Column Left

Bizi Takip Edin

1 Haziran 2015 Pazartesi

KUPTA TİRAMİSU


KUPTA TİRAMİSU
Malzemeler:
Kakaolu kek
2 su bardağı süt
1 adet yumurta
1 küçük kahve fincanı şeker
1 küçük kahve fincanı un
1/2 paket labne peyniri
Islatmak İçin:
2 çorba kaşığı toz şeker
1 çay bardağı sıcak su
1 çay kaşığı nescafe
Üzeri İçin: Kakao
Hazızlanışı:Küçük bir tencerenin içerisine un,yumurta,şeker ve sütü koyup orta ateşte sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar kaynatıp ocaktan alın ve ılımasını bekleyin....
Ilıyan muhallebiye labne peynirini ekleyip mikser ile 5dk çırpın...
servis kuplarına muhallebinin yarısını pay edip kek dilimlerini yerleştirin...
Sıcak su,şeker ve kahveyi karıştırıp keklerin üzerlerine döküp kalan muhallebiyide kuplara pay edip buzdolabına koyup soğumasını bekleyin...
Üzerlerine kakao serpiştirip servis edin...
Not:Mevsimi olmadığı için bir çoğunuz tercih etmeyebilirsiniz ama ben markette kırmızı kırmızı duran çilekleri almadan duramadım ve kupta çilek kullandım.Afiyet Olsun....Pembe Tatlar'a Teşekkürler

PRATİK LİMONATA


PRATİK LİMONATA
Malzemeler
5 adet limon
2 su bardağı toz şeker
1 demet nane
5lt su
Hazırlanışı: Limonları yıkayıp poşetlere koyun ve derin dondurucuda 1 gece bekletin.
Derin dondurucudan çıkardığınız limonları 10-15 dk bekletip kabuklarını soymadan iri iri doğrayıp şeker ile birlikte rondo da çekip biraz sulandırıp tel süzgeçten geçirin ve kalan suyu ekleyip cam şişelere koyup içersine bolca nane koyup soğuk olarak servis yapın.Afiyet Olsun.Pembe Tatlar'a Teşekkürler

LİMON SOSLU MEYVE SALATASI


LİMON SOSLU MEYVE SALATASI
Malzemeler:
1 adet muz
1 adet portakal
1 adet elma
1 adet armut
2 adet kivi
10-15 adet çilek
Sos İçin:
1/2 su bardağı su
1/2 su bardağı süt
1/2 su bardağı limon suyu
1 adet limon kabuğu rendesi
4 çorba kaşığı toz şeker
1 çorba kaşığı nişasta
2 paket vanilin
Hazırlanışı: Sos için tencereye vanilinler hariç bütün malzemeyi koyun ve orta ateşte kaynayana kadar sürekli karıştırarak pişirin.
Vanilinleri sosa ekleyip karıştırıp ocaktan alıp soğumaya bırakın.
(sosu sık sık karıştırın kabuk bağlamasın)
Meyvelerin kabuklarını soyup iri olacak şekilde küp küp doğrayın.
Doğradığınız meyveleri servis kuplarına veya kaselerine pay edip soğuyan sosu meyve kuplarının üzerlerine dökün.Afiyet Olsun.Pembe Tatlar'a Teşekkürler

PASTIRMALI KURU FASULYE


PASTIRMALI KURU FASULYE
Malzemeler:
2 su bardağı kuru fasulye
10 dilim pastırma (çemensiz)
1 adet domates
1 adet yeşil biber
1 adet kırmızı biber
1 adet kuru soğan
1 çorba kaşığı biber salçası
tuz, pul biber
zeytinyağı
sıcak su
Hazırlanışı: Kuru fasulyeyi yıkayıp düdüklü tencereye koyun üzerini geçecek kadar su ekleyin ve fasulyenizin cinsine göre 20-25 dk haşlayıp suyunu süzün.
Kuru soğanı ve biberleri küçük, küçük pastırmayıda iri olacak şekilde doğrayıp domatesin kabuğunu soyup rendeleyin.
Tencereye zeytinyağını koyup soğanlar pembeleşene kadar kavurup pastırmayı ekleyip rengi değişene kadar kavurun ve biberleri ekleyip 5dk daha kavurun
Domates, salça ve baharatları da ilave edip salçanın kokusu çıkana kadar kavurup fasulyeleri ekleyip yeteri kadar sıcak suyu ekleyip fasulyeler yumuşayıp suyu kıvam alıncaya kadar pişirin.
Afiyet Olsun.Pembe Tatlar'a Teşekkürler

