı aşamalarda alkolün kullanmış olabileceğini belirtirken, diğer firma adına konuşan bir sözcü de bazı içeceklerde "alkolün izine rastlanabileceğini", ancak ...... Cola'nın "alkol içermediğini" söyledi.

Çoğunda litre başına 100 gramdan fazla, yani 20 küpe eşit şekere rastlandı.

"Light" kolaya gelince; tatlandırıcı miktarının "vücuda zarar verecek kadar çok oranda" olduğu belirtildi. Kurum, fazla şeker tüketiminin başta obezite olmak üzere, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara yol açtığı hatırlattı. Bilim insanları, laboratuvardaki incelemede sürpriz bir şekilde tarçın, Hindistan cevizi ve turunçgiller gibi bazı bitki ve meyvelerin bulgularını da elde etti.

Kurum, bazı insanların bu bitki ve meyvelere karşı alerjik olduğunu hatırlatarak, giderek artan gıda alerjilerinin bir nedeninin de kola olabileceği belirtildi. Daha önce gazlı içeceklerde bulunduğu bilinmeyen "terpen"in doğal ürün bileşeni olarak a r o m a yaratmakta kullanıldığı keşfedildi. ABD 'nin Kaliforniya eyaletinde kanserojen olarak kabul edilen fosforik asit veya amonyum sülfat karamel E150D isimli gıda renklendirmekte kullanılan tartışmalı içeriğin de kola üretiminde kullanıldığı ortaya çıktı.Kaynak:www.mansurelsabah.com

Bir bardak gazlı içecek içtiğinizde neler olur ?


Bir bardak gazlı içecek içtiğinizde neler olur ?
Gazlı içeceklerin çok fazla sayıda zararı var.  Amerika’da gazlı içecek taşyan kamyonların kimyasal madde ruhsatı taşımak zorunda olduğunu biliyormuydunuz?  Uzmanların incelemelerinde, bakın 1 bardak gazlı içecek sonrasında vücudumuzda neler oluyor;

İlk 10 dakikada 10 kaşık şeker midenize girmiş gibi olur, fakat gazlı içeceklerin içinde barındırdığı fosforik asit yüzünden bulantı ve kusmanız olmaz.
20 dakika sonra kan şekeri hızla yükseldiği için karaciğerde bu hıza uyup şekeri yağa çevirmeye çalışır.
40 dakika sonra, kafein vucudumuz tarafından emilmiştir.  Tansiyon artar ve kana bol miktarda şeker pompalanmaktadır ve uyuşukluk oluşmaya başlar.
45 dakika sonra beyinde daopamin salgılanır. Uyuşturucu etkisi yaratılmış ve zevk merkezi uyarılmıştır.
60 dakika sonra bağrısaklarda olan kalsiyum, çinko ve magnezyum fosforik asit tarafından eşitlenmiş olur.  Yüksek şeker yüzünden böbreklerden kalsiyum atılır.   Bu tuvalet ihtiyacı doğurur ve yararlı bütün mineraller vucuttan atılır.Kaynak:http://organikmi.com/

GDO Hayatınızı Kurtarabilir mi? Kanserle Mücadele Eden Domatesle tanışın


GDO Hayatınızı Kurtarabilir mi? Kanserle Mücadele Eden Domatesle tanışın
GDO’lar konusunda hala bilimsel tartışmalar devam ediyor. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ciddi çevre ve insan sağlığı sorunları ile bağlantılıdır. Ama teknolojinin , bilimin ve tarımın bir sonraki aşaması olmaları gerkiyor . Ve şimdi kanseri önleyebilecekleri idea ediliyor!!!?

İngiltere’deJohn Innes Merkezinde ki araştırmacıların iddiasına gore, aslanağzı bitkisinde bulunan yüksek antioksidanlardan “mor” domates geliştirediler ve bu kansere karşı küresel mücadelede yararlı olabilecek.

