Column Left

Bizi Takip Edin

13 Haziran 2015 Cumartesi

HAZIR BAKLAVA YUFKASINDA SODALI BÖREK


HAZIR BAKLAVA YUFKASINDA SODALI BÖREK
MALZEMELER
1 paket baklavalık yufka
1 su bardağı soda
Yarım su bardağı sıvı yağ
Yarım su bardağı süt
İçi için peynir ve maydanoz
Üzerine yumurta
HAZIRLANIŞI
Soda, sıvı yağ ve sütü bir kapta karıştırıyoruz. Baklavalık yufkaları 4’erli saracağız .İlk yufkayı yağlamıyoruz, diğer yufkaları üst üste koyup 1. kat hariç diğer katlarına sodalı karışı sürüyoruz.
Uzun kenarına peynirli harçtan yayıyoruz ve rulo yapıp tepsiye koyuyoruz. Diğer yufkalara da aynı işlemi uyguluyoruz. Tepsiye aralıksız sıralıyoruz. Kalan sosu üzerine döküyoruz. Buzdolabında 1-2 saat bekletiyoruz. Buzlukta da bekletebilirsiniz, pişireceğimiz zaman çıkarıp fırına verebilirsiniz. Ben daha önce buzluğa koymuş olduğumu pişirdim. Bunun için ise yarım saat dışarıda durduktan sonra 1 yumurtayı çırpıp üzerine sürüyoruz. 180 derece fırında kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun.Serpil'in Mutfağı'NA TEŞEKKÜRLER

ÇİLEKLİ PÜRELİ MUHALLEBİ


ÇİLEKLİ PÜRELİ MUHALLEBİ
MALZEMELER
1 LİTRE SÜT
3 KAŞIK NİŞASTA
5 KAŞIK UN
1 SU BARDAĞI ŞEKER
1 PAKET KREM ŞANTİ (1 SU BARDAĞI SÜT İLE HAZIRLAYIN)
SOSU İÇİN
YARM KİLO ÇİLEK
2 KAŞIK ŞEKER
3 KAŞIK NİŞASTA
YAPILIŞI
MUHALLEBİ İÇİN BÜTÜN MALZEMELERİ TENCEREYE ALIN VE KISIK ATEŞTE SÜREKLİ KARIŞTIRARAK MUHALLEBİ KIVAMINA GELENE KADAR PİŞİRİN.
SOYUMAYA BIRAKIN VE ARADA KARIŞTIRINKİ KABUK TUTMASIN.
KREM ŞANTİYİ 1 SU BARDAĞI SÜT İLE ÇIRPIN VE SOĞUYAN MUHALLEBİYE EKLEYİP GÜZELCE HEPSİNİ KARIŞTIRIN.
SOSU İÇİN ÇİLEKLERİ YIKADIKTAN SONRA RONDODAN GEÇİRİN VE TENCEREYE ALIN.
NİŞASTAYI AZ SU İLE ERİTİN VE ÇİLEKLERE EKEYİN.
2 KAŞIK ŞEKERİDE İLAVE ETİKTEN SONRAÇİLEK PÜRESİ HAFİF KOYLAŞANA KADAR PİŞİRİN VE SOĞUMAYA BIRAKIN.
KUPLARA MUHALLEBİ VE ÇİLEK PÜRESİ PAYLAŞTIRIN.
ARZU EDERSENİZ ÜZERİNE KREM ŞANTİ İLEDE SÜSLEYEBİLİRSİNİZ .
AFİYET OLSUN..Serpil'in Mutfağı'NA TEŞEKKÜRLER


PORTAKALLI, BADEMLİ ŞEKERPARE


PORTAKALLI, BADEMLİ ŞEKERPARE
Malzemeler:
250 gr tereyağı ( oda sıcaklığında yumuşamış)
4 yemek kaşığı toz şeker
2 yumurta
5 yemek kaşığı irmik
3 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi
3 yemek kaşığı portakal suyu
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un ( gevrek, ovulan kurabiye kıvamında oluncaya kadar un eklenir)
Şerbeti için:
3 bardak su
3 bardak şeker
Üzerine:
Badem
Yumurta sarısı ( Akı hamur için kullanılacak)
Hazırlanması:
Şeker ve su kaynatılır, soğuması için bir kenara koyulur .
Portakal kabuğu rendelenir 3 yemek kaşığı kadar.
1 adet tüm yumurta, 1 tanesinin de sadece beyazı ( çünkü sarısı üzerine sürmek için gerekecek ayırmak gerek) oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı, şeker, irmik, portakal suyu, portakal rendesi birlikte hamur yoğurma kabında karıştırılır.
Kabartma tozu eklenir.
Sonra un yavaş yavaş eklenir, orta yumuşaklıkta hamur yoğrulur. ( Hamur un kurabiyesinde olduğu gibi olacak)
Hamurdan cevizden büyük toplar yapılır ve yağlanmış tepsiye dizilir.
Üzerine yumurta sarısı sürülür ve bir adet badem konulur. Bademlerin üzerinden bastırın ki hamur kabarınca çıkmasın ve şerbet dökünce de kayıp düşmesin.
200 C ( fırın ayarı F olan arkadaşlar için bu ayar 370 dir) kızarana kadar pişirilir.
Fırından çıkarılan şekerparelere sıcakken soğutulmuş şeker eklenir. Yemek kaşığı yardımıyla teker teker hepsinin üstünden gezdirilerek dökülür şerbet.
Fırının ısısı kapatılır, şekerlenmiş şekerpareler tekrar fırına koyulur. Fırının içinde kalan sıcaklıkta şekerpareler şekeri iyice çekiyor.
Soğuduktan sonra Afiyetle yenilir ve servis yapılır.Mutfak Dilim Samire'ye Teşekkürler