ÇİLEKLİ CHEESECAKE


ÇİLEKLİ CHEESECAKE
Malzemeler:
2 paket burçak bisküvi
125 gr tereyağı (eritilmiş)
Dolgusu İçin:
3 adet yumurta
3 kutu labne peyniri (600gr)
1 su bardağı tozşeker
10-15 adet çilek
Üzeri İçin:
2 su bardağı çilek püresi
2-3 çorba kaşığı toz şeker
3 çorba kaşığı nişasta
1 çay bardağı su
2 paket vanilin
Süslemek İçin: beyaz çikolata
Hazırlanışı: Bisküvileri rondodan geçirip un haline getirin ve tereyağı ile karıştırıp yoğurun.
Kelepçeli kalıbının tabanına hazırlanan karışımı koyup elinizle iyice bastırıp derin dondurucuya koyup 15dk bekletin
Dolgusu için çilekleri rondodan geçirip derin bir kab içerisine peynirleri ve şekeri koyup mikser ile çırpıp yumurtaları teker teker kırıp 5dk yüksek devirde çırpıp çilekleri ekleyip karıştırın.
Derin dondurucudan kalıbı çıkartıp hazırlanan harcı kalıba döküp önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında üzeri hafif pembeleşene kadar (yaklaşık 30 dk) pişirip fırından çıkartıp soğumaya bırakın.
Üzeri için tencereye çilek püresi, şeker, nişasta ve suyu koyup orta ateşte koyulaşana kadar pişirip vanilinleri ekleyip ocaktan alın ve soğuyan cheesecakenin üzerine döküp oda sıcaklığında ılıdıktan sonra buzdolabına koyup bir gece bekletin.
Dinlenen cheesecakeyi kalıptan çıkartıp beyaz çikolanin yarısını bermari usulü eritin ve kaşık ile cheesecakenin üzerini süsleyip kalan çikolatayı bıçak ile ince ince kesip serpiştirin.
Afiyet Olsun.Pembe Tatlar'a Teşekkürler


31 Mayıs 2015 Pazar

SAĞLIKLI ZAYIFLAMANIN PÜF NOKTALARI


SAĞLIKLI ZAYIFLAMANIN PÜF NOKTALARI
Diyete başlamadan önce yapılması gerekenler nelerdir? Sağlıklı bir şekilde kilo vermek için nasıl beslenmeliyiz?

Şişmanlık, harcanandan fazla enerji alımına bağlı olarak oluşan bir sağlık sorunudur. Şişmanlığın oluşumunda aşırı yeme, fiziksel aktivite azlığı, psikolojik bozukluklar, metabolik veya hormonal bozukluklar önemli rol oynar. Değişen beslenme alışkanlıkları diğer yanda güzelliğin "sıfır beden" gibi ölçülere indirgenmesi nedeniyle, bireyler bilinçsizce sağlıksız zayıflama diyetlerini uyguluyor ve bu durum pek çok sağlık sorunlarının gelişimine neden olabiliyor.

Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetleri; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Bu diyetler, bireyin bazal metabolizma hızının düşmesine, diyetin bırakılması sonrasında hızla verilen kiloların geri alınması nedeniyle de bireylerin sürekli zayıflama diyeti uygular hale gelmesinde de etkili oluyor.