Medical Daily’nin bildirdiğine göre:

Mor domates,  pizzadan makarnaya yemeklerinbesin değerini artırmaya yardımcı olabilir, ayrıca cilt bakım ürünleri kullanmak için zaten araştırılıyor. Meyvenin rengi yaban mersini , böğürtlen ve diğer koyu renkli meyvelerinde bulunan antosiyaninlerin bileşiklerin yüksek düzeyde olmasından geliyor. Ayrıca domates karşılaştırıldığında  anti-enflamatuar yararları gösterir.

Ama GDO üretiminde aşırı miktarda kullanılan pestisit ve herbisitlerden dolayı, herkesin bildiği üzere kanserde dahil olamak üzere bir takım sağlık sorunları ilişilendirilmiştir. Ayrıca bu bitkilerde digger bitki türlerinden genleri içermesi için yapılan genetik modifikasyonun kendisinin bir sağlık riski olup olmadığıda bir endişe konusudur.

Yani, teorik olarak bu  teknoloji kanserin hem sebebi hem de önlemi mi?

Araştırmacılar, mor domates GDO teknolojisine karşı olan önyargının azalmasına yardımcı olacağı konsunda umutlular.  İki yıl içinde mor domates suyu satmak için onay bekliyorlar.Kaynak:http://organikmi.com/

Evde Şeftalili Buzlu Çay Yapımı


Evde Şeftalili Buzlu Çay Yapımı

Yaz sıcaklarında çok tercih edilen meyveli buzlu çayları evinizde doğal bir şekilde yapabilirsiniz. Dilerseniz şeftali yerine limon, böğürtlen, karpuz, erik gibi başka meyveler de kullanabilirsiniz.

Malzemeler:

3 Yemek Kaşığı Siyah Veya Yeşil Çay

3 Su Bardağı Kaynar Su

1 Adet Şeftali

8 Yemek Kaşığı Toz Şeker (Şeker kullanmak istemiyorsanız bunun yerine bal veya pekmez de kullanabilirsiniz)

Birkaç Sap Taze Nane

3-4 Su Bardağı Soğuk Su

Bolca Buz

Süslemek İçin:

Nane Yaprakları

Şeftali Dilimleri

Buz

Hazırlanışı:

3 yemek kaşığı çayı 3 bardak su ile 10 dakika demleyin.

Daha sonra 1 adet şeftaliyi kabuklarından ve çekirdeğinden ayırın. Şeftaliyi mutfak robotunda geçirin. Robottan geçen şeftaliler püre gibi ama daha akışkan bir kıvamda olacaklar. Derin ve geniş bir kaseye veya bir sürahiye şeftalileri aktarın.

Üzerlerine naneleri ilave edin.

Daha sonra demlenmiş çayınızı süzerek karışımın olduğu kaba dökün.

Arzuya göre toz şeker, bal veya pekmez ilave edin.

Hepsi birbirine iyice karıştıktan sonra 3-4 bardak soğuk su ve buzları ilave edin. Bu şekilde meyveli buzlu çayınızı buz dolabında bir süre bekletin.

Servis ederken çayı süzgeçten geçirirseniz daha pürüzsüz olacaktır.

Nane yaprakları ve şeftali dilimleriyle süsleyin. İçerisine de birkaç parça buz atın.

Doğal yollarla ferahlamanın ve vitamin almanın tadını çıkartın.

Afiyet Olsun.Kaynak:http://organikmi.com/



31 Temmuz 2015 Cuma

PARMAK TATLISI


PARMAK TATLISI
MALZEMELER
1 paket margarin
1 çb sıvı yağ
1 adet yumurta
3 yk yoğurt
3 yk şeker
1paket kabartma tozu
bulamak için irmik
aldığı kadar un
şerbeti için
3 sb şeker
3 sb su
limon suyu
HAZIRLANIŞI
Malzemeler karıştırılır yumuşak bir hamur tutulur.
minik minik bezelere ayrılır.
parmak boyunda yuvarlanır irmiğe bulanır.
borcam tepsisine dizilir.
200 derecelik fırında pembeleşene kadar pişirilir.
soğuk şerbet başından dökülür.Dilek Hanımın Mutfağı'na Teşekkürler