Kupada Çilek Soslu Muhallebi


Kupada Çilek Soslu Muhallebi
Muhallebi için Malzemeler:
3 su bardağı süt
3yemek kaşığı şeker
2 yemek kaşığı nişasta ( dolu degil )
1 yemek kaşığı un ( dolu degil)
50 gr tereyağı
1 paket vanilya
Çilekli sos için:
500 gr çilek
2 yemek kaşığı şeker
1 yemek kaşığı nişasta
Hazırlanması:
Tereyağı ve vanilya hariç muhallebi için gerekli malzemeyi tencereye koyup iyice karıştırıyoruz sonra ocakta tel çırpıcıyla sürekli karıştırarak pişiriyoruz.
Koyulaşmaya başlayınca tereyağı ve vanilyayı da ekleyip 5 dakika daha karıştırarak pişiriyoruz.
Ocaktan alıp en az 2-3 dakika sürekli karıştırıyoruz, sonra da ara sıra karıştırarak ılımasını bekliyoruz. Bu işlemi mikserle de yapabilirsiniz daha kolay oluyor :)
Ilıyan muhallebiyi üzerinde bir parmak boşluk kalacak şekilde kupalara paylaştırıyoruz.
Çileyi yıkayıp doğrayın rondoda çekerek püre haline getirin.
Küçük bir tencereye püre haline gelmiş çileyi, nişastayı, şekeri koyup karıştırın ilk önce.
Sonra kısık ateşte hafif koyulaşıncaya kadar karıştırıyoruz.
Ocaktan alıp ara sıra karıştırarak ılımasını bekliyoruz.
Ilınan sosu kupalardaki  muhallebilerin üzerine paylaştırıyoruz.
Hazır olan tatlının üzerine kağıt havlu koyup soğuması için buzdolabına kaldırıyoruz.
Servis yaparken isteğe göre yeşil fıstıkla, cevizle, çilekle süsleyebilirsiniz.
Afiyet olsun..!!Mutfak Dilim Samire'ye Teşekkürler


Cevizli Un Helvası


Cevizli Un Helvası
Malzemeler:
150 gr tereyağı
1,5 su bardağı un
yarım su bardağı çekilmiş ceviz
Şerbeti için:
1.5 su bardağı şeker
2 su bardağı su
1 paket vanilya (isteğe baglı  ben ekledim )
Hazırlanması :
1,5 su bardagı şekeri, 2 su bardagı suyu, 1 paket vanilyayı ( istege baglı)  bir tencerede kaynatıyoruz. 5-8 dakika sonra ocaktan alıp ılıması için bir kenarda bekletiyoruz.
150gr tereyağını tencereye koyup eritiyoruz, üzerine 1,5 su bardagı unu ekleyip sürekli karıştırıyoruz.
Yaklaşık 10 dakika sonra çekilmiş yarım su bardagı cevizi de ekleyip,  unun rengi açık kahve rengine dönünceye kadar kavuruyoruz ( yaklaşık 15-20 dakika).
Un tamamen yağa karışmış, hafif sıvı olmaya yüz tutmaya başlayınca tencereyi ocaktan alıyoruz.
Önceden hazırlamış olduğumuz ılık şerbeti ilave edip hızlıca hiç durmadan karıştırıyoruz 5 dakika kadar.
Daha sonra tencereyi tekrar ocağın üzerine koyup çok kısık ateşte 5  dakika daha karıştırıp ocaktan alıyoruz. Tencerenin kapagını kapatıp bekliyoruz.
10 dakika sonra tencerenin kapagını açıp servis yapacağımız tabağa koyup üzerine çatalla veya kaşıkla
şekil veriyoruz.
İster çorba kaşığıyla şekil vererek de servis tabağına dizebilirsiniz. Şekil verme size zevkinize baglı :)
Helvayı ılık şekilde afiyetle yiyoruz.Mutfak Dilim Samire'ye Teşekkürler


Soğuk duşun 5 faydası


Soğuk duşun 5 faydası
Soğuk suyla duş almak, cildi güzelleştirir, zayıflamanıza yardımcı olur ve bağışıklığınızı güçlendirir.
Aslında soğuk suyla duş almanın bir çok faydası var. Eğer sağlığınız için iyi bir şey yapmak istiyorsanız, işe duşunuzu soğuk almakla başlayabilirsiniz.

İşte soğuk duş almanın insan sağlığına 5 faydası…

Egzersiz ağrılarını tedavi eder
Sporcular ağır idmanlar sonrasında acı ve ağrı çekmemek için vücutlarını buzla ovuyor ve buz banyosu yapıyorlar. Sizin buz banyosu yapmanıza gerek yok, ama egzersizlerden sonra acı ve ağrı çekmemek için soğuk duş alabilirsiniz.