Zayıflama diyetleri uygulanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

Öncelikle, boyunuza uygun ağırlık saptanmalı, uygun ağırlıkta iseniz, kilo almaktan kaçınmalısınız. Kilolu ve şişman iseniz önce daha fazla ağırlık artışı önlenmeli, daha sonra ağırlık kaybı hedeflenmelidir. Aşırı ve hızlı ağırlık kaybından mutlaka sakının.
Ağırlık kaybı için bireyin cinsiyetine, yaşına, boyuna, fiziksel aktivitesine, beslenme alışkanlıklarına uygun bir beslenme programı uygulanmalıdır. Yani zayıflama diyetleri bireye özgü olmalı. Bunun için diyet tedavisi, mutlaka bir diyetisyen kontrolünde yapılmalıdır.
Çocukluk çağı şişmanlıklarının kalıcı olabileceği göz önünde tutularak ağırlık denetimi çocukluktan itibaren başlamalıdır. Öncelikle çocukluk çağından itibaren verilecek yeterli ve dengeli beslenme önerileri ile şişmanlığın oluşumu önlenmeli ve sürekli yapılacak eğitim programları ile yanlış olan beslenme alışkanlıklarında kalıcı değişiklikler oluşturulmalıdır.
Düzenli fiziksel aktivite yapılmalı, bu bir yaşam şekli haline getirilmelidir.
Vücut ağırlığının korunmasında davranışların önemli olduğu unutulmamalı, sağlıklı yeme alışkanlıkları kazanılmalıdır. Bunun için gerektiğinde uzmanlardan davranış değiştirme tedavisi desteği sağlanmalıdır.
Sonuç olarak; vücut ağırlığı denetiminin sağlanmasında sağlığın korunması açısından, bireye özgü olarak diyetisyen tarafından hazırlanacak olan zayıflama diyetlerinin mutlaka sağlık kontrollerinden geçtikten sonra doktor/diyetisyen kontrolü altında uygulanması ve hızlı kilo vermeye yönelik zayıflama ilaçlarının ve/veya suplemanların bilinçsizce ve doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmaması son derece önemlidir.

Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı

VERİLEN KİLOLARI GERİ ALMAMAK İÇİN ÖNERİLER


VERİLEN KİLOLARI GERİ ALMAMAK İÇİN ÖNERİLER
Fazla yemek yemenin kendimize bir şiddet uygulaması olduğunu söyleyen Dr.Gönül Ateşsaçan, kiloların geri alınmaması için önerilerde bulundu.

Dr. Gönül Ateşsaçan, verilen kiloların geri alınmaması hususunda önerilerde bulundu.

Ateşsacan, “Yaşadığımız duygusal travmalar bedenimizi değiştirir. Doğal olarak herkesin şişmanlığı da kendine özgüdür. Peki siz, kendi şişmanlık nedeninizi öğrenip, bunu çözmek ister misiniz?

Kilo verip tekrar geri alıyorum. Zor kilo veriyorum. Belli bir kilodan sonra kilo veremiyorum. Çok az yesem de bir türlü zayıflayamıyorum. Metabolizmam yavaş, ne yapsam olmuyor. Kalçalarım çok geniş, her şeyi denedim olmuyor diyorsanız önemli olan kolay ve kalıcı vermek. Sağlıklı beslenip, bolca sıvı tüketirken, egzersiz yapmak ve en önemlisi de, işin püf noktası aslında bilinçaltını zayıflatmak.” dedi.

Kilo etrafınızda bir duvar gibidir, diyen Dr. Gönül Ateşsaçan, şöyle konuştu:

“Duvarda neler var, bir bakalım isterseniz: Utanç, öfke, kızgınlık, küçümseme, haksızlık, kurban olma, baskı, değersizlik? Peki sizdeki hangisi? Düşünün bakalım ne zamandan beri kilolusunuz, şişmansınız? Hep böyle kilolu muydunuz? Doğumdan sonra? Ergenlikten sonra? İşinizi değiştirdikten sonra? Çocukluktan bu yana? Menopozdan bu yana? İşten ayrıldıktan sonra? Sevgiliniz sizi aldattıktan sonra? Eşinizden ayrılınca? Anne babanız ayrıldıktan sonra? Zamanını hatırlamıyorsunuz.

Kiloları geri almak çok hızlı ve kolay

Gereğinden fazla ve sağlıksız beslenirken bedeninize korku yayılır; sağlıklı ve dengeli beslenirken bedeninize sevgi hakim olur. “Kilo vermek sorun değil, ancak geri almak çok hızlı ve kolay oluyor” diyorsanız; unutmayın ki önceki diyetlerde, korkunun yerine sevgi geçememiş demektir. Sadece diyet yapmışsınız! Sevgi bedene hakimse kilo verdikten sonra tekrar kilo almazsınız, bedeninizle ilişkiniz bozulmaz ve kilonuzu geri almazsınız. Ne yazık ki diyet=kilo almaktır. Kısıtlamalar, olumsuzluklar bilinçaltı tarafından algılanmaz. Olumsuzu bilinçaltı parçalar, anlamsız hale gelir. Örneğin kilolu birisine “yeme kilo alırsın” derseniz kişi yeme komutunu almaz, sadece ‘’kilo’’yu yaşamında var eder! Doğru olan “sağlıklı besleniyorsun ve her geçen gün daha inceliyorsun” derseniz, olumlu telkin sayesinde kolayca kilo verilebilir.