KAĞIT BARDAKTA PEYNİRLİ POĞAÇA


KAĞIT BARDAKTA PEYNİRLİ POĞAÇA
MALZEMELER
2 sb süt
1  sb sıvı yağ
1 küçük paket yaş maya
tuz şeker
aldığı kadar un
yeteri kadar beyaz peynir
RESİMLERLE HAZIRLANIŞI
kağıt bardağın birleşme yerinin uç kısmını hafifçe keserseniz gerisi çıkacaktır.Dilek Hanımın Mutfağı'na Teşekkürler









30 Temmuz 2015 Perşembe

Zayıf Kalmanın Sırrı


Zayıf Kalmanın Sırrı

Sağlıklı beslenerek ve küçük sırlardan yararlanarak kilo vermekte, sağlıklı yaşamakta mümkün!

Zayıf ve Sağlıklı Kalmanın Püf Noktaları

Çikolata bilinenin aksine yağ yakıcı bir etkiye sahiptir ve yağı enerjiye dönüştürme etkisi vardır.
Kuru baklagiller hem sağlığa yararlıdır hemde kilo artışına neden olmaz.
Yulaf içeriği bulunanlardan dolayı  metabolizmaya faydalıdır. Bulundurduğu karbonhidrat grubu sağlıklıdır vücutta şekere dönüşmez.
Kuru yemiş ara öğün olarak tüketildiğinde sağlıklı zayıflamaya yardımcı olur.
Yumurta içeriğinden ötürü tok tutucudur ve enerji verir.
Yeşil kahvenin iştah kapatıcı ve yağ yakıcı özelliği kanıtlanmıştır.
Acı biber metabolizmayı hızlandırarak, kilo almayı engelliyor.Kaynak:kadinlargecidi.com

İnce Bel İçin Yöntemler


İnce Bel İçin Yöntemler

Kadınların korkulu rüyalarından biri olan bel çevresi yağlanması yapılan diyetlere rağmen bir türlü erimek bilmeyen bir bölgedir. Sürekli sorun olan ve kıyafetlerde de çirkin bir görüntü oluşturan bel çevresi için birkaç yöntem uygulanarak ince bir bele sahip olunabilir.

Sabah yürüyüşü yapmak bayanlar için en verimli bel inceltme aktivitelerinden biridir. Sabahları bir saatlik yürüyüş sonrası bel çevresinde büyük bir incelme meydana gelir.
Haftalık olarak tartılmak vücudunuz hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlar. Kilo verdiğinizi gördüğünüzde bilin ki inceliyorsunuz.
Şerbetli ve şekerli tatlıları yemeyi kesmek için doğal olan tatlılara yönelin. Canınız tatlı çektiğinde hurma, kayısı gibi gıdalar tüketin.
Uyku düzeniniz yoksa beslenme problemleri yaşayabilirsiniz. Buna bağlı olarak bel çevreniz kalınlaşır. Uyku düzeninize dikkat edin.
Tuzu ve şekeri azaltmak da da 1 haftada ince bir belle etkisini gösterecektir.Kaynak:kadinlargecidi.com

Tatlı Krizi Nasıl Önlenir?


Tatlı Krizi Nasıl Önlenir?