Cildinizi ve saçlarınızı güzelleştirir
Sıcak duş cildinizi kurutur ve gerilmesine sebep olur. Soğuk su ise tam tersi cildinize iyi gelir, özellikle akne ve sivilce problemleri yaşıyorsanız soğuk suyun gözenekleri sıkıştıran etkisinden mutlaka yararlanmalısınız. Sağlıklı ve çekici saçlar için de soğuk sudan faydalanabilirsiniz. Soğuk su, saç derisinin daha sağlıklı olmasını sağlar ve saçları parlatır.


Bağışıklık sistemini güçlendirir
Soğuk su bağışıklığınızı güçlendirerek hastalıklara karşı dirençli olmanızı sağlar. Metabolizmayı hızlandıran soğuk su, bağışıklık sisteminin daka iyi çalışmasına yol açar. Kan dolaşımınız da hızlandığından, damar sertleşmesi ve yüksek tansiyondan korunmanızı sağlar.

Bedeniniz canlanır, ruh haliniz düzelir
Sabah sersemliğini yok etmek ve enerjik olmak için, sabahları soğuk duş alabilirsiniz. Özellikle işte ve okulda konsantrasyon sorunu yaşıyorsanız, sabah aldığınız duş derdinize çare olabilir. Soğuk su nedeniyle vücudunuz şok yaşar ve kalp atışlarınız hızlanarak gün boyu enerjik olmanızı sağlar.

Soğuk duş yağlarınızı yakar
Diyet yapanlar ve zayıflamaya çalışanlar için iyi haber! Soğuk su ile duş almak, sporla yakmaya çalıştığımız inatçı yağların enerji olarak yakılmasını sağlıyor. Vücut soğuduğu için kendini ısıtmaya çalışırken, vücudunuz birikmiş yağları kullanmaya başlıyor. Araştırma sonuçlarına göre, bir sene boyunca soğuk duş almak yaklaşık 4 kilo vermenizi sağlayabiliyor.(Not:her sıcak duştan çıktıktan sonra yüzünüzü soğuk su ile durulayın yüze canlılık veriyor :) )

kaynak;kadinvekadin

ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI


ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI
Vücudumuz doğası gereği, doymamış yağ asitlerini üretemediğinden bu yağ asitlerini dışarıdan karşılamak zorundadır.Bir gram çörekotu yağı da bu açıdan bir günlük ihtiyacımızı karşılamak için yeterlidir.
ÇÖREK OTUNUN DİĞER ETKİLERİ
Çörek otunda bulunan nigellon ve alfa-pinen gibi eterli yağlar, solunum borusunun genişleyip krampların giderilmesini sağlar.
Ayrıca öksürüğü hafifletir. İltihap giderici, ağrı dindirici ve idrar söktürücü etkileri de mevcuttur. Düzenli kullanımda kan şekerini düşürücü etkisi vardır.
İçeriğinde bulunan B1, B2 ve B6 vitaminleri, pek çok enzimin üretiminde önemli rol oynar. Çünkü bunlar, savunma ablukalarını yok edip boyun altı bezini ve dolayısıyla da savunma sistemini güçlendirir. Folasidi vitamini ise, kalp ve tansiyon problemlerinin oluşma riskini en aza indirger. Bununla birlikte hücre yenilenmesinde de gereklidir.
Beta karotin, A, E ve C vitamini, selen gibi antioksitler vücudun savunma sistemini destekler. ayrıca içeriğinde bulunan selen, zehirli maddelerin vücuttan atmasında destek olur.

ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI
Bu kadar mükemmel olarak yaratılan çörek otu, bütün bu özellikleri ile:
Mikrop, virüs ve mantarlara karşı etkili bir savunma aracıdır.
İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
Kan şekerini düşürür.
Damar hastalıklarını engeller.
 İdrar söktürücü özelliği ile safrayı rahatlatır.
Vücuttaki zehirlerin atılmasını sağlar.
Hazmı kolaylaştırır.
Yaraların daha hızlı iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmelerini hızlandırır.
Alerjiyi engeller.
Savunma sistemini dengeler.
Hormon sistemini ve ruh hâlini güçlendirir.


ÖZEL HALLERDE FAYDALARI
Çörek otu, müzmin hastalıklarda şaşırtıcı derecede iyileşmeler sağlar. Çocuklarda özellikle sinir ve deri sorunlarına, astım ve alerji sorunlarına da çok iyi gelir.
Çörek otu ürünleri (yağ ve ezilmiş bal karışımlı) hamilelik döneminde oluşan şikayetleri en aza indirir. Yan etkisi olmayıp, hamilelik dönemindeki bayanlar ve bebeklerini ana sütüyle beslemeyi tercih edenler için sütün kalitesini arttırarak bebek için daha faydalı olmasını sağlar.
Egzamalı cilde sık sık çörek otu yağı tatbik edildiğinde deri hızlı iyileşir. Yine deri hastalıklarında mikrop öldürücü etkisi nedeniyle çok yararlıdır.