Fazla yemek yeme kendimize bir şiddet uygulamasıdır

Neden yemek yeriz? Yemek yemek bağımlılık yaratır, mutlu eder, uyuşturucu etki yaratır! İçimizdeki boşluğu doldurur, geçici rahatlık ve güven verir. Yedikleriniz organik, taze, az pişmiş ise ve öğün saatinde yenildiyse sorun yok; kısaca doğru saatte gerçek besin ise sorun yok. Fazla yemek yeme kendimize bir şiddet uygulamasıdır. Sindirim sistemi çalışırken tüm sistemler yorulur; sindirim, dolaşım, tiroid, pankreas, safra kesesi ve karaciğer hepsi yorgun olur! Yemekten sonra kalp hızlanır, pankreas çalışır, kan şekeri düşer hafif üşüme ve uyku hali olur. Sindirim vücudu en fazla yoran faaliyettir. Yemekten hemen sonra bu nedenle koşulmaz, yürünmez. Buna son vermek sizin, aslında bilinçaltınızın elinizdedir.”

UZMANINDAN İŞTAH AZALTMANIN PÜF NOKTALARI!


UZMANINDAN İŞTAH AZALTMANIN PÜF NOKTALARI!
Kilo alımını engellemek için iştahın kontrol altında tutulması gerektiğini söyleyen Dr. Gönül Ateşsaçan iştah azaltmak için öneriler verdi.

Çıkardığı 'Neden Açım Neden Şişmanım 'adlı kitabıyla dikkat çeken Aile Hekimi Dr. Gönül Ateşsaçan, iştah azaltmanın yolları hakkında birbirinden önemli bilgiler verdi. Doktor Gönül Ateşsaçan, iştahı azaltmanın püf noktalarından biri olan ve sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını sağlayan limonun daha çok tüketilmesi gerektiğini belirtti.

Gönül Ateşsaçan, iştah azaltmanın püf noktalarını öğrenerek sağlıklı kilo verilebileceğini belirtti ve şunları kaydetti;

Kahvaltı: Gece boyunca ortalama 12 saatlik bir açlık yaşarız. Uyurken açlığımızı fark etmesek de vücut gece boyu çalışmaya ve enerji harcamaya devam eder. Gece uykusundan sonra vücudu ve beyni tekrar besin ögeleriyle ve enerji ile kahvaltıda doldurmazsak halsiz ve sinirli hissetmeye başlarız. Özellikle okul çağındaki çocukların okul başarısı için kahvaltı çok önemlidir.

Kafein-tein: Yeşil çay ve kahve günde 2 kez tüketilmelidir. Özellikle yeşil çayın antioksidan özelliği fazladır, kilo verdirir.

Sakız: Özellikle öğleden sonra 1 atıştırma yerine geçer, her gün 25 kalori daha az alınır, bu da haftada 175 kalori az almak demektir.

Tarçın: Kan şekerini düşürür.

Yağ: Yemek sonunda tüketilen yağ midenin yavaş boşalmasını sağlar, safra salgısını artırır ve bizi tok hissettirir. Zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı ve keten yağı yiyeceklerde mutlaka olmalı. Fındık, ceviz de tüketilmeli.

Lifli gıdalar: Sağlıklı kalpler ve fit bir görünüm sağlayan diyet lifi sindirim sistemimizin düzenli çalışmasına yardımcı olur, kandaki yüksek kolesterolü düşürmeye ve kan şekeri seviyesini sabit tutmaya yardımcı olabilir.

Limon: Sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını sağlar. Mide asidi üretimini arttırarak sindirimi zor gıdaların (yağlı gıdalar, kırmızı et vb.) sindirimine yardımcı olur. Limon suyu aynı zamanda karaciğerin safra üretimini artırarak yağların sindirilmesini kolaylaştırır.

Protein: Proteinler karbonhidratlardan ve yağlardan daha uzun süreli tok tutar. Birlikte karbonhidrat ile tüketirsek sindirim yavaşlar, kilo vermeniz zorlaşır. İdeali ilk 7 gün hiç karbonhidrat almadan sadece protein tüketmektir.

Kulaktaki iştah noktasını uyarmak: Çok acıktığınızda tragus noktasına (kulakla yanağın birleştiği yerdeki çıkıntılı kıkırdak) başparmak ve işaret parmağınızla baskı yaparsanız kısa süreli tokluk hissedersiniz.