Tatlı gıdaların cazibesine çoğu zaman hepimiz kapılırız. Farkında olmadan fazlaca tatlı tükettiğimiz olur ve bütün kaloriler bir süre sonra yağa dönüşerek kilolu bir görüntü oluşturur. Tatlı krizi nasıl önlenebilir? Bu sorunun cevabını sizler için araştırdık…

Tatlıyı bırakmak bir anda kolay olmayabilir bu yüzden tatlı seçeneklerinden bize en az kaloriyi verecek ve tatlı krizimizi bastıracak olanı seçmek gerekir. Şerbetli ve hamurlu tatlılar yerine sütlü ve şekeri az olan bitter tatlılar seçebilirsiniz.
Tatlı krizinizi tatlı meyvelerle bastırmaya çalışabilirsiniz. Üzümler ve elmalar sizin için ideal olacaktır.
Bal ve ya reçel tüketmek de tatlı krizinizi önleyecektir.
Kafeinli gıdalardan uzak durarak vücudunuzda tatlı isteğini artıran hormonların çalışmasını yavaşlatabilirsiniz.Kaynak:kadinlargecidi.com

Göbek Eriten İçecekler


Göbek Eriten İçecekler

Yaz aylarının yaklaşması ile birlikte kış aylarından kalma kilolarını atmak ve düz bir karna sahip olmak isteyenlerin deneyebileceği göbek eriten içecekler kısa sürede istenilen ölçülere kavuşmayı sağlayacak. Metabolizmanın çalışmasını destekleyen ve daha hızlı bir metabolizma ile kilo vermeyi sağlayan bu içecekler şöyle:

Suyunuzun içerisine limon, nane gibi şeyler ekleyerek aromalı su yapabilir ve gün içinde bu suyu bir iki kere tüketebilirsiniz.
Yemeklerden sonra ve ya gün içinde yağ yakıcı çaylardan olan nane çayını tüketebilirsiniz. Bu sayede yağlarınız yakılır ve düz bir karna sahip olursunuz.
Yeşil çayın faydalarını bilemeyen yoktur. Günde 2 kere yeşil çay içmek göbek yağlarını eritecektir.
Bitter çikolatanın kilo verdiği kanıtlanmış bir şeydir. Günde bir defa bitter çikolata çayı içmek göbek yağlarını eritecektir.Kaynak:kadinlargecidi.com

Popüler Diyetlerden Uzak Durun


Popüler Diyetlerden Uzak Durun
Medipol Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Sanem Avcı, diyet yanlışlarına karşı sağlıklı beslenme için öneriler sundu.



Kadın erkek farkı olmadan insanların estetik kaygısının ve bütün dünyada ciddi bir sağlık sorunu olan şişmanlığın artması ile günümüzde zayıflama adı altında binlerce popüler Diyet gündeme gelmiştir. Bu diyetler; farklı adlarda anılan proteinden zengin ve düşük kalorili diyetler, açlık diyetleri, yada tek tip besin alma şeklinde yapılan diyetlerdir. Peki bu diyetler gerçekten sağlıklı mı ve gerçekten kilo verdiriyor mu?

Medipol Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetet Uzmanı Diyetisyen Sanem Avcı, diyet yanlışlarına karşı sağlıklı beslenme için öneriler sundu.

Bir çok kişi birden kilo vererek kilolarından kurtulmanın peşindedir. Bunun içinde her geçen gün yenisi eklenen ve sadece kilo verdirmeye yönelik sosyal medya sayfalarında yer alan 3 gün, 7 gün, 15 gün gibi kısa süreler için planlanmış hazır diyetler en az bir kere denenmektedir. Diyet kişinin metabolizmasına, yaşına, boyuna, kilosuna, cinsiyetine, fiziksel düzeyine ve beslenme alışkanlıklarına göre farklılıklar gösterebilir. Unutulmamalıdır ki; DİYET KİŞİYE ÖZELDİR…

Hızlı zayıflamayı garanti eden, ulaşmanın kolay olduğu bu trend diyetlerin cazibesine günümüzde sadece kadınlar değil artık erkekler de kapılıyor. Evet bu diyetler kilo vermenize yardımcı oluyor, tartıda görülen rakamlar kişileri mutlu edebiliyor fakat bunun sağlıklı zayıflama yöntemi olmadığını, bu diyetleri bıraktığınız taktirde fazlasıyla geri alınan kilolar ve diyet sırası ve daha sonrasında yaşanan sağlık sorunları gözle görülür hale geliyor. Fazla kilolarınızdan bir an önce kurtulmak için yapılan yanlış diyetler kısa zamanlı kilo kayıplarını sağlarken, amacınızın tersine şişmanlığın da artmasına neden olmaktadır.