BAZI HASTALIKLARDA ÇÖREK OTU
Hazımsızlık ve mide şişkinlikleri gibi sorunlarda çörek otunun etkisi eski zamanlardan beri bilinmektedir.
Hemoroite problemine iyi gelir, çünkü damarları güçlendirerek kan dolaşımını arttırır.
Romatizma, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol gibi metabolik hastalıklar için çok etkilidir.
İktidarsızlık ve kısırlık sorunlarında da yine etkili bir destekleyicidir. Çünkü çörek otu, cinsî hormonları düzenlemekte, bedenî ve ruhî olarak zindelik ve dinçlik vermektedir.
Çörek otu yağı kadınlardaki regl dönemi sancılarına ve diş ağrılarına karşı yine başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
çörek otu

SAĞLIKLI OLMAK İÇİN ÇÖREK KÜRÜ
İçeriğinde bulunanlarla savunma sistemine, metabolizmaya ve hormonlara iyi gelen çörek otu, vücudu toksinlerden arındırır, kan dolaşımını güçlendirir ve bağırsakların düzenli çalışmasını destekler.
Cildi berraklaştırır. Düzgün bir cilde, parlak saç ve gözlere sebep olur. Sağlıklı ve hayat dolu bir görünüm oluşturur.
Çörek otu savunma (immün) sistemini güçlendirdiğinden, kanser, AIDS gibi çağın hastalıklarına karşı tavsiye edilmektedir. Yine tansiyon ve ateş düşürücü ve doğal antibiyotik tesirleriyle yaygın hastalıklara da çare olmaktadır.
Başta astım ve polen alerjisi olmak üzere alerjik hastalıklara, saç dökülmesi ve kepek gibi problemlere karşı da etkilidir.

ÇÖREK OTU NASIL KULLANILIR?
Kurutulan tohumlar baharat şeklinde, suda kaynatılarak ya da yağı çıkarılarak tüketilir. Güzel kokulu bir baharat olarak kullanımı çok yaygındır.
Çörek otunun tohumlarından elde edilen çörek otu yağı saç dökülmesinde ve saçlı deride oluşan kepeğe karşı oldukça etkilidir. Sirke ile kaynatılıp gargara yapıldığında diş ağrılarına iyi gelir. Suyu ile sivilcelere pansuman yapıldığında sivilceler üzerinde etkili olduğu görülmüştür.
Bir teoriye göre, çörek otunun kemoterapi ilaçları ve radyoterapi tedavisi ile birlikte kullanılması, çörek otunun anti oksidan etkisi nedeniyle bu tedavi yöntemlerinin etkisini azaltabilir
Kaynak; facebook


Bakın Salatalıkta Ne Var


Bakın Salatalıkta Ne Var
Bugün sağlıklı yaşam ile ilgili bizi yakından ilgilendiren bir sebzeyi konu aldık. Yaptığımız yabancı sitelerden ve forumlardan derlenerek oluşturduğumuz ´´ Salatalıkta Neler Var?´´ Başlıklı bir yazı dizisi…

Hiç merak ettiniz mi salatalığın bilinmeyen yönlerini. Hep görürüz göz kapaklarının üzerine konulur, şampuanı vardır yıkanırız, falan da filanda..

Araştırılmış incelenmiş bilgilerin ışığında işte salatalıkla aslında neler var, hep birlikte bakalım;
1. Salatalık, günlük ihtiyacınız olan birçok vitamini içerir. Tek bir tanesinde Vitamin B1, Vitamin B2, Vitamin B3, Vitamin B5, Vitamin B6, Folik Asit, Vitamin C, Kalsiyum, Demir, Mağnezyum, Fosfor, Potasyum ve Çinko ihtiva eder.

2. Öğleden sonra yurgunluk mu hissettiniz? Kahveyi, çayı, soğuk içecekleri bir taraf bırakın ve bir salatalık yiyin. Salatalık iyi bir B vitaminler ve Karbohidratlar kaynağıdır ve yediğinizde saatler sürecek yorgunluğunuzu kısa bir sürede ortadan kaldırır.

salatalik-diyeti-ile-zayiflama

3. Banyo veya duştan sonra aynanızın buğulanmasından şikayetçi misiniz? Bir salatalık dilimini alıp aynayı ovun. Hem buğulanma yok olacak hem de pırıldayan bir aynaya ve nefis bir kokuya sahip olacaksınız.

4. Haşereler bahçenizi veya saksı bitkilerinizi mahvediyor mu? Bahçeniz için bir aluminyum tabağa (ya da aluminyum folyoya) salatalık dilimlerini koyup, ortada bir yere yerleştirin. Saksılarınıza ise birkaç dilimi toprağın üzerine yine aluminyum tabak veya folyo ile yerleştirin. Bütün mevsim haşerelerden kurtulacaksınız. Salatalıkdaki kimyasallar aluminyum ile etkileşerek insanların algılayamadığı ama haşereleri deli eden bir koku yayar ve onların ortadan kaybolmalarına neden olur.

5. Bayanlar, sokağa çıkmadan önce veya denize-havuza girmeden önce bir süreliğine selülitlerinizden kurtulmak ister misiniz? Sorunlu bölgelerinizi birkaç dakika süreyle salatalık dilimleriyle ovun. Salatalıkdaki fitokimyasallar derinizdeki kollajenlerin gerilmesini sağlar, dış tabakayı sıkılaştırarak selülitlerin görüntüsünü azaltır. Aynı şekilde kırışıklıklara da iyi gelir (özellikle de göz civarları için)

6.Baş ağrısından kurtulmak ister misiniz? Yatağa girmeden önce birkaç dilim salatalık yiyin ve ertesi sabah dipdiri, baş ağrısız kalkın. Salatalık, vücudun kaybetmiş olduğu gerekli besinleri takviye edici yeterli miktarda şeker, B vitaminleri ve elektrolitleri ihtiva ettiği için yediğiniz birkaç dilim sorunlarınızı hemen yok eder.