KEKİK METABOLİZMAYI HIZLANDIRIYOR!


KEKİK METABOLİZMAYI HIZLANDIRIYOR!
Kekiğin metabolizmayı hızlandırdığını belirten Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, metabolizma hızlandırma yollarını anlattı...

Diyet yapsam da bir türlü kilo veremiyorum diyorsanız sorunu metabolizmanızın hızında aramakta fayda olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, metabolizma hızlandırma yollarını anlattı.

Diyetisyen Serkan Tutar, metabolizmayı hızlandıran yiyecek ve içecekleri sıraladı:

Her gün bir öğün mutlaka et tüketin

Özellikle termojenik etki dediğimiz (besinleri sindirirken vücudun harcamış olduğu enerji) etkinin en yüksek seviyede olduğu besin grubudur. Bu besin grubundan her gün bir öğün mutlaka tüketmeliyiz. Sadece sebze tüketerek kilo vermeyi hayal ediyorsanız bu hep hayaliniz olarak kalacaktır. Tabi ki önemli olan diğer önemli bir nokta ise, sürekli olarak et tüketmemektir. Bu durumda zaman içerisinde kan bulgularında yükselmesi istenmeyen bazı değerlerin arttığı gözlenir. İşte bu noktada uzman desteği almak önemlidir.

Etin yanına bol yeşillikli bir salata tüketmenizde vücut için gerekli olan vitamin ve minerallerin emilimini arttıracaktır. Ayrıca kan seviyesi düşük olan (toplumda kansızlık olarak bilinir) kişilerde de genel olarak et tüketiminin düşük olduğu bilinir. Kansızlık problemi olan bireylerde ise vücut yeteri kadar oksijeni kullanamadığı için beklenilen tempoda yağ yakımı söz konusu değildir.

Gün içinde süt veya yoğurt tüketilmeli

Gün içerisinde 2 su bardağı süt veya 2 kâse yoğurta denk gelecek kadar kalsiyum almanız metabolizmanızın daha hızlı çalışmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle bir öğünde kesinlikle bir protein kaynağı bulundurmalısınız. Yani sebze yediğiniz öğünlerde yanına yoğurt eklemeniz hem kan şekeri dengesi açısından hem kalsiyum alımı açısından hem de metabolizmanın hızlanması açısından önemlidir. Yapılan çalışmalar, kalsiyumu yeteri kadar alan bireylerin almayanlara göre daha hızlı kilo kaybı yaşadıklarını ve kilosunu daha rahat koruduklarını göstermiştir.

Yumurta tokluk süresini uzatıyor

En kaliteli ve örnek protein kaynağı olarak bilinen yumurta, doku ve organ gelişimi için önemlidir. Kahvaltıda omlet, menemen veya haşlanmış yumurta ile yapacağınız kahvaltı tokluk sürenizin daha uzun olmasını, kan şekerinin daha dengeli olmasını sağlar ve sizi güne hazır hale getirir. Ayrıca hızlanmış bir metabolizma istiyorsanız yumurta vazgeçilmeziniz olmalıdır.

Yeşil çay kilo verme hızını artırıyor

Yapılan bilimsel çalışmalarda düzenli yeşil çay tüketen bireylerin kilo verme hızlarının daha hızlı olduğu saptanmıştır. Gün içerisinde 2-3 bardak yeşil çay içilmesi hem vücuttaki ödemin atılması için hem de dolaşım sisteminin daha hızlı çalışması açısından önemlidir.

Spordan yarım saat önce kahve yağ yakımını sağlıyor

En önemli metabolizma hızlandırıcılardan biridir. Doğru tüketildiğine faydalı olan, yanlış miktarda tüketildiğinde problem çıkaran başlıca içecektir. Özellikle egzersiz yapan bireylerin spordan 30-45 dakika öncesinde koyu bir kahve içmesi egzersiz anında daha fazla yağ yakılacağı anlamına gelmektedir.

Yemeklerle birlikte baharat tüketin

Yemeklerle birlikte tüketilen karabiber, pul biber, kekik gibi baharatları sıkça kullanan kişilerin metabolizmalarının daha hızlı çalıştığı bilinmektedir. Buradaki en önemli konulardan birisi ise baharat kullanıyorum diye daha fazla besin tüketiminden kaçınılmalıdır.