Zayıflama diyeti esnasında kişinin ayda 4-7 kilo kaybetmesi sağlıklı ve kalıcı kilo verdiğini gösterir. Popüler diyetler ise 7 hatta 1 günde bu rakamlarda kilo kaybını garantilemektedir. İnsan vücudu yağ, kas, kemikler ve sudan oluşur.

Kilo kaybı sırasında vücuttaki fazla olan yağ hücrelerinden kaybedilmesi sağlıklı ve daha kalıcı kilo kaybı olduğunu gösterir. Bu diyetlerle genellikle kas ve su kaybı görülür bu da vücut ve bilincimizin direncinin düşmesine, vücudun asit baz dengesini olumsuz şekilde etkilemesine, beynin zarar görmesine, bayanlarda adet düzensizliğine ve gelişim çağında ki çocuklarda büyüme engellenmesine sebep olabilmektedir.
Mucize vaat eden trend diyetler sizi tek yönlü, yanlış, dengesiz ve sağlıksız beslenmeye yönelterek kilo verdirir. Birazda trend diyetlerin özellikleri ve olumsuzluklarından bahsedelim

Protein ağırlıklı diyetler (Dukan, karatay, İsveç, Taş DevriDiyeti vb.)
Proteini fazla olan diyetlerde karbonhidrat ve yağlar kısıtlanır, bol bol et ve et ürünleri  tüketilir. Beyin enerji kaynağı olarak karbonhidrat kullanmaktadır. Beynin iyi çalışabilmesi için günde en az 60-100 gram karbonhidrata ihtiyacı olduğu kesinlikle unutulmamalıdır. Düşük glisemik indeksli karbonhidratların giderilmesi faydalıdır ancak karbonhidratların yasaklı duruma getirilmesinin anlamı yoktur.

Diyette karbonhidratın düşürülmesi zayıflamaya neden olur fakat bu diyetlerde protein takviyesi olarak tüketilen besinlerden alınan hayvansal yağ, kan kolesterol düzeyinin yükselmesine ve bu nedenle kalp sorunları riskinde artışa neden olmaktadır. Aynı zamanda fazla protein alımı kemiklerden kalsiyum çekilmesine ve dolayısıyla osteoporoz hastalığı riskinde artışa neden olabilmektedir. Proteinin arttırılması diyetle posa alımını düşürerek bağırsak sorunlarına neden olur.

Düşük karbonhidratlı diyetler (Atkins, Hollywood, Ketojenik, Stillman Diyeti vb.)
Diyette karbonhidratın kısıtlanarak, protein ve yağ oranı fazlalaştırıldığı diyetlerdir. Protein ağırlıklı diyetlerde gördüğümüz gibi bu diyetlerinde doymuş yağ ve kolesterol miktarı yüksektir ve koroner kalp sorunları açısından risk taşımaktadır. Sıvı ve elektrolit dengesinde sorunlar, yine protein ağırlıklı diyetlerde olduğu gibi kalsiyum atımının fazlalaşmasına sebep olur.

Karbonhidrat ve proteinin birlikte tüketilmediği diyetler (Montignac Diyeti)
Bazı trend diyetler karbonhidrat ve proteinin birleşimiyle tüketilmesinin zararlı olduğunu ve kilo vermenize engel olduğunu iddia eder. Oysa birlikte tüketilmesi değil ihtiyaçtan yoğun tüketilmesi zararlıdır. Sağlıklı beslenmede tüm besin gruplarının ana öğünlerde birlikte giderilmesi gerekir. Bu tür diyetlerdeki beslenme şekli mide ve bağırsak sistemini bozar hatta ülsere neden olabilmektedir.