7. Özellikle diyet yapanlar, açlık dürtünüzü ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz? Salatalık yiyin.

8. Evinizde ayakkabı boyanız mı kalmadı? Taze kesilmiş bir salatalık ile ayakkabınızı ovalayın. İçerdiği kimyasallar ayakkabınıza hem harika görünen bir parlaklık verir hem de deriyi su geçirmez hale getirir.

9. Evinizde bir kapı, pencere ya da benzer bir şey gıcırtı mı yapıyor? Bir dilim salatalık alıp gıcırtı yapan yerlere sürtün (tabii sürtünme yapan yerlere, menteşenin dışına değil!!) gıcırtı gidecektir.

10. Kendinizi gergin, bitkin mi hissediyorsunuz (özellikle ders çalışan öğrenciler, yeni bebek sahibi olmuş anneler ve diğer herkes) ? Bir tas kaynar suyun içine bir bütün salatalığı ince dilimler halinde keserek koyun. Tası da bulunduğunuz odada uygun bir yere koyun. Salatalıkdaki kimyasallar ve diğer besinler kaynar suyun içine girince tepki gösterirler ve suyun buharı ile birlikte bulunduğunuz odaya yayılarak nefis bir aroma yayarlar. Bu aroma sizlerin tüm gerginliğini alarak  sakin kişiliğinize dönmenizi sağlayacaktır. Özellikle öğrenciler bunu denemelidir.

11. Yemek yediniz (örneğin kebap) ve ağzınızdan kötü koku yayıyorsunuz. Bir salatlık dilimini alıp dilinizle damağınıza yerleştirin ve en az 30 saniye öyle tutun. Ağzınızda kötü kokulara neden olan bakterilerin fitokimyasallar sayesinde ölmesi nedeniyle bu sorundan kurtulmuş olacaksınız. (Soğan-sarmısak kokusu konusunda bir bilgi yok. Bunu da siz deneyin ve sonucu görün.)

12. Evyelerinizi, lavabolarınızı çevreye zarar vermeyecek bir şekilde temizlemek ister misiniz? Bir dilim salatalığı alıp temizlemek istediğiniz yeri ovun. Sadece yılların birikimi lekeleri kirleri temizlemekle kalmaz, ayrıca güzel bir parlaklık verir temizlediğiniz yere. Bunun yanında elleriniz de o temizlik malzemelerin verdiği zararlardan kurtulmuş olur.

13. Kalemle yazarken bir hata yaptınız ve hatayı silmek istiyorsunuz. Salatalık kabuğunu alıp yavaş ve nazikçe silmek istediğiniz yazıya sürtün. Boya kalemlerinde ve keçe kalem yazılarında da oldukça yararlı. (Bilirsiniz bazen çocuklarımız duvarlara yazılar yazar, resimler yaparlar. Onlarda da deneyebilirsiniz.)
Kaynak;newyorktimes

Ramazan’da Limonata İçin


Ramazan’da Limonata İçin
Böbrek taşı şikayetleri Ramazan ayında artıyor. Bu sorunun önüne geçmek için işte size öneriler…
Ramazan bu yıl hem sıcak hem de uzun yaz günlerine denk geldi. Bu yüzden sağlıklı beslenmek ve bol su tüketmek çok önemli.

Hem havaların sıcak olması hem de gün boyu sıvı tüketilememesi nedeniyle böbrek taşlarının daha sık görülebileceğini söyleyen Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Muammer Kendirci “Özellikle daha önce taş hastalığı geçirenlerde, yatkınlık nedeniyle bu risk daha da artabilir. Her ne kadar böbrek taşı genellikle 20-50 yaş gibi daha genç yaşlarda görülse de, daha ileri yaşlarda ve çocuklarda da olabilir. Böbrek taş hastalığına yatkınlığı olanların dikkatli olmalarında ve doktorlarıyla konuşarak oruç tutmalarında fayda var” diyor. Prof. Dr. Kendirci böbrek taşından korunmada yardımcı olabilecek alışkanlıklarla ilgili bilgi verdi.

Yeterince su için
Böbrek taşı oluşumuna karşı alınabilecek en iyi tedbir yeterince su içmektir. Su alımının azaltılması böbrek taşı riskini artırır. Oruç tutanların iftar ve sahur arasında günlük sıvı gereksinimini almaları gerekir. Bu süre içinde olabildiğince zamana yayarak su için. Kabaca, günde ortalama 2 litre idrar yapacak kadar su tüketmekte yarar var. Bu miktar, aşağı yukarı günlük 2.5-3 litre, ağırlıklı olarak su olmak üzere sıvı almak demek. Unutulmamalıdır ki, hiçbir sıvı suyun yerini tutmaz.

Karbonhidratı azaltın
Yüksek oranda karbonhidratla (ekmek, tatlı, şeker vs.) beslenmek, idrarda taşın öncül maddesi olan kalsiyumun atılımını artırarak böbrek taşı oluşma riskini artıracaktır. Karbonhidratın azaltılması taşa karşı alınabilecek bir diğer önemli tedbirdir.