YAZA FORMDA GİRMEK İÇİN


YAZA  FORMDA  GİRMEK İÇİN
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ecem Aydın, diyet yapanları uyardı. Aydın, yazın sıcak yüzünü iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde birçok kadının formda bir bedene sahip olmanın hayalini kurduğunu belirterek, "İyi görünmek, sıkı kalçalar, dümdüz bir karın ve incecik bir bel, kadınların hayallerinin başköşesini süslüyor.


Soğuk havalarda vücut ısımızı korumak için arttırdığımız yağ tüketiminden dolayı kilomuzda artış olmuş olabilir. Bu artış sonrasında panikle yapılan yanlış diyetler ve sporlar önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Sağlıklı bir şekilde ideal kiloya ulaşmanın yolu ise uzman yardımı almaktan geçiyor. Şok diyetlerden, bilinçsizce hazırlanan detokslardan uzak durun, bu yollarla vermiş olduğunuz kiloları bir süre sonra fazlasıyla kesinlikle tekrar alırsınız. Unutmayın diyet listesi kişiye özeldir ve diyeti sadece diyetisyen yazar" dedi.

Yaza formda girmek için yapılması gerekenler;

Güne su ile başlayın!

Yağ yakma konusunda bir etkinliği olmasa da bütün gece sizinle birlikte uyuyan sindirim sisteminizi uyandırmanın en güzel yolu, güne su içerek başlamaktır. Güne, 1 su bardağı ılık su içerek başlayın, bağırsak sorunlarına hoşça kal deyin.

Kahvaltıyı atlamayın!

Kahvaltıyı atlamak çözüm değil, sorundur. Pek çok insan kahvaltı öğününü atlayarak kilo vermeye çalışır. Fakat kahvaltı, gece boyunca aç kalmış bedenimizi canlandırmak ve açlıktan yavaşlayan metabolizmamızı hızlandırmak için en doğru yoldur. 1-2 dilim az yağlı peynir, tam buğday unundan ekmek ve bol salata ile süsleyeceğiniz bir kahvaltı sofrası daha zinde hissetmenizde anahtardır. “Kahvaltı için vaktim yok” veya “Acelem var” diyenlerdenseniz, 1 peynirli sandviç veya 3 kaşık müsli 1 bardak yarım yağlı süt 1 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu gibi kahvaltılıkları da tercih edebilirsiniz.

Ara öğünlerinizi doğru seçin!

Metabolizmanızı dinç tutmak için ara öğünler tüketmeye gayret edin. Ana öğünler arası tüketeceğiniz bir porsiyon meyve veya yoğurt veya 10-15 adet badem, fındık veya küçük bir peynirli sandviç, kan şekerinde oluşabilecek ani düşmeleri engelleyerek, tatlı krizini önler, açlığınızı yatıştırır, bir sonraki öğünde aşırı miktarda besin tüketmenizi engeller.

Zayıflama döneminde vücutta oluşan yıkım ürünlerinin atılabilmesi için de su tüketimi çok önemlidir. Vücutta gerçekleşen dolaşımınıza destek olun ve günde 10-15 su bardağı su mutlaka için.

Bol sebze ve meyve tüketin!

Sebze ve meyveler sofraların baş tacı günlük vitamin ve mineral ihtiyacınızın karşılanması ve sağlığınızın korunması için günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Akşam yemeklerinizde 1 kg sebzede en fazla 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı kullanarak pişirdiğiniz sebze yemeklerini daha sık pişirseniz yağ yakımınızı önemli ölçüde arttırmış olursunuz.

Gizli enerji depolarına dikkat

İçeceklerinizi doğru seçmek, vücudunuza gereksiz kalori yüklemesi yapmanıza engel olacaktır. Şekerli ve karbondioksitli içecekler, hazır meyve suları ne kadar cazip görünse de buzlu bir ayran, taze sıkılmış bir meyve suyu ve hafif bir limonata ferahlarken daha sağlıklı kalmanızı sağlar.

Light içecekleri sınırlandırın

‘Light’ deyip geçmeyin, ‘light’ deyip seçmeyin. Light ürünler, doğal versiyonlarına nazaran daha az enerji içerseler de bu tür yiyeceklerin ve içeceklerin bir sonraki öğünde tüketilen besin miktarını artırdığına dair veriler vardır. Bilim uzmanları araştırmalarına devam ederken, siz de haftada 2’den fazla light içecek tüketmemeye özen gösterin.