Tek tip besine yönelik diyetler (Karpuz, Lahana, Üzüm, Patates Diyeti vb.)
Genelde karbonhidrat oranı fazla, protein ve yağ oranı az olan diyetlerdir. Protein bakımından yetersiz olması kişinin kas kaybına sebep olabilir. Bu diyetler pek fazlasıyla vitamin ve mineral yönünden azdır. Sağlık açısından kemik erimesi, böbrek hastalıkları, kansızlık, dikkat azalması, yorgunluk ve sindirim sorunlarına sebep olabilir.

Düşük kalorili diyetler (Açlık, Prenses, Simeons Diyeti vb.)
Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazancından uzak, kişinin günlük besin ihtiyacını gidermeyen 800 kcal’den daha az kalorili ve genellikle sıvı yoğunluklu beslenilen diyetlerdir. Hızlı kilo verme ile bazal metabolizma hızının %20 oranında düşmesine, kas ve su kaybının yüksek olmasına neden olur ve kişi diyeti bırakıp eski beslenmesine tekrar başladığında vücuttaki yağ oranının artış göstermesine neden olur.Kaynak:kadinlargecidi.com

Kilo Almadan Ekmek Tüketmek Mümkün!


Kilo Almadan Ekmek Tüketmek Mümkün!
Tahıl tanelerinin kabuğu ile birlikte öğütülmesiyle hazırlanan tam tahıl ekmeği, vücut için gerekli E vitamini, magnezyum, demir, folik asit, krom, çinko ve benzeri mineraller ile lif içeriyor. Besleyici değeri yüksek Backhaus tam tahıl ekmekleri, sindirim kolaylığının yanı sıra eşsiz tatları ile kahvaltıların, öğle ve akşam yemeklerinin vazgeçilmez bir parçası halini alıyor.
Lif açısından zengin tamamen doğal, organik ve en kaliteli tahıl tanelerinden üretilen Backhaus Fitty ekmeği lezzeti ve içerdiği çeşitli mineraller ile sofralara lezzet katıyor. Buğday kepeği, keten tohumu ve elma lifinden oluşan Backhaus Fitty ekmeği Omega 3, Vitamin E, kalsiyum ve magnezyum miktarı bakımından zengindir. Alman GFE (Fonksiyonel Gıda Enstitüsü) sertifikalı ve düşük kalorisiyle dikkat çeken Backhaus Fitty ekmeği içerisindeki 21 farklı lif sayesinde vücudun günlük lif ihtiyacını karşılıyor ve tokluk hissini artırıyor.
Tam tahıl ekmeklerinden Backhaus Voll- Gut ise tam buğday ve çavdar karışımından oluşuyor. Kalorisi %50 azaltılmış Backhaus Voll-Gut ekmeği sindirim sistemini rahatlatırken glisemik indeksi düşük olduğu için uzun süre tokluk hissi veriyor. Dinç kalmayı ve enerjik olmayı sağlayan Backhaus Voll- Gut ekmeği bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Diyet yapanlar ve beslenmesine önem verenler için ideal Backhaus Voll-Gut ekmeği keyifli masalara eşlik ediyor.
Backhaus kurucu ortaklarından Dr. Hilal Duruk “Alman Fonksiyonel Gıda Enstitüsü, insanların günlük ihtiyaçlarına uygun ekmekler hazırlıyorlar. Ekmeklere ekstra lif ilave ediyorlar. İleri yaşlarda ortaya çıkan kemik erimesine karşı kalsiyum ve kalp hastalıklarına karşı korumak amacıyla magnezyum gibi mineralleri sağlayan bakla kırması, keten tohumu, buğday kepeği gibi lif oranı yüksek ekmekler üretiyorlar. Backhaus olarak biz de Fitty ekmeğimizde bu reçetenin izlerini takip ettik ve Alman Fonksiyonel Gıda Enstitüsü tarafından onaylı Backhaus Fitty ekmeğini ürettik. Fitty ekmeğinde insanların düzenli olarak Omega 3 almaları için keten tohumunu ekliyoruz. Lif oranı yüksek ve kalorisi düşük ekmekler vücudun gereksinimlerini karşılıyor. Lifli oldukları için tok tutarak sindirim sistemini düzenliyor. Böylece, zayıflamak isteyenler hem gerekli mineralleri alırken hem de aç kalmadıkları için diyetlerinde devamlılıklarını sürdürebiliyorlar” diyerek mineraller açısından zengin ekmeklerden özellikle diyet yapanların günde 4 dilim olarak yemesi gerektiğini belirtiyor.