Hayvansal proteini sınırlayın
Hayvansal kaynaklı et ve et ürünlerinin ramazanda fazla miktarda tüketilmesi kanda kalsiyum ve ürik asit, idrarda ürik asit ve okzalat miktarını artırır, idrardaki koruyucu sitrat miktarını azaltabilir. Hayvansal protein yerine tarımsal protein tercih etmek daha doğru bir yaklaşım olabilir.

Fazladan tuz kullanmayın
Fazla tuz tüketimi idrarda taş oluşumuna yol açan kalsiyumun atılımını artırır, taş için koruyucu olan sitrat miktarını azaltır. Yiyeceklere tuz ekmeden günlük tuz gereksinimimizi besinlerle ya da suyla karşılayabiliriz. Ramazanda iftar-sahur arasında tuzlu besinlerden özellikle kaçının. Tuz tüketimini sınırlamak, böbrek taşından korunmak için en mantıklı, kolay uygulanabilen ve ucuz yöntemlerden birisi.

Dengeli beslenin
Tek tip beslenme yerine dengeli beslenin. Diyetteki lifli besinlerin artırılması taş oluşumunun engellenmesine katkıda bulunur. Akdeniz tipi beslenme böbrek taşı riskini azaltabilir.

Limonata için
İdrarda taş oluşumunu azaltan bazı koruyucu maddeler de atılır. Bunlardan en önemlisi sitrattır. İdrarda sitrat miktarı azaldığında kalsiyum ve okzalatın çökme olasılığı artmaktadır. Normal şartlarda vücutta sitrat üretilir. Ancak bazı durumlarda miktarı yeterli olmayabilir. Taştan korunmak amacıyla da sitrat içeren besinlerin alınmasında yarar var. Bunlardan en önemlisi limonatadır. Özellikle yaz aylarında, hem serinletici özelliği, hem vücudun su ihtiyacını yerine koyması, hem de bol miktarda sitrat içermesi nedeniyle limonata sudan sonra içilebilecek en iyi içecek olabilir.

Sahurda çay-kahveden kaçının
İdrar söktürücü özellikleri nedeniyle sahurda çak-kahveden kaçınmakta yarar var. Bu içecekler gün içinde susama hissini de artırabilirler. Bunlar yerine su, limonata, ayran gibi daha yumuşak içecekleri tercih etmekte yarar var.Kaynak (kadinisi.net)

Ramazan’da 2 Değil 3 Öğün Yiyin


Ramazan’da 2 Değil 3 Öğün Yiyin
Ramazan’da sahur ve iftar öğünlerinin yanı sıra iftardan sonra da bir ara öğün yemek midenin sindirimini kolaylaştırıyor.
Uzun ve sıcak günlerde tutulan oruç birbirinden lezzetli yemeklerle hazırlanan sahur ve iftar sofraları ile birleştiğinde Ramazan’da kilo almak ve sağlık problemleri ile karşılaşmak kaçınılmaz olabiliyor. Bu nedenle Ramazan ayında sağlıklı beslenme kurallarına iki kat özen gösterilmesi gerekiyor. Diyetisyen Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutarken doğru beslenme hakkında bilgi verdi.

Sağlık için sahur şart
Oruç tutarken açlık süresinin artması nedeni ile iftar ve sahur olmak üzere 2 öğün yerine akşam saatlerinde bir öğün daha yapmak uygun olacaktır. Uykuya ara vermemek için iftarda yenilenle oruç tutmak veya yiyip yatmak, yazın bu uzun günlerinde günün ilerleyen saatlerinde hipoglisemiye (şeker düşüklüğüne) bağlı olarak sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bu nedenle kesinlikle sahur yapılmalıdır. İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorlanmasına engel olacaktır. Ara öğün olarak da meyve, galeta veya leblebi gibi karbonhidrat kaynağıyla 1 bardak süt veya yoğurt tüketimi uygundur.

Sahurda yenen yumurta tok tutuyor
Sahurda mideyi yormayan az yağlı bol protein içeren mönü tercih edilmelidir. Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir. Yumurta kullanarak yapılan az yağlı bir menemen veya yine yumurta kullanarak hazırlanan bir salata mönüdeki posa içeriğini artıracağından gün içinde yaşanabilecek kabızlık sorununu da ortadan kaldıracaktır.

kadın ve beslenmeİhtişamlı sofralara değil, sağlıklı yiyeceklere özen gösterin
Gün boyu aç kaldıktan sonra hiç doyulmayacak düşüncesiyle hazırlanan sofralardan uzak durulmalıdır. Kızartma, börek, pilav, makarna ile şerbetli tatlılar Ramazan sofralarını süsleyerek kilo artışına neden olmaktadır. Kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını önlemek için; ağır kızartma yemekleri yerine hafif zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri tercih edilmelidir. Kırmızı et ve beyaz et dengeli olarak tüketilmeli, tek yönlü seçim yapılmamalıdır. Her yemeğin yanına yakıştırılan pilav veya makarna gibi yağ içeriği yüksek olan karbonhidrat grubu yerine ekmek ve Ramazan’ın olmazsa olmazı pide iftar mönüsü için daha uygundur.