Zararsız atıştırmalar aslında zararlıdır

“Bir lokmadan bir şey olmaz“ demeyin. Yapılan bazı araştırmalar, bir lokmalık araştırmaların günlük enerji alımını yüzde 5 ile yüzde 10 ölçüsünde artırdığını gösterilmiştir. Günlük aldığınız enerjiyi yüzde 5 ile yüzde 10 azaltmak elinizde.

Açık büfeler düşman değil

Seçiminiz doğu olursa açık büfeler düşman değil! Açık büfelerde çok fazla miktardaki besin tüketimi, kızartma, kavurma gibi yüksek yağ içeriği olan yiyeceklerin tercih edilmesi, ağır hamur tatlıları ve aşırı alkol kilo alma nedenlerindendir. Fırında veya ızgara olarak hazırlanmış az yağlı etleri, yoğurdu ve tam buğday unundan ekmekleri, pilav, makarna gibi diğer tahıl ürünlerini ölçülü miktarda almak, bol salata ile süslemek; sağlıklı ve formda kalmak için sağlam bir yoldur.

Kıpırdayın!

Kışın miskinliğini artık üzerinizden atın. Her gün en az yarım saat yürüyüş yapmak, yaza formda girmeniz ve formda kalmanız konusunda size yardımcı olacaktır. Yaz mevsiminin vazgeçilmezi olan plaj voleybolu, treking gibi sporlar da enerji harcamanızı arttırarak form tutmanızı, sağlıklı yaşamanızı, aynı zamanda iyi vakit geçirmenizi sağlayacaktır.

Yazın vazgeçilmezi: Dondurma!

Yaz mevsiminin vazgeçilmezi olan dondurmadan uzak kalmanız gerekmiyor. Dondurma, kalsiyum ve riboflavin içeriği ile besin değeri yüksek bir besin fakat şeker içeriği nedeni ile miktarına dikkat etmek gerekmekte. Günde 2 topu geçmemeye dikkat edin. Enerji içeriği yüksek soslu ve kremalı olanları tercih etmek yerine, taze sütten yapılmış hafif dondurmaları deneyin."

Göz Altı Morluklarına Çözüm Yolları

Göz Altı Morluklarına Çözüm Yolları
Göz altı halkalanmaları, morlukları, kararması çok sık görülen cilt sorunlarındandır. Göz altı morluklarına çözüm yolları makalemizde bu derdinize deva olacak doğal yöntemlere yer verdik. Göz altı morluğunun nedenleri arasında stres, uykusuzluk, hormonal değişiklikler, kötü bir yaşam tarzı, genetik ve daha pek çok sebep yer alır.İşte göz altı morluklarını geçirme için  şifalı bitkiler

Domates
Domates cildi yatıştıran, esnekliğini artıran, göz altı morluklarına deva olan muhteşem bir yiyecektir.
Yapmanız gereken şey yalnızca 1 tatlı kaşığı domates suyu ile 1 tatlı kaşığı limon suyunu karıştırıp, göz altlarınıza sürüp, 10 dakika beklemek ve daha sonra su ile yıkamak. Bu uygulamaya günde 2 kez devam edin. Ayrıca limon suyu ile limon suyunu karıştırıp, içine nane atarak tüketmek de göz altı halkalanmalara şifa olacaktır.


Soğuk Çay Poşetleri
Göz altı morluklarından kurtulmanın diğer basit ve etkili yöntemi ise içtiğimiz,
lazım olmaz diye çöpe attığımız çay poşetleri!
Çayınızı içtikten sonra poşetini dolaba koyun (papatya veya yeşil çay olsa daha iyi)
Biraz soğusun. Bu çay poşetlerini göz kapaklarınıza koyup bekletin.
En iyi sonucu almak için düzenli olarak bunu yapmaya devam edin.


Portakal
Portakal suyu da göz altı morluklarına doğal çözüm yöntemlerindendir.
Portakal suyuna bir kaç damla gliserin katın ve bunu göz altlarınıza uygulayın.


Rendelenmiş Patates
Katı meyve sıkıcağında çiğ patatesin suyunu çıkarın, katı meyve sıkıcağını yoksa patetesi rendeleyin, süzgeçe koyup suyunu çıkarın.
Bir parça pamuğu bu suya batırıp, göz kapaklarınıza koyun.
10 dakika bekleyip, soğuk suyla durulayın.


Soğuk Süt
Süt cildi yatıştıran, göz altı morluklarını hafifleten doğal şifa yöntemlerindendir.
Bir parça pamuğu biraz süte batırın, ve göz kapaklarınıza, göz çevrenize sürün.
Bir süre bekletin, su ile durulayın.