Kaynak(milliyet)

Şifalı Bitkiler



Şifalı Bitkiler
Şifalı bitkiler ile hazırlanan kürler yararlı mı ? Günümüzde gıdaların ve hayat koşullarının olumsuzlaşması sebebiyle insanlar çok sık hastalanmaktadır. Bu hastalıkların bir kısmı sağlık problemleridir, bir kısmı da dış görünüş ile ilgilidir. Tıp ve teknolojinin hızlı gelişip ilerlemesi ile tüm bu rahatsızlıklara çözümler bulunmaktadır. Ancak bu çözümler ne kadar doğru ? Ne derece sağlıklı ? Peki eskiden insanlar hasta olmuyor muydu ? Veya eskiden saç dökülmesi, kilo alma-verme problemleri yaşamıyor muydu ? Tabiki yaşıyorlardı ve bunların çözümlerini doğada buluyorlardı. Yani Şifalı bitkiler, günümüzde bir çok bilim insanının da kabullendiği bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. Bundan 10 yıl öncesine kadar bilim insanları Avrupa özentiliği yapıp şifa ve kaynakları olan şifalı bitkileri yabana atmışlardır. Fakat bugünlerde görüyoruz ki artık tedaviler ve güzellik sırları şifalı bitkiler ile olmaktadır. Çok basit olarak bir örnek verirsek ; hepimiz nezle-grip oluyoruz. Ve bir çoğumuz hemen koştura koştura doktorlara gidiyoruz. Bir çok ilaç alıyoruz, antibiyotik alıyoruz. Bunların vücuda yararı olduğu kadar zararı da var. Her grip oluşumuzda antibiyotik yutarsak ; ciddi bir hastalıkta yutmamız gereken antibiyotikler bir işe yaramaz. Bu yüzden grip-nezle gibi küçük hastalıklarda ve saç dökülmesi,güzellik sırları, cilt bakımları,zayıflama-sıkılaşma-kilo alma-verme, bitkisel tedaviler konularında şifalı bitkiler öncelikli kullanılmalıdır. Grip olduğunuzda antibiyotik yerine doğal antibiyotik olan ve doğanın en faydalı şifalı bitkilerinden olan nane-limon içilmelidir. Ya da diğer önemli şifalı bitkiler tarçın, ıhlamur,adaçayı içilmelidir. Bunlar hem sizi sakinleştirecektir, hem de hastalığınıza iyi gelecektir. Bu şifalı bitkilerle sağlık ve güzellik konularında en iyi hoca İbn-i Sina’dır. İbn-i Sina’nın kitapları Avrupa da uzun yıllar tıp fakültelerinde okutulmuştur. Avrupa o şifalı bitkiler ile hazırlanmış tedavi yöntemlerini kullanarak ilaçlar üretti ve bizim gibi ülkelere de şu an satıyor. Bundan dolayı şifalı bitkiler ile tedavi ve güzelliği daha çok ön plana çıkarmalıyız. Şifalı bitkiler ile her hastalığa tedavi olunabilir. Fakat ciddi rahatsızlıklarda hekime kesinlikle başvurulmalıdır. Hekiminizin onayladığı şifalı bitkilerle hazırlanan tedavileri uygulayabilirsiniz. Böylece tedaviniz ve güzelliğiniz daha hızlı ilerleyecektir.Kaynak:kadinlargecidi.com

Column Left