İftarda çorbayla yemeğe başlamak, sonrasında 10-15 dakika ara vermek ve daha sonra yemeğe devam etmek yemek sonunda yaşanacak şişkinliği ortadan kaldıracaktır. Ayrıca iftarda tüketilen salata günlük alınan posa miktarını olumlu yönde etkileyerek kabızlık sorununu da engelleyecektir.  Uzun süre açlığa bağlı olarak oluşan hipoglisemiye bağlı olarak tatlı isteği diğer günlere oranla Ramazan’da daha fazla olmaktadır. Bu isteği karşılamak amacıyla şerbetli ağır tatlılar yerine, sütlü veya meyveli hafif tatlılara yer verilmelidir. Yemek sonrasında yenilen meyve veya iftarda önerilen hurma da tatlı isteğini kısmen azaltacaktır.

İçecek tercihiniz sudan yana olsun
Normalde günlük su ihtiyacı 2-2,5 litredir. Uzun ve sıcak yaz günlerinde bu miktardan daha az su tüketimi başta böbrek rahatsızlıkları olmak üzere birçok sağlık problemini beraberinde getirecektir. Bunun yanında çok şekerli ve asitli içecekler yerine; komposto, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi sağlıklı içecekler sıvı ihtiyacı karşılamak için tercih edilmelidir. Ancak sağlıklı da olsa bu içecekler asla suyun yerini almamalıdır.Kaynak (kadinisi.net)

Göbek Yağlarından Kurtulmak


Dümdüz bir karın, incecik bir bele kavuşmak hayal değil...
Her şeyden önce bu hedefe ulaşmaya kesin karar vermelisiniz.
"Karar vermek" demek, davranış değişikliğini başarma gücü demek. İşte
bu gücü ortaya çıkardığınız anda o imrendiğiniz mankenlerin vücutlarına kavuşacaksınız demektir.
İnanmak demek, başarmak demektir!
Karın yağları iki şekilde görülür; cilt altı yağlar ve karın içi yağlar (iç organ yağları).

Cilt altı yağ, "sıkabildiğiniz" yağ demek. İkinci tip ise çok daha tehlikeli ve yok edilmesi daha zor olan karın içi yağlar...
Kalbe ve karaciğere yakınlığı nedeniyle iç organlardaki fazlalık yağ, kalp hastalığı ve şeker hastalığından kanser ve Alzheimer'a kadar uzanan geniş bir hastalık yelpazesinde ciddi risk faktörüdür.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya'da Düz bir karın ve ince bele sahip olmak için önemli tüyolar:

•Hedef bir beden imaji belirleyin

Klasik bir motivasyon yöntemidir ama her zaman işe yarar! Çok beğendiğiniz ve özendiğiniz bir ünlü kadının boy fotoğrafını gözünüzün önünde tutarak işe başlayın ve "Ben de böyle bir vücuda sahip olacağım!" deyin.
Baktıkça motivasyonunuzu güçlendirecek, daha da hırslanacaksınız. Unutmayın, eğer bir hedefiniz olursa, o hedefe giden yolları da ne yapar eder bulursunuz.

•Vücut tipinizi öğrenin Elma mısınız, armut mu? Vücut tipiniz, yağlanma eğiliminiz konusunda size fikir vercektir.
Eğer elmaysanız işiniz biraz daha zor, çünkü aldığınız her kilo göbeğinizde ve bel çevrenizde birikecektir.

•Egzersizi eğlenceli hale getirin

Dünya alem size "egzersiz yap" dese de siz istemediğiniz sürece kolunuzu bile kaldırmazsınız, biliyorum. İşte bu yüzden kendi formülünüzü kendiniz bulacaksınız.

Sizi en çok eğlendiren fiziksel faaliyeti düşünün; dans etmek mi,
parkta bahçede yürümek mi, spor salonunda ter atmak mı...

Nasıl yaparsanız yapın ama mutlaka hareket edin! İlle de çok para harcamınıza gerek yok,

evde şınav çekmek bile çok önemli bir egzersizdir. Ama lütfen... Oturmayın! diyet bolgeselzayiflama460

•Vücudun su tutmasina izin vermeyin, ödem atin Damar içinden sızan sıvının cilt altında yerleşmesine "ödem" denir. Ödemin en önemli sebebi de aşırı tuz tüketimidir.

Bu yüzden siz siz olun, serptiğiniz tuzu her geçen gün azaltmak için kendinizi eğitin.

Tuz, hem yalnızca ödem değil, hipertansiyon için de çok önemli bir risk faktörü. En iyi ödem söktürücü sudur. Bol bol, bıkmadan su için... Maydanoz sapı kaynatıp suyunu için, mümkünse ananas tüketin.

•Gazdan kurtulun

Şiş bir karnın müsebbiplerinden biri de bağırsaklarda biriken, insanı kıvrandıran gazdır.

Rezene ve anason iyi bir gaz sökütürücüdür. Baharatlardan kimyon da gaz giderici özelliğe sahiptir. Eğer gaza yatkın bir bünyeniz varsa size şişiren gıdalardan uzak durmalı, doğru pişirme yöntemleri keşfetmelisiniz.

İnsanın kendisi vücudunu en iyi bilen kişidir.

•Kabizliktan kurtulun

Günde en az bir kez tuvalete çıkmalısınız. Eğer sürekli kabızlık sorunu yaşıyorsanız bir an önce bu sorunu çözmeniz gerekir.