(kaynak:kadınlarkulübü)

Kiraz, Aspirinden 10 Kat Daha Etkili


Kiraz, Aspirinden 10 Kat Daha Etkili
Sağlığımıza birçok faydası bulunan kirazın içerdiği besin öğelerini ve tüketim alternatiflerinin neler olabileceğini Diyetisyen Deniz Berksoy sıraladı.
Kirazın içerdiği besin öğeleri
Kiraz vücudun bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan antosiyanin gibi flavonoidler bakımından zengin olan bir meyvedir. Aynı zamanda C vitamini içeriği ile virüslere ve bakterilere karşı savaşarak bağışıklık sistemini destekler.

Araştırmacıların yaptıkları inceleme sonucu 20 kiraz bir aspirinle eşdeğer olup, içinde bulunan antosiyanin maddesi E ve C vitaminler de benzer antioksidan etki yapmaktadır. Güçlü bir ağrı kesicidir. 20 kirazda 12-25 mg arası antosiyanin maddesi bulunduğu için bu maddenin ağrı kesici etkisinin, aspirinden 10 kat fazla olduğu tespit edilmiştir.

Eklem ağrılarını rahatlatmayı ve göz hastalıklarına karşı korumayı sağlayan güçlü bir iltihap önleyici madde olan kuersetin içerir.

Kiraz, antikanserojen özelliği olan bitki kökenli kimyasal elajik asit bakımından zengin bir meyvedir.

İçerdiği zengin mineraller ile vücudun su dengesini düzenler. Kabızlığı giderir. Kolesterol ve kan şekerini düşürür ve damar sertliğinin tedavisinde de etkili bir besindir.

İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz, vücudun zehirli maddelerden temizlenmesini sağlar. Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesinin önlenmesinde etkilidir.

Kirazın tüketim alternatifleri

6 adet kiraz ile 2 adet ceviz kuşluk veya ikindi ara öğününde, 12 adet kiraz ve 1 su bardağı yarım yağlı süt/probiyotik yoğurt gece ara öğününde tüketilebilecek besin değeri yüksek ve zayıflamaya yardımcı alternatifler olabilir.

Meyvesi taze veya kurutulmuş olarak tüketilebilen kiraz ayrıca reçel, hoşaf, komposto, konserve ya da dondurulmuş gıda olarak değerlendirilebilir.

Yıkamadan önce plastik bir kaba koyup, buzdolabında saklanıp ve tüketmeden önce yıkanması gerekir.

Rengi koyu olan kiraz her zaman daha tatlıdır. Buzdolabından çıkarıp oda sıcaklığında 1-2 saat bekletildiğinde tadı daha lezzetli olacaktır. Taze kirazların 2-4 gün içinde tüketilmesi gerekir.(kaynak:kadınlarkulübü)

30 Mayıs 2015 Cumartesi

Lavabodan Gelen Kötü Kokular Nasıl Giderilir?

Lavabo kokusunun genel nedeni Susuzluk ve Tabak-Tencere diplerinde kalan yemeklerin bulaşığı lavaboda yıkarken lavaboya dökülmesinden kaynaklanıp gider borusuna veya daha aşağı kısımlarına yapışıp bir süre sonra çürümeye başlamasından kaynaklanır.
Bu durum ise lavabodan mutfağımıza kötü kokular gelmesine neden olur.
Tüm hanımlara öncelikli tavsiyemiz, Lavabo altındaki giderde S olması gerekiyor. (aşağıda şekilde anlatıldığı gibi) Eğer lavabo gideri S şeklinde değil ve su direk olarak akıyorsa, susuzluktan kaynaklanan koku gelmesi çok normaldir. (Su hazneli giderler için buna gerek olmayabilir)




Lavabo gideriniz doğru ayarlanmış fakat hala koku geliyorsa bu soruna en güzel çözüm ise Kahvenin Telvesidir. Zaten kadınlar olarak günlük kahve tüketimimiz malum  Size tavsiyemiz kendinize güzel bir kahve yapın. Kahvenizi içtikten sonra kahve telvesini lavaboya döküp arkasından bir litre sıcak su dökün.
Lavabonuzdan gelen kötü kokular azalacaktır. Bunu ara ara yaptığınızda ise lavabonuzdan kötü kokular gelmeyecektir 

Column Left