İlk kural vücudun kurumasına izin vermemek; yani bol bol su içmek.

İkinci kural posalı gıdalar tüketmek. Ne kadar lifli yerseniz o kadar rahat tuvalete çıkarsınız. Benden söylemesi.Kaynak(diyet.com.tr)

6 Kolay Adımla Sağlıklı ve İnce Yaşam


Kahvaltı metabolizmayı hızlandırır Kahvaltı gece boyunca yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmanın en temel yoludur.
Yanı sıra keyifli bir kahvaltı güzel geçecek bir günün habercisidir.

Kan şekerinizi kontrol altında tutun Kan şekerindeki dalgalanmalar, iştah artışına ve kilo alımına neden olabileceği gibi, günlük performansta da düşüşe yol açabilir. Bu nedenle vücudu aç bırakmadan belirli aralıklarla beslemek gerekir. İdeal olan 4-5 saatten fazla aç kalmamaktır.

Susamadan su içmeyi alışkanlık haline getirin Su kaybeden bedende, su u ihtiyacı karşılamadığı müddetçe halsizlik, yorgunluk, baş ağrıları ve konsantrasyon bozuklukları gerçekleşebilir. Susamadan su içme alışkanlığı geliştirmek ve günde en az 8 bardak su içerek hücre içi ve hücre dışı faaliyetlerin düzenli olarak devam etmesini sağlayabilirsiniz.

Doğru kombinasyon: Protein + sağlıklı karbonhidrat Vücudun düzgün çalışabilmesi için enerji ve proteine ihtiyacını doğru besin kaynaklarından karşılamaya özen gösterin. Yemekleriniz için doğru kombinasyonu üretin ve proteinlerin vücutta enerji üretimini sağlayan ve zor sindirilen karbonhidrat türü olan kompleks karbonhidratlar ile birlikte tüketin. Sofranızda tam tahıllı ekmek, makarna, pirinç gibi karbonhidratlara yeterli miktarda yer vermeniz ve bu kompleks karbonhidratların yanında ızgara veya fırında pişmiş yağsız et, tavuk, hindi ya da balık gibi protein kaynakları tüketmeniz sadece kilonuzu korumanıza yardımcı olmaz, kan şekeri ve kan kolesterolü üzerinde de olumlu etkiler yaratır.

Sofranızı renklendirin Sağlıklı bir yaşama merhaba demenin yolunun doğadaki renkleri sofraya taşımaktan geçer. Tek tip beslenme birçok sağlık sorununa neden olabilir. Bu nedenle sofranızın renkli olmasını sağlamalısınız. Beslenme alışkanlığınıza temel besin gruplarını katarak, beyazlardan (süt ürünleri) kırmızı ve kahverengilere (et çeşitleri), sarılardan (tahıl ürünleri) gökkuşağına (sebze ve meyveler) kadar tüm renkler sofranızda olmalıdır.

Yemek yemeyi bir seremoni haline getirin Her saniyenin kıymetli olduğu yoğun hayat temposuyla bireyler ayaküstü atıştırmalarla öğünleri geçiştirme yoluna gidebiliyor. Sağlıksız beslenmeyle birlikte kilo sorunlarını beraberinde getiren bu düzene dur deyin. Yemek yemek için kendinize daha fazla vakit ayırın ve öğünleri en az 20 dakikada bitirme alışkanlığı kazanmaya çalışın.

Diyetisyen Gizem şeber
Kaynak(diyet.com.tr)

Oruçluyken Ağız Kokusunu Gidermek


Oruçluyken Ağız Kokusunu Gidermek
Ramazan ayında oruçla birlikte doğal olarak açlığa bağlı ağız kokumuzun geliştiğini söyleyen Hospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük,

“ Sosyal hayatımızı da devam ettirdiğimiz için ağız kokusunu etrafı rahatsız etmeyecek şekilde baskılamamız gerekir” dedi.

Hospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük, Ramazan ayının ruhumuza getirdiği güzelliklerle beraber sosyal hayatımızda yaşanabilecek minik aksaklıkların önüne geçmek için bazı önerilerde bulundu.

1) İftardan ve sahurdan sonra muhakkak dişlerimizi fırçalamalıyız.

2) Dişler kadar dil de koku kaynağıdır. Dişlerimizi fırçaladığımız zaman mutlaka dilimizin yüzeyini de fırçalamalıyız.

3) Özellikle Ramazan ayı yaz aylarına denk geldiği için soğuk gıdaları tüketmek istiyoruz. Ama soğuk su ağız kokusunu artırır. Soğuk gıdalardan uzak durarak , ılık gıdalar tüketmeye çalışmalıyız.

4)Sahurlarda özellikle kahvaltılık tüketildiği için sucuk, pastırma vb. baharatlı ve sarımsaklı gıdalardan uzak durmalıyız.

5) Ramazan ayı boyunca yemek alışkanlığımıza bağlı olarak öğlen ve akşam saatlerinde mide öz suyu salgılanır. Bu da ağız kokusu yapar. Bu nedenle öğlen ve akşkam saatlerinde iletişimde olduğumuz kişilerle biraz daha uzak mesafeden konuşmak daha iyi olur.

6) Aromalı organik içecekler; yeşil çay, ada çayı vb. bolca tüketmeye çalışalım.

Column Left